'Uygur Türkleri Ve Geleceği' Konferansı
Doğu Türkistan Kültür ve Dayanışma Derneği Genel Başkanı Seyit Tümtürk, Tirebolu Mehmet Bayrak Meslek Yüksekokulunda ''Uygur Türkleri ve Geleceği" konulu bir konferans verdi.
Giresun Üniversitesi Tirebolu Mehmet Bayrak Meslek Yüksekokulu tarafından okulun konferans salonunda düzenlenen "Uygur Türkleri ve Geleceği" konulu konferansa Giresun Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof Dr. Ünsal Beldemir, Giresun Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölüm Başkanı Yrd. Doç. Dr. Oktay Karaman, Okul Müdürü Güven Özden, siyasi parti temsilcileri, kurum müdürleri ile öğrenciler katıldı.
Konferansta konuşan Doğu Türkistan Kültür ve Dayanışma Derneği Genel Başkanı Seyit Tümtürk, Doğu Türkistan'ın 35 milyon Uygur Türkü'nün yaşadığı bir yer olmanın yanı sıra bir çok doğal zenginliğe de sahip olduğunu ifade etti.
Doğu Türkistan Kültür ve Dayanışma Derneği Genel Başkanı Seyit Tümtürk, "Doğu Türkistan'ın sadece zenginliği ile değil medeniyeti ile de, dünya uygarlığına katmış olduğu değerlerle de çok önemli bir yeri vardır. Bunlardan bazıları Uygur piramitleri ve mumyalarıdır. Uygur piramitleri araştırmacıların ziyaretine yasaklanmış ve Mısır piramitlerinden önce yapılmıştır. Mumyalar da Mısır mumyalarından önce yapılmıştır. Yine Uygurlar musikinin anayasasını yazanlardır. Hüzzam ve saba makamı Doğu Türkistanlılar tarafından icat edilmiştir" dedi.
Doğu Türkistan'ın son işgalinden bugüne 62 yıl geçtiğini ve o yıllarda bağımsız bir Türk cumhuriyetinin olduğunu kaydeden Doğu Türkistan Kültür ve Dayanışma Derneği Genel Başkanı Seyit Tümtürk, "35 milyonluk bu büyük güç Doğu Türkistan'ı tekrar kazanamamanın umutsuzluğu içinde. Çünkü Çin, Doğu Türkistan'ı sindirmek ve asimilasyon sürecini hızlandırmak için bazı uygulamalar yaptı. Bunlardan biri tek çocuk politikasıdır ve çok vahşicedir. 1985 yılında uygulamaya koyulan tek çocuk politikası sonucu 15 milyona yakın Türk evladı dünyaya gelememiştir. Yani insanların en doğal hakkı olan yaşam hakkı burada ihlal edilmiştir. Bu zulmü, bu soykırımı ne Hitler Yahudiler'e uygulamıştır, ne de bir başka emperyalist bir devlet, azınlığa veya sömürge bölgesine böyle vahşice bir soykırım uygulamıştır. Ama Doğu Türkistan'daki soydaşlarımız böyle bir kıyımdan geçirilmiştir. Bütün bu hak ihlalleri, anti demokratik uygulamalar, soykırım, aile planlaması ile bu bölgede yaşayan insanlar kimin ne yapmak istediğini çok iyi algılamış durumda. Bu nedenle de bir milli uyanış milli direniş kendini göstermiştir" diye konuştu.
"Niçin Doğu Türkistanlılar bir Bosna gibi, Çeçenistan gibi, Kosova gibi, Filistin gibi direniş sergilemez diye bize soruyorlar" diyen Tümtürk, "Ama onlar bilmez ki Doğu Türkistan'da son bir asırda 250 defa ayaklanma olduğunu. Her on yılda bir büyük ayaklanma olmaktadır. Fakat Çin komünist bir rejimle yönetildiği için Doğu Türkistan'ı kapalı bir rejimle idare etmekte ve basın buraya girememekte, serbest dolaşım izni verilmemektedir. Bu nedenle bu ayaklanmalar basına fazla yansımamaktadır" şeklinde konuştu.
18â€"25 yaşını doldurmuş kızların ucuz işçi olarak, ilköğretim çağındaki çocukların çift dilli eğitim projesi adı altında Çin'e götürülerek komünist ideoloji ile eğitildiklerini ve gelecekte kendi milletine karşı birer haine dönüştürülmeye çalışıldığını kaydeden Seyit Tümtürk, "Bu proje ile 1 milyona yakın genç kız ve çocuk Çin'e götürüldü. Bu eğitim projesi de hiçbir emperyalist ülke tarafından bir azınlığa uygulanmamıştır. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun geçtiğimiz günlerde Doğu Türkistan'a yaptığı ziyaretini alkışlarken ne gariptir ki aynı gün aynı saatlerde İçişleri Bakanı Beşir Atalay Pekin'de Çinli mevkidaşı ile teröre karşı işbirliği anlaşması imzalıyor. Davutoğlu'nun ziyareti medyada geniş bir yankı bulurken, medyanın gözünden kaçırılan Atalay'ın anlaşması da neler getirecek, bir merak konusu" ifadelerine yer verdi.
Konferansın ardından Seyit Tümtürk'e Giresun Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ünsal Bekdemir bir teşekkür plaketi verdi, konferansa katılan bazı öğrenciler de Tümtürk ile hatıra fotoğrafı çektirdi.
Konferansta konuşan Doğu Türkistan Kültür ve Dayanışma Derneği Genel Başkanı Seyit Tümtürk, Doğu Türkistan'ın 35 milyon Uygur Türkü'nün yaşadığı bir yer olmanın yanı sıra bir çok doğal zenginliğe de sahip olduğunu ifade etti.
Doğu Türkistan Kültür ve Dayanışma Derneği Genel Başkanı Seyit Tümtürk, "Doğu Türkistan'ın sadece zenginliği ile değil medeniyeti ile de, dünya uygarlığına katmış olduğu değerlerle de çok önemli bir yeri vardır. Bunlardan bazıları Uygur piramitleri ve mumyalarıdır. Uygur piramitleri araştırmacıların ziyaretine yasaklanmış ve Mısır piramitlerinden önce yapılmıştır. Mumyalar da Mısır mumyalarından önce yapılmıştır. Yine Uygurlar musikinin anayasasını yazanlardır. Hüzzam ve saba makamı Doğu Türkistanlılar tarafından icat edilmiştir" dedi.
Doğu Türkistan'ın son işgalinden bugüne 62 yıl geçtiğini ve o yıllarda bağımsız bir Türk cumhuriyetinin olduğunu kaydeden Doğu Türkistan Kültür ve Dayanışma Derneği Genel Başkanı Seyit Tümtürk, "35 milyonluk bu büyük güç Doğu Türkistan'ı tekrar kazanamamanın umutsuzluğu içinde. Çünkü Çin, Doğu Türkistan'ı sindirmek ve asimilasyon sürecini hızlandırmak için bazı uygulamalar yaptı. Bunlardan biri tek çocuk politikasıdır ve çok vahşicedir. 1985 yılında uygulamaya koyulan tek çocuk politikası sonucu 15 milyona yakın Türk evladı dünyaya gelememiştir. Yani insanların en doğal hakkı olan yaşam hakkı burada ihlal edilmiştir. Bu zulmü, bu soykırımı ne Hitler Yahudiler'e uygulamıştır, ne de bir başka emperyalist bir devlet, azınlığa veya sömürge bölgesine böyle vahşice bir soykırım uygulamıştır. Ama Doğu Türkistan'daki soydaşlarımız böyle bir kıyımdan geçirilmiştir. Bütün bu hak ihlalleri, anti demokratik uygulamalar, soykırım, aile planlaması ile bu bölgede yaşayan insanlar kimin ne yapmak istediğini çok iyi algılamış durumda. Bu nedenle de bir milli uyanış milli direniş kendini göstermiştir" diye konuştu.
"Niçin Doğu Türkistanlılar bir Bosna gibi, Çeçenistan gibi, Kosova gibi, Filistin gibi direniş sergilemez diye bize soruyorlar" diyen Tümtürk, "Ama onlar bilmez ki Doğu Türkistan'da son bir asırda 250 defa ayaklanma olduğunu. Her on yılda bir büyük ayaklanma olmaktadır. Fakat Çin komünist bir rejimle yönetildiği için Doğu Türkistan'ı kapalı bir rejimle idare etmekte ve basın buraya girememekte, serbest dolaşım izni verilmemektedir. Bu nedenle bu ayaklanmalar basına fazla yansımamaktadır" şeklinde konuştu.
18â€"25 yaşını doldurmuş kızların ucuz işçi olarak, ilköğretim çağındaki çocukların çift dilli eğitim projesi adı altında Çin'e götürülerek komünist ideoloji ile eğitildiklerini ve gelecekte kendi milletine karşı birer haine dönüştürülmeye çalışıldığını kaydeden Seyit Tümtürk, "Bu proje ile 1 milyona yakın genç kız ve çocuk Çin'e götürüldü. Bu eğitim projesi de hiçbir emperyalist ülke tarafından bir azınlığa uygulanmamıştır. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun geçtiğimiz günlerde Doğu Türkistan'a yaptığı ziyaretini alkışlarken ne gariptir ki aynı gün aynı saatlerde İçişleri Bakanı Beşir Atalay Pekin'de Çinli mevkidaşı ile teröre karşı işbirliği anlaşması imzalıyor. Davutoğlu'nun ziyareti medyada geniş bir yankı bulurken, medyanın gözünden kaçırılan Atalay'ın anlaşması da neler getirecek, bir merak konusu" ifadelerine yer verdi.
Konferansın ardından Seyit Tümtürk'e Giresun Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ünsal Bekdemir bir teşekkür plaketi verdi, konferansa katılan bazı öğrenciler de Tümtürk ile hatıra fotoğrafı çektirdi.