Hakkari’de "Rektör İstifa" Yürüyüşü

Hakkari’de, Eğitim Sen Şubesi tarafından düzenlenen yürüyüş ve basın açıklamasıyla Hakkari Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İbrahim Belenli ile Genel Sekreter Doç. Dr. Adem Babacan istifaya çağrıldı.

Öğle saatlerinde Bulvar Caddesi’nde değişik sivil toplum örgütlerinin de katılımıyla toplanan Eğitim Sen Şubesi üyeleri, ellerindeki değişik pankartlarla Pehlivan Mahallesi çevre yolu üzerinde bulunan rektörlük binasına doğru yürüyüşe geçti. "Hakkari üniversitene sahip çık", "Hizbulkontra uzantıları defol", "Eğitim emekçileri kabusunuz olacak", "Demokratik bağımsız üniversite istiyoruz" yazılı pankartlar taşıyan grup, "Emlakçı rektör istemiyoruz, Babacan istifa" şeklinde ise slogan attı.Rektörlük binası önünde bir basın açıklaması yapan Eğitim Sen Hakkari Şubesi Başkanı Tarık Arslan, üniversite yönetiminin personel üzerinde büyük bir baskı uyguladığı ve ayrımcılık yaptığı iddiasıyla sendikalarına başvuruda bulunulduğunu belirtti. Arslan, bu konuda destek istemeleri üzerine sendika yönetimi olarak sendikalı veya sendikasız çalışanlarla yaptıkları görüşmeler sonucu hazırladıkları raporu Rektör Prof. Dr İbrahim Belenli ile paylaştıklarını söyledi. Konu ile ilgili olarak sözlü olarak daendişelerini dile getirdiklerini anlatan Arslan, rektörün konu ile ilgili olarak sorunların ortadan kalkması için gerekli çalışmaları yapacağını belirttiğini, kendilerinin de bu itibarla hazırlamış oldukları raporu medya ile paylaşmayı ertelediklerini anlatarak, "Ancak geçen süre zarfında çalışanların iddialarına göre hiçbir iyileşme sağlanmadığı gibi, tam tersine rektör bu uygulamalara göz yumdu ve buna ortak oldu. Çalışanların talebi üzerine yaptığımız ikinci görüşme sonucunda; üniversite yönetimininçalışanlar üzerinde milliyetçi, şoven ve ayrımcı bir tavır sergilediğini, farklı olana, özellikle Kürtlere karşı baskı ve sindirme politikası uyguladığını, birçok çalışanın zorunluluktan dolayı çalıştığını, birçoğunun istifanın eşiğine geldiğini belirtmektedirler. Şu ana kadar yaklaşık 20 kişi memuriyetten istifa etmiş bulunmaktadır. Rektör buna göz yumup zamanının büyük bir kısmını il dışında geçirerek bütün yetkilerini genel sekretere devretmektedir. 2547 Sayılı YÖK Kanunu’nun 40/B maddesine göre,derslere girmek için atanan birisi neden genel sekreter olarak görevlendirilip bütün yetkilerle donatılmaktadır? Ki bize göre yönetim görevinde ayrımcı davranan birisinin öğrencilere de hiçbir faydası olmayacaktır" iddialarında bulundu."KÜRTLERE KARŞI KOTA UYGULANMAKTADIR"Yönetimin personellerin asaletlerini keyfi bir şekilde onaylamayarak baskı ve yıpratma aracı olarak kullandığını iddia eden Arslan, "Yönetim, personelin bir kısmını kullanarak diğer çalışanlar üzerinde baskı kurup kimi personelin asılsız ispiyonlamalarına yol açmaktadır. Bunun için de genel sekreter, ’Her katta bir ajanım var’ diyerek sanki illegal bir yapılanma içindeymiş gibi personeli zan altında bırakmaktadır. Rektörün yapılacak atamalarda Kürtlere karşı belli bir kota uygulanması için her durumdagörüş beyan ettiği belirtilmektedir. Yönetim, yeni atanan Kürtlere karşı şoven bir tutum sergileyerek, "Erzurum’da Kürtleri, Alevileri asimile ettik, sizi nasıl asimile edemedik?" şeklinde faşizan bir tavır sergilenmektedir. Personel alımında KPSS’ye değil de genel olarak daha çok başka kurumlardan olağanüstü vasıflara sahiplermiş gibi kadrolaşmaya gidilerek daire başkanlığı gibi önemli kadrolar doldurulmaktadır. Ayrıca diğer birimler de istifa etmiş ordu mensupları ile doldurulmaktadır" ifadelerinikullandı."KADIN ÇALIŞANLARIN GİYİMLERİNE KARIŞILIYOR"Arslan, özellikle kadın çalışanların giyim kuşamlarına karışılıp belli bir görüş doğrultusunda tek tipleştirmeye gidildiğini iddia ederek açıklamasını şöyle sürdürdü:"Bu şekilde müdahale edilmesi faşizan bir tutumdur ve kabul edilemez. Yemek fiyatlarında akademik personel için indirime gidilirken büro çalışanlarına neden zam yapılmaktadır? Son olarak güvenlik görevlisi olarak çalışan personelin herhangi bir gerekçe gösterilmeden işlerine son verilmiştir. Çalışma ortamının ayrıca fiziki olarak çok sağlıksız olduğu, pencere olmadığından binanın havasız kaldığı, psikolojik ve fizyolojik olarak rahatsız olunduğu belirtilmektedir. İşsizliğin had safhada olduğu, iş bulmakiçin insanların her yolu denediği bir ülkede acaba neden çalışanlarınız istifa etmektedir? Bir taraftan Kürt Kadını Kongresi, Kürt Dili ve Edebiyatı ve Kürdoloji üzerine konferanslar düzenleyip diğer taraftan Kürtlerin üniversiteye alımında kota uygulama fikrine sahip olmanız ve atananlara karşı yönetiminiz tarafından faşizan bir tavır sergilenmesindeki amaç nedir? Dışarıdan almış olduğunuz daire başkanları hangi olağanüstü vasıflara sahip ve hangi kriterleri göz önünde bulunduruyorsunuz? HakkariÜniversitesi 2008’de kurulmasına karşı neden öğrenciler halen başka illerde eğitim almakta, eğitime Hakkari’de başlanması için neden bu kadar ağır hareket edilmektedir ve neden tek bir çivi çakılmamıştır?""EMLAKÇI REKTÖR İSTEMİYORUZ"Eğitim Sen Hakkari Şube Başkanı Tarık Arslan, belirlenmiş olan kampüs alanının Bayındırlık ve İskan Müdürlüğünün raporlarına göre heyelan bölgesi olduğu belirtti. Arslan, bu alanın hangi kriterlere göre satın alındığını sorarak, "Üniversitenin ihtiyaçları neden sadece birkaç kişi üzerinden ihale edilmektedir? Biz üniversitelerin temel görevinin topluma hizmet etmek, bu amaçla toplumu geleceğe taşıyacak, insanlar arasında hiçbir fark gözetmeyecek bireyler yetiştirmek olduğuna inanıyoruz. Hem topluma hemde çalışanlarına karşı dil, din, ırk farkı gözetmeksizin hareket edilmesi gerektiğine inanıyoruz. Kimilerine rant kapısı olacak, kimilerine iltimasla koltuk sağlayacak bir üniversite olmasını istemiyoruz. Toplumda farklılıklara tahammül edemeyecek ve farklılık gözeterek hareket edecek bir üniversite ilimize de yarar değil, zarar getirir. Bu itibarla üniversitenin yapmış olduğu ayrımcı ve yandaş tavırlı politikalarını kınıyoruz" şeklinde konuştu.
Kaynak: İHA