Türk Ve Dünya Şirketleri Önümüzdeki 2 Yılda Yoğun Rekabete Hazırlanıyor

Ernst & Young’ın araştırmasına göre, Orta ve Güneydoğu Avrupa’daki şirketlerin yüzde 85’i, önümüzdeki 2 yıllık dönemde rekabetin çok daha fazla yoğunlaşacağını düşünüyor; çıkış noktası ise yeni teknoloji, inovatif yaklaşım ve buluşlarda aranıyor.

IHA00787FF-EKO/24-OCA-009E-202C- TÜRK VE DÜNYA ŞİRKETLERİ ÖNÜMÜZDEKİ 2 YILDA YOĞUN REKABETE HAZIRLANIYORİSTANBUL (İHA) - Ernst & Young’ın araştırmasına göre, Orta ve Güneydoğu Avrupa’daki şirketlerin yüzde 85’i, önümüzdeki 2 yıllık dönemde rekabetin çok daha fazla yoğunlaşacağını düşünüyor; çıkış noktası ise yeni teknoloji, inovatif yaklaşım ve buluşlarda aranıyor.Ernst & Young, dünya genelinde gerçekleştirdiği anket sonuçlarını içeren "Büyüme Rekabeti" başlıklı raporunu açıkladı. Raporda, bin 400 üst düzey yöneticinin görev aldığı şirketlerin önümüzdeki 2 yıllık dönemde izleyecekleri stratejilerin ipuçlarına yer veriliyor. Ankete katılan yöneticilerin yüzde 85’i, önümüzdeki 2 yıllık dönemde rekabetin çok daha fazla yoğunlaşacağını ifade etti.Araştırmadan çıkan bir diğer önemli sonuç ise, düşen fiyatlar ve yükselen işçilik maliyetleri nedeniyle, önümüzdeki dönemde kâr marjlarının daha da azalacağı yönünde. Rapora göre, kâr marjlarına yönelik baskı ve fiyatlarda dalgalanma beklentisinde de artış olduğu görülüyor. Katılımcıların yüzde 60 gibi yüksek bir oranı ise piyasa fiyatlarının artacağını öngörüyor. Araştırmanın çarpıcı sonuçlarından biri de, Orta ve Güneydoğu Avrupalı ve Türk yöneticilerin piyasa hakkındaki değerlendirmelerinin oldukçabüyük bir benzerlik göstermesi.Ankete katılan tüm yöneticilerin yüzde 51’i ve Orta ve Güneydoğu Avrupalı yöneticilerin yüzde 62’si rekabetin yoğunlaşmasına en çok gelişmiş piyasalara giren yeni rakiplerin yol açtığını ifade etti. Türk yöneticiler gelişmekte olan piyasalarda faaliyet gösteren şirketlerin de rekabetin keskinleşmesinde aktif bir rol üstleneceğini düşünüyor.Rapor kapsamında yer verilen bir diğer anket sonucu ise, kurumsal itibar ve esnekliğin önümüzdeki dönemde rekabette ayrıştırıcı bir unsur olacağı yönünde. Tüm katılımcıların yüzde 61’i, Orta ve Güneydoğu Avrupa bölgesindekilerin yüzde 48’i ve Türkiye’dekilerin yüzde 50’si, marka ve kurumsal itibarın rekabet alanında en etkileyici faktör olduğunu ve önümüzdeki dönemde de olmaya devam edeceğini ifade etti. Bu nedenle, önümüzdeki iki yıl içerisinde pazarlama konusuna daha çok ağırlık verileceğiöngörülebilir. Ayrıca, Türk yöneticilerin yüzde 59’u "kurumsal esnekliğin" işletmelerin piyasadaki değişimlere daha hızlı cevap verebilmesi ve rekabette öne çıkabilmesinde en kritik faktör olduğunu belirtti.Rapora göre, mevcut işi büyütmek için uygulanabilecek en doğru yöntem yeni pazarlara girmek. Tüm katılımcıların yüzde 60’ı, Orta ve Güneydoğu Avrupa bölgesindekilerin yüzde 71’i ve Türk yöneticilerin yüzde 57’si büyümek için en etkin yöntemin ürün veya hizmetleri "yeni pazarlara satmak" olduğu görüşünde.Araştırma kapsamındaki işletmelerin yarısından fazlası için inovasyonun önemi her geçen gün artıyor. Bu işletmeler mevcut pazarlarına yeni ürün ve hizmet sunmaya ağırlık veriyor. Türk yöneticilerin yüzde 64’ü ise inovasyonun önemine değinmiş, ancak büyüme stratejisi olarak yeni ürün ve hizmet geliştirmeyi planladıklarını ifade edenlerin oranı yüzde 50’nin altında kaldı.Araştırmaya katılan yöneticiler, daha esnek olabilmek için piyasaya yeni ürünler sunmaya odaklandıklarını ifade ederken, Orta ve Güneydoğu Avrupa bölgesindekiler daha esnek üretim süreçleri ve teknolojilere yatırım yapmaya ağırlık verdiklerini, Türk katılımcılar ise çalışanlarının bilgi ve becerilerini geliştirerek, verimliliklerini arttırmaya öncelik verdiklerini belirtti.Bin 400 yöneticinin ortak düşüncesini yansıtan bir başka anket sonucu da, fiyatların enflasyon oranında veya daha az artacağı ve işletme maliyetlerindeki artışın kâr marjları üzerinde baskı yaratacağı yönünde. Katılımcılar (özellikle Türk yöneticilerin yüzde 64’ü) bunun en önemli nedeni olarak talebin azalmasını ve ardından fiyatların aşınmasını ifade etti. Genel olarak, bu gelişmeleri dikkate alan yöneticiler işletme maliyetlerini yüzde 5-10 oranında azaltmayı hedefliyor. Türk yöneticiler ise öncelikleen kârlı müşteri ve ürünlere odaklanacaklarını belirtirken; istihdam düzeyini pazar talebine göre uyarlamaya da önem verdiklerini ifade etti.Ankette yer alan işletmelerin bulundukları tüm ülkelerde sermaye piyasalarına girişin zor olduğu veya girmek istenmediği anlaşılıyor. Büyümenin nasıl finanse edileceği sorulduğunda ise, Türkiye ve diğer ülkelerdeki yöneticilerin yaklaşık yarısı, nakit kaynaklarını kullanarak büyümeyi planladıklarını ifade etti."Paydaşların yönetimi" konusunda çok farklı uygulamalara geçildiği görülüyor. Son iki yıl içinde, özellikle Orta ve Güneydoğu Avrupa’daki katılımcıların yaklaşık yarısı, şeffaflığı artırdıklarını ve pay ve çıkar sahiplerine şirket performansıyla ilgili daha sık bilgi verdiklerini belirtti.
Kaynak: İHA