Ak Parti'den Başkan Konuk'a Ziyaret

AK Parti Konya Milletvekilleri Sami Güçlü ve Hüsnü Tuna ile Konya İl Başkan Vekili Ziya Özboyacı ve İl Başkan Yardımcısı Mustafa Gürüler'den oluşan heyet, Pankobirlik Genel Başkanı, Anadolu Birlik Holding ve Konya Şeker A

Ak Parti'den Başkan Konuk'a Ziyaret
AK Parti Konya Milletvekilleri Sami Güçlü ve Hüsnü Tuna ile Konya İl Başkan Vekili Ziya Özboyacı ve İl Başkan Yardımcısı Mustafa Gürüler'den oluşan heyet, Pankobirlik Genel Başkanı, Anadolu Birlik Holding ve Konya Şeker A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Recep Konuk'u ziyaret etti.
Ziyaretlerinde, yüksek standartta bir demokrasiye geçiş için ilk ve en önemli adımın 12 Eylül referandumuyla atılacağını vurgulayan AK Parti heyeti, milletin kendi anayasasını yapma konusunda ilk defa yetki kullanacağı bu süreçte üreticilerin desteğini de almak istediklerini belirttiler. AK Parti heyetinin anayasa değişikliği ile ilgili açıklamalarından sonra değerlendirmelerde bulunan Başkan Recep Konuk, Türkiye'nin anayasa değişikliklerine alışık bir ülke olduğunu belirterek, "Bir asrı doldurmadan 1924, 1961 ve 1982 Anayasaları ile üç anayasayı toptan değiştirdik" dedi. Anayasasının halkoyu ile kabulü konusuna da değinen Konuk, "Bugün milletin hakemliğinde değişmesine veya değiştirilmemesine karar verilecek 82 Anayasası şekli olarak demokratik bir oylama ile kabul edildi. Hayır propagandasının yasak olduğu bir halk oylaması ile yürürlüğe girdi. 1982 yılından beri yürürlükte olan mevcut anayasamızda defalarca değişiklik yapıldı, birçok maddesi değişti. Bu değişikliklerden ikisi referandum yoluyla gerçekleşti. Bir değişiklik önerisi ise referandumda reddedildi. Millet bu anayasa dönemindeki ilk referandumda siyasi yasakları kaldırırken, ikincisinde yerel seçimlerin erkene alınmasına izin vermedi. Son olarak da kendisine sorulan Cumhurbaşkanı'nı halk seçsin mi sorusuna, ben seçeceğim cevabını verdi. 82 Anayasası döneminde bu bizim dördüncü referandumumuz. Milletimiz askeri idare dönemleri sonrası onayına sunulan anayasalar hariç ilk defa sivil bir dönemde kapsamlı bir anayasa düzenlemesini oylayacak. Bu değişiklik için herkes meydanlarda. Her iki taraf da görüşünü anlatıyor, referandumda seçmenden destek istiyor" ifadelerini kullandı.
Referandumların en önemli özelliğinin, somut bir konuda milletin tercihini tartışmaya yer bırakmayacak şekilde tespit etmesi olduğunu kaydeden Konuk, "12 Eylül'de de çıkan sonuç her ne olursa olsun, o sonuç oyumuzun rengine bakılmaksızın hepimizin müşterek kararı olacaktır. Herkesin değişim ana fikrinde birleştiği bir hususta Meclis'te uzlaşma sağlanamamıştır ve Meclis çareyi milletin hakemliğine müracaatta bulmuştur. Milletin hakemliğine gelecek mesele Anayasa Mahkemesi'ne de götürülmüş ve mahkeme iki maddede kısmi değişiklikten sonra referandum sürecinin devamına imkan tanımıştır. Yani konu milletin önündedir. Millet Mecliste çözülemeyen meselede kati ve son sözü 12 Eylül'de söyleyecektir. Bu son sözün daha sağlıklı bir ortamda söylenebilmesi için son sözü söyleyeceklerden biri olarak bazı hatırlatmaları yapmak zorundayım; Anayasa değişikliği özü itibarıyla siyasi bir meseledir, ancak referandum siyasi meydan muharebesine dönüşmemelidir. Bu siyasi mesele mahiyeti itibarıyla hukuki ve teknik yönü ağır basan bir meseledir. Millet bütününün siyasi, ekonomik ve sosyal hayatı ile devlet düzenini etkileyecek değişiklikler 12 Eylül'de oylanacaktır. Siyasetçilerimiz konunun özünü de anlatmalıdırlar. 12 Eylül referandumunda Anayasa değişikliği oylanacaktır, muhalefetin veya hükümetin ibrası yapılmayacaktır. Siyasi partilerimizden beklentimiz siyasi hesaplaşmayı 2011 genel seçimlerine bırakmalarıdır. Referandumların ruhuna uygun şekilde 12 Eylül'de milletten somut bir konuda net cevap isteniyorsa tartışma gerçek mecrasında yürümelidir. Tercihlerin bayraktarlığında seçmeni militarize edip, milleti cephelere bölmenin ülkemize bir faydası yoktur. Referandumlar cephe mantığı ile yapılmaz. Çünkü referandumdan çıkan karar bir oy fazla ile alınsa bile topyekün millet kararı olacaktır. Bizim anayasa tartışmalarından çıkardığımız sonuç şudur; siyasi partilerimiz Türkiye'yi taşıyamadığı fikrinde birleştikleri Anayasa'nın hemen mi, sonra mı, toptan mı, parça parça mı değişmesi gerektiği konusunda, yani yöntemde uzlaşamamaktadır. Ancak yöntem farkına rağmen değişim bütün partilerimiz için ortak fikirdir.
Tüm bu tespitlerden sonra şunu söylemek istiyorum; siyasi tercihimiz ne olursa olsun, hangi mezhep, meşrep, nesepten olursak olalım, hangi hayat tarzını benimsemiş olursak olalım, zengin de olsak fukara da olsak önümüze gelecek Anayasa değişikliği teklifi hepimizin ortak geleceğini ilgilendiriyor. 12 Eylül'de o ortak gelecek oylanacak. O nedenle arzumuz, geniş tabanlı bir mutabakattan, tercihimiz ise değişimin gecikmemesinden, ilk adımın atılmasından ve değişim için kapının aralanmasından yanadır" diye konuştu.