Kardeşine birşey olmaz deyip, kafasını duvarlara vurup öldürdüler (Özel)

Turan Şimşek, 12 Eylül 1980 darbesinde kardeşi Cumali Şimşek'i kaybetti. Polislerin "kardeşine birşey olmaz" diyerek aldıkları Cumali Şimşek'in kafası

Turan Şimşek, 12 Eylül 1980 darbesinde kardeşi Cumali Şimşek'i kaybetti. Polislerin "kardeşine birşey olmaz" diyerek aldıkları Cumali Şimşek'in kafası hapishanede duvarlara vurularak öldürüldü. Ölüm sebebi olarak ise 'menenjit' hastalığı gösterildi.

Turan Şimşek, 12 Eylül'de yapılacak olan referandumda 'evet' oyu kullanacağını söyledi. "Kararımı ferişştahı da gelse değiştiremez." diyen Şimşek, 12 Eylül 1980'in bir felaket olduğunu vurguladı.

O dönem kendisinin MHP'yi arkadan desteklediğini, kardeşinin ise ülkücü hareketin içerisinde yer aldığını anlatan Şimşek, "Kardeşim rahmetli Kayseri'de bir fabrikada çalışıyordu. O zamanlar polis de ikiye ayrılmıştı. Bir kısmı sağa, bir kısmı sola ayrılmıştı. Bizden taraf olanlardan bazıları gelip 'Cumali'yi ver bize, birşey olmaz' dediler. Biz de teslim ettik. O zaman ben 4 ay çocuğu bilfiil teslim ettikten sonra göremedim. Sonra mahalleden devlet hastanesinde çalışan bir bayan, haber verdi; 'kardeşin devlet hastanesinde yatıyor' dedi. Gittim başında bir nöbetçi asker vardı. Ona rüşvet vererek içeri girdim ve 5 dakika görebildim. Çocuğun arka topuğunu işkence yaparak yarmışlardı. Ondan sonra çocuğu ölene kadar bir daha göremedim. Öldükten sonra cenazesini aldık. Askeri hastanedeydi, bir asteğmen vardı. Kulağıma eğilip 'ben de sizdenim. Yalnız ileri geri konuşursan başına iş alırsın.' dedi. Orada olay bitti, cenazemizi aldık. Ölüm raporunu vermediler, şifahen söylediler. Çocuğun kafası açılmış ve dikilmişti. Ben onu gördüm." dedi.

Kardeşini 18 yaşında kaybettiğini dile getiren Şimşek, 12 Eylül meselesinin kendisi için bugünkü mesele olmadığını kaydetti. MHP'nin kendisi için Sadi Somuncuoğlu'na Cumhurbaşkanlığı adaylığı sırasında yumruk atılmasıyla bittiğini vurgulayan Şimşek, şöyle devam etti: "Benim oyum 'evet.' Feriştahı da gelse değiştiremez. Bahçeli'ye benim aklım ermedi. Deniz Baykal önce Ergenekon'un kuyruğuna tutunmuştu. Şimdi ise Bahçeli Kılıçdaroğlu ile birlikte. Yargıda Abdullah Öcalan'dan medet uman bir hâkim varsa, benim hiçbir şeye aklım ermez. Kardeşim öleli 30 yıl oldu, mesele kardeşim meselesi değil. Bu statükonun elinden kurtulma meselesidir."