İhracatçılar, Kurların Dolarda 1.70 Ve Avroda 2.30 Seviyesine Getirilmesini İstiyor
İhracatta Bursa'dan ilk 8 ayda yapılan ihracat geçen yıla göre yüzde 14 artışla 12 milyar 54 milyon dolara ulaşsa da, 2008 yılının rakamları henüz yakalanamadı
İhracatta Bursa'dan ilk 8 ayda yapılan ihracat geçen yıla göre yüzde 14 artışla 12 milyar 54 milyon dolara ulaşsa da, 2008 yılının rakamları henüz yakalanamadı. Ağustos ayında otomobil fabrikaları ve yan sanayinin tatile girmesi ile Bursa'nın ihracatı yerinde sayınca, Türkiye'de ihracatta 2. sırada yer alan şehir Kocaeli ve İzmir'in ardından 4. sıraya düştü. İhracatçılar, düşük kur politikası sebebiyle yılın ilk 7 ayında patlayarak 35 milyara ulaşan cari açığın uzun dönem yüksek faiz
cazibesi ve sıcak para ile döndürülemeyeceğine dikkat çekerek, Merkez Bankası ve hükümetten kurun dolarda 1.70, avroda ise 2.30 seviyesine getirilmesini istiyor.
Uludağ İhracatçılar Birliği, ilk 8 aylık verileri değerlendirdi. UİB Başkanı Şenol Şankaya, 2008'in son çeyreği ve 2009 yılında yaşanan ekonomik krizden sonra, 2010'da toparlanma sürecine girildiğini söyledi. Dünya ekonomilerinde toparlanmanın daha yavaş olduğunu, Türkiye'de sanayici ve ihracatçıların gayreti ile bu dönemin diğer ülkelerdeki tahribata göre çok daha az zararla atlatılarak hızlı canlanma gözlendiğine dikkat çeken Şenol Şankaya, "Türkiye'de son 12 aylık ihracat 110 milyar 502 milyon
rakamına ulaştı. Ancak bu arada ithalatımızda katlanarak artıyor. Yılın ilk 7 aylık sürecinde cari açık 35 milyar dolar gibi müthiş bir seviyeye geldi. Bu makasın açılmasının en önemli sebebi döviz kurunun düşük kalması, liranın aşırı değerlenmesidir. Yıl başında 1.70'i gören dolar ve 2.29'u gören avro, yıl içinde gevşeyip yüzde 20 ye kadar değer kaybedince biz ihracatçılar karsız, hatta bazı sektörlerde taahhütlerini zararına yerine getirir hale geldik. Öncelikle döviz kurlarının stabil olmasını
istiyoruz. Yıl başında ortalama avro kurunu 2.10 olarak hesap eden arkadaşlarımız, şimdi 2'ye revize ettikleri kuru bile göremiyorlar. Böyle bir ortamda hem hammadde girdilerinde hem işçiliklerde enflasyondan yüzde 8-10 gibi bir zam alıyorsunuz hem de fiyattan yüzde 15-20 düşüş görüyorsunuz. Çünkü döviz gelirimiz bir yandan düşerken, üretim maliyetlerimiz artmaktadır. Ayrıca rakiplerimiz düşük ürün fiyatları ile yurt içinde rekabet edebilirliğimizi yok etmektedir. İhracatçının bu cenderede ayakta durması
beklenmemelidir. Cari açığın 35 milyar dolara çıkmasına rağmen ülkeye yüzde 12-15 gibi yıllık yüksek faiz verdiğimizden dolayı, sıcak para girmesi ve diğer gelirle açık kapatılıyor. Ancak bu yaklaşım uzun yıllar götürülebilecek bir yaklaşım değildir. Bu kurlarla bizim 2023'de 500 milyar dolarlık ihracat hedefini yakalamamız imkansız olur. Onun için kurların dolarda 1.70 olarak, avroda 2.30 olarak hedeflenmesini ve oturtulmasını istiyoruz. Bursa'nın ilk 8 ayında gerçekleşen 12 milyar 54 milyonluk ihracatı
geçen yıla göre kıyasladığımızda yüzde 14 arttı. Ancak 2008 rakamlarının yüzde 36 gerisinde duruyor. 2010 Temmuz ayında ihracat yüzde 6 oranında artarken, ithalat yüzde 25 artmıştır. İhracatın ithalatı karşılama oranı da uzun yıllardan sonra ilk defa yüzde 60'ların altına düşerek yüzde 59.9 oranına geriledi. Merkez Bankasının yalnızca ihracatçılar için değil, ülkemizin geleceği için acilen revizyon paketlerinin yürürlüğe koyması ve bizleri aşırı değerli liranın getirdiği yükün altından kurtarması gerekir"
dedi.
Konfeksiyon ve tekstil ihracatının ülke dış satışlarındaki önemini halen koruduğuna dikkat çeken Şenol Şankaya, istihdama katkı sağlayan emek yoğun bu sektörlerdeki ihracat rakamlarının istikrarlı olarak büyümeye devam ettiğini söyledi.
Yaş Sebze ve Meyve Mamulleri Birliği Başkanı Orhan Gençoğlu da bütün ürünleri yerli üretimle elde edilen ihracatın bu kolunda, ürün eken üreticilerin teşvik edilmesi gerektiğini söyledi. Türkiye'nin tarıma yıllık 6 milyar TL sübvansiyon vermesine karşılık ihracata yönelik katkı sağlayan kesime desteğin ise 35 milyon lira gibi düşük bir seviyesinde kalmasının düşündürücü olduğunu kaydeden Gençoğlu, "Türkiye'den çok küçük olan Yunanistan ile sebze-meyve ihracatımız aynı seviyelerdedir. Ancak Yunanistan'dan
bezelyeyi ve şeftali ekstresini Türkiye'den yüzde 25 ucuza temin edebilirsiniz. Böyle bir tablo düşündürücüdür. Tarımda hükümet üretime yönelik ve özellikle yaş sebze ve meyve üretimine yönelik teşvik politikasına geçmelidir" diye konuştu.
Otomotiv İhracatçıları Birliği Başkanı Orhan Sabuncu ise ağustos ayının otomotivde tatil ayı olması sebebiyle üretimin yüzde 7 gerilediğine dikkat çekerek, "İhracat yüzde 5 azaldı. Üretim ve ihracat azalırken, iç pazarda satışlar düşük kurdan dolayı ithal otomobillerle patladı. Kur böyle giderse otomobil ihraç eden ülkeden, araç ithal eden ülke konumuna geçeriz. Kur, endüstrinin rekabetçiliği açısından önemli bir etkidir. Ayrıca otomotivde İngiltere'deki fabrikalar pahalı olmaya başladığı için kapatıldı.
Şimdi Türkiye'nin pahalılığı tartışılıyor. Bu kur ile gidersek birkaç yıl sonra önemli projeleri Slovakya ile Romanya'ya kaptırmaya başlayacağız. Bu durum gözden kaçırılmamalıdır" şeklinde konuştu.
İhracatçıların verimliliği artırmaları gerektiği yönündeki hükümet üyelerinin eleştirilerine de artık katılmadıklarını bildiren İhracatçı Birliği başkanları, yüzde 20 kur düşüp, yüzde 10 girdi maliyetleri artan bir üretici bu ihracatı sürdürmesinin çok sıkıntılı olduğunu dile getirdi.
Bu yıl Bursa'dan zeytin ihracatı artarken, mevsim şartlarından dolayı kalitesi etkilenen kiraz ve incir ihracatı azaldı. Avrupa Birliği ülkeleri pazarları konumunu koruyup Orta Doğu ülkeleri artış sağlarken, Bursa'nın Amerikalı müşterileri ve Ruslar ile Türki cumhuriyetlerde gerileme yaşandı. İhracatçılar, Mali Kural Yasası'nın da ortaya çıkan cari açık ve kur dengesizliğini düzeltme konusunda katkı sağlayacağına inandıklarını belirtti.
cazibesi ve sıcak para ile döndürülemeyeceğine dikkat çekerek, Merkez Bankası ve hükümetten kurun dolarda 1.70, avroda ise 2.30 seviyesine getirilmesini istiyor.
Uludağ İhracatçılar Birliği, ilk 8 aylık verileri değerlendirdi. UİB Başkanı Şenol Şankaya, 2008'in son çeyreği ve 2009 yılında yaşanan ekonomik krizden sonra, 2010'da toparlanma sürecine girildiğini söyledi. Dünya ekonomilerinde toparlanmanın daha yavaş olduğunu, Türkiye'de sanayici ve ihracatçıların gayreti ile bu dönemin diğer ülkelerdeki tahribata göre çok daha az zararla atlatılarak hızlı canlanma gözlendiğine dikkat çeken Şenol Şankaya, "Türkiye'de son 12 aylık ihracat 110 milyar 502 milyon
rakamına ulaştı. Ancak bu arada ithalatımızda katlanarak artıyor. Yılın ilk 7 aylık sürecinde cari açık 35 milyar dolar gibi müthiş bir seviyeye geldi. Bu makasın açılmasının en önemli sebebi döviz kurunun düşük kalması, liranın aşırı değerlenmesidir. Yıl başında 1.70'i gören dolar ve 2.29'u gören avro, yıl içinde gevşeyip yüzde 20 ye kadar değer kaybedince biz ihracatçılar karsız, hatta bazı sektörlerde taahhütlerini zararına yerine getirir hale geldik. Öncelikle döviz kurlarının stabil olmasını
istiyoruz. Yıl başında ortalama avro kurunu 2.10 olarak hesap eden arkadaşlarımız, şimdi 2'ye revize ettikleri kuru bile göremiyorlar. Böyle bir ortamda hem hammadde girdilerinde hem işçiliklerde enflasyondan yüzde 8-10 gibi bir zam alıyorsunuz hem de fiyattan yüzde 15-20 düşüş görüyorsunuz. Çünkü döviz gelirimiz bir yandan düşerken, üretim maliyetlerimiz artmaktadır. Ayrıca rakiplerimiz düşük ürün fiyatları ile yurt içinde rekabet edebilirliğimizi yok etmektedir. İhracatçının bu cenderede ayakta durması
beklenmemelidir. Cari açığın 35 milyar dolara çıkmasına rağmen ülkeye yüzde 12-15 gibi yıllık yüksek faiz verdiğimizden dolayı, sıcak para girmesi ve diğer gelirle açık kapatılıyor. Ancak bu yaklaşım uzun yıllar götürülebilecek bir yaklaşım değildir. Bu kurlarla bizim 2023'de 500 milyar dolarlık ihracat hedefini yakalamamız imkansız olur. Onun için kurların dolarda 1.70 olarak, avroda 2.30 olarak hedeflenmesini ve oturtulmasını istiyoruz. Bursa'nın ilk 8 ayında gerçekleşen 12 milyar 54 milyonluk ihracatı
geçen yıla göre kıyasladığımızda yüzde 14 arttı. Ancak 2008 rakamlarının yüzde 36 gerisinde duruyor. 2010 Temmuz ayında ihracat yüzde 6 oranında artarken, ithalat yüzde 25 artmıştır. İhracatın ithalatı karşılama oranı da uzun yıllardan sonra ilk defa yüzde 60'ların altına düşerek yüzde 59.9 oranına geriledi. Merkez Bankasının yalnızca ihracatçılar için değil, ülkemizin geleceği için acilen revizyon paketlerinin yürürlüğe koyması ve bizleri aşırı değerli liranın getirdiği yükün altından kurtarması gerekir"
dedi.
Konfeksiyon ve tekstil ihracatının ülke dış satışlarındaki önemini halen koruduğuna dikkat çeken Şenol Şankaya, istihdama katkı sağlayan emek yoğun bu sektörlerdeki ihracat rakamlarının istikrarlı olarak büyümeye devam ettiğini söyledi.
Yaş Sebze ve Meyve Mamulleri Birliği Başkanı Orhan Gençoğlu da bütün ürünleri yerli üretimle elde edilen ihracatın bu kolunda, ürün eken üreticilerin teşvik edilmesi gerektiğini söyledi. Türkiye'nin tarıma yıllık 6 milyar TL sübvansiyon vermesine karşılık ihracata yönelik katkı sağlayan kesime desteğin ise 35 milyon lira gibi düşük bir seviyesinde kalmasının düşündürücü olduğunu kaydeden Gençoğlu, "Türkiye'den çok küçük olan Yunanistan ile sebze-meyve ihracatımız aynı seviyelerdedir. Ancak Yunanistan'dan
bezelyeyi ve şeftali ekstresini Türkiye'den yüzde 25 ucuza temin edebilirsiniz. Böyle bir tablo düşündürücüdür. Tarımda hükümet üretime yönelik ve özellikle yaş sebze ve meyve üretimine yönelik teşvik politikasına geçmelidir" diye konuştu.
Otomotiv İhracatçıları Birliği Başkanı Orhan Sabuncu ise ağustos ayının otomotivde tatil ayı olması sebebiyle üretimin yüzde 7 gerilediğine dikkat çekerek, "İhracat yüzde 5 azaldı. Üretim ve ihracat azalırken, iç pazarda satışlar düşük kurdan dolayı ithal otomobillerle patladı. Kur böyle giderse otomobil ihraç eden ülkeden, araç ithal eden ülke konumuna geçeriz. Kur, endüstrinin rekabetçiliği açısından önemli bir etkidir. Ayrıca otomotivde İngiltere'deki fabrikalar pahalı olmaya başladığı için kapatıldı.
Şimdi Türkiye'nin pahalılığı tartışılıyor. Bu kur ile gidersek birkaç yıl sonra önemli projeleri Slovakya ile Romanya'ya kaptırmaya başlayacağız. Bu durum gözden kaçırılmamalıdır" şeklinde konuştu.
İhracatçıların verimliliği artırmaları gerektiği yönündeki hükümet üyelerinin eleştirilerine de artık katılmadıklarını bildiren İhracatçı Birliği başkanları, yüzde 20 kur düşüp, yüzde 10 girdi maliyetleri artan bir üretici bu ihracatı sürdürmesinin çok sıkıntılı olduğunu dile getirdi.
Bu yıl Bursa'dan zeytin ihracatı artarken, mevsim şartlarından dolayı kalitesi etkilenen kiraz ve incir ihracatı azaldı. Avrupa Birliği ülkeleri pazarları konumunu koruyup Orta Doğu ülkeleri artış sağlarken, Bursa'nın Amerikalı müşterileri ve Ruslar ile Türki cumhuriyetlerde gerileme yaşandı. İhracatçılar, Mali Kural Yasası'nın da ortaya çıkan cari açık ve kur dengesizliğini düzeltme konusunda katkı sağlayacağına inandıklarını belirtti.
