Süleyman Demirel İzmir'de İlk Dersi Verdi
İzmir Ekonomi Üniversitesi'nin (İEÜ) 10. akademik yılı açılışına katılan 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, öğrencilere ilk dersi verdi.
İzmir Ekonomi Üniversitesi akademik yılı açılışına 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, eski YÖK Başkanı Kemal Gürüz, İzmir Milletvekili Bülent Baratalı, İzmir Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı ve Mütevelli Heyet Başkanı Ekrem Demirtaş, Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Candeğer Yılmaz, Yunanistan İzmir Konsolosu Hara Skolariku, İngiltere İzmir Konsolosu Willy Buttigieg, öğretim üyeleri ve öğrenciler katıldı. İzmir Ekonomi Üniversitesi'nin geldiği noktadan duyduğu mutluluğu dile getiren Süleyman
Demirel, "Buraya sadece bir toplantıya katılma amacıyla gelmiyorum. Rahatlamak için geliyorum. İzmir Ekonomi Üniversitesi'nin 'dünya üniversitesi' olma yolunda attığı önemli adımlar hepimizi memnun ediyor. Gurur duyuyorum. Bu da beni rahatlatıyor. Çünkü başarının yerine koyabileceğiniz hiçbir şey yok" dedi.
Dünyanın küreselleşmesinin kaçınılmaz olduğunu ifade eden Demirel, "Hiçbir devlet sınırlarını kapatıp da küreselleşmeden kaçamaz. Dünya artık küçücük oldu. Ekonomi de küreselleşmeye entegre oldu. Bundan sonra dünyada küreselleşmeden, serbest ekonomiden ve serbest ticaretten vazgeçilmeyecek. Demokrasi, piyasa ekonomisi ve insan hakları dünyanın çatısı olacak. Ancak finans sektöründe düzenleme kaçınılmaz görünüyor" diye konuştu.
Çin'in ekonomide aldığı mesafeye değinen Demirel, Çin yönetimini 'hibrid' olarak nitelendirdi. Demirel, "Çin'in yönetim şekli hibrid diye adlandırdığımız yönetim şeklidir. Komünizm olarak idare edilir, fakat serbest ekonomiye sahiptir. Çin, bir şeyi iyi anladı. Kalkınma ve zenginleşmenin çaresi rekabetten geçer. Zengin ülkelerde serbest ekonomi tek başına bir şey ifade etmez. Mutlaka hukuk üstünlüğü olmalıdır. Çin 1978 yılında yapmış olduğu kongresinde bir karar aldı. Kalıp şeklindeki ideolojik
saplantılarla bir yere varmamız mümkün değil. Biz aklın icadını yapalım. Kedinin ak veya kara olması fark etmez. Fareyi yakalayabiliyorsa makbuldür. Nasıl yakaladığı önemli değildir" diyerek rekabetin önemini vurguladı.
"YENİ BİR TARIM POLİTİKASI YARATILMAK ZORUNDA"
Türkiye ekonomisi ile ilgili saptamalarda da bulunan Demirel, Türkiye'nin zenginleşmesi için rasyonel kararlar alması gerektiğini söyledi. Demirel, "Türkiye ekonomisi 192 ülke içinde 15 ile 22. sıra arasında gidip geliyor. Gayretimiz ilk 10'a girmek olmalı. Üretimi çoğaltmak, yatırım ve tasarruf yapmak zorundayız. İhracatın artması da mecburi. Nüfusun yüzde 30'u tarımla uğraşıyor. ABD'de ise nüfusun sadece yüzde 3'ü tarımla uğraşmasına rağmen ürettikleri kendilerini doyurabiliyor. Bizim nüfusumuzun yüzde
30'u tarımla uğraşmasına rağmen üretimimiz bize bile yetmiyor. Dünya ile rekabet edebilecek ürünler üretmemiz gerekiyor. Yeni bir tarım politikası yaratılmak zorunda. Dünya ile beraber hareket ederek çağdaşlığa ulaşmamız lazım. Bütün bu gayretin sebebi de Mustafa Kemal Atatürk'ün dediği gibi uygar, çağdaş ve zengin bir Türkiye yaratmak" dedi.
Geçen yıl yaşanan küresel krizin dünyada 10 trilyon dolar maliyete neden olduğunu, dünya ekonomilerinin küçüldüğünü ifade eden Demirel, 2010'un büyüme yılı olarak gösterildiğini, bu büyümenin istikrarlı olması gerektiğini söyledi. Kriz sonrasında gelişmiş ülkeler biraz yavaşlarken, gelişmekte olanların daha hızlı büyüyeceğinin tahmin edildiğini, gelişmiş ülkelerin payının azalacağını, böylece dünya siyasetinde yeni dengelerin gerekeceğini anlatan Demirel, önümüzdeki dönemde küresel sistemden, serbest
ekonomi ve serbest ticaretten, demokrasi ve insan haklarından vazgeçilmeyeceğini, bunların temel çatıyı oluşturacağını belirterek, finansal sektörün yeniden yapılacağını, finansal sistemde eski bollukların yaşanmayacağını, ülkelerin üretim, tüketim ve tasarruf dengelerinin eskisi gibi olmayacağının altını çizdi.
"DÜNYANIN EN ÖNEMLİ MESELESİ NÜFUS"
İnovasyonun ''yeşil ekonomi'' ve ''yeşil istihdam''ın önemine işaret ederek, dünyanın en önemli meselesinin nüfus olduğunu, nüfus arttıkça refahın artmasının mümkün olmadığını, nüfusun ekolojik dengeleri de zorlaştırdığını belirten Demirel, enerji yeterli olmadıkça üretimin artırılamayacağını, fosil kaynaklardan enerji üretmenin ise yerküreyi kirletmek anlamına geldiğini söyledi. Demirel, ''Yerkürenin üzerinde taşıyabileceği kadar insan olmalı. Nüfus 8 milyarın üzerine çıkmamalı. Yerküreden verdiği
kadarını almalı, fazlasını değil. Yerküreye de alabileceği kadar vermeli. Çağımızda yerküre insanları ikaz ediyor, 'Beni tüketmeyin, ısıtmayın, kirletmeyin, üzerimde yaşanabilir konumdan beni çıkarmayın' diyor. Bu, yerkürenin feryadı'' ifadelerini kullandı.
Dünyanın topyekun zenginleştiğini, fakat gelişmiş, gelişmekte ve az gelişmiş ülkeler arasındaki farkların arttığını, dünya zenginliğinin yüzde 60'ını ABD, AB ve Çin'in aldığını, 2040 hatta 2030 yılı tahminlerine göre bu oranın artacağını vurgulayan Demirel, ''Dünyadaki zenginliğin dağılımı, ekonomik aktörleri de değiştirdi'' şeklinde konuştu.
Konuşmaların ardından Prof. Dr. Attila Sezgin ve Ekrem Demirtaş, 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'e 10. Akademik Yıl plaketi vererek teşekkür etti. Törenin sonunda İzmir Ekonomi Üniversitesi Halk Dansları ve Müzik Kulübü, "Türk Kültür Mozaiğinden Pırıltılar" temalı bir gösteri sundu. Gösteri sonunda Halk Dansları Başkanı Engin Kıbrıslı, Süleyman Demirel'e Dede Korkut'un kopuzunu hediye etti.
Eski YÖK Başkanı Kemal Gürüz'ün ise, sinevizyon gösterimi sırasında Mustafa Kemal Atatürk'ün sesinin verilmesi üzerine gözyaşlarına hakim olamadığı görüldü.
(BŞ-AŞ-CC-Y)
Demirel, "Buraya sadece bir toplantıya katılma amacıyla gelmiyorum. Rahatlamak için geliyorum. İzmir Ekonomi Üniversitesi'nin 'dünya üniversitesi' olma yolunda attığı önemli adımlar hepimizi memnun ediyor. Gurur duyuyorum. Bu da beni rahatlatıyor. Çünkü başarının yerine koyabileceğiniz hiçbir şey yok" dedi.
Dünyanın küreselleşmesinin kaçınılmaz olduğunu ifade eden Demirel, "Hiçbir devlet sınırlarını kapatıp da küreselleşmeden kaçamaz. Dünya artık küçücük oldu. Ekonomi de küreselleşmeye entegre oldu. Bundan sonra dünyada küreselleşmeden, serbest ekonomiden ve serbest ticaretten vazgeçilmeyecek. Demokrasi, piyasa ekonomisi ve insan hakları dünyanın çatısı olacak. Ancak finans sektöründe düzenleme kaçınılmaz görünüyor" diye konuştu.
Çin'in ekonomide aldığı mesafeye değinen Demirel, Çin yönetimini 'hibrid' olarak nitelendirdi. Demirel, "Çin'in yönetim şekli hibrid diye adlandırdığımız yönetim şeklidir. Komünizm olarak idare edilir, fakat serbest ekonomiye sahiptir. Çin, bir şeyi iyi anladı. Kalkınma ve zenginleşmenin çaresi rekabetten geçer. Zengin ülkelerde serbest ekonomi tek başına bir şey ifade etmez. Mutlaka hukuk üstünlüğü olmalıdır. Çin 1978 yılında yapmış olduğu kongresinde bir karar aldı. Kalıp şeklindeki ideolojik
saplantılarla bir yere varmamız mümkün değil. Biz aklın icadını yapalım. Kedinin ak veya kara olması fark etmez. Fareyi yakalayabiliyorsa makbuldür. Nasıl yakaladığı önemli değildir" diyerek rekabetin önemini vurguladı.
"YENİ BİR TARIM POLİTİKASI YARATILMAK ZORUNDA"
Türkiye ekonomisi ile ilgili saptamalarda da bulunan Demirel, Türkiye'nin zenginleşmesi için rasyonel kararlar alması gerektiğini söyledi. Demirel, "Türkiye ekonomisi 192 ülke içinde 15 ile 22. sıra arasında gidip geliyor. Gayretimiz ilk 10'a girmek olmalı. Üretimi çoğaltmak, yatırım ve tasarruf yapmak zorundayız. İhracatın artması da mecburi. Nüfusun yüzde 30'u tarımla uğraşıyor. ABD'de ise nüfusun sadece yüzde 3'ü tarımla uğraşmasına rağmen ürettikleri kendilerini doyurabiliyor. Bizim nüfusumuzun yüzde
30'u tarımla uğraşmasına rağmen üretimimiz bize bile yetmiyor. Dünya ile rekabet edebilecek ürünler üretmemiz gerekiyor. Yeni bir tarım politikası yaratılmak zorunda. Dünya ile beraber hareket ederek çağdaşlığa ulaşmamız lazım. Bütün bu gayretin sebebi de Mustafa Kemal Atatürk'ün dediği gibi uygar, çağdaş ve zengin bir Türkiye yaratmak" dedi.
Geçen yıl yaşanan küresel krizin dünyada 10 trilyon dolar maliyete neden olduğunu, dünya ekonomilerinin küçüldüğünü ifade eden Demirel, 2010'un büyüme yılı olarak gösterildiğini, bu büyümenin istikrarlı olması gerektiğini söyledi. Kriz sonrasında gelişmiş ülkeler biraz yavaşlarken, gelişmekte olanların daha hızlı büyüyeceğinin tahmin edildiğini, gelişmiş ülkelerin payının azalacağını, böylece dünya siyasetinde yeni dengelerin gerekeceğini anlatan Demirel, önümüzdeki dönemde küresel sistemden, serbest
ekonomi ve serbest ticaretten, demokrasi ve insan haklarından vazgeçilmeyeceğini, bunların temel çatıyı oluşturacağını belirterek, finansal sektörün yeniden yapılacağını, finansal sistemde eski bollukların yaşanmayacağını, ülkelerin üretim, tüketim ve tasarruf dengelerinin eskisi gibi olmayacağının altını çizdi.
"DÜNYANIN EN ÖNEMLİ MESELESİ NÜFUS"
İnovasyonun ''yeşil ekonomi'' ve ''yeşil istihdam''ın önemine işaret ederek, dünyanın en önemli meselesinin nüfus olduğunu, nüfus arttıkça refahın artmasının mümkün olmadığını, nüfusun ekolojik dengeleri de zorlaştırdığını belirten Demirel, enerji yeterli olmadıkça üretimin artırılamayacağını, fosil kaynaklardan enerji üretmenin ise yerküreyi kirletmek anlamına geldiğini söyledi. Demirel, ''Yerkürenin üzerinde taşıyabileceği kadar insan olmalı. Nüfus 8 milyarın üzerine çıkmamalı. Yerküreden verdiği
kadarını almalı, fazlasını değil. Yerküreye de alabileceği kadar vermeli. Çağımızda yerküre insanları ikaz ediyor, 'Beni tüketmeyin, ısıtmayın, kirletmeyin, üzerimde yaşanabilir konumdan beni çıkarmayın' diyor. Bu, yerkürenin feryadı'' ifadelerini kullandı.
Dünyanın topyekun zenginleştiğini, fakat gelişmiş, gelişmekte ve az gelişmiş ülkeler arasındaki farkların arttığını, dünya zenginliğinin yüzde 60'ını ABD, AB ve Çin'in aldığını, 2040 hatta 2030 yılı tahminlerine göre bu oranın artacağını vurgulayan Demirel, ''Dünyadaki zenginliğin dağılımı, ekonomik aktörleri de değiştirdi'' şeklinde konuştu.
Konuşmaların ardından Prof. Dr. Attila Sezgin ve Ekrem Demirtaş, 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'e 10. Akademik Yıl plaketi vererek teşekkür etti. Törenin sonunda İzmir Ekonomi Üniversitesi Halk Dansları ve Müzik Kulübü, "Türk Kültür Mozaiğinden Pırıltılar" temalı bir gösteri sundu. Gösteri sonunda Halk Dansları Başkanı Engin Kıbrıslı, Süleyman Demirel'e Dede Korkut'un kopuzunu hediye etti.
Eski YÖK Başkanı Kemal Gürüz'ün ise, sinevizyon gösterimi sırasında Mustafa Kemal Atatürk'ün sesinin verilmesi üzerine gözyaşlarına hakim olamadığı görüldü.
(BŞ-AŞ-CC-Y)