İslam Konferansı Teşkilatı (comcec) Toplantısı
İslam Konferansı Teşkilatı 'Gıda Güvenliği, Yüksek Düzeyli Memurlar Toplantısı' (COMCEC), İzmir Swiss Otel Grand Efes'te başladı.
İki gün sürecek olan konferansın açılışına Türkiye'yi temsilen Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker, Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşar Yardımcısı Ahmet Yaman, İslam Konferansı Teşkilatı Genel Sekreter Yardımcısı Hameed Opeloyeru ile üye 29 ülke temsilcileri ve kimi ülkelerin tarım bakanları katıldı. Ekim ayında bakanlar düzeyinde İstanbul'da yapılacak olan İslam Konferansı Teşkilatı Ekonomik ve Ticari İşbirliği Daimi Komitesi'nin (İSEDAK) yapacağı konferansa çözüm önerileri getirecek olan toplantıda
konuşan Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker, küresel gıda güvenliğinin garanti altına alınmasında tabandan tavana yaklaşımın temel alınması gerektiğini ve zincirdeki zayıf ve kırılgan halkaların güçlendirilmesi gerektiğini söyledi.
İSEDAK, 29 ülkeden temsilcinin katıldığı toplantıya Arnavutluk Tarım, Gıda ve Tüketici Koruma Bakanı Genc Ruli, Burkina Faso Tarım Bakanı Laurent Sedogo, Ürdün Tarım Bakanı Mazen Fuaad Khassawneh, Suriye Tarım ve Tarım Reformu Bakanı Adel Safar, Sierra Leone Tarım Orman, Gıda Güvenliği Bakanı Josep Sam Sesay, Uganda Tarım Hayvancılık Endüstrisi ve Balıkçılık Bakanı Hope Mwesigye ve Yemen Tarım Bakanı Mansour Ahmed Alhowshabi katıldı. Diğer ülkelerin de üst düzey yöneticilerle temsil edildiği toplantıya
FAO, Gul Cooperation, UNDP ve Woeld Food Programme örgütlerinden temsilciler katıldı. Konferans, Kuran-ı Kerim okunduktan sonra başladı.
Açlığın ortadan kaldırılmasında yöresel, bölgesel, top yekun ülke kaynağının harekete geçirilmesinin esas alınması gerektiğini ifade eden Eker, "Daha önceleri üzerinde durulan ortaklık ve eşleştirme yaklaşımlarının bu görüşle bütünleştirilmesinde büyük yarar olacağını düşünüyoruz. Gıda ve gıda arzı güvenliğinde rekabet şartlarının göze göz, dişe diş anlayışı dışında daha insani ve etik olması hepimizin dileği. Bu zincirde zayıf halka bırakmamaya özen göstermeliyiz" dedi.
Geçen yıl tüm dünyada yaşanan ekonomik krizde, kriz ortamında gıda güvenliğini sağlamanın ne kadar zor olduğunun anlaşıldığını belirten Eker şunları söyledi:
"Yükselen gıda fiyatları 2008'in ortalarından itibaren düşmeye başlamasına rağmen hala önceki seviyelerin üzerindedir. Son sel felaketleri ve Rusya'da yaşanan orman yangınları ve Rusya'da tarımsal ürün ihracatını yasaklamasının tetiklemesiyle Temmuz 2010'dan Eylül ayının ortalarına kadar tahıl ürünleri fiyatında yüzde 60-80 oranında dramatik artışlara şahit olduk. Örnek verecek olursak ABD ekmeklik buğday fiyatı Haziran ayında 191.5 dolar iken bugün 311 dolara yükselmiş olup artış oranı yüzde 62'dir.
Dünya tahıl stoklarında çok dramatik düşüşler olmamasına karşın yaşadığımız bu durum dünya gıda güvencesinin kırılgan bir yapıda olduğunu ortaya koymuştur."
"TARIM SEKTÖRÜNDE İKLİM KOŞULLARI ÖNEMLİ"
Tarım sektörünün insan emeği yanında büyük oranda iklim koşullarına da bağlı olduğunu savunan Eker, kuraklık yada beklenmedik bir anda ortaya çıkan bir su baskınının bir yılık emeği bir anda yok ettiğini söyledi. Pakistan'daki son sel felaketini hatırlatan Eker, "Hükümetler olarak iklim değişikliğinin olumsuz etkilerini hafifletmeye yönelik çalışmalara da ağırlık vermemiz gerekiyor. İklim değişikliği, yeni ve yüksek verimli çeşitler geliştirilmesi gibi konularda yapılacak araştırma faaliyetleri için daha
fazla kaynak aktarmalıyız'' diye konuştu.
Nüfusu 6.7 milyar olan dünyada yaklaşık 925 milyon kişinin aç olduğunu bildiren Eker, "Dünyadaki 6 milyar insandan 1 milyardan fazlası aç ise o dünya güvenli bir yer olmaktan çıkar. Dolayısıyla barışın teminatı da bu sorunun çözülmesinden geçer" diyerek sözlerini sonlandırdı.
İKT Genel Sekreter Yardımcısı Hameed Opeloyeru, ise teşkilat üyesi 15 ülkede gıda eksikliği ve zafiyet bulunduğunu belirterek bu ülkelerin Sahra Altı Ülkeler, Batı Asya ülkeleri ve Doğu Afrika olduğunu ve bu ülkelerin her yıl 24.5 milyar dolara ihtiyaç duyduğunu söyledi. Geri kalmış ülkelerin gelirlerine bakıldığında büyük bir açığın söz konusu olduğunu ve bunun uluslararası gıda krizini de tetiklediğini kaydeden Opeloyeru, bu ülkeler arasında tarımsal üretim ve ticaret potansiyeline sahip ülkeler
bulunduğunu, bunlarla ilgili 10 yıllık eylem planlarının belirlendiğini ifade etti.
konuşan Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker, küresel gıda güvenliğinin garanti altına alınmasında tabandan tavana yaklaşımın temel alınması gerektiğini ve zincirdeki zayıf ve kırılgan halkaların güçlendirilmesi gerektiğini söyledi.
İSEDAK, 29 ülkeden temsilcinin katıldığı toplantıya Arnavutluk Tarım, Gıda ve Tüketici Koruma Bakanı Genc Ruli, Burkina Faso Tarım Bakanı Laurent Sedogo, Ürdün Tarım Bakanı Mazen Fuaad Khassawneh, Suriye Tarım ve Tarım Reformu Bakanı Adel Safar, Sierra Leone Tarım Orman, Gıda Güvenliği Bakanı Josep Sam Sesay, Uganda Tarım Hayvancılık Endüstrisi ve Balıkçılık Bakanı Hope Mwesigye ve Yemen Tarım Bakanı Mansour Ahmed Alhowshabi katıldı. Diğer ülkelerin de üst düzey yöneticilerle temsil edildiği toplantıya
FAO, Gul Cooperation, UNDP ve Woeld Food Programme örgütlerinden temsilciler katıldı. Konferans, Kuran-ı Kerim okunduktan sonra başladı.
Açlığın ortadan kaldırılmasında yöresel, bölgesel, top yekun ülke kaynağının harekete geçirilmesinin esas alınması gerektiğini ifade eden Eker, "Daha önceleri üzerinde durulan ortaklık ve eşleştirme yaklaşımlarının bu görüşle bütünleştirilmesinde büyük yarar olacağını düşünüyoruz. Gıda ve gıda arzı güvenliğinde rekabet şartlarının göze göz, dişe diş anlayışı dışında daha insani ve etik olması hepimizin dileği. Bu zincirde zayıf halka bırakmamaya özen göstermeliyiz" dedi.
Geçen yıl tüm dünyada yaşanan ekonomik krizde, kriz ortamında gıda güvenliğini sağlamanın ne kadar zor olduğunun anlaşıldığını belirten Eker şunları söyledi:
"Yükselen gıda fiyatları 2008'in ortalarından itibaren düşmeye başlamasına rağmen hala önceki seviyelerin üzerindedir. Son sel felaketleri ve Rusya'da yaşanan orman yangınları ve Rusya'da tarımsal ürün ihracatını yasaklamasının tetiklemesiyle Temmuz 2010'dan Eylül ayının ortalarına kadar tahıl ürünleri fiyatında yüzde 60-80 oranında dramatik artışlara şahit olduk. Örnek verecek olursak ABD ekmeklik buğday fiyatı Haziran ayında 191.5 dolar iken bugün 311 dolara yükselmiş olup artış oranı yüzde 62'dir.
Dünya tahıl stoklarında çok dramatik düşüşler olmamasına karşın yaşadığımız bu durum dünya gıda güvencesinin kırılgan bir yapıda olduğunu ortaya koymuştur."
"TARIM SEKTÖRÜNDE İKLİM KOŞULLARI ÖNEMLİ"
Tarım sektörünün insan emeği yanında büyük oranda iklim koşullarına da bağlı olduğunu savunan Eker, kuraklık yada beklenmedik bir anda ortaya çıkan bir su baskınının bir yılık emeği bir anda yok ettiğini söyledi. Pakistan'daki son sel felaketini hatırlatan Eker, "Hükümetler olarak iklim değişikliğinin olumsuz etkilerini hafifletmeye yönelik çalışmalara da ağırlık vermemiz gerekiyor. İklim değişikliği, yeni ve yüksek verimli çeşitler geliştirilmesi gibi konularda yapılacak araştırma faaliyetleri için daha
fazla kaynak aktarmalıyız'' diye konuştu.
Nüfusu 6.7 milyar olan dünyada yaklaşık 925 milyon kişinin aç olduğunu bildiren Eker, "Dünyadaki 6 milyar insandan 1 milyardan fazlası aç ise o dünya güvenli bir yer olmaktan çıkar. Dolayısıyla barışın teminatı da bu sorunun çözülmesinden geçer" diyerek sözlerini sonlandırdı.
İKT Genel Sekreter Yardımcısı Hameed Opeloyeru, ise teşkilat üyesi 15 ülkede gıda eksikliği ve zafiyet bulunduğunu belirterek bu ülkelerin Sahra Altı Ülkeler, Batı Asya ülkeleri ve Doğu Afrika olduğunu ve bu ülkelerin her yıl 24.5 milyar dolara ihtiyaç duyduğunu söyledi. Geri kalmış ülkelerin gelirlerine bakıldığında büyük bir açığın söz konusu olduğunu ve bunun uluslararası gıda krizini de tetiklediğini kaydeden Opeloyeru, bu ülkeler arasında tarımsal üretim ve ticaret potansiyeline sahip ülkeler
bulunduğunu, bunlarla ilgili 10 yıllık eylem planlarının belirlendiğini ifade etti.