Yalçın Topçu'dan Gündeme İlişkin Değerlendirmeler
Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Yalçın Topçu, yeni anayasanın 2011 yılı sonrasına kalmaması gerektiğini söyledi.
BBP Genel Başkanı Topçu, partisinin MKYK toplantısı öncesinde Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Efe ve Genel Sekreter Mustafa Destici ile birlikte gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Yeni anayasayla ilgili son dönemdeki tartışmalara katılan Topçu, "Referandum bir demokrasi zaferidir. Siyasi bir zafer değildir. Sonuçlar doğru okunmalıdır. Bir an evvel bol katılımlı, sivil mutabakata varılmış yeni bir anayasanın yapılmasına başlanmalıdır. Yeni anayasa 2011 sonrasına bırakılmamalıdır. Referandum öncesi
kavga eden iktidar ve muhalefet buna son vermeli. Muhalefet yapıcı olmalı, iktidar ise ajite etmeden çalışmalı" dedi.
Meclis'i bir an önce üç ana başlık altında toplanmaya davet eden Topçu, "TBMM güvenlik, özgürlük ve refah maddeleriyle ilgili bir an evvel çalışmaya başlamalıdır. Güvenlik başlığı altında 26 yıldır faaliyet gösteren terör örgütüne ilişkin somut çalışmalar yapılmalı. Özgürlük başlığı altında yeni bir anayasa yapılmalı. Refah başlığı altında ise, eğitim, sağlık, tarım, hayvancılık gibi birçok kanayan yaraya çözümler üretilmeli. 8 yıllık AK Parti iktidarı refah noktasında milleti tatmin edememiştir.
Yönetenlerin iyi yönetemediğini söylemek gerek. Sürekli pansuman tedbirler alınıyor. Eti ve buğdayı ithal eder duruma geldik. Kaçak çay satılmaya başlandı. Fındık bitiriliyor. Şeker pancarının adı unutuldu. Tarım ve hayvancılık konusunda elin adamına bağlı hale gelmişiz. Bu konularda ciddi yatırımlar yapılmalı. Yap-işlet-devret modeli getirilmeli" diye konuştu.
Topçu, hükümetin BDP ile görüşmesine ise sert tepki gösterdi. Topçu, "Eşkıyaların sözcüleriyle konuşmak nereden çıktı? Bunlar nereden o bölgenin sözcüsü oluyorlar. Bunlar önce o bölgedeki anaların elinden çocuklarını alıyor. Sonra o çocuklar kan döküyor. Sonra sen onların sözcüsüyle konuşacaksın. Bunların hesabı sorulacak. Onlarla görüşeceğinize gidin doğuya, oranın halkından özür dileyin. Devletin yanlarında olduğunu hissettirin. Meclis'teki tablo vicdanları yaktı. Sizler, ay-yıldızın altında beraber
yaşamak isteyenlere el uzatın. Hakkari ve Şırnak'ta son yaşananlardan sonra OHAL ilan etmek istiyorsanız, bu kubbeyi başınıza yıkarız. Burada vatandaşa sahip çıkmak lazım" dedi.
Cemil İpekçi'nin Mardin'de Kasimiye Medresesi'nde düzenlediği defile ve Tophane baskınlarıyla ilgili olarak da değerlendirmelerde bulunan Topçu, "Yerel bir gündem oluşturuluyor. Sanat ve sanatçı her zaman başımızın üzerinde. Sanatçı da milletin vicdanını istismar edecek şeylerden kaçınmalı. Son defileyi tasvip etmiyoruz. İbadet yerinde yapılan bir defile bizi uluslararası bir noktaya getirmez. Diğer ülkelerin ibadethanelerini nasıl koruduklarına bakmak lazım. Mardin'de defile yapılabilecek bir sürü yer
vardı. Sanat barışı bozuyorsa yerin dibine girsin. Öncelikle milletin hassasiyetini korumak lazım. Mardin ve Tophane'ya bakınca unutulan bir şeyin hortladığını düşünüyorum; laiklik ve anti-laiklik. Türkiye üzerine planlar oynanıyor. Ey hainler, buradan fayda çıkaramazsınız. Millet barışa ve beraberliğe susamış durumda. Milleti kamplara bölmeye çalışmayın" diye konuştu.
Hrant Dink cinayeti tanıklarından Erhan Özen'in bazı önemli ifadelerinden satırbaşlarını okuyan Topçu, bir an evvel hukukun harekete geçmesini beklediklerini belirterek, şunları söyledi:
"Muhsin Yazıcıoğlu'nun ölümünden sonra yaptığımız hak araması diğer vicdanlarda şüpheli olan ölümlere referans oldu. Birçok vicdanlarda şüpheli olan ölümlerle ilgili çalışmalar yapılmaya başlandı. Dink cinayetinin tanıklarından Erhan Özen, ifadesinde 'komutan' isimli bir şahıstan 2002 yılında talimat aldıklarını ve Başbakan, Fethullah Gülen ve Muhsin Yazıcıoğlu'na suikast düzenlenmesinin planlandığını söyledi. Kim bu adam? Komutan kim? Sayın savcılar, yargıçlar sizin göreviniz ne. Sizler, toplumun
vicdanını rahatlatmakla sorumlusunuz. Niye harekete geçmiyorsunuz? Muhsin Yazıcıoğlu'nun arkadaşları olan bizleri, hukuk dışı metotlarla hak aramak zorunda bırakmayın. Devlet Denetleme Kurulu, TBMM harekete geçmeli."
Topçu, 12 Eylül mağduru birçok ülküdaşlarının halen cezaevinde yattığını, bazılarının da yurt dışında hayatlarını devam ettirmek zorunda kaldığını ifade ederek, bu kişilerin haklarını aramak için hukuk mücadelesine destek vereceklerinin altını çizdi. BBP'nin her geçen gün güçlendiğini ifade eden Topçu, "Türkiye, kötü yönetime rağmen ayağa kalkmayı başardı. BBP, ayağa kalkan Türkiye'nin lokomotifi olacaktır. Son seçimlerde 1 milyon oy alan ve bunun 3-5 katı sempatizanı olan bir partiyiz. Bölücü örgüt
sempatizanı parti hariç her partinin ikinci partisi durumundayız. Artık herkese düşen seçimde mührü gül-hilale vurmak" diye konuştu.
(CC-Y)
kavga eden iktidar ve muhalefet buna son vermeli. Muhalefet yapıcı olmalı, iktidar ise ajite etmeden çalışmalı" dedi.
Meclis'i bir an önce üç ana başlık altında toplanmaya davet eden Topçu, "TBMM güvenlik, özgürlük ve refah maddeleriyle ilgili bir an evvel çalışmaya başlamalıdır. Güvenlik başlığı altında 26 yıldır faaliyet gösteren terör örgütüne ilişkin somut çalışmalar yapılmalı. Özgürlük başlığı altında yeni bir anayasa yapılmalı. Refah başlığı altında ise, eğitim, sağlık, tarım, hayvancılık gibi birçok kanayan yaraya çözümler üretilmeli. 8 yıllık AK Parti iktidarı refah noktasında milleti tatmin edememiştir.
Yönetenlerin iyi yönetemediğini söylemek gerek. Sürekli pansuman tedbirler alınıyor. Eti ve buğdayı ithal eder duruma geldik. Kaçak çay satılmaya başlandı. Fındık bitiriliyor. Şeker pancarının adı unutuldu. Tarım ve hayvancılık konusunda elin adamına bağlı hale gelmişiz. Bu konularda ciddi yatırımlar yapılmalı. Yap-işlet-devret modeli getirilmeli" diye konuştu.
Topçu, hükümetin BDP ile görüşmesine ise sert tepki gösterdi. Topçu, "Eşkıyaların sözcüleriyle konuşmak nereden çıktı? Bunlar nereden o bölgenin sözcüsü oluyorlar. Bunlar önce o bölgedeki anaların elinden çocuklarını alıyor. Sonra o çocuklar kan döküyor. Sonra sen onların sözcüsüyle konuşacaksın. Bunların hesabı sorulacak. Onlarla görüşeceğinize gidin doğuya, oranın halkından özür dileyin. Devletin yanlarında olduğunu hissettirin. Meclis'teki tablo vicdanları yaktı. Sizler, ay-yıldızın altında beraber
yaşamak isteyenlere el uzatın. Hakkari ve Şırnak'ta son yaşananlardan sonra OHAL ilan etmek istiyorsanız, bu kubbeyi başınıza yıkarız. Burada vatandaşa sahip çıkmak lazım" dedi.
Cemil İpekçi'nin Mardin'de Kasimiye Medresesi'nde düzenlediği defile ve Tophane baskınlarıyla ilgili olarak da değerlendirmelerde bulunan Topçu, "Yerel bir gündem oluşturuluyor. Sanat ve sanatçı her zaman başımızın üzerinde. Sanatçı da milletin vicdanını istismar edecek şeylerden kaçınmalı. Son defileyi tasvip etmiyoruz. İbadet yerinde yapılan bir defile bizi uluslararası bir noktaya getirmez. Diğer ülkelerin ibadethanelerini nasıl koruduklarına bakmak lazım. Mardin'de defile yapılabilecek bir sürü yer
vardı. Sanat barışı bozuyorsa yerin dibine girsin. Öncelikle milletin hassasiyetini korumak lazım. Mardin ve Tophane'ya bakınca unutulan bir şeyin hortladığını düşünüyorum; laiklik ve anti-laiklik. Türkiye üzerine planlar oynanıyor. Ey hainler, buradan fayda çıkaramazsınız. Millet barışa ve beraberliğe susamış durumda. Milleti kamplara bölmeye çalışmayın" diye konuştu.
Hrant Dink cinayeti tanıklarından Erhan Özen'in bazı önemli ifadelerinden satırbaşlarını okuyan Topçu, bir an evvel hukukun harekete geçmesini beklediklerini belirterek, şunları söyledi:
"Muhsin Yazıcıoğlu'nun ölümünden sonra yaptığımız hak araması diğer vicdanlarda şüpheli olan ölümlere referans oldu. Birçok vicdanlarda şüpheli olan ölümlerle ilgili çalışmalar yapılmaya başlandı. Dink cinayetinin tanıklarından Erhan Özen, ifadesinde 'komutan' isimli bir şahıstan 2002 yılında talimat aldıklarını ve Başbakan, Fethullah Gülen ve Muhsin Yazıcıoğlu'na suikast düzenlenmesinin planlandığını söyledi. Kim bu adam? Komutan kim? Sayın savcılar, yargıçlar sizin göreviniz ne. Sizler, toplumun
vicdanını rahatlatmakla sorumlusunuz. Niye harekete geçmiyorsunuz? Muhsin Yazıcıoğlu'nun arkadaşları olan bizleri, hukuk dışı metotlarla hak aramak zorunda bırakmayın. Devlet Denetleme Kurulu, TBMM harekete geçmeli."
Topçu, 12 Eylül mağduru birçok ülküdaşlarının halen cezaevinde yattığını, bazılarının da yurt dışında hayatlarını devam ettirmek zorunda kaldığını ifade ederek, bu kişilerin haklarını aramak için hukuk mücadelesine destek vereceklerinin altını çizdi. BBP'nin her geçen gün güçlendiğini ifade eden Topçu, "Türkiye, kötü yönetime rağmen ayağa kalkmayı başardı. BBP, ayağa kalkan Türkiye'nin lokomotifi olacaktır. Son seçimlerde 1 milyon oy alan ve bunun 3-5 katı sempatizanı olan bir partiyiz. Bölücü örgüt
sempatizanı parti hariç her partinin ikinci partisi durumundayız. Artık herkese düşen seçimde mührü gül-hilale vurmak" diye konuştu.
(CC-Y)