Babacan'dan Afrika örneği: 'Demokrasi' demekle ülkeye demokrasi yerleşmiyor

Başbakan Yardımcısı ve Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı Ali Babacan, ekonomik refahın artması için, siyasi istikrarın ve demokrasinin gelişmiş olması

Başbakan Yardımcısı ve Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı Ali Babacan, ekonomik refahın artması için, siyasi istikrarın ve demokrasinin gelişmiş olması gerektiğini vurgulayarak, Afrika ülkelerini örnek gösterdi. Babacan, "Afrika'da kendine o kadar çok 'demokratik cumhuriyet' ülkesi diyen var ki... Demokrasi demekle o ülkeye demokrasi yerleşmiyor. Köklü reformlar yapmak gerekiyor." diye konuştu. Babacan, 2011 yılında yapılacak genel seçimlerin bir iki ay öncesinde yapılacağını da sözlerine ekledi.

AK Parti İstanbul İl Teşkilatı'nın Bakırköy'deki Wow Otel'de küçük ve orta büyüklükteki işletmelerin temsilcilerine (KOBİ) verdiği iftar yemeğine Bakan Babacan da katıldı.

Burada konuşan Babacan, AK Parti hükümetinin iktidara geldikten sonra ekonomi alanında yaptığı işleri anlattı. Babacan, hükümetin uyguladığı tedbirlerle 2008 yılında yaşanan küresel krizden diğer ülkelere göre fazla etkilenmediğini belirtti.

Ekonomik istikrarın sağlanması ve refah seviyesinin yükselmesi için siyasi istikrarın çok önemli olduğunun altını çizen Babacan, "Ülkedeki demokrasinin kalitesi çok önemli. Afrika'da kendine o kadar çok 'demokratik cumhuriyet' diyen ülke var ki... Bu ülkeler cunta zamanından kalma sistemlerle yönetiliyor. Demokrasi demokrasi demekle o ülkeye demokrasi gelmiyor. Köklü reformlar yapmak gerekiyor.

Bakın, 2003'ten 2007 yılına kadar Türkiye çok önemli mesafeler kat etti; ama ne oldu? 2007'de büyüme hızı yavaşladı. 2008 yılında ise durma tamamen durdu. 2007'de e-muhtıra yaşandı. Tüm dünya Türkiye'yi övgüyle anarken, askeri muhtıra, büyüme hızını azalttı. 2008 yılında ise AK Parti'ye kapatma davası açıldı ve ekonomideki yavaşlama hız kazandı." ifadelerini kullandı.

Yargı sistemi, hukuk düzeni iyi olmayan ülkenin gelişemeyeceğini ifade eden Babacan, "Biz kişi başına düşen milli geliri 3 bin dolardan 10 bin dolara getirdik; ama 10 bin dolardan 20 bin dolara çıkarmamız mevcut anayasal sistemle mümkün değil. Milli geliri 20-30 bin dolara sahip hiçbir ülkenin yönetiminde askeri sistem etkili değildir. Hukukun iyi çalışmadığı bir ülke gerçek anlamda refaha sahip bir ülke olamaz." diye konuştu.

Hükümet olarak hedeflerinin Türkiye'yi daha öngörülebilir bir ülke haline getirmek olduğunu kaydeden Babacan, anayasa referandumuyla Meclis'in daha etkin olacağını, oturmuş demokrasilerde de uygulamanın bu yönde olduğunu aktardı.

Anayasa değişikliğinde yer alan HSYK ile ilgili maddenin çok tartışıldığını anlatan Babacan, "HSYK üyelerini küçük bir zümre belirliyor. Değiştirilen maddede 11 bin hakim ve savcının oyuyla HSYK üyelerinin seçilmesi öngörülürken, şu anda HSYK'yı Yargıtay ve Danıştay üyeleri belirliyor." şeklinde konuştu.

12 Eylül tarihinin çok önemli bir fırsat olduğunu ve yapılacak değişikle bir dönemin kapatılacağını ve bu tarihten sonra yeni bir dönemin açılacağı anlattı.

Muhalefet partileri tarafından referandumun farklı zeminlere çekilmeye çalışıldığının altını çizen Babacan, "Referandum, evet ya da hayır propagandasına çevrilmeye çalışılıyor. Oy kullanmaya gidince 'evet' ya da 'hayır' diyeceğiz. Partiler yer almayacak. Bu değişiklikle ilgili Türkiye'yi izleyen gelişmiş demokrasilere sahip ülkelerden hiçbiri olumsuz eleştiri yapmamıştır." dedi.

"SEÇİMLER BİR İKİ AY ÖNCESİNE ALINABİLİR"

2011 yılında yapılacak genel seçimlerden de bahseden Babacan, seçim tarihinin 1-2 ay öne alınabileceğini belirtti.