Orta Asya Ve Rusya'da Türk Sanayi Bölgeleri Kurulması Önerisi

Doğu Karadeniz İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Hamdi Gürdoğan, Orta Asya ve Rusya'da kurulacak Türk sanayi bölgeleri ile hem üretim maliyetlerinin hem de nakliye masraflarının düşeceğini söyledi

Doğu Karadeniz İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Hamdi Gürdoğan, Orta Asya ve Rusya'da kurulacak Türk sanayi bölgeleri ile hem üretim maliyetlerinin hem de nakliye masraflarının düşeceğini söyledi.
Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunun 100. yıl dönümüne denk gelen 2023 yılı için Dış Ticaret Müsteşarlığı'nın 500 milyar Dolar ihracat hedefi koyduğunu hatırlatan Gürdoğan, bu hedefe ulaşmak için ihracatçılar olarak uluslararası piyasalarda rekabet güçlerini arttırmaları ve maliyetleri düşürmeleri gerektiğini hatırlattı. Yüksek maliyet sorununun nedenlerine bakıldığında ilk sıralarda yüksek enerji, işgücü ve lojistik maliyetlerinin geldiğini kaydeden Gürdoğan "Sorunun çözümü ise enerji ve işgücü maliyetlerinin düşük olduğu pazarlarda üretimin teşvik edilmesinden geçmektedir. Bu sayede ucuz işgücü ve enerji temini sağlanacak ayrıca firmalarımız için önemli bir yekün teşkil eden nakliye maliyetleri de ortadan kalkmış olacaktır. Bu kapsamda Rusya ve Orta Asya bölgelerinin incelenmesi ve bu ülkelerde eksikliği olan üretim tesislerinin tespit edilmesi akabinde ihtiyaç olan ürünlerin ihracat yoluyla temin edilmesi yerine ürünlerin doğrudan söz konusu ülkede üretilmesine yönelik bir çalışma yapılmalıdır. Böylece ürün üretildiği ülkede tüketilecek ancak kazanılan para ülkemize geleceği için Türkiye'ye Dolar ithalatı yapılmış olacaktır. Bu proje için firmalarımızın öncelikli ihtiyacı devlet garantisi ve finansmanıdır.
İlk aşamada devletlerarası işbirliği ile ilgili ülkelerde yer tahsis edilmesi sağlanarak Rusya ve Orta Asya'da Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmeler (KOBİ) için altyapısı hazırlanmak koşuluyla Türk Organize Sanayi Bölgeleri oluşturulması gerektiğine dikkat çeken Gürdoğan, açıklamasını şöyle sürdürdü:
"Bu bölgeler anlaşmalarla garantilenmelidir. Yüzde 100 Türk sermayesi veya ilgili ülke ile ortak olarak kurulacak, yönetim yapısı ve altyapısı ülkemizdeki ile benzerlik gösteren bir organize sanayi bölgesinde üretim yapan KOBİ'lerimiz ürünlerini bahse konu pazarlara taşımak yerine gerekli teçhizatın bölgeye götürmek suretiyle mevcut hammaddenin işlenmesini gerçekleştirecek, böylece hem hammadde ve enerji maliyetlerini hem de işgücü ve nakliye masraflarını düşürerek lojistik ve maliyetlerde üstünlük sağlayacaktır. Bununla birlikte ülkemizde atıl işgücü ve teçhizatın bahse konu ülkelerde kullanılması da projenin bir başka artısıdır. Bahse konu pazarlarda görülen boşluğun KOBİ'lerimizi tarafından doldurulmasına yönelik proje için ikinci aşama ise finansmandır ve bu aşamada kendini geliştirme çabası içinde olan işletmelerimizin devlet desteğine ihtiyacı vardır. Uygun koşullarla verilecek devlet kredileri projenin gerçekleştirilmesi ve dolayısıyla 2023'te 500 milyar ihracata ulaşılması firmalarımıza basamak teşkil edecektir."