“İşçi-Memur ayrımını kaldıralım”

Show TV'de yayınlanan Siyaset Meydanı adlı programa katılan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan “ Memura grev hakkı vermek mesele degil; eger bu konuda kararlıysan yeni bir teklif getiriyorum. Gelin Türkiye'de işçi-memur ayrımını kaldıralım” dedi.

“İşçi-Memur ayrımını kaldıralım”
Ana muhalefet partisinin memura grev hakkı verilmemesini haksız şekilde eleştirdiğini ifade eden Başbakan, grev hakkının verilebileceğini, bu konuda kararlı olunması halinde yeni bir teklif getirilebileceğini dile getirdi.

“İŞÇİ-MEMUR AYRIMINI ORTADAN KALDIRALIM”
“İşçi-memur ayrımını ortadan kaldıralım, bunları birleştirelim. Kendilerine grev hakkını da lokavtı da hep birlikte verelim” diyen Başbakan bu konunun anayasaya ihtiyaç duyulmadan yasayla değiştirilebileceğini ifade etti

HODRİ MEYDAN

Çalışanlar olayının anayasa değişikliğine girdiğini ifade eden Başbakan, “2-3 maddeyle bu iş biter. Sadece bize gelsin CHP desteğini versin, ben hemen bu teklifi hazırlamaya hazırım” dedi. Bu teklifin ayrı ayrı partilere sunulduğunu dile getiren Erdoğan, “Varmısınız dedim çalışanlara, yanaşamıyorlar. Çünkü hiç birisi koltuğu kaptırmak istemiyor. Sendika ağalığına son vermek istiyor muyuz? Beraber son verelim buna” dedi.

DONUP KALDILAR

Başbakan Erdoğan’ın sendikalar hakkında konuşurken Ali Kırca’ya “Şimdi sizin gazetenizde A’dan Z’ye herkes sendikalı mı?” sorusu üzerine stüdyoda bir süre sessizlik yaşandı. Kısa süren şaşkınlığın ardından ‘hayır’ cevabı alan Başbakan “Sıkıntı burada işte. Niye değil? Bunu başka yerde söylediğim zaman hemen üzerime saldırıyorlar” dedi. Partinin üzerine gelen medyanın içersinde binlerce sendikasız işçi olduğunu ifade eden Başbakan Erdoğan “Patronlar bu işe ne der acaba” dedi.


PROGRAMDAN BAŞLIKLAR ŞÖYLE

Gündeme ilişkin çarpıcı açıklamalarda bulunan Erdoğan,12 Eylül1982 Anayasası'na hayır oyu verdiğini açıkladı..

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, hükümet olarak hiçbir zaman terör örgütü veya temsilcileriyle masaya oturup görüşme yapmayacaklarını vurgulayarak, ''Şu veya bu şekilde çeşitli kurumlarıyla bu tür bazı münasebetler gerekirse devlet onu kendisi yapar. Burada bunu birbirine karıştırmamak gerekir'' dedi.

Erdoğan, Show TV'de Siyaset Meydanı'nda Ali Kırca ile Tuba Atav'ın sorularını yanıtladı. ''Terör örgütünün eylemsizlik kararı ve buna bağlı olarak hükümetin ya da devletin terörist başı ile irtibat kurduğu'' yönündeki iddialar anımsatılarak, ''Sizin danışmanlarınızdan Yalçın Akdoğan'ın bir yazısı çok çarpıcıydı, 'Evet hükümlü ile bir görüşme olmayabilir bir temas olabilir' şeklinde. Böyle bir temas var mı?'' sorusu üzerine Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti:

''Burada bir şeyi birbirine karıştırmayalım. Biz siyasi iradeyiz, siyasi iktidarız. Biz siyasi iktidar olarak, siyasi hükümet olarak hiçbir zaman bir terör örgütüyle veya temsilcileriyle masaya oturup görüşme yapmayız. Böyle bir şeyimiz bizim asla olmamıştır, yoktur, olamaz da. Şu veya bu şekilde çeşitli kurumlarıyla bu tür bazı münasebetler gerekirse devlet onu kendisi yapar. Burada bunu birbirine karıştırmamak gerekir.''

''Devlet kurumları'' ile neyi kastettiğinin sorulması üzerine Erdoğan, şunları söyledi:

''Mesela, devletin istihbarat kurumu vardır. Bu bir istihbari görevdir. Bu istihbari görev de nedir, bazı kilitleri açmak içindir, çözmek içindir. Bunları yapar ama hiçbir zaman siyasi irade kalkıp da muhatap alıp masaya asla oturmaz, böyle bir şey olamaz. Dünyanın neresinde olursa olsun, istihbarat örgütlerinin görevi de nedir, ağırlıklı olarak zaten bu tür görevlerdir. Bunları yaparlar. Bunu yaparken de niçin yaparlar, bir çözüm kilidi açmak için yaparlar. Kalkıp da burada muhalefetin söylediği gibi benim arkadaşlarımın veyahut siyasi iradenin görüşmeler yaptığı, masaya oturduğu yani bu, ağır konuştum ama bu bir şerefsizliktir. Böyle bir şeyi kimse bize yıkamaz. Böyle bir şeyi ne ben, ne arkadaşlarım, ne benim bilgim dahilinde siyasi iradeden hiçbir kimse bugüne kadar yapmamıştır, yapamaz.''

''ÖRGÜTÜN KENDİNİ MEŞRULAŞTIRMA GAYRETİ VAR''

Bir soru üzerine Erdoğan, ''Daha önce de eylemsizlik kararı verildi biliyorsunuz. Daha önce de eylemsizlik kararı aldılar. Burada örgütün kendini meşrulaştırma gayreti var. Bu meşrulaştırma gayreti içerisinde adeta bizi bir karşı taraf olarak masada gösterme gayretidir bu. Bunun da destekçileri ana muhalefet partisidir, diğer muhalefet partileridir. Onlar da onlara meşruiyet kazandırmak için bir gayretin içerisinde bulunuyorlar. Nasıl olur da siz Kandil'deki adamın sözüne inanırsınız ama bu ülkenin Başbakanının sözüne inanmazsınız. Bu gaflet değil, dalalet değil de nedir?'' dedi.

Terörle mücadele konusunda bugüne kadar muhalefetle hiçbir zaman işbirliği yapamadıklarını ifade eden Erdoğan, ''Türkiye'nin talihsizliği budur. Ama İspanya'da, oradaki arkadaşlarımla hükümet başkanıyla görüştüğüm zaman 'Biz, muhalefetle bu işi çözmek için rahat işbirliği yaptık' diyorlar. Ama biz oturup da konuşamıyoruz ki. Yüksekova'da Şemdinli'de bir taraftan mücadeleyi verirken, bakıyorsunuz öbür taraftan Ankara'dan bizi vurmaya çalışıyorlar. Şimdi bunun izahı olabilir mi? Orada bizim birlikte olmamız lazım. Güvenlik kuvvetlerimiz orada bu mücadeleyi verirken burada, 'Acaba nerede bunlar açık verdi' diye açık aramaya kalkarsa muhalefet, bu iş olmaz. Sıkıntı var burada'' diye konuştu.

DİYARBAKIR'DA NE KONUŞACAK?

Van'da bugün miting yaptığı anımsatılarak, ''BDP'nin bölge halkına boykot çağrısı var. 3 Eylülde Diyarbakır mitinginiz var. Sizden bu boykot çağrısını kırmak ve bölge halkını sizin istediğiniz yönde oy vermesi için birtakım politikalar açıklayacağınız bekleniyor. 3 Eylülde Diyarbakır'da yeni bir açılım olacak mı?'' sorusu üzerine, Erdoğan, BDP'nin bu tavrının yeni olmadığını, parlamentoda başladığını söyledi. Parlamentoda kendi milletvekillerinin iradesine ipotek koyduklarını, bunu CHP'nin de yaptığını kaydeden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

''İkisi de milletvekillerinin iradesine, vekillerin iradesine ipotek koydular. Niye, olur ki vicdanını sesini dinler, 'hayır' demez de 'evet' der. Bunu parlamentoda yaptılar. Şimdi asıllara çağrı yapıyorlar, 'Ey halkım, biz her ne kadar vekiller olarak gitmediysek, şimdi de siz sandığı boykot edin. Biz her ne kadar vekilsek de sizin iradenize ipotek koyuyoruz'.

Demokrasilerde halkın iradesine ipotek koymak olmaz. Tam aksine halk teşvik edilir sandığa gitsin, iradesini sandığa yansıtsın, bu istenir. Gider, gitmez, o vatandaşın kendi bileceği bir iştir. Burada dayatma olmaz, silahlar, tehditler olmaz.''

Erdoğan, 2011'de normal seçimlere gidileceğini belirterek, ''O seçimde zaten partilerimiz yarışacaklar. Birbirimizin programları üzerinde her türlü şeyi konuşabiliriz, eleştirilerimizi yaparız, ne yaptık, ne yapmadık bunları konuşuruz ama şimdi 26 maddeyi konuşalım'' dedi.

Diyarbakır mitingi için özel bir konuşma hazırlanıp hazırlanmayacağı sorusuna Erdoğan, şu yanıtı verdi:

''Neyi söyleyeceğimi bugün açıklamam ters düşer. Bölgeye yönelik, bölgenin diline, nabzına yönelik tabii ki bir hazırlanmam olacak. Bugün Van'da yaptığım konuşmada da farklılıklar vardı ama bizim şu andaki bu paketimizin, şu 26 maddenin ana çerçevesi bir defa Türkiye'nin genelinedir. Çünkü biz genel seçim yapmıyoruz. Bir genel seçim yapsak, Güneydoğu Anadolu'da ne yapacağız, bunu söylerim ama benim Kürt kökenli vatandaşım sadece Güneydoğu'da, Doğu'da yaşamıyor ki. Ankara'da, İstanbul'da, İzmir'de, Adana'da yok mu? Dolayısıyla Güneydoğu'dan belki bu mesaj çok daha farklı bir şekilde ortaya konulabilir ama biz bunu kalkar da sadece Diyarbakır'a yönelik bir şey olarak ifadelendirirsek yanlış yaparız.''

''Yani Diyarbakır'da özel bir konuşma olacak?'' denilmesi üzerine Erdoğan, ''Tabii ki... Yapamayacaklarımızın istenmesi yanlış bir şey. Biz hiçbir zaman ne aldatan, ne aldanan olacağız dedik. Dolayısıyla yapamayacaklarımızı da tabii ki dile getireceğiz. Aslında bunu biz geçmişte söyledik zaman zaman bunları dile getirdik. Yine dile getireceğiz. Ben burada sadece bir mesaj vereyim, biz kalkıp da Türkiye'de bayrağımızın yanında bir ikinci bayrağı istemeyiz. Böyle bir şeyi dalgalandıramayız çünkü bu bayrakla benim Kürt kökenli kardeşim de Türk kökenli kardeşim de kucak kucağa mücadeleyi verdiler. Oradaki kan, onların müşterek kanıdır zaten, oradaki hilal, oradaki yıldız onların müştereğidir. 780 bin kilometrekarelik vatan toprakları böyle oluştu.''

Erdoğan, ''her zaman söyledikleri gibi yine tek vatan, tek millet, tek bayrak, tek devlet diyeceklerini'' vurguladı.

''DAHA LİGİN BAŞINDAYIZ''

Trabzonspor futbol takımının Fenerbahçe'yi yendiği ve üç büyük takımın bu hafta mağlubiyet aldığı anımsatılarak futbolda bir değişim yaşanıp yaşanmadığı sorusu üzerine Erdoğan, Fenerbahçe-Trabzonspor maçının ilk yarısını izleyebildiğini kaydetti. Erdoğan, ''İstanbul Büyükşehir, her zaman Beşiktaş'a ters gelen bir takım. Galatasaray'a gelince, Sivas deplasmanı, ardından Bursaspor gibi güçlü, oturmuş ve şampiyonluğun psikolojisi üzerinde olan bir takım. Galatasaray da sezona iyi giremedi. Fenerbahçe maçında ise birinci yarıda orta sahada hakimiyet tamamen Trabzon'da olan bir maçtı. Trabzon sıradan bir takım değil'' dedi.

Erdoğan, ligin daha başında olunduğunu belirterek, çok şeyin değişebileceğini ifade etti.


Kaynak: İha