Cebimizdeki sessiz savaş

İnternet dediğimizde akla daha çok bilgisayarlar gelse de hem kişisel gözlemlerin hem de sektör raporlarının...


İnternet dediğimizde akla daha çok bilgisayarlar gelse de hem kişisel gözlemlerin hem de sektör raporlarının ortaya koyduğu basit bir gerçek var: Dünya nüfusunun büyük bir bölümü için artık cep telefonu öncelikli iletişim aracı. Kimi zaman elektriği bile olmayan coğrafyalardaki milyarlarca insan için başka bir seçenek de yok zaten.
Üstelik sanılanın aksine cep telefonu yayılımının tek motivasyonu konuşma da değil. Bugün internetle cep telefonu ekranı üstünden tanışanların sayısı bilgisayar ekranından tanışanların çok ötesinde. Diğer tarafta fiyatları bilgisayarlara denk giden akıllı cep telefonları da ciddi satış rakamlarına ulaşmış durumda.
Akıllı telefon pazarında herkesin aklına ilk gelen markalardan Apple, geçen sene 34 milyona yakın iPhone sattı. Bu yılın haziran ayında piyasaya çıkan yeni iPhone ise daha üçüncü gününde 1 milyon 700 bin kişinin cebine girmeyi başardı. Son rapora göre iPhone 4’ün satışı 3 milyonu geçmiş durumda. Firma yıl sonuna kadar 24 milyon iPhone üretmeyi hedefliyor. Satacağından şüphe duyuyorum desem yalan olur.
Bir diğer önemli oyuncu Google ise mobil cihazlar için geliştirdiği açık kaynaklı, Linux tabanlı Android işletim sistemiyle sessiz ve güçlü yükselişini sürdürüyor. Tablet bilgisayarlardan e-okuyuculara; cep telefonlarından gömülü sistemlere kadar onlarca marka ve modelde yerini alan Android sayı olarak iPhone’u geride bırakmış durumda.
İcra Kurulu Başkanı Eric Schmidt tarafından açıklanan rakamlara göre farklı marka ve modellerde her gün 160 bin yeni Android cihaz kullanıma giriyor. Bu rakam hiç artmadan devam etse bile (ki artıyor) Android ailesi her yıl 58,4 milyon (Apple’ın iki katı) büyüyecek.
Google bütün planlarını bu ivmeye bağlamış durumda. Çünkü bu cihazlar aynı zamanda firma için bir reklam platformu. Tam bu noktada Google’ın 2. çeyrekte açıkladığı 5,1 milyar dolar reklam kazancının toplam dönem gelirinin yüzde 96’sını oluşturduğunu hatırlatayım. Yani reklama bağlı hedefler Google için bu gezegendeki diğer markaların tamamından daha kritik. Schmidt hedefi kullanıcı başına yıllık 10 dolar olarak belirlemiş. Kullanıcı hedefiyse 1 milyar. 
Yıllık 10 milyar dolar Android cirosu 80 binden fazla uygulamanın yer aldığı bir
platform için biraz iddialı görünmekle birlikte imkansız da değil.
Ezeli rakip Apple ise dijital içerik dağıtım imparatorluğu iTunes’un sınırlarını genişletmekle meşgul. Şirketin en zahmetsiz geliri 200 binden fazla uygulamanın yer aldığı iPhone platformunda (ki buna artık 3 milyondan fazla satmış iPad’i de katalım) satılan uygulamalardan aldığı yüzde 30 pay.
Çok daha yüksek beklentiye sahip olduğu alansa bu yıl hizmete giren iAd. iAd sayesinde reklamverenler tek noktadan milyonlarca iPhone kullanıcısına ulaşma imkanına
kavuşuyor (advertising.apple.com).
Aynen Google’ın Adsense ile yaptığı gibi.
Filler tepişirken ezilen çimenler ise Nokia, Microsoft ve Blackberry... Senelerdir ortak bir uygulama geliştirme ve satış platformu kuramayan bu devler şimdi geriden gelip boşlukları değerlendiren çaylakların arkalarına aldığı binlerce uygulama geliştiriciyle ilerleyişini seyrediyor.
Kullanıcıya sunulan uygulama ve içerik bu savaşın en belirleyici cephanesi. Zira hiçbir kullanıcı adı geçen bu telefonları konuşmak ya da mesaj atmak için almıyor. Asıl hedef içine bir şeyler yüklemek, tüketmek, paylaşmak...
Bu taraftan bakınca en sağlam mevziye sahip marka şüphesiz Apple. Dijital içerik dağıtım platformu iTunes müzikten kitaba, uygulamadan oyuna milyonlarca seçenek barındırıyor. Ancak Apple logolu cihazlara ulaşmak için mevcut bu tek seçenek Apple’ın onay vermediği hiçbir uygulama ve içeriği de kabul etmiyor.
En basitinden işini çok daha iyi yapıyor olsa da Apple’ın kendi standart uygulamalarına paralel bir yazılıma iTunes vizesi almak imkansız. Geliştiriciler tarafından sürekli
bir gerilim kaynağı olsa da Başkan Steve Jobs politikasında ısrarcı. Hatta benzer bir gerekçeyle reddettiği Google Phone uygulaması yüzünden kendi yönetim kurulunda görev
alan Google İcra Kurulu Başkanı Schmidt’in istifasını bile göze aldı.
Apple’ın en taze sürtüşmesi News Corp. ile yaşandı. Dijital içeriği ücretli hale getirmek için bir haçlı seferine girişen Rupert Murdoch, hararetle desteklediği iPad platformunda bir abonelik sistemi geliştirmek isteyince Jobs’tan veto yedi. Çünkü Jobs muhtemelen abonelik gelirlerini de iTunes içinde tutmayı hedefliyordu. Bu kriz iki firma arasında öyle bir boyuta vardı ki Murdoch işi kendi alternatif tablet ve platfomunu üretmeye kadar götürdü.
Özetle yazılım, donanım ve içerik dünyasının yeni ekseni mobil cihazlar. Donanım geliri uygulama ve içerik gelirine kıyasla ikinci plana itilmiş durumda. Yeni yarış mümkün olduğu kadar çok kişiye ulaşmak ve kendi dağıtım platformunu egemen kılmak üstüne kurulu.
Peki bu kadar mobilden bahsettik de o dev operatörlerden neden bahsetmedik? Çünkü onlar savaşı çok önce kaybedip silahları teslim ettiler. Hâlâ cephede olduklarını sanmaları dışında bir sorun yok gibi...