Bir ülkede Hilâl görülünce diğer Müslümanların buna uyması gerekir mi?

Bir ülkede Hilâl görülünce diğer Müslümanların buna uyması gerekir mi?

Bir ülkede Hilâl görülünce diğer Müslümanların buna uyması gerekir mi?
Hicretin ikinci yılında farz kılınan oruç, dinimizin öngördüğü bedeni ibadetlerden biridir. Yalnız yiyip içmeyi bırakmak, cinsel ilişkiden uzak durmak değil, aynı zamanda kötü söz, kötü davranış ve kötü düşünceden de sakınmaktır.

Orucun bu amaca ulaşması için midenin, yiyecek ve içeceklerden sakındığı gibi, dilin yalandan, ellerin harama uzanmaktan, gözlerin harama bakmaktan, kulakların haramı dinlemekten ve ayakların kötü işler peşinde koşmaktan sakınması gerekir

Cevap: Ayın doğuş yerlerinin farklı oluşuna itibar etmeyen Hanefilere göre bir yerde hilâl görülmesi halinde bütün müslümanların buna uyması gerekir.(37-el-ihtiyar, 1/129.)

Ayın doğuş yerlerinin farklı oluşuna itibar eden Şafiilere göre ise herhangi bir yerde ay görüldüğü zaman bunun hükmü yalnız buraya yakın beldeleri bağlar, uzak beldeleri bağlamaz. Ayın doğuş yerlerindeki farklılık yirmi dört fersah (yaklaşık yüz otuz beş km.) den daha az bir mesafe olmaz.

Ancak hilâlin sabit olduğu bir ülkede hakim oruç tutmak veya bayram yapmak için hüküm verirse hakimiyeti altında bulunan herkesin (Şafiiler de dahil) hakimin hükmüne uyması zorunludur. (38-Envar, 1/158; Muğni, 1/422.

Kaynak: Oruç Risalesi - Hasip Asutay / Hacegân Yayınları