Temizöz'ün Tutukluluk Haline Devam Diyarbakır
Eski Kayseri Jandarma Komutanı Albay Cemal Temizöz ve eski Cizre Belediye Başkanı Kamil Atağ'ın da aralarında bulunduğu 7 sanığın tutukluluk halinin devamına karar verildi.
Eski Kayseri Jandarma Komutanı Albay Cemal Temizöz ve eski Cizre Belediye Başkanı Kamil Atağ'ın da aralarında bulunduğu 7 sanığın tutukluluk halinin devamına karar verildi.
Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmada tutuklu sanıklar Albay Temizöz, Kamil Atağ, Tamer Atağ, Fırat Altın (Abdulhakim Güven), Hıdır Altuğ, Adem Yakin ve Kukel Atağ hazır bulundu.
Duruşmanın öğleden sonraki bölümünde maktul Mustafa Aydın'ın öldürülmesi olayıyla ilgili olarak 3 tanık dinlendi.
Tanıklardan maktulün amcasının oğlu Arafat Aydın, 16 yıldır gönüllü olarak köy koruculuğu yaptığını anlattı.
Terör örgütü PKK'nın o dönemde amcasının oğlu Abdulhakim Aydın'ı öldürdüğü ve kendilerine ait 785 koyunu telef ettiklerini belirten tanık Aydın, bu olaydan sonra maktul Mustafa Aydın ile birlikte gönüllü korucu olduklarını söyledi.
1994 yılında Cudi Dağı'nda terör örgütü PKK'ya yönelik büyük bir operasyon yapıldığını, maktul Aydın ile operasyona katılmak üzere Botaş karakoluna gittiklerini ifade eden Arafat Aydın, şöyle dedi:
'Bana ve amcamın oğlu Mustafa Aydın'a askeri elbise, silah ve teçhizat verildi. Hisar Tabur Komutanlığına gönderildik. Burada 'Bedran' kod Adem Yakin ve 'Tayfur' kod Hıdır Altuğ bizi çağırdı. Yanlarında bir kişi daha vardı. Ancak onun ismini bilmiyorum. Bize, 'sizinle işimiz var' diyerek 300 metre ilerideki dereye doğru götürdüler. Burada silahlarımızı alıp, ellerimizi ayaklarımızı bağladılar. Bizi soydular. Dereye çevredeki dikenli otları toplayıp attılar. Bizleri de üzerine uzatıp, taş ve sopayla vurdular. Beni bir kayanın arkasına bırakıp kayaya ateş ettiler. Bir kurşun ayağımı zedeledi. Bana yapılan işkencenin izleri hala vücudunda var.'
Sanıklardan Yakin ve Altuğ'un maktul Aydın'ın boğazına şiş soktuğunu belirten tanık Arafat Aydın, 'Bize, 'siz PKK'ya yardım ediyorsunuz. İtiraf edin' diyorlardı. Bizde böyle bir şeyin olmadığını söyledik. Ancak sürekli bize işkence yapıldı. Mustafa Aydın bayıldı. Benim elbiselerimi verdiler. Baygın vaziyetteki Mustafa'yı ise karınca yuvasının üzerine oturttular. Onu daha sonra sürükleyip dereye doğru götürdüler. Ben elim bağlı bir şekilde bekliyordum. Aynı gün akşama doğru Mustafa Aydın'ın öldürüldüğünü öğrendim' dedi.
Olaydan sonra sanık Albay Cemal Temizöz'ün hem kendisini hem de diğer köy korucularını yanına çağırdığını kaydeden Aydın, 'Bize, 'Mustafa Aydın kayadan düştü, Bedran ve Tayfur öldürmemiş diyeceksiniz' dedi. Hepimize yemin ettirdi. Korkudan şikayetçi olamadık. Biz yıllardır korucuyuz. Bir taraftan teröristler bir taraftan da itirafçılar bize zulüm etti. Ben bundan bir şey anlamadım' diye konuştu.
Mahkeme başkanının, 'Bahsettiğin şahıslar, sanıklardan hangisi?' sorusu üzerine tanık Arafat Aydın, sanıklardan Adem Yakin, Hıdır Altuğ ve Cemal Temizöz'ü teşhis etti.
Diğer 2 tanığın ifadelerinin ardından mağdur müşteki avukatları söz aldı.
Avukat Tahir Elçi, söz konusu davanın tarihi açıdan çok önemli olduğunu belirtti.
Elçi, Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ'un katıldığı bir TV programında sanıklardan Cemal Temizöz lehine yargı görevini yapan savcı ve yargıçlar üzerinde baskı kurarak onları etkilemeye çalıştığını belirterek, hakkında suç duyurusunda bulunduğunu bildirdi.
Suç duyurusu örneğini mahkemeye de sunan avukat Elçi, mahkemenin de Başbuğ hakkında suç duyurusunda bulunmasını talep etti.
Daha sonra söz alan sanıklardan Temizöz, tanık Arafat Aydın'ın jandarma için özel bir istihbarat elemanı olduğunu anlatarak, 'Onun verdiği bilgiler doğrultusunda terör örgütüne yönelik önemli operasyonlar yapılmıştır. Neden böyle bir ifade verdiğini anlayamadım. Bizim dosyamıza bizim dışımızda karışmayan var mı? Genelkurmay Başkanı Başbuğ'un bir TSK personeli hakkında beyanlarda bulunması neden yadırganıyor' dedi.
Sanık Temizöz, 13 sayfalık yazılı savunmasını mahkemeye sundu.
Diğer sanıklar ve avukatlarının tahliye talebinin ardından kısa bir ara veren mahkeme heyeti, duruşmayı erteledi.
09.07.2010 20:49:32
Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmada tutuklu sanıklar Albay Temizöz, Kamil Atağ, Tamer Atağ, Fırat Altın (Abdulhakim Güven), Hıdır Altuğ, Adem Yakin ve Kukel Atağ hazır bulundu.
Duruşmanın öğleden sonraki bölümünde maktul Mustafa Aydın'ın öldürülmesi olayıyla ilgili olarak 3 tanık dinlendi.
Tanıklardan maktulün amcasının oğlu Arafat Aydın, 16 yıldır gönüllü olarak köy koruculuğu yaptığını anlattı.
Terör örgütü PKK'nın o dönemde amcasının oğlu Abdulhakim Aydın'ı öldürdüğü ve kendilerine ait 785 koyunu telef ettiklerini belirten tanık Aydın, bu olaydan sonra maktul Mustafa Aydın ile birlikte gönüllü korucu olduklarını söyledi.
1994 yılında Cudi Dağı'nda terör örgütü PKK'ya yönelik büyük bir operasyon yapıldığını, maktul Aydın ile operasyona katılmak üzere Botaş karakoluna gittiklerini ifade eden Arafat Aydın, şöyle dedi:
'Bana ve amcamın oğlu Mustafa Aydın'a askeri elbise, silah ve teçhizat verildi. Hisar Tabur Komutanlığına gönderildik. Burada 'Bedran' kod Adem Yakin ve 'Tayfur' kod Hıdır Altuğ bizi çağırdı. Yanlarında bir kişi daha vardı. Ancak onun ismini bilmiyorum. Bize, 'sizinle işimiz var' diyerek 300 metre ilerideki dereye doğru götürdüler. Burada silahlarımızı alıp, ellerimizi ayaklarımızı bağladılar. Bizi soydular. Dereye çevredeki dikenli otları toplayıp attılar. Bizleri de üzerine uzatıp, taş ve sopayla vurdular. Beni bir kayanın arkasına bırakıp kayaya ateş ettiler. Bir kurşun ayağımı zedeledi. Bana yapılan işkencenin izleri hala vücudunda var.'
Sanıklardan Yakin ve Altuğ'un maktul Aydın'ın boğazına şiş soktuğunu belirten tanık Arafat Aydın, 'Bize, 'siz PKK'ya yardım ediyorsunuz. İtiraf edin' diyorlardı. Bizde böyle bir şeyin olmadığını söyledik. Ancak sürekli bize işkence yapıldı. Mustafa Aydın bayıldı. Benim elbiselerimi verdiler. Baygın vaziyetteki Mustafa'yı ise karınca yuvasının üzerine oturttular. Onu daha sonra sürükleyip dereye doğru götürdüler. Ben elim bağlı bir şekilde bekliyordum. Aynı gün akşama doğru Mustafa Aydın'ın öldürüldüğünü öğrendim' dedi.
Olaydan sonra sanık Albay Cemal Temizöz'ün hem kendisini hem de diğer köy korucularını yanına çağırdığını kaydeden Aydın, 'Bize, 'Mustafa Aydın kayadan düştü, Bedran ve Tayfur öldürmemiş diyeceksiniz' dedi. Hepimize yemin ettirdi. Korkudan şikayetçi olamadık. Biz yıllardır korucuyuz. Bir taraftan teröristler bir taraftan da itirafçılar bize zulüm etti. Ben bundan bir şey anlamadım' diye konuştu.
Mahkeme başkanının, 'Bahsettiğin şahıslar, sanıklardan hangisi?' sorusu üzerine tanık Arafat Aydın, sanıklardan Adem Yakin, Hıdır Altuğ ve Cemal Temizöz'ü teşhis etti.
Diğer 2 tanığın ifadelerinin ardından mağdur müşteki avukatları söz aldı.
Avukat Tahir Elçi, söz konusu davanın tarihi açıdan çok önemli olduğunu belirtti.
Elçi, Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ'un katıldığı bir TV programında sanıklardan Cemal Temizöz lehine yargı görevini yapan savcı ve yargıçlar üzerinde baskı kurarak onları etkilemeye çalıştığını belirterek, hakkında suç duyurusunda bulunduğunu bildirdi.
Suç duyurusu örneğini mahkemeye de sunan avukat Elçi, mahkemenin de Başbuğ hakkında suç duyurusunda bulunmasını talep etti.
Daha sonra söz alan sanıklardan Temizöz, tanık Arafat Aydın'ın jandarma için özel bir istihbarat elemanı olduğunu anlatarak, 'Onun verdiği bilgiler doğrultusunda terör örgütüne yönelik önemli operasyonlar yapılmıştır. Neden böyle bir ifade verdiğini anlayamadım. Bizim dosyamıza bizim dışımızda karışmayan var mı? Genelkurmay Başkanı Başbuğ'un bir TSK personeli hakkında beyanlarda bulunması neden yadırganıyor' dedi.
Sanık Temizöz, 13 sayfalık yazılı savunmasını mahkemeye sundu.
Diğer sanıklar ve avukatlarının tahliye talebinin ardından kısa bir ara veren mahkeme heyeti, duruşmayı erteledi.
09.07.2010 20:49:32