Van'da Baş Örtüsüne Özgürlük Eylemi
Van Hak Ve Özgürlükler Platformu'nun her ayın ilk haftasında düzenlediği 'Başörtüsüne özgürlük' konulu basın açıklamasının 153'üncüsü yapıldı.
Sanat Sokağı ' nda düzenlenen basın açıklamasına Mazlum-Der Genel Başkanı Ahmet Faruk Ünsal ve Van Şubesi yöneticileri ile çok sayıda vatandaş katıldı . Burada kısa bir açıklama yapan Ünsal , Kürt sorunu , Anayasa çalışmaları ve baş örtüsü yasağının diyalog ile çözülmesini istedi .
Daha sonra hazırlanan ortak basın metnini okuyan Mazlum-Der Van Şubesi Başkanı Abidin Engin , on yıllardır devam eden çatışmaların durdurulabilmesi ve dökülen kan son bulabilmesi , kalıcı bir barış ortamının tesis edilebilmesinin ilk şartının gerçeklerle yüzleşmek ve sorunun doğru analiz edilmesi olduğunu kaydetti . Çatışmalı sürecin neden başladığı ve bu günlere hangi nedenlerle gelindiği açık yüreklilikle sorgulanmazsa çözüm yolunda mesafe alınmasının mümkün olmayacağını kaydeden Engin , " Devletin itibarı
ve ulusalcı anlayışların tabuları ile hareket edilerek çözüm yolunda mesafe alınamaz . İnsan hayatı ve onuru her türlü ezberin üzerinde görülmeli ve diyalog yolu ile çözümün önündeki engeller ortadan kaldırılmalıdır . Çatışma ve doğurduğu kaos ortamının giderilmesi konusunda , insanlığın ortak tecrübesinden yararlanmalı ve sorun tüm muhataplar ile konuşmayı göze alarak aşılmaya çalışılmalıdır . Muhatapsız çözüm ve tasfiye gibi kavramlarda ısrar etmek , sadece daha fazla kan dökülmesine , daha fazla çocuğumuzun
tabutuna sarılmak zorunda kalmamıza neden olmaktadır " dedi .
Bugüne kadar defalarca denenen ve çözümden çok çözümsüzlüğe hizmet ettiğini öne sürdüğü ' terörle mücadele ' politikalarına yeniden umut bağlanmasının endişe verici olduğunu kaydeden Engin , çözümü daha çok operasyon , daha sıkı güvenlik politikalarında görenlerin doğrudan toplumsal barış arayışlarını dinamitlemekte olduklarını savundu . Halkın bir arada barış içinde yaşama özlem ve umutlarını hayal kırıklığına dönüştüren bu tür girişimlerin geri dönüşü olmayan gelişmeleri beraberinde getireceğini iddia eden
Engin , " Çatışmaların toplumsal linç ve çatışmaya dönüşme potansiyeli göz ardı edilmeden acil adımlar atılmalıdır . Ülkenin , kronikleşmiş ve çözüm bekleyen sorunları hala halkın canını yakmakta , Ergenekon zihniyet ve yapılanmasının varlığını hala diri bir şekilde devam ettirmesine hizmet etmektedir . İnanç özgürlüğü üzerinde ağır bir yük olarak duran baş örtüsü yasağı , halkı ve değerlerini açıktan yok sayarak önümüzde durmaktadır . İnanç toplulukları üzerinde estirilen yargısal ve bürokratik terör , sorunların
ve dolayısı ile öfkenin ve ayrımcılığın artarak derinleşmesini getirmektedir . Hak ve özgürlüklerin pazarlık konusu yapılmadan tüm yurttaşlar için eşit kullanım imkanı sunulduğu yeni bir anayasa hazırlanmalıdır . Toplumun tüm kesimlerinin katılımı ile hazırlanacak yeni bir toplum sözleşmesi , özellikle kimliklerin yok sayılması temelinde şekillenen temel sorunların ve başta Kürt sorununun çözümünde , silahın devre dışı bırakılmasının olmazsa olmazıdır . Barış ve adaletten yana olan herkesin bu yöndeki arayışları
güçlendirecek sorumluluk üstlenmesi gerekir . Sivil toplum örgütlerinin bu yönde bir inisiyatif üstlenmesi zorunludur . İnsan hakları savunucuları daha fazla vakit kaybetmeden çözüm sürecinin başlamasına öncülük etmelidir " şeklinde konuştu .
Daha sonra hazırlanan ortak basın metnini okuyan Mazlum-Der Van Şubesi Başkanı Abidin Engin , on yıllardır devam eden çatışmaların durdurulabilmesi ve dökülen kan son bulabilmesi , kalıcı bir barış ortamının tesis edilebilmesinin ilk şartının gerçeklerle yüzleşmek ve sorunun doğru analiz edilmesi olduğunu kaydetti . Çatışmalı sürecin neden başladığı ve bu günlere hangi nedenlerle gelindiği açık yüreklilikle sorgulanmazsa çözüm yolunda mesafe alınmasının mümkün olmayacağını kaydeden Engin , " Devletin itibarı
ve ulusalcı anlayışların tabuları ile hareket edilerek çözüm yolunda mesafe alınamaz . İnsan hayatı ve onuru her türlü ezberin üzerinde görülmeli ve diyalog yolu ile çözümün önündeki engeller ortadan kaldırılmalıdır . Çatışma ve doğurduğu kaos ortamının giderilmesi konusunda , insanlığın ortak tecrübesinden yararlanmalı ve sorun tüm muhataplar ile konuşmayı göze alarak aşılmaya çalışılmalıdır . Muhatapsız çözüm ve tasfiye gibi kavramlarda ısrar etmek , sadece daha fazla kan dökülmesine , daha fazla çocuğumuzun
tabutuna sarılmak zorunda kalmamıza neden olmaktadır " dedi .
Bugüne kadar defalarca denenen ve çözümden çok çözümsüzlüğe hizmet ettiğini öne sürdüğü ' terörle mücadele ' politikalarına yeniden umut bağlanmasının endişe verici olduğunu kaydeden Engin , çözümü daha çok operasyon , daha sıkı güvenlik politikalarında görenlerin doğrudan toplumsal barış arayışlarını dinamitlemekte olduklarını savundu . Halkın bir arada barış içinde yaşama özlem ve umutlarını hayal kırıklığına dönüştüren bu tür girişimlerin geri dönüşü olmayan gelişmeleri beraberinde getireceğini iddia eden
Engin , " Çatışmaların toplumsal linç ve çatışmaya dönüşme potansiyeli göz ardı edilmeden acil adımlar atılmalıdır . Ülkenin , kronikleşmiş ve çözüm bekleyen sorunları hala halkın canını yakmakta , Ergenekon zihniyet ve yapılanmasının varlığını hala diri bir şekilde devam ettirmesine hizmet etmektedir . İnanç özgürlüğü üzerinde ağır bir yük olarak duran baş örtüsü yasağı , halkı ve değerlerini açıktan yok sayarak önümüzde durmaktadır . İnanç toplulukları üzerinde estirilen yargısal ve bürokratik terör , sorunların
ve dolayısı ile öfkenin ve ayrımcılığın artarak derinleşmesini getirmektedir . Hak ve özgürlüklerin pazarlık konusu yapılmadan tüm yurttaşlar için eşit kullanım imkanı sunulduğu yeni bir anayasa hazırlanmalıdır . Toplumun tüm kesimlerinin katılımı ile hazırlanacak yeni bir toplum sözleşmesi , özellikle kimliklerin yok sayılması temelinde şekillenen temel sorunların ve başta Kürt sorununun çözümünde , silahın devre dışı bırakılmasının olmazsa olmazıdır . Barış ve adaletten yana olan herkesin bu yöndeki arayışları
güçlendirecek sorumluluk üstlenmesi gerekir . Sivil toplum örgütlerinin bu yönde bir inisiyatif üstlenmesi zorunludur . İnsan hakları savunucuları daha fazla vakit kaybetmeden çözüm sürecinin başlamasına öncülük etmelidir " şeklinde konuştu .