'1. Van Gölü Kültür Sanat Ve Doğa Festivali'
Van Belediyesi 1
Van Belediyesi 1. Van Gölü Kültür Sanat ve Doğa festivali kapsamında Van Ticaret ve Sanayi Odası Başkanlığı salonunda gerçekleştirilen, 'Tarihe tanıklık etmek, 12 Eylül Diyarbakır Cezaevi gerçeği' konulu panelde konuşan avukat Fethi Gümüş, bugün sistemin yaşattığı şeylerin 1980'den daha kötü olduğunu savundu.
Van Belediyesi 1. Van Gölü Kültür Sanat ve Doğa Festivali kapsamında Van Ticaret ve Sanayi Odası Başkanlığı salonunda gerçekleştirilen 'Tarihe tanıklık etmek, 12 Eylül Diyarbakır Cezaevi gerçeği' konulu panelde konuşan avukat Fethi Gümüş, Diyarbakır Cezaevi'ni anlatmanın kolay olmadığını söyledi. O dönemde yaşananların insanlığın, hukukun ve mantığın kabul edeceği uygulamalar olmadığını ifade eden Gümüş, "12 Eylül Darbesi, o direniş ve karşı çıkışları susturmak için yapıldı. Kolektif şekilde ve örgütsel
şekilde çalışan herkes zindanlara atıldı. Karşı çıkışlardan dolayı özel bir uygulamaya tabi tutuldu ve tarih burada yazıldı. Cezaevine giren insanlar eğer sistem karşısında sussalardı bugün bu tarih yazılmayacaktı" dedi.
Bedenlerini feda edenlere karşı her zaman saygı göstermek zorunda olduğunu anlatan avukat Gümüş, Diyarbakır Cezaevi'nde yaşananların mantığın hiçbir şekilde kabul edemeyeceği uygulamalar olduğunu söyledi. Diyarbakır Cezaevi'nde yaşananları anlattıklarında kimsenin inanmadığını aktaran Gümüş, "Ama onlar bu baskılara rağmen o koşullarda, o olanaklar çerçevesinde mücadelelerine devam ediyorlardı. Gözaltı süresi o zaman 3 aydı. Bu 3 ay içerisinde tarifi mümkün olmayan işkenceler yapılıyordu. İnsanlar
saatlerce Filistin askısında asılı kalıyordu. Birçok kişi burada bu şekilde hayatlarını kaybetti. Yine kadın ve çocuklara izahı olmayan işkenceler yapılıyordu" iddialarında bulundu.
Bugünün 1980'den daha iyi bir dönem olmadığını öne süren avukat Gümüş, tutuklu ve hükümlülerin avukatlarının da bir şey yapamadığını ve avukatların da aynı uygulamalara tabi tutulduğunu kaydetti. Mahkeme salonundan bir sineği bile kovmanın cezasının tarif edilemeyecek ağırlıkta olduğunu söyleyen Gümüş, mahkeme salonunda müvekkillerinin ceza almaması için yüzlerine bile bakamadıklarını ifade etti. Gümüş, gün boyu süren mahkemelerde izin olmadığı için insanların bulundukları yerde ihtiyaçlarını
giderdiklerini öne sürerek, "O işkenceler karşısında birçok kişi akli dengesini kaybetti. Ben 5 kişinin böyle olduğuna şahitlik ettim" ifadelerini kullandı.
Sistemin kendilerine göre doğal bir hukuk oluşturduğunu ancak kendi hukuklarını bile hiçe saydıklarını savunan Gümüş, "1980'li yıllarda içeride infaz, 90'lı yıllarda dışarıdan infaz ediliyordu. Bugün ise düşünebilen her kişinin özgürlük hakkı infaz ediliyor. Bugün kendilerinin yaptığı insanlık dışı uygulamaları inkar ediyorlar. Ama bugün 1980'den daha iyi bir dönem değildir. 1980'li yıllarda mahkemelerde beraat yüzde 70, ceza oranı yüzde 30 iken bugün cezalandırma yüzde 80, beraat yüzde 20 civarında yer
alıyor" açıklamasını yaptı.
Van Belediyesi 1. Van Gölü Kültür Sanat ve Doğa Festivali kapsamında Van Ticaret ve Sanayi Odası Başkanlığı salonunda gerçekleştirilen 'Tarihe tanıklık etmek, 12 Eylül Diyarbakır Cezaevi gerçeği' konulu panelde konuşan avukat Fethi Gümüş, Diyarbakır Cezaevi'ni anlatmanın kolay olmadığını söyledi. O dönemde yaşananların insanlığın, hukukun ve mantığın kabul edeceği uygulamalar olmadığını ifade eden Gümüş, "12 Eylül Darbesi, o direniş ve karşı çıkışları susturmak için yapıldı. Kolektif şekilde ve örgütsel
şekilde çalışan herkes zindanlara atıldı. Karşı çıkışlardan dolayı özel bir uygulamaya tabi tutuldu ve tarih burada yazıldı. Cezaevine giren insanlar eğer sistem karşısında sussalardı bugün bu tarih yazılmayacaktı" dedi.
Bedenlerini feda edenlere karşı her zaman saygı göstermek zorunda olduğunu anlatan avukat Gümüş, Diyarbakır Cezaevi'nde yaşananların mantığın hiçbir şekilde kabul edemeyeceği uygulamalar olduğunu söyledi. Diyarbakır Cezaevi'nde yaşananları anlattıklarında kimsenin inanmadığını aktaran Gümüş, "Ama onlar bu baskılara rağmen o koşullarda, o olanaklar çerçevesinde mücadelelerine devam ediyorlardı. Gözaltı süresi o zaman 3 aydı. Bu 3 ay içerisinde tarifi mümkün olmayan işkenceler yapılıyordu. İnsanlar
saatlerce Filistin askısında asılı kalıyordu. Birçok kişi burada bu şekilde hayatlarını kaybetti. Yine kadın ve çocuklara izahı olmayan işkenceler yapılıyordu" iddialarında bulundu.
Bugünün 1980'den daha iyi bir dönem olmadığını öne süren avukat Gümüş, tutuklu ve hükümlülerin avukatlarının da bir şey yapamadığını ve avukatların da aynı uygulamalara tabi tutulduğunu kaydetti. Mahkeme salonundan bir sineği bile kovmanın cezasının tarif edilemeyecek ağırlıkta olduğunu söyleyen Gümüş, mahkeme salonunda müvekkillerinin ceza almaması için yüzlerine bile bakamadıklarını ifade etti. Gümüş, gün boyu süren mahkemelerde izin olmadığı için insanların bulundukları yerde ihtiyaçlarını
giderdiklerini öne sürerek, "O işkenceler karşısında birçok kişi akli dengesini kaybetti. Ben 5 kişinin böyle olduğuna şahitlik ettim" ifadelerini kullandı.
Sistemin kendilerine göre doğal bir hukuk oluşturduğunu ancak kendi hukuklarını bile hiçe saydıklarını savunan Gümüş, "1980'li yıllarda içeride infaz, 90'lı yıllarda dışarıdan infaz ediliyordu. Bugün ise düşünebilen her kişinin özgürlük hakkı infaz ediliyor. Bugün kendilerinin yaptığı insanlık dışı uygulamaları inkar ediyorlar. Ama bugün 1980'den daha iyi bir dönem değildir. 1980'li yıllarda mahkemelerde beraat yüzde 70, ceza oranı yüzde 30 iken bugün cezalandırma yüzde 80, beraat yüzde 20 civarında yer
alıyor" açıklamasını yaptı.