Kadınların sesi ölümleri durduracak güce sahip - POLİTİKA

Kadınlara açılımı anlatan Başbakan, Arjantin’deki Mayıs Annelerini örnek gösterdi ve ekledi: Sizin sesiniz kurşun vızıltılarını bastıracak ölümleri durduracak güce sahip

ERDİNÇ AKKOYUNLU İSTANBUL

Başbakan Erdoğan, Demokratik açılım süreci ve Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi kapsamında, sivil toplum kuruluşlarının kadın temsilcileriyle buluştu. Dolmabahçe’degerçekleşen toplantıda kadınların önerilerini dinleyen Erdoğan şöyle konuştu:

AĞITLARI BASTIRACAK SİYASİ SÖZ YOK

Anneliğin siyaseti yoktur, anneliğin ideolojisi yoktur, anneliğin sağcılığı, solculuğu yoktur. Gencecik evladını yitiren bir babanın acısı, evet büyüktür ama yüreğinden bir parçayı kaybeden bir annenin tarifi mümkün olmayan acısı çok daha büyüktür. Dağ gibi olduğu yere çökmüş bir kadının ağıtlarını bastıracak hiçbir siyasi söz yoktur.

ANNELERİN İNİSİYATİFİYLE ÇÖZÜLECEK

3 çocuğunu teröre kaptırmış Sakine Hanım Diyarbakır’dan ‘Gelin kucaklaşalım’ diye seslendi. Evladını vatanına şehit vermiş Matlube hanım, o büyük acıya rağmen ‘vatan sağ olsun’ dedi. Onların yüreklerindeki sızı kadar yüreklerindeki cesaret de kahramanlık da en az o kadar büyük. Ben bu sorunun, bu sorunun en büyük mağduru kadınlar inisiyatif yüklendiğinde daha kolay ve daha hızlı çözüleceğine yürekten inanıyorum. Sizin sesiniz kurşun vızıltılarını bastıracak, ölümleri durdurup gençleri yaşatacak güce ve kudrete sahip. Sizlerden, sesinizi yükseltmenizi, gençleri yaşatmak için yüreğinizi ortaya koymanızı istiyorum.

ARJANTİN VE İRLANDALI KADINLAR GİBİ

Buradan, sizler aracılığıyla ülkemin tüm kadınlarına da seslenmek istiyorum. Ne olur, çocuklarımıza sahip çıkalım. Bunu, kadınlar başaracaktır. Arjantin’in, İrlanda’nın, Pakistan’ın, İsrail’in kadınları, anneleri bunu nasıl başardıysa, başarıyorsa, benim ülkemin kadınları da seslerini yükselterek bunu başaracaktır. 

Caroline Koç’tan Zozan Özgökçe’ye

Toplam 86 sivil toplum örgütünün katıldığı görüşmede katılımcılar arasında TUSİAD Başkanı Ümit Boyner, KAGİDER Başkanı Gülseren Onanç, KADER Başkanı Çiğdem Aydın, VAKAD üyesi Zozan Özgekçe, Amerika Kadın Platformu’ndan Hülya Gülbahar, Caroline Koç, Demet Sabancı’nın yanı sıra Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanı Selma Aliye Kavaf, Milli Eğitim Bakanı Çubukçu ve Başbakan Yardımcısı Hüseyin Çelik katıldı. STK üyeleri 2.5 saati aşkın süre boyunca Başbakan ile demokratik açılım konusunda fikir alışverişinde bulundu. Katılımcı STK’lar arasında Sabancı vakfı, Türk Kadın Lobisi, Türkiye İş Kadınları Derneği, AÇEV, AKDER, Hanımlar İlim ve Kültür Derneği, Marmara Grubu Stratejik ve Sosyal Araştırmalar Vakfı İnsan Hakları Platformu, Türk Kızılay Kadın Kolları, Diyarbakır Kültür Sanat Vakfı, Hak- İş Kadın Platformu, Türk-İş, Kamu-Sen, DİSK kadın kolları, Kadın Eczacılar Derneği, Koza İş ve Kadın Derneği de vardı.

Açılımın devam etmesini istiyoruz

TÜSİAD Başkanı Ümit Boyner: Herkes fikirlerini rahatça ortaya koydu. Tüm kadın sivil toplum kuruluşları açılımın devam etmesinden ve açılımın içeriğine katkı sağlamaktan memnun. Katkıya devam etmek istiyorlar. TOBB Kadın Girişimciler Kurul Başkanı Aynur Bektaş: Tüm yasaklar kaldırılmalı. Tüm kadınlar açılıma destek veriyor.

Türkiye Aile Planlaması Derneği Başkanı Prof. Dr. Hakan Şatıroğlu: Türkiye’nin açılımdan başarılı çıkacağını umuyorum. Açılım insan odaklı olmalı. 

Türkiye Diyanet Vakfı Kadın Faaliyetleri Merkezi Başkanı Ayşe Sucu: Toplumda bir mutabakat sağlamak istiyorsak, bir üst dil oluşturmak zorundayız. 



 

Cuntacıları yargılattılar

Erdoğan’ın konuşması sırasında Arjantin ve İspanya’da direnişin simgesi olan dünya annelerinden örnekler verdi. Arjantin’de 1975 yılında darbeyle iktidara el koyan General Videla cuntası, 10 yıl yönetimdeydi. 1976-82 arasında 30 bin insanın ‘ortadan kaldırıldığı’ bir dönem yaşandı. Ancak bu dönemde hükümet binasının bulunduğu ‘Plaza del Mayo’ yani Mayıs Meydanı’nda bir araya gelen anne ve büyükanneler, beyaz başörtüleriyle sessizce oturma eylemiyle kayıp oğullarını, kardeşlerini ve torunlarını istedi. Gözaltı ve dayaklara rağmen eylemden vazgeçmediler, sayıları giderek arttı ve Arjantin’deki ‘Kayıp insanlar’ gerçeğini bütün dünyaya duyurdular. Son cunta şefi Reynaldo Bignone Ekim 1983 seçimleri öncesi diktatörlük döneminde yaşanan ölüm ve kayıplara ilişkin dönemin yöneticilerine dokunuzmazlık getiren bir yasa çıkarınca  ‘Plaza del mayo’ anneleri sokağa döküldü. Cuntacılar bu sayede yargılanmaktan kurtulamadı. İspanya, Pakistan ve İsrail’de de benzer kadın hareketleri yaşanmıştı. İsrail’de anne ve babalar çocuklarının Filistinlileri öldürmek için askere alınmasına karşı büyük çaplı eylemler düzenlemişti.

Ben bir Kürt annesiyim ama şehitler yüreğimi parçalıyor

Erdoğan konuşması sırasında çocuklarını teröre kurban vermiş iki annenin hikayesini de anlattı: Diyarbakırlı Sakine Arat’ın hayat hikayesine dikkati çekmek istiyorum. 18 yaşında evlendirildi. Üç oğlunu terör örgütüne kaptırdı ve bir kızı ağabeylerinin acısına dayanamayarak kendi canına kıydı. Bir başka oğlu da trafik kazasında hayatını kaybetti. Diyarbakırlı Sakine Ana, ‘Biz yüzyıllardır birlikte yaşıyoruz. Birbirimizden kız aldık, kız verdik. Aynı kanı taşıyoruz. Bir Kürt annesiyim ama bir şehit haberi duyduğumda yüreğim parçalanıyor. Askerler de bizim evlatlarımız. Bu ülkeyi yöneten küçük büyük herkese sesleniyorum; ‘evladınız gözünüzün önünde öldürülürse ne yaparsınız?’ demişti. Bu soruyu herkesin kendisine sorması gerekiyor.

KİMSE BU ACIYI YAŞAMASIN

Diğer yandan, asker oğlunu Diyarbakır’ın Lice ilçesinde şehit veren Bitlisli Matlube Güngör. Güngör, ‘Hepimiz kardeşiz. Allah hiç kimseye bu acıyı yaşatmasın. Bizim canımız, ciğerimiz yandı, başkalarınınki yanmasın. Her türlü fedakarlığa katlandım, çok zaman aç kaldım, açıkta kaldım. Daha gençliğinin baharında oğlumu vatani görevini yapması için askere gönderdim. Onu Lice’de şehit ettiler. oğlumun bana bir daha anne diyemeyecek olması beni kahrediyor. Ama bir şehit annesi olmaktan da gurur duyuyorum’ demişti.

Referandumda kadınlar pakete destek verecek

Başbakan Erdoğan: 12 Eylülde oylanacak Anayasa Değişikliği paketinin önemli unsurlarından biri de kadınlara yönelik pozitif ayrımcılığın güçlendirilmesi. Pozitif ayrımcılık içeren tüm düzenlemeler anayasal teminat altına alınıyor. Aynı şekilde çocuklar, yaşlılar, özürlüler dul, yetim, malul ve gazilerin haklarını da anayasal güvence altına alıyoruz. Bu Anayasa değişikliği, hak ve özgürlüklerin genişletilmesi noktasında Türkiye için adeta bir dönüm noktası olacaktır. Bizim milletimiz her zaman değişimden yana, her zaman özgürlüklerden yana olmuştur. Özellikle kadınlarımızın, hem doğrudan kendilerini ilgilendiren hem de ülkeyi yakından ilgilendiren bu değişiklik paketine inanıyorum ki gerekli desteği vereceklerdir.

Star Gazete