Kardak kahramanı 'kredi kartı'na açıklık getirdi

'Amirallere suikast' ve 'Kafes eylem planı' davaları ile birleştirilen Poyrazköy davasının ikinci duruşmasına bugün devam ediliyor. Tutuksuz sanık Deniz Kurmay Kıdemli Albay Ali Türkşen, Kardak kriziyle ilgili dün verdiği ifadenin yanlış anlaşılmasına mahal vermemek için, 'Ordumuz güçsüz ve biz açığı kapatıyoruz gibi bir hava yaratıldı. Bu doğ

"Amirallere suikast" ve "Kafes eylem planı" davaları ile birleştirilen Poyrazköy davasının ikinci duruşmasına bugün devam ediliyor. Tutuksuz sanık Deniz Kurmay Kıdemli Albay Ali Türkşen, Kardak kriziyle ilgili dün verdiği ifadenin yanlış anlaşılmasına mahal vermemek için, "Ordumuz güçsüz ve biz açığı kapatıyoruz gibi bir hava yaratıldı. Bu doğru değil. Yaptığımız anlık bir çözümdü" açıklamasını yaptı. 12. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada, 11'i tutuklu 69 sanık yargılanıyor.

Duruşmaya, tutuklu sanıklar emekli Binbaşı Levent Bektaş, emekli SAT komandosu Ergin Gedikkaya ile tutuklu muvazzaf 9 asker katılıyor.

Tutuksuz sanıklardan emekli Koramiral Feyyaz Öğütçü ve Tuğamiral Levent Görgeç de duruşma salonunda.

Davanın tutuksuz sanıklarından Deniz Kurmay Kıdemli Albay Ali Türkşen savunmasını tamamladı.

İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada savunmasını yapan Türkşen, dünkü duruşmada savunmasını yaptığı sırada Kardak krizi çıktığı zaman bir arkadaşının kredi kartıyla benzin aldığını söylediğini hatırlatarak, bunun, bazı basın ve yayın organlarında yer aldığını ve bir yanlış anlaşılmaya mahal vermemek için bu hususta birkaç şey söylemek isteğini belirtti.

Türk Silahlı Kuvvetlerinin personelinin, kredi kartıyla benzin alması gibi yüzlerce hikayenin olduğunu dile getiren Türkşen, "Ordumuzun güçsüz ve biz açığı kapatıyoruz gibi bir durum değil, anlık bir çözüm. O para bir iki gün içinde zaten ödendi. O genç arkadaş da kredi kartı vardı, o anda o ödedi. Bu, mahkemeye taşındığı için duyuldu. Bunun gibi anlatılmamış yüzlerce hikaye vardır" dedi.

Türkşen, iddianamede yer alan ihbar mektuplarıyla ilgili olarak kendilerini vatansever olarak niteleyen, ancak maillerin altına isimlerini yazamayan, kendi silah arkadaşlarını satan müfteri şahısların da olduğu bir ortamda görev yaptıklarını anlatarak, "Burada hedef TSK'yı yıpratmaktır" şeklinde konuştu.

Davaya müdahil olarak katılan Agos gazetesi avukatlarına da seslenmek istediğini belirten Türkşen, "Davaya olan katkınız, davayı uzatmak ve günahsız insanların masumiyetini geciktirmekten başka bir şey olmayacaktır" dedi.

"Askerimizin gemisi yakıtsız mı kalıyor?"

Savunmasını tamamlamasının ardından çapraz sorgusuna geçilen Türkşen, üye hakim Mehmet Karababa'nın "Yunan kuvvetleri Kardak Kayalıkları'na bayrak diktikten sonra, Türkiye, İkiz Kayalıklar'a bayrak dikme çözümünü buldu. Ama siz buraya bayrak dikmeye giderken, bota kendi cebinizden yakıt aldığınızı söylüyorsunuz. Türk Ordusunun, böyle bir durumda harekat planı yok muydu? Askerimizin gemisi yakıtsız mı duruyor? Askerimiz kumanyasız mı kalıyor?" sorusuna şu yanıtı verdi:

"Bize 'bütün malzemelerinizi alın, sizi uçak bekliyor, onunla Bodrum'a ineceksiniz' dendi. Biz de tüm malzemelerimizi alarak uçağa gittik. Ancak benzinler uçak pilotu tarafından uçağa alınmadı. Hatta dalış tüplerimiz de uçağa alınmadı. Gittiğimiz yere en yakın askeri birlik Aksaz'daydı. Bize harekatın süresi konusunda hiçbir bilgi verilmedi. Sürekli 'Hala adaya çıkmadınız mı?' diye soruldu. Biz bu kadar zamanla yarışırken, Aksaz'dan benzin bekleyemezdik. Onun için de böyle bir çözüm bulduk."

Sanık avukatlarından Şeref Dede de "Hakim Mehmet Karababa, Türk Ordusu bu kadar aciz ve savunmasız mı diye sordu" demesi üzerine Karababa, müdahale ederek "Ben öyle bir şey söylemedim. Söylediklerim yanlış anlaşılmasın. Türk Ordusunun, planlı savunma yaptığına hala inanıyoruz. Merak ettim" dedi.

Bunun üzerine araya giren Mahkeme Heyeti Başkanı Oktay Kuban, "Türk Ordusunun ne kadar hazırlıklı olduğunu ve aksaklıklar ortaya çıktığında nasıl çözüm bulduğunu açıkça ortaya koydu" açıklamasını yaptı.

Tutuksuz sanık Ali Türkşen, tekrar söz alarak "Biz o gece donduk, üstümüzde kıyafet yoktu. Ama şimdi, Türk askerini görünce Amerika askeri geliyor sanıyorum. Bu olay sonrasında her şeyleri tamam ve bütün donanımları gelmiş durumda" dedi.

Hakim Karababa, Türkşen'in savunması sırasında, Deniz Kuvvetleri Komutanlığında 2 kişinin, ihbar mailleri attığı şeklinde bir şey söylediğini hatırlatarak "Bu iki kişi dışında onları koruyan onlarla hareket eden başka kişiler var mı?" sorusunu yöneltti.

Bahriyelilerde herkesin birbirini tanıdığını ifade eden Türkşen, şüphe anlamında çeşitli tespitlerinin olduğunu, bu iki kişi dışında 10 isim daha sayabileceğini, ancak bunun yerinin burası olmadığını söyledi.

Deniz Kuvvetleri Komutanlığında müthiş bir yapılanma olduğunu ifade eden Türkşen, hakim Karababa'nın, orada görevli 153 personelin bulunduğunu hatırlatarak, bunların arasından neden sadece kendilerinin seçildiğini sorması üzerine de "Oraya gidilsin ve oradaki askerlere sorulsun, 'kiminle çalışmak istiyorsunuz' diye, en çok çalışmak istedikleri kişiler olarak buradaki isimler verilir" diye konuştu.

Duruşmaya ara verildi.


CNN Türk