Uluslararası Katılımlı 3.çevre Hekimliği Kongresi Sonuç Bildirgesi Yayınlandı
23-25 Haziran 2010 tarihlerinde Aydın Didim'deAydın Adnan menderes Üniversitesi, Hacettepe ve GATA tarafından ortaklaşa gerçekleştirilen 3. Çevre Hekimliği Kongresi'nin sonuç bildirgesi yayınlandı.

Türkiye'nin her bölgesinden yaklaşık 200 uzmanın katılımı ile gerçekleştirilen kongrede çevre,-sağlık-toplum ve hekim ilişkisinin ele alındığı belirtilen kongrenin sonuç bildirgesinde "Çevre hekimliği kavramının halk sağlığı uzmanları, aile hekimleri ve tüm klinisyen hekimler ile birlikte tartışıldığı bir platform yaratılmış olması Kongreye bir ilk haline getirmiştir. Çevre ve sağlık sektöründe hizmet veren kurum ve kuruluşlar ile sivil toplum örgütlerinin de katılımı, başta Aydın Valisi olmak üzere yerel yöneticilerin ve üst düzey karar vericiler ile yurt dışından beş katılımcının varlığı ve üç üniversite işbirliğinde gerçekleştirilmesi Kongre'yi güçlendirmiştir. Ayrıca BENA (Balkan Çevre Kurumu) da kongreye büyük katkı vermiştir. Kongrede çevre hekimliği kavramının yanı sıra çevre tahribinin boyutları konusunda kapsamlı bilgi verilmiştir. Çevre kirliliğinin yüzde 50'sinin son 35 yılda meydana geldiği ve özünde insan kaynaklı kirlilik olduğu vurgulanmıştır. Küreselleşmenin getirdiği bu olumsuzluklardan tüm dünyanın etkilendiği, çevre tahribatının eşik değerde olduğu, geri dönüş için 5-10 yıllık bir sürenin kaldığı vurgulanmıştır." denildi.
Kongrede ortak dile getirilenler ve gelecek kongrelere ışık tutacak kararların yanı sıra "Kahvehanelerde sigara içilmesi yasağı ile ilgili olarak Danıştay tarafından verilen kararının onaylanmadığı ve adı geçen yerlerde sigara yasağının sürdürülmesi konusunda savunuculuğun sürdürülmesi gerektiği, Çevresel kirleticilerin insan ve diğer canlıların varlığını tehdit edecek düzeye ulaşması nedeni ile bundan sonra toplumun etkilenimine yol açabilecek kirliliğin yaratılmaması için çaba harcanmasına" gibi önemli maddelere yer verildi.
Açıklamanın son bölümünde ise " Sonuçta bireysel, yerel ve küresel düzeyde acilen önlemler alınmalı, sivil toplum kuruluşları, medya, üniversiteler ve farkındalık yaratma çabalarını ve savunuculuğu artırmalıdır. Böylece politik iradenin sağlanması mümkün olacaktır" denildi.
