Bakan Ergün: Referandumun aşla, işle, istihdamla çok yakından ilgisi var

Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün, "Bir ülkede demokrasi ne kadar güçlü olursa, insan hakları, hukuk devleti, özgürlük alanı ne kadar geniş olursa,

Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün, "Bir ülkede demokrasi ne kadar güçlü olursa, insan hakları, hukuk devleti, özgürlük alanı ne kadar geniş olursa, yerli veya yabancı girişimciler de o ülkede o kadar rahat yatırım yaparlar." dedi.

Bakan Ergün, Elazığ ve Malatya Organize Sanayi Bölgelerinde incelemeler yapmak ve Malatya'daki Ticaret Fuarının açılışına katılmak için uçakla Elazığ'a geldi. Bakan Ergün'ü, havaalanında Elazığ Valisi Muammer Erol, Belediye Başkanı Süleyman Selmanoğlu, Sivil Toplum Kuruluşu temsilcileri ve AK parti İl teşkilatı karşıladı. Bakan Ergün ve beraberindeler, havaalanından Elazığ Organize Sanayi Bölgesine hareket ederek, bölgedeki yatırımları inceledi.

Daha sonra Elazığ Sanayi Bölgesi Müdürlüğüne geçen Bakan Ergün, burada gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.

Türkiye'nin hızlı bir şekilde ilerlemesinin ve geçmişte kaybettiği zamanların telafisinin özel sektör eliyle yapılabileceğini savunan Bakan Ergün, bu noktada müteşebbis faktörünün çok büyük önem taşıdığını kaydetti.

Türkiye'nin önemli eksiklerinden bir tanesinin müteşebbis eksikliği olduğunu vurgulayan Ergün, şunları söyledi: "Bir ilde müteşebbis sayısını ne kadar arttırabilirsek o il o kadar hızlı bir şekilde gelişir. Bir ülkede müteşebbis sayısını ne kadar artırabilirsek o ülke o kadar hızlı gelişir: Bizim Türkiye'deki önemli eksikliklerimizden birisi de müteşebbis eksikliğimizdir. Müteşebbis sayısı, girişimci sayısı Türkiye'de yeterli değil. Kaynaklarınız çok olsa bile girişimciniz yeterli değilse, potansiyeliniz çok yüksek olsa önünüzde büyük fırsatlar olsa bile girişimcilerimiz yeterli değilse o zaman o fırsatları değerlendiremezsiniz. O potansiyeli değerlendiremezsiniz. Bu nedenle bu dönemde girişimciliği de çok önem veriyoruz."

Önümüzdeki dönemin en önemli konularından, en önemli başlıklarından bir tanesinin Türkiye'de girişimci sayısını artırmak, girişimcileri teşvik ettirmek olduğunu ifade eden Bakan Ergün, "Ama bunun için de sağlam bir zemine ihtiyaç var. Eğer bir ülkede demokrasi ne kadar güçlü olursa, insan hakları hukuk devleti, özgürlük alanı ne kadar geniş olursa, yerli veya yabancı girişimciler de o ülkede o kadar rahat yatırım yaparlar. Üretim o kadar hızlı bir şekilde artar, istihdam o kadar hızlı bir şekilde artar." diye konuştu.

"SİYASİ İSTİKRARSIZLIK YATIRIMLARIN DURMASI, ÜRETİMİN DURMASI DEMEK"

Bakan Ergün, 12 Eylülde yapılacak anayasa değişikliği referandumunun aş'la, iş'le, yatırımla, üretimle, istihdamla çok yakından ilgisi olduğunu ifade etti. Bir ülkenin kalkınmasının en sağlam zemininin demokrasi zemini olduğunu ifade eden Bakan Ergün, "Canım bunun aş'la, iş'le, yatırımla, üretimle, istihdamla ne ilgisi var diye soruyorlar. Çok ilgisi var. Beklide en çok onunla ilgisi var. En çok. Bir ülkenin kalkınmasının en sağlam zeminidir demokrasi zemini. İnsan hakları hukuk devleti zemini. Türkiye'de eğer insanların kafasında demokrasi konusunda tereddüt, insan hakları konusunda özgürlükler konusunda, hukuk devleti konusunda tereddüt varsa o ülkede insanlar yatırım yapmazlar. Müteşebbislerin cesareti kırılır. Siyasi istikrarın bozulması gibi bir tehlike ortaya çıktığında insanlar hemen içe kapanırlar. Bunu biz yakın zamanda yaşadık. 2008 yılının 14 Martında bizim partimize, iktidar partisi olarak bir kapatma davası açıldı ve Türkiye'nin bütün dengeleri bozuldu. Herkes içe kapandı. Yatırım yapacak olanlar hepsi yatırımlarını durdurdular. Ertelediler. Siyasi istikrarsızlık, belirsizlik demek yatırımların durması, üretimin durması demektir. Yerli yabancı sermayenin içe kapanması demektir, Bu da üretimin düşmesi demek, fabrikaların kapanması demek, işsizliğin artması demektir. Bunlar Türkiye'ye yapılabilecek en büyük kötülüklerdir." diye konuştu.

"İNSANLAR DAHA BÜYÜK BİR HEYECANLA YATIRIM YAPACAK"

Millete güvendiklerini aktaran Bakan Ergün, "12 Eylül tarihinde gerçekten Türkiye'de çok önemli, kritik bir eşik aşılmış olacak ve Türkiye'nin az önce konuştuğumuz ekonomik hamlelerinin de hızlanması için önemli bir adım atılmış olacaktır. Bu da Türkiye'de sanayinin ticaretin ekonominin gelişmesi için sağlam bir zemin oluşması demektir. O nedenle bunu da ekonomiden bağımsız bir şekilde değerlendiremeyiz. Yatırımlardan, istihdamdan, üretimden sanayi bölgelerindeki gelişmelerden bağımsız bir şekilde düşünemeyiz. Ben inanıyorum ki o süreçten sonra bugün Elazığ organize sanayi bölgesindeki yatırımların da ciddi manada artmasının önü açılmış olacaktır. İnsanlar daha büyük bir heyecanla yatırım yapmak için bu bölgelere gelmiş olacaklardır." değerlendirmesinde bulundu.