Deniz Yıldırım savunmasını yapıyor
'AK Parti ve Gülen'i bitirme eylem planı' belgesiyle ilgili olarak yürütülen davada tutuklu sanık Aydınlık Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Deniz Yıldırı
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülmekte olan davanın 9. duruşmasında tutuklu sanıklardan suç konusu belgede ıslak imzası bulunduğu ileri sürülen Kurmay Albay Dursun Çiçek ile Ulusal Kanal İstihbarat Servisi Şefi Ufuk Akkaya ve Aydınlık Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Deniz Yıldırım hazır bulundu. Firari sanık Bedrettin Dalan ile suç konusu eylem planının ofisinde bulunduğu ileri sürülen tutuklu sanık avukat Serdar Öztürk ve tutuksuz sanıklar İlhami Ümit Handan ile Özel Yılmaz ise duruşmaya katılmadı.
'Silahlı terör örgütüne üye olmak', 'kişiler arasındaki aleni olmayan konuşmaları kayıt etmek', 'Özel hayata ilişkin görüntü ve sesleri ifşa etmek', 'Devletin güvenliğine ilişkin gizli belgeleri temin etmek', 'Kişisel verileri hukuka aykırı olarak ele geçirmek veya yaymak', 'Devletin güvenliğine ilişkin belgeleri tahrip etme,amacı dışında kullanma, hile ile alma, çalma' suçlarından 27 ile 57 yıl arasında hapis cezası istenen tutuklu sanık Deniz Yıldırım, savunmasını yapması için sanık kürsüsüne alındı.
Erzurum'dan gönderilen Cihaner davası ile bu davanın birleştirilmesi yönünde İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nce verilen karardan bir bölümü okuyarak savunmasına başlayan Yıldırım; "Kararınızda ''Bir hakimin kararını verirken özgür olabilmesi için yasama ve yürütme organlarına karşı bağımsız olması yetmez. Aynı zamanda kendi içinde bulunduğu yargı sisteminde diğer yargı organlarına karşı da bağımsız olması gerekir.' ifadesini kullanmışsınız. Zaten Anayasada da durum böyle. Şimdi size sunacağım iki belge ile hakimin nasıl tarafsız kalmadığını ispatlayacağım." dedi.
Savcılığa çıkarıldıkları 9 Kasım 2009 tarihinde saat 14:46'da bir yazı fakslandığını belirten Yıldırım, "Faksta şu tarihte Aydınlık dergisinde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile Mehmet Ali Talat arasında yapılan bir görüşme içeriğine ait haber yayınlandığı belirtilerek yayınlanan görüşme içeriğinin doğru olup olmadığı, Başbakanlıkça basın açıklaması yapılarak bu görüşmenin aleniyet kazanıp kazanmadığı ve gizli kalıp kalmaması gerektiği soruldu. Müsteşarlık da 2-3 saat içerisinde bu haberi ve görüşmeyi inceleyerek görüşmenin aleniyet kazanmadığı, ülkenin siyasal bütünlüğü için gizli kalması gerektiği yönünde cevabi yazı gönderdi." diye konuştu.
Bu iki belgenin de ek delil klasöründe mevcut olduğunu belirten sanık Deniz Yıldırım, "Hani hakimleriniz yürütmeye karşı bağımsızdı? Tutuklanma sebebimiz gönderilen bu müsteşarlık faksı. Dava ile ilgili vereceğiniz karar bu hukuksuzluğu bitirmek ya da bitirmemek anlamına geliyor." iddiasında bulundu.