Türk Öğretmenleri En Çok Konuşan Öğrenciden Şikayetçi

Amerika'nın en eski üniversitelerinden Sam Houston State'te yüksek lisans yapan Uzman Öğretmen Gülay Demir'in yaptığı araştırmada, "Türk Öğretmenlerin en çok konuşan öğrencilerden şikâyetçi oldukları ortaya açıktı

  Amerika ' nın en eski üniversitelerinden Sam Houston State ' te yüksek lisans yapan Uzman Öğretmen Gülay Demir ' in yaptığı araştırmada , " Türk Öğretmenlerin en çok konuşan öğrencilerden şikâyetçi oldukları ortaya açıktı .
Yüksek lisans tezinde , Türk öğretmenlerinin algıları ışığında okul içi disiplin problemleri üzerine araştırma yapan Gülay Demir , çalışmayı yaptığı okullarda vandalizmden el şakasına , kopya çekmeden gürültü yapmaya kadar 24 değişik disiplin problemini inceledi .
Çalışma , İstanbul dâhil 9 ildeki değişik okullarda gerçekleştirildi . Farklı öğretmen gruplarına , çok katmanlı grup örneklemi yöntemi ile Amerika ' da uygulanan CDS ( Classroom Discipline Survey ) ölçeği uygulandı . İlk defa Demir tarafından Türkçeleştirilen ölçeğin Cronbach ' s Alpha ( geçerlilik-güvenilirlik ) değeri , kültür farkına rağmen 0 . 91 gibi yüksek bir skor çıktı . Bu araştırmada stajyer öğretmenlerden okul müdürlerine , öğretmen adaylarından deneyimli öğretmenlere kadar farklı öğretmen gruplarına 24 disiplin problemini okul ortamı ve eğitim açısından yol açtığı tehdit derecesine göre gruplandırmaları istendi . Deneyim düzeyine göre öğretmen grupları arasında algı farkları olduğu gibi belli problemlerde konsensüs sağlandığı da gözlendi .
Araştırmaya konu edilen disiplin problemleri şu şekilde sıralandı : Vandalizm , Hiperaktivite , Geç Kalma , Tehdit , El Şakası , Derse Katılmama , Süslenme , Dikkat Çekme , Devamsızlık , Şaklabanlık , Atıştırma , Not İletme , Küfür , Eşya Fırlatma , Hırsızlık , Ağır Şaka , Kopya , Klikleşme , Uyuşturucu , Gürültü Yapma , Asilik , Konuşma , Dedikodu ve Kavga
ÇALIŞMA SEMPOZYUMDA SUNULDU VE BÜYÜK İLGİ GÖRDÜ
Çalışma sonuçları , bu yıl ikincisi düzenlenen ve teması " Güvenli Okul †" Güvenli Çevre " olan " Uluslararası Risk Altında ve Korunması Gereken Çocuklar Sempozyumu " nda sunuldu ve izleyenler tarafından büyük ilgi gördü . Gülay Demir ' in tespitlerine göre kimi zaman göz ardı edilse de disiplin problemleri hem okul hem de geniş sosyal çevre açısından önemli bir problem . Yapılan çalışmada okul içi disiplin problemleri ile sosyal düzene uyum ve sosyal hayatta başarı arasında negatif bir korelasyon olduğu tespit edildi . Diğer ifade ile bıçak taşıyan , öğretmene karşı gelen ( asi ) , arkadaşları ile problemli olan ( zorba ) ve ders düzenini bozma eğilimde olan öğrencilerin , akademik başarısı düşük , dışarıda ( sosyal hayatta ) daha problemli , polisle problem yaşama/yaşamış olma ihtimali yüksek olan problemli azınlığa girme ihtimali daha yüksek .
Diğer yandan okul içinde disiplin problemi yaşamayan , öğretmenine saygılı , arkadaşları ile uyumlu ve sınıf düzenine riayet eden öğrencilerin toplumsal düzene daha uyumlu ve sosyal hayatta daha başarılı olduğu gözlemleniyor .
Bu açıdan okul içi disiplin problemleri ile sosyal düzene uyum ve başarı arasında negatif bir korelasyon var . Ancak , sebep sonuç bağı açısından bu ilişkinin yönünün tespiti ayrı bir araştırmanın konusu olduğu ifade ediliyor . Bununla birlikte eğitimin temel felsefesi doğrultusunda , kaliteli eğitimle problemli öğrencilerin olumlu davranışlar kazanacağı ve topluma daha iyi uyum sağlayacakları ve sosyal hayatta da daha başarılı olacakları değerlendiriliyor . Bu açıdan güvenli okul ile güvenli çevre arasında göz ardı edilemez bir bağ kuruluyor .
Disiplin problemi , sınıf içinde umursamazlıktan öğrencinin akranlarıyla fiziksel şiddet içeren kavgaya kadar birtakım uygunsuz davranışlar serisi olarak tanımlanıyor . Disiplin problemleri bu tek tanımın işaret ettiği kadar dar bir kavram değil . Çünkü bu problem , disiplin problemi olmayan öğrencileri de olumsuz etkiyor , aktif eğitim sürecinde önemli bir zaman kaybına sebep oluyor , eğitim kalitesinde düşmeye neden oluyor ve boyutlarına göre okul/sınıf içi huzur ve güven ortamının zedelenmesine yol açıyor .
DİSİPLİN PROBLEMLERİ KÜLTÜRE , COĞRAFYAYA , ZAMANA , TEKNOLOJİYE VE SOSYAL DEĞİŞİMLERE GÖRE FARKLILAŞIYOR
Yukarıdaki tanımın ötesinde , disiplin problemi dinamik bir kavram olarak ifade ediliyor . Yani disiplin problemleri kültüre , coğrafyaya , zamana , teknolojiye , sosyal değişimlere göre değişebiliyor . Örneğin ; yıllar önce olmayan bir giyim veya saç tarzı bugün disiplin problemi olarak algılanabiliyor . Ya da daha önce hayal bile edilemeyen ancak teknolojik gelişmelerle bugün öğrencilerin bile sahip olabildiği cep telefonunun öğretmenleri en çok uğraştıran problemlerden olduğu biliniyor . Aynı şekilde disiplin problemleri kültüre göre de farklılık arz ediyor : Örneğin ; Amerikan kültüründe çok sıradan bir hareket olan sakız çiğneme veya bacak bacak üstüne atma bizim kültürümüzde ciddi saygısızlık veya otoriteye baş kaldırma olarak algılanabiliyor . Ya da sınıfa giren batılı bir öğretmen için öğrencilerin ayağa kalkması tuhaf bir hareket sayılabilirken bir Türk öğretmeni , kültürel algılardan dolayı bunu önemli bir saygısızlık olarak değerlendirebiliyor .
Amerika ' daki araştırmalara göre de disiplin problemlerinin okullarda başta gelen problemlerden olduğu biliniyor . Amerika ' daki devlet okullarının yüzde 20 ' sinde öğretmene sözle , yüzde 15 ' inde hareketle saygısızlık yapıldığı , yüzde 3 ' ünde ise ciddi boyutta farklı disiplin problemlerinin olduğu biliniyor . Disiplin problemleri ayrıca , bölgeye , okula , sınıf düzeyine , öğretmenin deneyim ve yeterliliğine göre de değişiyor .
KONUŞMA EN BÜYÜK DİSİPLİN PROBLEMİ
Gülay Demir ' in araştırmasına göre , Türk okullarında , sırasıyla en çok şu disiplin problemleriyle karşılaşılıyor : Konuşma , Derse Katılmama , Süslenme , Şaklabanlık , El Şakası .
Sınıf içinde ders akışını ve öğretmenin konsantrasyonunu bozacak izinsiz ve gereksiz konuşma öğretmenleri en çok rahatsız eden problem . Bunu , öğrencinin dersi ciddiye almaması , derse gerekli özeni göstermemesi ve derse katılmaması takip ediyor . Üçüncü problem genellikle tek tip ( forma ) giyilen okul ortamında öğrencilerin karşı cinsin dikkatini çekme amacıyla süslenme ve farklı görünme gayretleri . Farklı saç modelleri , saç boyama , makyaj , ilginç aksesuarlar , kıyafet üzerinde değişiklik yapma ve etek boyuna müdahale süslenme sınıfına giren bazı örnekler . Az sayıda da olsa , sınıf içinde arkadaşlarının dikkatini çekme ve ilgi odağı olma amacındaki öğrencilerin ( class clown ) şaklabanlık olarak adlandırılan davranışları içinde ilk beşe giriyor . Amerikan kültüründe çok farklı değerlendirilen ve hemen hemen hiç görülmeyen fiziksel temas bizim toplumumuzda oldukça normal karşılanıyor . Bu açıdan arkadaşına el şakası yapmak bizde oldukça yaygın ve en çok rahatsızlık duyulan problemler sıralamasındaki yeri beşinci .
24 disiplin problemi arasında en düşük tehdit olarak algılanan problemler ise aşağıdaki şekilde sıralanıyor : Hırsızlık , Atıştırma , Not İletme , Tehdit , Dikkat Çekme Buna göre öğrenciler arasında hırsızlık neredeyse problem olacak düzeyde bile değil . Ders ortamında bir şeyler atıştırmaya da neredeyse rastlanmıyor . Bunda da kültürün önemli bir rol oynadığı değerlendiriliyor . Çünkü ferdiyetçi ( indicidualist ) anlayışın çok ön planda olduğu Amerikan kültüründe bir insan etrafındakilere ikram etmeden çok rahat bir şeyler yiyebiliyor . Bunun yanında kolektivist anlayışın çok önemli bir kültür öğesi olduğu ülkemizde , paylaşmaksızın başkalarının yanında bir şey yeme ' ayıp ' sayılıyor . Bu açıdan sınıf ortamında bir şeyler yeme eylemine biz de çok rastlanmıyor . Arkadaşlarına küçük kâğıtlarla not iletme , tehdit ve dikkat çekme de sırasıyla kayda değer görülmeyen diğer problemler arasına giriyor .
DENEYİMLİ ÖĞRETMENLER İLE GENÇ ÖĞRETMENLER ARASINDA NİSPİ ALGI FARKLARI VAR
Araştırmanın sunduğu ilgi çekici ayrıntılardan biri de öğretmen grupları arasındaki deneyime göre nispi algı farklarının bulunması . Okul müdürleri ve deneyimli öğretmeler ile genç öğretmenler arasında algı farkları var . Örneğin öğretmen adayları derse katılmama ve el şakası konusunda deneyimli meslektaşları ile hemfikirler . Ancak , onlara göre en ciddi problem konuşma değil ; " uyuşturucu kullanımı " .
Bu algı farkının kuşak farkından kaynaklandığı değerlendiriliyor . Deneyimli öğretmenler kendi çocukluklarında bu tür bir problemi görmedikleri ve yaşamadıkları için bunu problem olarak algılamadıkları , şu anki öğrencilere yaş olarak daha yakın olan genç öğretmenlerin ise uyuşturucu problemine ya da en azından olumsuz sonuçlarına etraflarında bizzat tanık olabildikleri için bunu problem sıralamasında en öne koydukları değerlendiriliyor .
REFERANS ÜLKE ABD ' DE ALGILANAN PROBLEMLER DAHA FARKLI .
Demir ' in araştırmasını ilginç kılan diğer bir nokta ise bulgularını Amerikan okullarındaki araştırma sonuçları ile karşılaştırması . 2006 yılında aynı yöntemle yapılan araştırmaya göre Amerikan okullardaki en ciddi algılanan problemler şu şekilde sıralanıyor : Uyuşturucu Kullanımı , Ergen Hamileliği , Öğretmene Söz ve Hareketle Saygısızlık
Okullarda en ciddi tehdit olarak algılanan uyuşturucu kullanımı , Batıda genel toplumda da bizden daha yaygın olarak görülüyor . Öğrencilerin uyuşturucu kullanımı ile genel toplumdaki durum arasında bir paralellik bulunduğu değerlendiriliyor . Uyuşturucu kullanımını takip eden diğer problem ' teen pregnancy ' adı verilen ergen hamileliği . Bazı Batı ülkelerinde 12-13 yaşa kadar inen bu problem , uzun vadeli sonuçları açısından ciddiye alınıyor ve kaygıyla karşılanıyor . Öğretmene sözle veya hareketle saygısızlık da ergen hamileliğini takip eden diğer problem .
Bu üç problemin de henüz bizim okullarımızda kayda geçecek derecede olmaması sevindirici bulunuyor . Ancak bunların yaşanmaması için de tedbiri elden bırakmamak ve " testi kırılmadan " gerekli önlemleri almak gerektiği ifade ediliyor .
UYUŞTURUCU KULLANIMI İLE İLGİLİ KAYGILARIN CİDDİYE ALINMASI GEREKİYOR .
Gülay Demir , araştırmasının sonunda birtakım çözüm önerileri de sunuyor . Konunun ciddiyetinden dolayı yeni öğretmenlerin uyuşturucu kullanımı ile ilgili kaygılarının ciddiye alınması gerekiyor . Bu konuda uzman polis birimleri ile proaktif işbirliği yapılarak , bilgilendirme , uyuşturucuya talep azaltımı ve önleme gibi okul eksenli faaliyetler öneriliyor .
Diğer disiplin problemlerinde aile ile etkili iletişim ve rehberlik servislerinin daha etkin ve aktif rol oynamaları önem arz ediyor . Bunun yanında müfredatın yeniden gözden geçirilmesi , eğitim kalitesinin arttırılması , sınıflarda öğrenci sayısının azaltılması gibi yapısal tedbirler de öneriliyor .
RADİKAL BİR ÖNERİ . . .
Araştırmada uzun vadeli görünen bir de radikal öneri var . Bu öneri , devlet tarafından etkin şekilde denetlenmek ve ulusal ölçekte periyodik olarak kalite kontrolü yapılmak üzere , eğitimin mümkün olan yerlerde özelleştirilmesi . Bu öneri ile hedeflenen , bir öğretmenden en üst düzeyde verim alarak eğitim kalitesini yükseltmek olduğu kadar eğitim ortamını ve formatını ideale yaklaştırmak .