İsrail'le anlaşmaları silmek mümkün mü?
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ömer Çelik: "İsrail'le askeri anlaşmalar dahil tüm anlaşmalar iptal edilebilir" dedi tartışma başladı. Peki gerçekten mümkün mü? Uzmanlar bu konuyu enine boyuna tartıştı.
AK Parti Dışilişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Ömer Çelik, NTV’de açıkladı: "İsrail ile askeri anlaşmalar da dahil tüm anlaşmaların iptali gündemde."
Savunma Bakanı Vecdi Gönül, böyle bir teklif gelmesi durumunda konuyu inceleyeceklerini belirterek topu Dışişleri Bakanlığı’na atarken, Ahmet Davutoğlu da, bu yönde bir kararın İsrail’in takınacağı tutuma bağlı olduğunu söyledi.
Peki, 'tüm anlaşmaların' iptali mümkün mü ve böyle bir karar Türkiye’ye ne getirir ne götürür?
Dünyada savunma alanında önemli bir yayın organı olan Jane's Defence'ın Türkiye Temsilcisi, Today's Zaman gazetesi köşe yazarı ve Taraf gazetesi Ankara temsilcisi Lale Kemal askeri ve savunma sanayii boyutunu, Süleyman Demirel'in dış politika danışmanlığını yapan eski Washington Büyükelçiliği Müsteşarı Mehmet Ali Bayar ticari boyutunu, Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB) Başkan Yardımcısı Telha Görgülü de turizm boyutunu canlı gaste'ye anlattı.
SAVUNMA SANAYİİ
Lale KEMAL: "Şu an için tek somut proje insansız hava uçakları. 4 adet Heron Türkiye’ye teslim edilecek.
Kamuoyuna açık olan bilgilere bakıldığında başka bir proje yok. Bundan sonraki aşamada ise, bir ihale söz konusu olduğunda İsrail’in katılımı zorlaştırılabilir.
Kamuoyunun çok bilmediği projeler istihbarat amaçlı elektronik sistemler. F-4 ve F-5’lerin modernize edildiğini biliyoruz. F-4’lerin, yerin fotoğrafını çeken kamera sistemleri İsrail tarafından yapıldı.
Bu ilişkilerin mali boyutuna gelirsek. Açık değil ama kaynaklarımıza göre 2007’de Türkiye ile İsrail ticatret hacmi 2.6 milyar dolar civarındaydı. Bunun 1.8 milyar doları, Türkiye’nin silahlar için ödediği miktar. Yani ticaretin yüzde 60’ına yakınını silah ticareti oluşturuyor. Bu bilenen rakamlar ama daha da yüksek olabilir.
Savunma Bakanı Vecdi Gönül, ‘devletten devlete proje yok’ diyor ama, çok tartışılan M 60 tanklarının modernizasyonu projesi, İsrail devletinin sağladığı kredilerle yapılıyor. Yani biz, hazineden İsrail’e belli faizlerle para ödemesi yapıyoruz. Yaklaşık 700 milyon dolarlık bir proje bu.
"DIŞA BAĞIMLILIK"
‘Türkiye için İsrail dışında alternatif var mı?’ diye soracak olursanız, tabi ki var. Ancak anahtar bir soru var. İsrail’in 2008’deki Gazze saldırısından bu yana anlaşmaların iptali gündeme geliyor ama ‘askıya aldık’ denemiyor. ‘İsrail’in tavrına göre hareket edeceğiz’in arkasına bakmak lazım. Tartışmamız gereken konu şu: Türk savunma sanayii 2004’e kadar yüzde 80 dışa bağımlıydı. Hükümet kayknak aktarımına karar verdi ve bağımlılığın 2011’de yüzde 50’ye indirilmesi kararlaştırıldı.
Bütçede yapılan kısıtlamalara karşın, milli eğitimden sonra en fazla askeri harcamalara para harcanıyor. Mantıksızlık şu; bir yandan askeri harcamalar yüksek diğer yandan da askeri teknolojilerde dışa bağımlılık var. Durum böyle olunca İsrail’e de bağımlı oluyorsunuz.
"SAMİMİYETSİZLİK"
İki ülke arasındaki ilişkilerin özü askeri ve savunma sanayii işbirliğidir. Tatbikatlar yapılmıyor zaten. Ama görünmeyen tatbikatlar var. Bu yıl içinde Ürdün, İsrail ve Türkiye jet kullanmadan arama kurtarma tatbikatı yaptılar. Bizim açımızdan samimiyetsizlik var burada. Daha kararlı bir tavır izlenebilir. Ama asıl tartışılması gereken, Türkiye’nin İsrail dışında da olabilir, herhangi bir ülkeye teknolojide bnu kadar bağımlı olmasıdır.
"İSRAİL'İN CANI ACIMAZ"
Savunma sanayii işbirliği anlaşmalarının askıya alınması İsrail’in canını çok acıtmaz. Belirttiğim gibi zaten büyük projeler bitmiş durumda. Ancak İsraişl açısından, bu ilişkilere son verilmesi, politik bir mesaj taşır ve bu da İsrail’in işine gelmez. İsrail ‘güçlü ve müslüman bir ülke ile müttefikiz’ imajını kullanıyordu ve bundan mahrum kalır. Ayrıca böyle bir karar İsrail’in canını ticari anlamda acıtmaz. Son raporlara göre İsrail, dünyada en fazla silah satan 4. ülke durumunda ve buadan bu yıl 8 milyar dolar kar bekliyorlar. Dünyanın her yerine silah satan bir ülkeden bahsediyoruz.
"ASKER KARŞI"
Türkiye’yi de etkiler tabi ki. İsrail’in teknoloji verdiği söyleniyor ama ne kadarını verdiğini bilmiyoruz. Bu teknolojiyi İsrail’den bağımsız kullanıp kullanmadığımız noktasında da benim şüphelerim var. Ayrıca, askerlerin buna karşı olduğunu biliyorum. Askerin telkinleriyle işbirliği inişli ve çıkışlı da olsa devam ediyor.
Ayrıca, biz savunma sanayiini donduralım derken, İsrail zaten Türkiye’ye ambargo uyguluyor. İleri teknoloji ürünü taleplerine, politik tavra bakarak karar veriyor. Dolayısıyla biz, İsrail olayıyla belki, Tükiye’nin teknolojik olarak dışarıya olan bağımlığını sorgulamaya başlarız."
TİCARET
Mehmet Ali BAYAR: "Türkiye’nin Ortadoğu’daki en önemli başarı hikayelerinden biri, 90’ların ortasından itibaren İsrail’le kurduğu ticari ve ekonomik ilişkilerdir. İmzalanan serbest ticaret anlaşmalarıyla ticaret hacmi yükselmiştir. İsrail’in bölgenin en büyük ekonomik gücü ve pazarı olduğu ortada. Kişi başına gelir 30 bin dolar civarında. Türk malları ve sanayisi için önemli bir pazardan bahsediyoruz. Ekonomik ilişkilerin etkilenmesi, Türkiye’nin aleyhine bir durum yaratır.
Karşılıklı olarak çok yoğun tüketim malları alışverişi var. Tarımda, ara maddede, kimyada önemli aşlışverişler var. Rakamları bilmiyorum ama 90’larda 1 milyar dolar seviyesindeydi ve şu an 5 milyar dolara varan bir ticari hacim oluşmuştur; üstüne bir de askeri yön var. İki ülke de olumsuz etkilenir ama kim daha fazla dersek sonucu görmek gerekli.
‘Türkiye böyle bir şeyi göze alabilir mi?’ sorusuna yanıt, evet olur. Türk ekonomisinin bölgede, Uzak Asya’da, Körfez’de hatta Afrika’da ulaştığı ve ilerlediği ticaret hacmi, bu tür bir riski göze alma imkanı veriyor.
Bu tür durumlarda ilk akla gelen cevap, diplomatik ilişkilerdir. İlk gözden çıkarılan ilişkiler bu olur. Büyükelçiler geri çekilir ve bu da bir soğuma dönemi yaratır. İsrail’in kendi içindeki dinamiklerine de bakılmalı. İsrail’in şu an takındığı tavır da bir ilk. Karşılıklı bir bekle-gör durumu olacak gibi.
TURİZM
Telha GÖRGÜLÜ: "One minute krizinden önce yıllık 600 bin turistten bahsederken, daha sonra sayı 200 bine düştü. Son krizle de durma noktasına geldi. En son dün uçakları geri gönderdik ve bütün seferler iptal oldu. One minute olayında da benzer şeyler yaşamıştık ancak bakanlığın ve sektörün emekleriyle düzelmeye başlamıştı. Bu olay daha farklı. Türk turizmine bu sene negatif etkisi olacaktır.
Bizden İsrail’e ciddi turist gitmiyor ama oradan geliyordu. Ayrıca, Türkiye’nin son 2 yıldır uyguladığı politikalarla, daha önce ihmal edilen Suriye, Ürdün, Arabistan pazarları yoğunlaşmaya başladı. Sağlanan başarı ilie Doğu Avrupa’dan ilave turistler geldi. 2009’da dünyada artıyı gören tek ülke olduk. Bu anlamda da İsrail çok fazla tesir etmez diye düşünüyorum."
Kaynak: Ntvmsnbc.com
Savunma Bakanı Vecdi Gönül, böyle bir teklif gelmesi durumunda konuyu inceleyeceklerini belirterek topu Dışişleri Bakanlığı’na atarken, Ahmet Davutoğlu da, bu yönde bir kararın İsrail’in takınacağı tutuma bağlı olduğunu söyledi.
Peki, 'tüm anlaşmaların' iptali mümkün mü ve böyle bir karar Türkiye’ye ne getirir ne götürür?
Dünyada savunma alanında önemli bir yayın organı olan Jane's Defence'ın Türkiye Temsilcisi, Today's Zaman gazetesi köşe yazarı ve Taraf gazetesi Ankara temsilcisi Lale Kemal askeri ve savunma sanayii boyutunu, Süleyman Demirel'in dış politika danışmanlığını yapan eski Washington Büyükelçiliği Müsteşarı Mehmet Ali Bayar ticari boyutunu, Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB) Başkan Yardımcısı Telha Görgülü de turizm boyutunu canlı gaste'ye anlattı.
SAVUNMA SANAYİİ
Lale KEMAL: "Şu an için tek somut proje insansız hava uçakları. 4 adet Heron Türkiye’ye teslim edilecek.
Kamuoyuna açık olan bilgilere bakıldığında başka bir proje yok. Bundan sonraki aşamada ise, bir ihale söz konusu olduğunda İsrail’in katılımı zorlaştırılabilir.
Kamuoyunun çok bilmediği projeler istihbarat amaçlı elektronik sistemler. F-4 ve F-5’lerin modernize edildiğini biliyoruz. F-4’lerin, yerin fotoğrafını çeken kamera sistemleri İsrail tarafından yapıldı.
Bu ilişkilerin mali boyutuna gelirsek. Açık değil ama kaynaklarımıza göre 2007’de Türkiye ile İsrail ticatret hacmi 2.6 milyar dolar civarındaydı. Bunun 1.8 milyar doları, Türkiye’nin silahlar için ödediği miktar. Yani ticaretin yüzde 60’ına yakınını silah ticareti oluşturuyor. Bu bilenen rakamlar ama daha da yüksek olabilir.
Savunma Bakanı Vecdi Gönül, ‘devletten devlete proje yok’ diyor ama, çok tartışılan M 60 tanklarının modernizasyonu projesi, İsrail devletinin sağladığı kredilerle yapılıyor. Yani biz, hazineden İsrail’e belli faizlerle para ödemesi yapıyoruz. Yaklaşık 700 milyon dolarlık bir proje bu.
"DIŞA BAĞIMLILIK"
‘Türkiye için İsrail dışında alternatif var mı?’ diye soracak olursanız, tabi ki var. Ancak anahtar bir soru var. İsrail’in 2008’deki Gazze saldırısından bu yana anlaşmaların iptali gündeme geliyor ama ‘askıya aldık’ denemiyor. ‘İsrail’in tavrına göre hareket edeceğiz’in arkasına bakmak lazım. Tartışmamız gereken konu şu: Türk savunma sanayii 2004’e kadar yüzde 80 dışa bağımlıydı. Hükümet kayknak aktarımına karar verdi ve bağımlılığın 2011’de yüzde 50’ye indirilmesi kararlaştırıldı.
Bütçede yapılan kısıtlamalara karşın, milli eğitimden sonra en fazla askeri harcamalara para harcanıyor. Mantıksızlık şu; bir yandan askeri harcamalar yüksek diğer yandan da askeri teknolojilerde dışa bağımlılık var. Durum böyle olunca İsrail’e de bağımlı oluyorsunuz.
"SAMİMİYETSİZLİK"
İki ülke arasındaki ilişkilerin özü askeri ve savunma sanayii işbirliğidir. Tatbikatlar yapılmıyor zaten. Ama görünmeyen tatbikatlar var. Bu yıl içinde Ürdün, İsrail ve Türkiye jet kullanmadan arama kurtarma tatbikatı yaptılar. Bizim açımızdan samimiyetsizlik var burada. Daha kararlı bir tavır izlenebilir. Ama asıl tartışılması gereken, Türkiye’nin İsrail dışında da olabilir, herhangi bir ülkeye teknolojide bnu kadar bağımlı olmasıdır.
"İSRAİL'İN CANI ACIMAZ"
Savunma sanayii işbirliği anlaşmalarının askıya alınması İsrail’in canını çok acıtmaz. Belirttiğim gibi zaten büyük projeler bitmiş durumda. Ancak İsraişl açısından, bu ilişkilere son verilmesi, politik bir mesaj taşır ve bu da İsrail’in işine gelmez. İsrail ‘güçlü ve müslüman bir ülke ile müttefikiz’ imajını kullanıyordu ve bundan mahrum kalır. Ayrıca böyle bir karar İsrail’in canını ticari anlamda acıtmaz. Son raporlara göre İsrail, dünyada en fazla silah satan 4. ülke durumunda ve buadan bu yıl 8 milyar dolar kar bekliyorlar. Dünyanın her yerine silah satan bir ülkeden bahsediyoruz.
"ASKER KARŞI"
Türkiye’yi de etkiler tabi ki. İsrail’in teknoloji verdiği söyleniyor ama ne kadarını verdiğini bilmiyoruz. Bu teknolojiyi İsrail’den bağımsız kullanıp kullanmadığımız noktasında da benim şüphelerim var. Ayrıca, askerlerin buna karşı olduğunu biliyorum. Askerin telkinleriyle işbirliği inişli ve çıkışlı da olsa devam ediyor.
Ayrıca, biz savunma sanayiini donduralım derken, İsrail zaten Türkiye’ye ambargo uyguluyor. İleri teknoloji ürünü taleplerine, politik tavra bakarak karar veriyor. Dolayısıyla biz, İsrail olayıyla belki, Tükiye’nin teknolojik olarak dışarıya olan bağımlığını sorgulamaya başlarız."
TİCARET
Mehmet Ali BAYAR: "Türkiye’nin Ortadoğu’daki en önemli başarı hikayelerinden biri, 90’ların ortasından itibaren İsrail’le kurduğu ticari ve ekonomik ilişkilerdir. İmzalanan serbest ticaret anlaşmalarıyla ticaret hacmi yükselmiştir. İsrail’in bölgenin en büyük ekonomik gücü ve pazarı olduğu ortada. Kişi başına gelir 30 bin dolar civarında. Türk malları ve sanayisi için önemli bir pazardan bahsediyoruz. Ekonomik ilişkilerin etkilenmesi, Türkiye’nin aleyhine bir durum yaratır.
Karşılıklı olarak çok yoğun tüketim malları alışverişi var. Tarımda, ara maddede, kimyada önemli aşlışverişler var. Rakamları bilmiyorum ama 90’larda 1 milyar dolar seviyesindeydi ve şu an 5 milyar dolara varan bir ticari hacim oluşmuştur; üstüne bir de askeri yön var. İki ülke de olumsuz etkilenir ama kim daha fazla dersek sonucu görmek gerekli.
‘Türkiye böyle bir şeyi göze alabilir mi?’ sorusuna yanıt, evet olur. Türk ekonomisinin bölgede, Uzak Asya’da, Körfez’de hatta Afrika’da ulaştığı ve ilerlediği ticaret hacmi, bu tür bir riski göze alma imkanı veriyor.
Bu tür durumlarda ilk akla gelen cevap, diplomatik ilişkilerdir. İlk gözden çıkarılan ilişkiler bu olur. Büyükelçiler geri çekilir ve bu da bir soğuma dönemi yaratır. İsrail’in kendi içindeki dinamiklerine de bakılmalı. İsrail’in şu an takındığı tavır da bir ilk. Karşılıklı bir bekle-gör durumu olacak gibi.
TURİZM
Telha GÖRGÜLÜ: "One minute krizinden önce yıllık 600 bin turistten bahsederken, daha sonra sayı 200 bine düştü. Son krizle de durma noktasına geldi. En son dün uçakları geri gönderdik ve bütün seferler iptal oldu. One minute olayında da benzer şeyler yaşamıştık ancak bakanlığın ve sektörün emekleriyle düzelmeye başlamıştı. Bu olay daha farklı. Türk turizmine bu sene negatif etkisi olacaktır.
Bizden İsrail’e ciddi turist gitmiyor ama oradan geliyordu. Ayrıca, Türkiye’nin son 2 yıldır uyguladığı politikalarla, daha önce ihmal edilen Suriye, Ürdün, Arabistan pazarları yoğunlaşmaya başladı. Sağlanan başarı ilie Doğu Avrupa’dan ilave turistler geldi. 2009’da dünyada artıyı gören tek ülke olduk. Bu anlamda da İsrail çok fazla tesir etmez diye düşünüyorum."
Kaynak: Ntvmsnbc.com