İlk duruşmada 'reddihakim' talebi
'Kaos Planı' iddialarıyla ilgili olarak haklarında dava açılan ve Bedrettin Dalan ile Albay Dursun Çiçek'in de aralarında bulunduğu 7 sanığın yargılandığı davanın ilk duruşması dün görüldü. Mahkeme, 'reddihakim' taleplerinin diğer heyet tarafından değerlendirilmesine karar vererek, duruşmayı erteledi.
'İrtica ile Mücadele Eylem Planı' iddialarıyla ilgili olarak haklarında dava açılan ve Yeditepe Üniversitesi kurucusu Bedrettin Dalan ile Albay Dursun Çiçek'in de aralarında bulunduğu 7 sanığın yargılandığı davanın ilk duruşması dün görüldü. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Silivri'deki mahkeme salonunda yapılan ilk duruşmada tutuklu sanıklar Dursun Çiçek, emekli subay ve avukat Serdar Öztürk, Aydınlık Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Deniz Yıldırım, Ulusal Kanal İstihbarat Şefi Ufuk Akkaya ve tutuksuz sanık İlhami Ümit Handan hazır bulundu. İstek Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı firari sanık Bedrettin Dalan ve tutuksuz sanık MİT'çi Özel Yılmaz ise duruşmaya katılmadı. İlk olarak sanıkların kimlik tespiti yapıldı.
Mahkeme Başkanı Köksal Şengün, Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nin Saldıray Berk ve İlhan Cihaner'in sanık olduğu davayı aralarında hukuki ve fiili irtibat olduğu gerekçesiyle kendilerinin baktığı Dursun Çiçek davası ile birleştirdiğini hatırlattı. Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nin bu kararının kendisinin muhalefetiyle İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nce oyçokluğuyla muvafakat edildiğine dikkat çekti. Daha sonra Yargıtay 11. Ceza Dairesi'nce mahkemeleri arasında oluşan uyuşmazlığın giderilmesi için dosyanın Yargıtay Ceza Genel Kurulu'na gönderildiğini aktardı.
Tutuklu sanık Serdar Öztürk'ün avukatı Hasan Gürbüz, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nin Yargıtay 11. Ceza Dairesi'ne rağmen Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nin birleştirme kararına muvafakat etmesinin hatalı olduğunu ileri sürdü. Gürbüz, heyetin birleştirme kararını geri almasını istedi. Tutuklu sanıklar Ufuk Akkaya ve Deniz Yıldırım'ın avukatı olan ve aynı zamanda Ergenekon soruşturması şüphelisi olan Mehmet Cengiz, Saldıray Berk'in yargılandığı terör davası, Cihaner'in Yargıtay'daki göreviyle ilgili yargılandığı dava ve Dursun Çiçek'in sanık olduğu Ergenekon davasının birbiriyle bağlantılı olduğunu savundu. Çiçek'in avukatı Celal Ülgen de, müvekkilinin muvazzaf subay olmasına dikkat çekerek kendisi hakkında aynı zamanda Genelkurmay askeri savcılığında soruşturma olduğunu hatırlattı. Bir kişi hakkında aynı suçtan iki ayrı dava olamayacağını ifade eden Ülgen, aynı zamanda İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nin yer bakımından da yetkisiz olduğunu savundu. Ülgen, Ankara'daki eylemlere ilişkin İstanbul'da dava açılamayacağını ifade ederek yetki itirazında bulundu.
Savcı Mehmet Ali Pekgüzel, birleştirme kararından geri dönülmesine ilişkin talebinin reddi yönünde karar verilmesini istedi. Mahkemenin 'yer bakımından' yetkisiz olduğu iddiasına ise "Ergenekon örgütü üyeleri her ne kadar başka yerlerde eylem gerçekleştirse de, örgütün merkezi İstanbul olarak kabul edildiğinden, bu dava ile 1, 2 ve 3. Ergenekon iddianameleri arasında bağlantı bulunduğundan itirazın reddine karar verilmesi mütalaa olunur." dedi. Mahkeme heyeti, birleştirme kararından sonra Cihaner dosyasının Yargıtay Ceza Genel Kurulu'na gönderildiğine, söz konusu kararda isabetsizlik olmadığına dikkat çekerek 'rücu' edilmesi talebinin reddine hükmetti. Mahkeme Başkanı, birleştirme kararında olduğu gibi burada da karara muhalefet şerhi koydu. Yer bakımından yetki itirazı da oybirliği ile reddedildi. Bu kararın ardından tekrar söz alan Serdar Öztürk'ün avukatı Hasan Gürbüz, Saldıray Berk ve İlhan Cihaner'in yargılandığı davayı Çiçek'in yargılandığı Ergenekon davasıyla birleştiren İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nin üç üye hakimi Hasa Hüseyin Özese, Sedat Sami Haşıloğlu ve Hüsnü Çalmuk hakkında 'tarafsız' olmadıkları gerekçesiyle 'reddihakim' talebinde bulundu. Mahkeme heyeti, reddi hakim talebinin İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nin ikinci heyetince görüşülmesi için duruşmayı erteledi.
DURSUN ÇİÇEK: TÜRKİYE'DE NE OLACAĞI BELLİ OLMAZ!
Deniz Albay Dursun Çiçek, tutuklandıktan yaklaşık iki ay aradan sonra hakim karşısına çıktı. 'Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs etmek' ve 'silahlı terör örgütü üyeliği' suçlarından yargılanan Çiçek, tutuklu kaldığı iki ay süresinde kendi isteğiyle 5 kilo verdiğini söyledi. Çiçek'in, "Yeterince kampta kaldım, artık çıkmak istiyorum." dediği duyuldu. "Kızımın avukat olması için iki ay var, avukatlığı yaşayarak öğreniyor." diyen Çiçek, "Burada doçentlik tezi yapıyorum. Bir oyun oynanıyor, biz de oyuncularıyız. Türkiye garip bir ülke, yarın ne olacağı belli değil... Sanal bir 'Dursun Çiçek' var, Erzincan'da ortaya çıktı. Sorun büyük; ya hukuk yoluna girecekler ya da senaryoya devam edecekler." şeklinde konuştu
kaynak:zaman
Mahkeme Başkanı Köksal Şengün, Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nin Saldıray Berk ve İlhan Cihaner'in sanık olduğu davayı aralarında hukuki ve fiili irtibat olduğu gerekçesiyle kendilerinin baktığı Dursun Çiçek davası ile birleştirdiğini hatırlattı. Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nin bu kararının kendisinin muhalefetiyle İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nce oyçokluğuyla muvafakat edildiğine dikkat çekti. Daha sonra Yargıtay 11. Ceza Dairesi'nce mahkemeleri arasında oluşan uyuşmazlığın giderilmesi için dosyanın Yargıtay Ceza Genel Kurulu'na gönderildiğini aktardı.
Tutuklu sanık Serdar Öztürk'ün avukatı Hasan Gürbüz, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nin Yargıtay 11. Ceza Dairesi'ne rağmen Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nin birleştirme kararına muvafakat etmesinin hatalı olduğunu ileri sürdü. Gürbüz, heyetin birleştirme kararını geri almasını istedi. Tutuklu sanıklar Ufuk Akkaya ve Deniz Yıldırım'ın avukatı olan ve aynı zamanda Ergenekon soruşturması şüphelisi olan Mehmet Cengiz, Saldıray Berk'in yargılandığı terör davası, Cihaner'in Yargıtay'daki göreviyle ilgili yargılandığı dava ve Dursun Çiçek'in sanık olduğu Ergenekon davasının birbiriyle bağlantılı olduğunu savundu. Çiçek'in avukatı Celal Ülgen de, müvekkilinin muvazzaf subay olmasına dikkat çekerek kendisi hakkında aynı zamanda Genelkurmay askeri savcılığında soruşturma olduğunu hatırlattı. Bir kişi hakkında aynı suçtan iki ayrı dava olamayacağını ifade eden Ülgen, aynı zamanda İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nin yer bakımından da yetkisiz olduğunu savundu. Ülgen, Ankara'daki eylemlere ilişkin İstanbul'da dava açılamayacağını ifade ederek yetki itirazında bulundu.
Savcı Mehmet Ali Pekgüzel, birleştirme kararından geri dönülmesine ilişkin talebinin reddi yönünde karar verilmesini istedi. Mahkemenin 'yer bakımından' yetkisiz olduğu iddiasına ise "Ergenekon örgütü üyeleri her ne kadar başka yerlerde eylem gerçekleştirse de, örgütün merkezi İstanbul olarak kabul edildiğinden, bu dava ile 1, 2 ve 3. Ergenekon iddianameleri arasında bağlantı bulunduğundan itirazın reddine karar verilmesi mütalaa olunur." dedi. Mahkeme heyeti, birleştirme kararından sonra Cihaner dosyasının Yargıtay Ceza Genel Kurulu'na gönderildiğine, söz konusu kararda isabetsizlik olmadığına dikkat çekerek 'rücu' edilmesi talebinin reddine hükmetti. Mahkeme Başkanı, birleştirme kararında olduğu gibi burada da karara muhalefet şerhi koydu. Yer bakımından yetki itirazı da oybirliği ile reddedildi. Bu kararın ardından tekrar söz alan Serdar Öztürk'ün avukatı Hasan Gürbüz, Saldıray Berk ve İlhan Cihaner'in yargılandığı davayı Çiçek'in yargılandığı Ergenekon davasıyla birleştiren İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nin üç üye hakimi Hasa Hüseyin Özese, Sedat Sami Haşıloğlu ve Hüsnü Çalmuk hakkında 'tarafsız' olmadıkları gerekçesiyle 'reddihakim' talebinde bulundu. Mahkeme heyeti, reddi hakim talebinin İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nin ikinci heyetince görüşülmesi için duruşmayı erteledi.
DURSUN ÇİÇEK: TÜRKİYE'DE NE OLACAĞI BELLİ OLMAZ!
Deniz Albay Dursun Çiçek, tutuklandıktan yaklaşık iki ay aradan sonra hakim karşısına çıktı. 'Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs etmek' ve 'silahlı terör örgütü üyeliği' suçlarından yargılanan Çiçek, tutuklu kaldığı iki ay süresinde kendi isteğiyle 5 kilo verdiğini söyledi. Çiçek'in, "Yeterince kampta kaldım, artık çıkmak istiyorum." dediği duyuldu. "Kızımın avukat olması için iki ay var, avukatlığı yaşayarak öğreniyor." diyen Çiçek, "Burada doçentlik tezi yapıyorum. Bir oyun oynanıyor, biz de oyuncularıyız. Türkiye garip bir ülke, yarın ne olacağı belli değil... Sanal bir 'Dursun Çiçek' var, Erzincan'da ortaya çıktı. Sorun büyük; ya hukuk yoluna girecekler ya da senaryoya devam edecekler." şeklinde konuştu
kaynak:zaman