Bursa'da Eğitim Zirvesi
Uludağ Üniversitesi Rektörü Mete Cengiz, ilköğretim ve lise döneminde sağlam eğitim alan çocukların üniversitede daha başarılı olduklarını söyledi.
Özel Bursa Kültür Okulları'nda "Eğitimin Geleceği Üzerine Tartışmalar" serisi kapsamında düzenlenen "2023'ün Lisesine Üç Boyutlu Bir Bakış Paneli"nin üçüncüsü 'rehberlik ve sınav' başlıkları altında yapıldı. Panelin açılış konuşmasını yapan Rektör Mete Cengiz, üniversite olarak eğitim konusunda her türlü çalışmanın yanında yer aldıklarını belirtti. Üniversite olarak yaptıkları araştırmalarda çok önemli bir tespite ulaştıklarını aktaran Cengiz, ilköğretim ve lise çağında yeterli eğitimi almayan gençlerin üniversite eğitimi sırasında ciddi sıkıntılar yaşadıklarını vurguladı.
Liseli gençlerin önlerine koydukları hedeflerin daha gerçekçi ve yapıcı olması gerektiğini aktaran Cengiz, "Anne ve babaların yanı sıra okudukları okulların da gençlerimizi doğru yönlendirmesi gerekiyor. Eğer gençlerimizin önüne yapıcı ve akılcı hedefler koyarsanız, ben inanıyorum ki çocuklarımız çok daha parlak bir geleceğe sahip olacaktır. Doğru yönlendirme başarıyı da ardından getirecektir" dedi.
Eğitime verdikleri katkılardan ve sistemdeki yanlışlıkların düzeltilmesi için gösterdikleri gayretten ötürü Kültür Okulları'na teşekkür eden Rektör Cengiz, okulun her zaman destekçisi olmaya devam edeceklerinin altını çizdi.
GÜLSAR: "ÖĞRENCİLERİ GELECEĞE HAZIRLAMAK ZORUNDAYIZ"
Geleceğin planlanması açısından eğitim sisteminin çok önemli olduğunu vurgulayan İl Milli Eğitim Müdürü Atilla Gülsar ise, düzenlenen panellerin ve yapılan araştırmaların bu planlamaya yol gösterici olacağını savundu. Eğitim sisteminin geleceği düşünülerek yapılan çalışmaların siyasi mercilere yol gösterici olması gerektiğine işaret eden Gülsar, "Umarım bu paneller ve araştırmaları siyasi karar vericilerimiz de görür ve eğitim sisteminde yaşanan aksaklıklara burada alınan kararlar doğrultusunda son verilir" diye konuştu. Eğitimciler olarak geçmişi çok iyi anlayıp öğrencilerin geleceğini o yönde şekillendirmek gerektiğini kaydeden Gülsar, öğrencilerin başarısını ulusal ve uluslararası arenada değerlendirmek gerektiğini söyledi. Kültür Okulları'nı kutlayan Gülsar, yapılan çalışmaların karşılıksız kalmamasını temenni etti.
BULUT: "EĞİTİMİN GÜNDEMİNE EĞİTİMİ YENİDEN ALMALIYIZ"
Kültür Okulları Yönetim Kurulu Başkanı Zafer Bulut da yaptığı açılış konuşmasında, okul olarak hedeflerinin eğitim sisteminin aksayan yönlerine dikkat çekmek olduğunun altını çizdi. Son 25 yılda Milli Eğitim Bakanlığı yapan kişilerden sadece ikisinin eğitim kökenli olduğunu vurgulayan Zafer Bulut, "25 yılda 20 Milli Eğitim Bakanı gördük. Bunlardan sadece 2 tanesi eğitim kökenliydi. Diğerleri ise çok farklı sektörlerden gelen insanlardı. İşte 25 yıl sonunda farklı sektörlerden gelen bakanlarımız, eğitim sistemini ancak bu kadar ileri götürebildiler. Biz ise artık bir şeylerin değişmesi gerektiğini düşünüyoruz. Bugün doğan çocuklarımız 2023 yılında SBS sınavına girmek zorunda bırakılmasın diye uğraşıyoruz. Umarım eğitim sistemi o günlerde çok daha iyi durumda olur ve çocuklarımız sınav sisteminin kölesi olmak durumunda bırakılmaz" şeklinde konuştu.
Dershanelerin günümüz eğitim sistemindeki önemine de temas eden Bulut, öğrencilerin ilköğretim 3. sınıftan itibaren sürekli bir sınav yarışına katıldığını ve bu yarış içerisinde geri kalmak istemeyenlerin de dershanelere başvurmak zorunda kaldığını hatırlattı.
ÖZKUL: "MÜFREDAT GÜNÜN GEREKLERİNE UYGUN OLMALI"
Sempozyumun açılış konferansında 'Değişen Paradigmalar Işığında Eğitim ve 2032'ün Lisesi' konulu bir konferans veren YÖK Yürütme Kurulu Üyesi Prof. Dr. Ali Ekrem Özkul ise, okulların birer eğitim fabrikası olduğunu vurguladı. Toplumun yaklaşık 150 yıldır eğitim sistemini tartıştığını aktaran Prof. Dr. Ali Ekrem Özkul, okulların değişimiyle ilgili çok farklı teklifleri olmadığını, ancak bu konuların tartışılarak, yapılması gerekenlerin somut bir şekilde ortaya koyulması gerektiğini kaydetti.
Eğitimin, bilgi ve iletişim teknolojileri ile buluşmasının paradigmanın temelini oluşturduğunu söyleyen Özkul, "Eğitimde paradigma değişikliği mümkün mü? Bu soruya benim de cevab yok. Bir şeylerin değişmesi gerekiyor, ancak bu çok zor. Sistemde paradigma değişikliği belki çok zor. Ancak bu konunun tartışılarak ortak bir yöntem bulunacağına inanıyorum" dedi.
21. yüzyılda öğrencilerden ve mezunlardan hangi alanda yeterlilik beklendiğinin de tartışılması gerektiğinin altını çizen Özkul, eğitim müfredatının ve hazırlıkların günün yeterlilikleri doğrultusunda yeniden belirlenmesi ve değiştirilmesi gerektiğine işaret etti.
GELECEĞİN EĞİTİMİNE ULAŞMAK İÇİN ULUSAL SEFERBERLİĞE İHTİYAÇ VAR
Geleceğin okullarının çerçevesinin oluşturulması için ulusal bir seferberliğe ihtiyaç duyulduğunu ileri süren Özkul, bu kapsamda öğrencilerin öğrenme ve yenilik becerileri, meslek becerileri, bilgi, medya ve teknoloji okur yazarlığı becerilerinin değerlendirilerek yeniden güncellenmesi gerektiği konusunda uyarılarda bulundu. Sınav merkezli eğitim sistemini ülkenin çıkmazı olarak değerlendiren YÖK Yürütme Kurulu Üyesi Özkul, "Treni gerçekten kaçırıyoruz ve biz hala kaçırdığımız buharlı lokomotif trenine yetişmeye çalışıyoruz. Halbuki yapmamız gereken, en son üretilen hızlı trenler ile hareket etmektir. Kısacası 2023'ün eğitim sisteminde sanayi okulu değil, ağ toplumu okullarını düşünmemiz gerekiyor" diye konuştu.
Liseli gençlerin önlerine koydukları hedeflerin daha gerçekçi ve yapıcı olması gerektiğini aktaran Cengiz, "Anne ve babaların yanı sıra okudukları okulların da gençlerimizi doğru yönlendirmesi gerekiyor. Eğer gençlerimizin önüne yapıcı ve akılcı hedefler koyarsanız, ben inanıyorum ki çocuklarımız çok daha parlak bir geleceğe sahip olacaktır. Doğru yönlendirme başarıyı da ardından getirecektir" dedi.
Eğitime verdikleri katkılardan ve sistemdeki yanlışlıkların düzeltilmesi için gösterdikleri gayretten ötürü Kültür Okulları'na teşekkür eden Rektör Cengiz, okulun her zaman destekçisi olmaya devam edeceklerinin altını çizdi.
GÜLSAR: "ÖĞRENCİLERİ GELECEĞE HAZIRLAMAK ZORUNDAYIZ"
Geleceğin planlanması açısından eğitim sisteminin çok önemli olduğunu vurgulayan İl Milli Eğitim Müdürü Atilla Gülsar ise, düzenlenen panellerin ve yapılan araştırmaların bu planlamaya yol gösterici olacağını savundu. Eğitim sisteminin geleceği düşünülerek yapılan çalışmaların siyasi mercilere yol gösterici olması gerektiğine işaret eden Gülsar, "Umarım bu paneller ve araştırmaları siyasi karar vericilerimiz de görür ve eğitim sisteminde yaşanan aksaklıklara burada alınan kararlar doğrultusunda son verilir" diye konuştu. Eğitimciler olarak geçmişi çok iyi anlayıp öğrencilerin geleceğini o yönde şekillendirmek gerektiğini kaydeden Gülsar, öğrencilerin başarısını ulusal ve uluslararası arenada değerlendirmek gerektiğini söyledi. Kültür Okulları'nı kutlayan Gülsar, yapılan çalışmaların karşılıksız kalmamasını temenni etti.
BULUT: "EĞİTİMİN GÜNDEMİNE EĞİTİMİ YENİDEN ALMALIYIZ"
Kültür Okulları Yönetim Kurulu Başkanı Zafer Bulut da yaptığı açılış konuşmasında, okul olarak hedeflerinin eğitim sisteminin aksayan yönlerine dikkat çekmek olduğunun altını çizdi. Son 25 yılda Milli Eğitim Bakanlığı yapan kişilerden sadece ikisinin eğitim kökenli olduğunu vurgulayan Zafer Bulut, "25 yılda 20 Milli Eğitim Bakanı gördük. Bunlardan sadece 2 tanesi eğitim kökenliydi. Diğerleri ise çok farklı sektörlerden gelen insanlardı. İşte 25 yıl sonunda farklı sektörlerden gelen bakanlarımız, eğitim sistemini ancak bu kadar ileri götürebildiler. Biz ise artık bir şeylerin değişmesi gerektiğini düşünüyoruz. Bugün doğan çocuklarımız 2023 yılında SBS sınavına girmek zorunda bırakılmasın diye uğraşıyoruz. Umarım eğitim sistemi o günlerde çok daha iyi durumda olur ve çocuklarımız sınav sisteminin kölesi olmak durumunda bırakılmaz" şeklinde konuştu.
Dershanelerin günümüz eğitim sistemindeki önemine de temas eden Bulut, öğrencilerin ilköğretim 3. sınıftan itibaren sürekli bir sınav yarışına katıldığını ve bu yarış içerisinde geri kalmak istemeyenlerin de dershanelere başvurmak zorunda kaldığını hatırlattı.
ÖZKUL: "MÜFREDAT GÜNÜN GEREKLERİNE UYGUN OLMALI"
Sempozyumun açılış konferansında 'Değişen Paradigmalar Işığında Eğitim ve 2032'ün Lisesi' konulu bir konferans veren YÖK Yürütme Kurulu Üyesi Prof. Dr. Ali Ekrem Özkul ise, okulların birer eğitim fabrikası olduğunu vurguladı. Toplumun yaklaşık 150 yıldır eğitim sistemini tartıştığını aktaran Prof. Dr. Ali Ekrem Özkul, okulların değişimiyle ilgili çok farklı teklifleri olmadığını, ancak bu konuların tartışılarak, yapılması gerekenlerin somut bir şekilde ortaya koyulması gerektiğini kaydetti.
Eğitimin, bilgi ve iletişim teknolojileri ile buluşmasının paradigmanın temelini oluşturduğunu söyleyen Özkul, "Eğitimde paradigma değişikliği mümkün mü? Bu soruya benim de cevab yok. Bir şeylerin değişmesi gerekiyor, ancak bu çok zor. Sistemde paradigma değişikliği belki çok zor. Ancak bu konunun tartışılarak ortak bir yöntem bulunacağına inanıyorum" dedi.
21. yüzyılda öğrencilerden ve mezunlardan hangi alanda yeterlilik beklendiğinin de tartışılması gerektiğinin altını çizen Özkul, eğitim müfredatının ve hazırlıkların günün yeterlilikleri doğrultusunda yeniden belirlenmesi ve değiştirilmesi gerektiğine işaret etti.
GELECEĞİN EĞİTİMİNE ULAŞMAK İÇİN ULUSAL SEFERBERLİĞE İHTİYAÇ VAR
Geleceğin okullarının çerçevesinin oluşturulması için ulusal bir seferberliğe ihtiyaç duyulduğunu ileri süren Özkul, bu kapsamda öğrencilerin öğrenme ve yenilik becerileri, meslek becerileri, bilgi, medya ve teknoloji okur yazarlığı becerilerinin değerlendirilerek yeniden güncellenmesi gerektiği konusunda uyarılarda bulundu. Sınav merkezli eğitim sistemini ülkenin çıkmazı olarak değerlendiren YÖK Yürütme Kurulu Üyesi Özkul, "Treni gerçekten kaçırıyoruz ve biz hala kaçırdığımız buharlı lokomotif trenine yetişmeye çalışıyoruz. Halbuki yapmamız gereken, en son üretilen hızlı trenler ile hareket etmektir. Kısacası 2023'ün eğitim sisteminde sanayi okulu değil, ağ toplumu okullarını düşünmemiz gerekiyor" diye konuştu.
