'Türk-islam Kültür Ve Medeniyetinde Tarsus' Sempozyumuna Katılan Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu Özgürlükleri Anlattı
Başbakanlık Tanıtma Fonu katkılarıyla Tarsus Kaymakamlığı ve Tarsus Müftülüğü tarafından düzenlenen "Türk-İslam Kültür ve Medeniyetinde Tarsus" sempozyumu başladı
Başbakanlık Tanıtma Fonu katkılarıyla Tarsus Kaymakamlığı ve Tarsus Müftülüğü tarafından düzenlenen "Türk-İslam Kültür ve Medeniyetinde Tarsus" sempozyumu başladı. Sempozyumda konuşan Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu, 2010 yılını Kur'anla Buluşma Yılı olarak ilan ettiklerini söyledi.
75. Yıl Kültür Merkezinde başlayan sempozyum saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunmasının ardından Kur'anıkerim tilaveti ile devam etti.
Sempozyumun açılış konuşmasını Tarsus Müftüsü Abdulkerim Akbaba yaptı. Akbaba, "Türk İslam kültür ve medeniyetinde Tarsus çok önemli bir yere sahiptir. Türk İslam kültür ve medeniyetinde Tarsus'un geleceğinin daha umutlu olması için bu çalışmayı başlattık. Tarsus'ta, İslam dininin topluma daha iyi öğretilmesi maksadıyla yüzlerce islam aliminin yetiştiği gerçeğini dikkatlere sunmak istiyoruz. Tarsus'un İslami ilimlerin gelişmesindeki önemli rolünü ortaya koymak ve manevi dünyamızda iz bırakan önemli
şahsiyetlerini daha yakından tanımak ve tanıtmak gibi birçok gerçeklerle bir sempozyum düzenlemeyi ve geleneksel hale getirmeyi hedefledi. Tarsus'un tanıtımı açısından çok yararlı geçeceğini düşündüğüm bu sempozyumun Tarsus'umuza hayırlar getirmesini diliyorum. Bize destek veren herkese teşekkür ediyorum" dedi.
Tarsus Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz ise, Medeniyetlere ev sahipliği yapan dillerin ve dinlerin keşişim noktası olan Tarsus'ta Türk-İslam Kültür ve Medeniyetinde Tarsus sempozyumunun yapılmasının çok anlamlı olduğunu belirterek, "Bu sempozyum Tarsus'a verilen değeri ortaya koymuştur. Tarsus Türkiye'nin en büyük ilçesidir. Çok zengin bir tarihi olup, ilahi dinler açısından önemli bir kenttir. Tüm dinler ve dinler için önemli bir merkez olan Tarsus'umuza bu sempozyumun hayırlı olmasını diliyor,
emeği geçen herkese teşekkür ediyorum" dedi.
Mersin Müftüsü Niyazi Ersoy'da Tarsus'un zengin ve tarihi bir dokusu olduğunu dile getirerek, Bir çok medeniyete ev sahipliği yapan Tarsus'un bu coğrafya üzerinde kurulmuş en önemli kentlerden biri olduğunu söyledi.
Tarsus Kaymakamı Mehmet Gödekmerdan ise konuşmasında medeniyetlerin buluşmasında, diğer medeniyetler üzerinde etkin olmasında, örnek alınmasında en önemli unsurun kültür olduğunu belirterek, ''Kültürlerin, yaratıcı ile yaratılan arasındaki bağı en iyi şekilde işleyebilmesi için gerekli olan en önemli unsur ise inançtır'' dedi. Gödekmardan "Yüce dinimiz İslam, insanlığa sunduğu mükemmel öğretiler ile, temeli islama dayanan kültürlerin ve medeniyetlerin oluşumu sırasında bu oluşumların diğer medeniyetler
üzerinde etkili olmasını ve örnek alınmasını sağlamıştır. Maneviyatın, ilmin ve farklı kültürlerin tabir yerindeyse en nadide servetlerine sahip Tarsus'un böyle bir sempozyuma ev sahipliği yapması, ilçemizin hakkını teslim etmek açısından çok yerinde ve büyük değer taşımaktadır" ifadesini kullandı.
Ali Bardakoğlu, sempozyumda yaptığı konuşmada, ''2010 yılı, dinimizin temel kaynağı Kur'anıkerim'in, Allah resulüne vahy edilmeye başlanmasının bin 400. yılıdır. Başkanlığımız, milletimizin inancına, kültür ve medeniyetine kaynaklık eden Kur'anıkerim'in insanlığa sunduğu rahmet yüklü mesajlarını bütün toplum kesimleriyle paylaşılması, getirdiği değerlerin anlaşılması ve yaşanması için yüksek düzeyde bir bilinçlilik meydana getirmek düşüncesiyle 2010 yılını 'Kur'an Yılı' ilan etmiştir'' dedi.
Bardakoğlu, "Kur'an insanlığın zihin dünyasıdır. Türk İslam kültür ve medeniyeti üç alanda kendini gösterir. Bilim, sanat, edebiyat. Üçünün de ortak yanı hiçbir ayrım yapmadan herkesi kucaklamasıdır. İslam coğrafyasında geçmişin mirası inkar edilmez. Bütün dinlere ait o hatıra göz bebeği gibi korunur ve onlarla hep iftihar edilir. İslam özgüveni olan bir dindir. İslam sürekli özgüvenli olmayı gösterir. Tarsus deyince farklı inançlar, farklı dinler, farklı diller, en güzel korunduğunun, yaşadığının
örneğidir. Yahudilik, Museviliği ait Hıristiyanlığa ait ve İslam dönemine ait kutsallar burada bugüne kadar korunmuştur. İslam dini özgürlükleri geliştirmiştir. Kendine özgüveni geliştirmiştir. Ve dolayısıyla özgürlükler de gelişmiştir. Özgürlüklerin daha da gelişmesinin daha da ileriye gitmesini dinimizden aldığımız o ruhun gereği olarak görüyorum. Ve çağdaş dünyanın büyük bir ihtiyacı olduğunu düşünüyorum. Avrupa'ya gittiğimizde hep Saint Paul kilisesinin kilise olarak ibadete açılması bize
iletiliyor. Sadece Hristiyanlığa ait değil, bütün dinlere ait bu eserlerin korunması gerektiğini ve dinlerin özgürce yaşanması gerektiğini anlatıyoruz. Bu itibar ile sonuna kadar destekliyoruz. Din özgürlüklerini savunmak, farklı dinleri onaylamak anlamına gelmez. Dinler arası hoşgörüyü, diyaloğu benimsemek farklı dinlerin de Allah'a giden hak yollar olduğunu kabul ettiğimiz anlamına gelmez. Elbetteki her din mensubu, dinine mensup olmakla iftihar edecek, dinini hak dini olarak görecek, bu kaçınılmazdır.
Dindar olmanın samimi gereği budur. Elbette her Hristiyan'da kurtuluşun Hristiyanlık'ta olduğunu her Budist, kurtuluşun Budistlik'te olduğunu söyleyecek ve inanacak. Ama her Müslüman'ın da İslamiyet'i hak din olarak görmesi ve Allah tarafından ilahi dinin İslam dini olduğunu kabullenmesi ve buna inanması gerekmektedir" dedi.
Konuşmaların ardından sempozyuma destek verenlere, emeğe geçenlere ve katılımcılara plaket verildi. Öte yandan Tarsus belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz, Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu'na Tarsus'u simgeleyen bir plaket verdi.
Prof. Dr. Mustafa Fayda başkanlığında başlayan birinci oturumda 4 profesör Tarsus'un Müslümanlar tarafından fethini, bir kültürel dönüşüm modeli olarak Halife Memun denemi ve Tarsus, Memlükler döneminde Tarsus ve Osmanlılar döneminde Tarsus'u anlattılar.
Türk İslam Kültür ve Medeniyetinde Tarsus Sempozyumu 3 gün sürecek.
(EY-EA-Y)
75. Yıl Kültür Merkezinde başlayan sempozyum saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunmasının ardından Kur'anıkerim tilaveti ile devam etti.
Sempozyumun açılış konuşmasını Tarsus Müftüsü Abdulkerim Akbaba yaptı. Akbaba, "Türk İslam kültür ve medeniyetinde Tarsus çok önemli bir yere sahiptir. Türk İslam kültür ve medeniyetinde Tarsus'un geleceğinin daha umutlu olması için bu çalışmayı başlattık. Tarsus'ta, İslam dininin topluma daha iyi öğretilmesi maksadıyla yüzlerce islam aliminin yetiştiği gerçeğini dikkatlere sunmak istiyoruz. Tarsus'un İslami ilimlerin gelişmesindeki önemli rolünü ortaya koymak ve manevi dünyamızda iz bırakan önemli
şahsiyetlerini daha yakından tanımak ve tanıtmak gibi birçok gerçeklerle bir sempozyum düzenlemeyi ve geleneksel hale getirmeyi hedefledi. Tarsus'un tanıtımı açısından çok yararlı geçeceğini düşündüğüm bu sempozyumun Tarsus'umuza hayırlar getirmesini diliyorum. Bize destek veren herkese teşekkür ediyorum" dedi.
Tarsus Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz ise, Medeniyetlere ev sahipliği yapan dillerin ve dinlerin keşişim noktası olan Tarsus'ta Türk-İslam Kültür ve Medeniyetinde Tarsus sempozyumunun yapılmasının çok anlamlı olduğunu belirterek, "Bu sempozyum Tarsus'a verilen değeri ortaya koymuştur. Tarsus Türkiye'nin en büyük ilçesidir. Çok zengin bir tarihi olup, ilahi dinler açısından önemli bir kenttir. Tüm dinler ve dinler için önemli bir merkez olan Tarsus'umuza bu sempozyumun hayırlı olmasını diliyor,
emeği geçen herkese teşekkür ediyorum" dedi.
Mersin Müftüsü Niyazi Ersoy'da Tarsus'un zengin ve tarihi bir dokusu olduğunu dile getirerek, Bir çok medeniyete ev sahipliği yapan Tarsus'un bu coğrafya üzerinde kurulmuş en önemli kentlerden biri olduğunu söyledi.
Tarsus Kaymakamı Mehmet Gödekmerdan ise konuşmasında medeniyetlerin buluşmasında, diğer medeniyetler üzerinde etkin olmasında, örnek alınmasında en önemli unsurun kültür olduğunu belirterek, ''Kültürlerin, yaratıcı ile yaratılan arasındaki bağı en iyi şekilde işleyebilmesi için gerekli olan en önemli unsur ise inançtır'' dedi. Gödekmardan "Yüce dinimiz İslam, insanlığa sunduğu mükemmel öğretiler ile, temeli islama dayanan kültürlerin ve medeniyetlerin oluşumu sırasında bu oluşumların diğer medeniyetler
üzerinde etkili olmasını ve örnek alınmasını sağlamıştır. Maneviyatın, ilmin ve farklı kültürlerin tabir yerindeyse en nadide servetlerine sahip Tarsus'un böyle bir sempozyuma ev sahipliği yapması, ilçemizin hakkını teslim etmek açısından çok yerinde ve büyük değer taşımaktadır" ifadesini kullandı.
Ali Bardakoğlu, sempozyumda yaptığı konuşmada, ''2010 yılı, dinimizin temel kaynağı Kur'anıkerim'in, Allah resulüne vahy edilmeye başlanmasının bin 400. yılıdır. Başkanlığımız, milletimizin inancına, kültür ve medeniyetine kaynaklık eden Kur'anıkerim'in insanlığa sunduğu rahmet yüklü mesajlarını bütün toplum kesimleriyle paylaşılması, getirdiği değerlerin anlaşılması ve yaşanması için yüksek düzeyde bir bilinçlilik meydana getirmek düşüncesiyle 2010 yılını 'Kur'an Yılı' ilan etmiştir'' dedi.
Bardakoğlu, "Kur'an insanlığın zihin dünyasıdır. Türk İslam kültür ve medeniyeti üç alanda kendini gösterir. Bilim, sanat, edebiyat. Üçünün de ortak yanı hiçbir ayrım yapmadan herkesi kucaklamasıdır. İslam coğrafyasında geçmişin mirası inkar edilmez. Bütün dinlere ait o hatıra göz bebeği gibi korunur ve onlarla hep iftihar edilir. İslam özgüveni olan bir dindir. İslam sürekli özgüvenli olmayı gösterir. Tarsus deyince farklı inançlar, farklı dinler, farklı diller, en güzel korunduğunun, yaşadığının
örneğidir. Yahudilik, Museviliği ait Hıristiyanlığa ait ve İslam dönemine ait kutsallar burada bugüne kadar korunmuştur. İslam dini özgürlükleri geliştirmiştir. Kendine özgüveni geliştirmiştir. Ve dolayısıyla özgürlükler de gelişmiştir. Özgürlüklerin daha da gelişmesinin daha da ileriye gitmesini dinimizden aldığımız o ruhun gereği olarak görüyorum. Ve çağdaş dünyanın büyük bir ihtiyacı olduğunu düşünüyorum. Avrupa'ya gittiğimizde hep Saint Paul kilisesinin kilise olarak ibadete açılması bize
iletiliyor. Sadece Hristiyanlığa ait değil, bütün dinlere ait bu eserlerin korunması gerektiğini ve dinlerin özgürce yaşanması gerektiğini anlatıyoruz. Bu itibar ile sonuna kadar destekliyoruz. Din özgürlüklerini savunmak, farklı dinleri onaylamak anlamına gelmez. Dinler arası hoşgörüyü, diyaloğu benimsemek farklı dinlerin de Allah'a giden hak yollar olduğunu kabul ettiğimiz anlamına gelmez. Elbetteki her din mensubu, dinine mensup olmakla iftihar edecek, dinini hak dini olarak görecek, bu kaçınılmazdır.
Dindar olmanın samimi gereği budur. Elbette her Hristiyan'da kurtuluşun Hristiyanlık'ta olduğunu her Budist, kurtuluşun Budistlik'te olduğunu söyleyecek ve inanacak. Ama her Müslüman'ın da İslamiyet'i hak din olarak görmesi ve Allah tarafından ilahi dinin İslam dini olduğunu kabullenmesi ve buna inanması gerekmektedir" dedi.
Konuşmaların ardından sempozyuma destek verenlere, emeğe geçenlere ve katılımcılara plaket verildi. Öte yandan Tarsus belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz, Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu'na Tarsus'u simgeleyen bir plaket verdi.
Prof. Dr. Mustafa Fayda başkanlığında başlayan birinci oturumda 4 profesör Tarsus'un Müslümanlar tarafından fethini, bir kültürel dönüşüm modeli olarak Halife Memun denemi ve Tarsus, Memlükler döneminde Tarsus ve Osmanlılar döneminde Tarsus'u anlattılar.
Türk İslam Kültür ve Medeniyetinde Tarsus Sempozyumu 3 gün sürecek.
(EY-EA-Y)