CHP'li meclis üyesi, Adana Büyükşehir Belediye Meclisi'nin feshi için mahkemeye başvurdu

Adana Büyükşehir Belediye Meclisi'nin feshi ve ilçe belediye başkanlarının görevlerinin düşürülmesi istemiyle Adana Valiliğine başvuran CHP Yüreğir Be

Adana Büyükşehir Belediye Meclisi'nin feshi ve ilçe belediye başkanlarının görevlerinin düşürülmesi istemiyle Adana Valiliğine başvuran CHP Yüreğir Belediye Meclis Üyesi Zeynel Mızrak, bu kez konuyu yargıya taşıdı. Mahmut Çelikcan'ın Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekilliği'ne ilişkin 2. İdare Mahkemesi'nin verdiği yürütmeyi durdurma kararına itirazının Bölge İdare Mahkemesi'nce raddelikten sonra bu görevi bırakmasıyla başlayan tartışmalar devam ediyor.

Valiliğin ortaya çıkan boşlukta belediye birinci başkan vekili Mustafa Tuncel'i görevlendirilmesi ve 3 Haziran'da tekrar 'başkan vekilli' seçiminin yapılmasının kanunlara aykırı olduğunu iddia eden CHP'li Mızrak, yürütmenin durdurulması ve iptali istemiyle Adana Valiliği ve Büyükşehir Belediyesi aleyhine 1. Bölge İdare Mahkemesi'nde dava açtı.

Şikâyet dilekçesini Bölge İdare Mahkemesi'ne sunan Mızrak, basın mensuplarına yaptığı açıklamada 28 Mart 2010 tarihinde İçişleri Bakanlığınca Büyükşehir Belediye Başkanı Aytaç Durak'ın görevinden uzaklaştırıldığını hatırlattı. Büyükşehir Belediye Meclisi'nin kanunun öngördüğü süre içinde yasal yeterliliğe sahip bir belediye başkan vekillini seçemediğini belirten Mızrak, İçişleri Bakanlığı'nın yazısı üzerine 1 Nisan 2010 tarihinde 15 günlük yeni bir seçim sürecine başlandığını söyledi. Meclis 1. Başkan Vekili Mustafa Tuncel'in yönetimindeki seçimin 13 Nisan'da gerçekleştiğini dile getiren Mızrak," Bu seçim şeklen yapılmış gibi görünse de kanunlara aykırı bir şekilde tamamlanmıştır. Avukat Yusuf Akıncı'nın başvurmasıyla 2. İdare Mahkemesi yürütmeyi durdurma kararı vermiştir. Arkasından Mahmut Çelikcan'ın Bölge İdare Mahkemesi'ne yaptığı itiraz ret edilmiştir. Dolayısıyla büyükşehir başkan vekilliği görevi yasal yeterliğe sahip şekilde deruhte edilmemiştir. Sonuçta Çelikcan bu makamı terk etmek zorunda kalmıştır." dedi.

5393 sayılı Belediyeler Kanunu'nun 45. Maddesinin son fıkrasına aykırı şekilde belediye meclisinin 15 gün içinde yasal yeterliliğe sahip bir belediye başkanını seçemeyerek münfesih (geçersiz) durumuna düştüğünü savunan Zeynel Mızrak, şu görüşleri ileri sürdü: "Ayrıca 5216 sayılı yasanın 19'uncu maddesine göre meclisin doğal üyeleri ilçe belediye başkanları büyükşehir belediye meclisinin feshine neden olan eylem ve işlemlerine katıldıkları için başkanlıklarının düşürülmesi gerekir. Yüreğir Belediye Başkanı Mahmut Çelikcan, 5393 sayılı kanuna göre makamını mazeretsiz ve kesintisiz terk ettiği, ilçe belediye başkanları da meclisin feshine neden oldukları için düşmüş durumdadırlar."

27 Mayıs'ta 'Büyükşehir Belediye Meclisi'nin feshi ve ilçe belediye başkanlıklarının düşürülmesi" talebiyle Adana Valiliği'ne başvurduğuna işaret eden Mızrak, valiliğin istemi doğrultusunda iş ve işlemleri yapması gerekirken farklı bir uygulama sergilediğini ifade etti. Mızrak, "Valilik aynı gün büyükşehir belediye başkanlığına iki yazı gönderdi. Birincisi seçim yapılıncaya kadar meclis birinci başkan vekilini göreve getirdi. İkinci Büyükşehir Belediye Meclisi'ni 3 Haziran da tekrar bir 'belediye başkan vekilini' seçmesi için görevlendirdi. Kanunun amir hükmüne göre münfesih olan bir meclisin her hangi bir üyesi her hangi ad altına olursa olsun yasaya göre yok hükmündedir. Üyeler artık o yetkisini kaybetmiş durumdadır."değerlendirmesini yaptı. Adana Valiliği'nin 'birinci başkan vekilini ataması ve yeni bir başkan vekillini' seçmesinin Anayasa ve yasalara aykırı olduğunun altını çizen Mızrak, yetkisiz kişilerce tekrar bir başkan vekillinin seçilmeyeceği görüşünü ortaya attı. Anayasa'da yer almayan bir yetkiyi hiçbir makam ve gücün –her ad altına olursa olsun– kullanamayacağını aktaran CHP'li Zeynel Mızrak, şunları söyledi: "Adana Valiliği, fesih işlemleri için İçişleri Bakanlığı'na ve Danıştay' ya yazı yazacağı yerde yetkisiz kişilere başkan vekilliği seçimi ve başkan vekilliği görevini vermiştir. Kanunlara aykırı bu iş ve işlemlerin iptali ve yürütmenin durdurulması için mahkemeye başvurdum. Bu şekilde bir başkan vekilli görevini ifa ederse hukuken telafisi imkânsız sonuçlar ortaya çıkacaktır."

Türkiye'nin bir hukuk devleti olduğunu söyleyen Mızrak, "Herkesin suç işleme özgürlüğü vardır. Ama hiç kimsenin bunun cezasından kurtulma şansı yoktur. 'Ben yaptım oldu' demekle olmaz. Mutlaka bunun hukuki sonuçları olacaktır. Zaman bizi haklı çıkaracaktır." diye konuştu.