Meclis İnsan Hakları Komisyonu'nun 'Siirt' Raporu
TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı Zafer Üskül, Siirt'te ilköğretim öğrencilerine cinsel istismarda bulunulduğu iddialarıyla ilgili inceleme raporunda, "İki mağdurenin yaklaşık 2 yıldır okul müdür yardımcısı ve halktan bazı kimselerle yaşadığı iddia edilen olayların şu ana kadar gün yüzüne çıkarılamayıp gizli kalmasında ve gerekli önl
TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı Zafer Üskül , Siirt ' te ilköğretim öğrencilerine cinsel istismarda bulunulduğu iddialarıyla ilgili inceleme raporunda , " İki mağdurenin yaklaşık 2 yıldır okul müdür yardımcısı ve halktan bazı kimselerle yaşadığı iddia edilen olayların şu ana kadar gün yüzüne çıkarılamayıp gizli kalmasında ve gerekli önlemlerin alınmamasında okul idaresi ile birlikte okulda görev yapan tüm öğretmenlerin sorumluluğu vardır " dedi .
TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı Zafer Üskül , 21 Nisan 2010 tarihinde medyada yer alan Siirt Gazi İlköğretim Okulu ' nda öğrenim gören iki kız öğrenciye taciz ve cinsel istismar olayını araştırmak üzere Kadın-Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu Başkanı Güldal Akşit , Mülkiye Başmüfettişi Mehmet Firik , Adalet Müfettişi Mecit Gürsay ve Yasama Uzmanı Hilmi Soner Erdoğan ' la birlikte 30 Nisan ' da Siirt ' te gitmişti . Üskül , yapılan incelemelere ilişkin raporunu tamamlayarak bugün İnsan Haklarını İnceleme
Komisyonu ' na sundu . Üskül raporun sonuç bölümünde özellikle iki mağdurenin yaklaşık 2 yıldır okul müdür yardımcısı ve halktan bazı kimselerle yaşadığı iddia edilen olayların şu ana kadar gün yüzüne çıkarılamayıp gizli kalmasında ve gerekli önlemlerin alınmamasında okul idaresi ile birlikte okulda görev yapan tüm öğretmenlerin sorumluluğunun bulunduğunu belirtti . Gerek aile , gerekse mağdureler ile sağlıklı bir iletişim kurulmamasının , ailenin özensizliği kadar okulun da takipte yetersiz , ilgisiz ve isteksiz
davranmasının , yaptığı şeylerin anlam ve sonuçlarını henüz tam olarak kavrayamayan ve çevresinden gelecek tehlikelere karşı aile ve okul savunmasından yoksun kalan çocukların yanlış eğilimlere yönelmesine sebebiyet verebildiğine işaret eden Üskül , İl Emniyet Müdürlüğü bünyesinde kurulan okul irtibat görevlilerinin daha işlevsel çalışması , bazı uygulamalarda formalitelerin dışına çıkılarak yapılan işin içinin doldurulması gerektiğini bildirdi . Kolluğun önleyici hizmetlere de önem vermesinin , bu tür olayları
hem engelleyeceğini , hem de caydırıcılığı sağlayacağını kaydeden Üskül raporda şu ifadelere yer verdi :
" Fonksiyonellik açısından benzer durum Zührevi Hastalıklar ve Fuhuşla Mücadele Komisyonu için de geçerlidir . Şekli olarak kurulan ama hiç toplanmayıp görevini yapmayan bir komisyon bulunmaktadır . Bu komisyonun da önleyici görevi olduğu unutulmamalı , bir an önce çalıştırılmaya başlanmalıdır . Olayın oluş biçimi ile medyada yansıyış şekli arasındaki farklılığın giderilmesi , medyaya yetkili birimler tarafından sağlıklı bilgi akışının sağlanmasıyla mümkündür . Medya ise yayınlarında , genellemeler yapmaktan
kaçınarak onaylanması mümkün olmayan bu tür bir eylemden ötürü tüm ili zan altında bırakacak veya bu tür bir algıya sebebiyet verecek bir dil kullanmamalıdır . Olayın oluş şeklinden ziyade bu tür hadiselerin niçin yaşandığı üzerinde durulmalı ve bunların cevabı aranmalıdır . Spesifik olaydan sonra sorumlular cezalandırılmakla birlikte , ortamı hazırlayan sebepler tespit edilmeli ve önlemler alınmalıdır . "
TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı Zafer Üskül , 21 Nisan 2010 tarihinde medyada yer alan Siirt Gazi İlköğretim Okulu ' nda öğrenim gören iki kız öğrenciye taciz ve cinsel istismar olayını araştırmak üzere Kadın-Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu Başkanı Güldal Akşit , Mülkiye Başmüfettişi Mehmet Firik , Adalet Müfettişi Mecit Gürsay ve Yasama Uzmanı Hilmi Soner Erdoğan ' la birlikte 30 Nisan ' da Siirt ' te gitmişti . Üskül , yapılan incelemelere ilişkin raporunu tamamlayarak bugün İnsan Haklarını İnceleme
Komisyonu ' na sundu . Üskül raporun sonuç bölümünde özellikle iki mağdurenin yaklaşık 2 yıldır okul müdür yardımcısı ve halktan bazı kimselerle yaşadığı iddia edilen olayların şu ana kadar gün yüzüne çıkarılamayıp gizli kalmasında ve gerekli önlemlerin alınmamasında okul idaresi ile birlikte okulda görev yapan tüm öğretmenlerin sorumluluğunun bulunduğunu belirtti . Gerek aile , gerekse mağdureler ile sağlıklı bir iletişim kurulmamasının , ailenin özensizliği kadar okulun da takipte yetersiz , ilgisiz ve isteksiz
davranmasının , yaptığı şeylerin anlam ve sonuçlarını henüz tam olarak kavrayamayan ve çevresinden gelecek tehlikelere karşı aile ve okul savunmasından yoksun kalan çocukların yanlış eğilimlere yönelmesine sebebiyet verebildiğine işaret eden Üskül , İl Emniyet Müdürlüğü bünyesinde kurulan okul irtibat görevlilerinin daha işlevsel çalışması , bazı uygulamalarda formalitelerin dışına çıkılarak yapılan işin içinin doldurulması gerektiğini bildirdi . Kolluğun önleyici hizmetlere de önem vermesinin , bu tür olayları
hem engelleyeceğini , hem de caydırıcılığı sağlayacağını kaydeden Üskül raporda şu ifadelere yer verdi :
" Fonksiyonellik açısından benzer durum Zührevi Hastalıklar ve Fuhuşla Mücadele Komisyonu için de geçerlidir . Şekli olarak kurulan ama hiç toplanmayıp görevini yapmayan bir komisyon bulunmaktadır . Bu komisyonun da önleyici görevi olduğu unutulmamalı , bir an önce çalıştırılmaya başlanmalıdır . Olayın oluş biçimi ile medyada yansıyış şekli arasındaki farklılığın giderilmesi , medyaya yetkili birimler tarafından sağlıklı bilgi akışının sağlanmasıyla mümkündür . Medya ise yayınlarında , genellemeler yapmaktan
kaçınarak onaylanması mümkün olmayan bu tür bir eylemden ötürü tüm ili zan altında bırakacak veya bu tür bir algıya sebebiyet verecek bir dil kullanmamalıdır . Olayın oluş şeklinden ziyade bu tür hadiselerin niçin yaşandığı üzerinde durulmalı ve bunların cevabı aranmalıdır . Spesifik olaydan sonra sorumlular cezalandırılmakla birlikte , ortamı hazırlayan sebepler tespit edilmeli ve önlemler alınmalıdır . "