Çağdaş Demokrasilerde Yargı Ve Medya İlişkileri Semyozyumu
Adalet Bakanı Sadullah Ergin, TCK'nın 301
Adalet Bakanı Sadullah Ergin, TCK'nın 301. maddesiyle ilgili olarak 3 yılda bin 252 dosya ile ilgili bakanlıktan izin istendiğini bunlardan 83'üne soruşturma izni verdiklerini söyleyerek, "Bu rakamlar bizim Adalet Bakanlığı olarak düşünce özgürlüğüne bakış açımızdır" dedi.
Türkiye Adalet Akademisi ve İsveç Mahkemeleri İdaresi tarafından ortaklaşa düzenlenen 'Çağdaş Demokrasilerde Yargı ve Medya İlişkileri' konulu sempozyumun açılış konuşmasını yapan Bakan Ergin, hükümetin birinci önceliğinin Türkiye'nin refahı, kalkınması ile birlikte her alanda çağdaş demokrasiyi yakalamak olduğunu, AB üyeliğine ilişkin yapılan çalışmaları bunu kapsadığını söyledi. Çağdaş demokrasilerde halkın görüşü ve düşüncelerinin önemli olduğuna işaret eden Ergin, kamuoyunun yeterince bilgi sahibi
olmadığı plan ve programların başarıya ulaşmasının imkansız olduğunu ifade etti. Temel hak ve özgürlüklerini teminatı olan yargı faaliyetlerinin kamuoyu tarafından yakından takip edildiğini kaydeden Adalet Bakanı Ergin, bu nedenle yargının medyanın ilgi odaklarından birini oluşturduğunu kaydetti. Medyanın bunu ifade özgürlüğü kapsamında bir hak olarak topluma yansıttığını belirten Ergin, basın özgürlüğünün temelinde de düşünce özgürlüğü olduğunu söyledi. Basın özgürlüğünün de sınırsız olmadığını, diğer
özgürlük alanının başlangıcı ile sınırlı olduğuna dikkat çeken Ergin, bu sınırın anayasa ve yasalarda belirtildiğini anımsattı. Ergin, basın özgürlüğü ile suçluluk karinesinin çakıştığını belirterek, mahkeme kararları kesinleşmeden insanların medyada suçlu ilan edilmesini eleştirdi. Ergin, "Televizyonlarda mahkemeler kurulduğunu görebiliyoruz. Bireyin suçlu ilan edilmesi beraat etse bile onu toplum nazarında mahkum ettiği gibi yargılama faaliyeti yürüten organların olumsuz etkilenmesi sonucu
doğurmaktadır. Bu da adil yargılanma hakkının en önemli ihlallerindendir" diye konuştu.
Bakan Ergin, konuşmasında ifade ve düşünce özgürlüğünü içeren ve yaşanan tartışmaların ardından 2008 yılında yasada yapılan değişiklikle soruşturma izninin Adalet Bakanlığı'na verildiği TCK'nın 301. maddesi ile ilgili istatistik bilgi verdi. 3 yılda bin 252 dosya ile ilgili soruşturma izni istendiği bunlardan sadece 83'üne izin verdiklerini belirten Ergin bin 42 dosyaya ise soruşturma izni vermediklerini söyledi. TCK'nın 301. maddesinde aydınların, gazetecilerin düşüncelerinden dolayı yargılanmasının
Türkiye'yi uluslararası arenada zor duruma soktuğunu belirten Ergin, yasa değişikliğinin ardından verilen soruşturma izni oranının yüzde 7 olmasının Adalet Bakanlığı olarak düşünce özgürlüğüne bakış açılarını gösterdiğini vurguladı.
Basının doğru haber yapması ve kamuoyunu doğru bilgilendirmesinin önemine dikkat çeken Bakan Ergin, Yargı Reformu Strateji Taslağı ve hükümetin eylem planı kapsamında yüksek mahkemelerde ve bazı yerel mahkemelerde basın sözcülüğünün kurulacağını söyledi. Ergin, büyük adliyelerde basın mensuplarının kullanacakları mekanlar oluşturacaklarını ifade etti.
Sempozyumdan ayrılırken gazetecilerin sorularını yanıtlayan Bakan Ergin, bir gazetecinin ''Yargıtay ile ilgili bazı ses kayıtları haber olmuştu. Konuyla ilgili takip açısından bir girişimde bulunuldu mu?'' sorusu üzerine, ''Konu, ilgili organlarca takip ediliyor. Araştırmalar devam ediyor'' yanıtı verdi.
Aynı gazetecinin ses kayıtlarının ilgililer tarafından yalanlanmadığını belirterek, ''Konuşulanları yargıya müdahale olarak değerlendiriyor musunuz?' yönündeki sorusu üzerine Ergin, ''Bütün bunlarla ilgili süreç işliyor. Şu aşamada işleyen bir sürece yorum yapmak suretiyle müdahalede bulunmak istemiyorum. Bu konularda adil yargılanma hakkına ve bağımsız, tarafsız yargı ilkesinin ihlaline dönük olabilecek her türlü yorum ve değerlendirmeden kaçınmak benim birinci görevim''
dedi.
Türkiye Adalet Akademisi ve İsveç Mahkemeleri İdaresi tarafından ortaklaşa düzenlenen 'Çağdaş Demokrasilerde Yargı ve Medya İlişkileri' konulu sempozyumun açılış konuşmasını yapan Bakan Ergin, hükümetin birinci önceliğinin Türkiye'nin refahı, kalkınması ile birlikte her alanda çağdaş demokrasiyi yakalamak olduğunu, AB üyeliğine ilişkin yapılan çalışmaları bunu kapsadığını söyledi. Çağdaş demokrasilerde halkın görüşü ve düşüncelerinin önemli olduğuna işaret eden Ergin, kamuoyunun yeterince bilgi sahibi
olmadığı plan ve programların başarıya ulaşmasının imkansız olduğunu ifade etti. Temel hak ve özgürlüklerini teminatı olan yargı faaliyetlerinin kamuoyu tarafından yakından takip edildiğini kaydeden Adalet Bakanı Ergin, bu nedenle yargının medyanın ilgi odaklarından birini oluşturduğunu kaydetti. Medyanın bunu ifade özgürlüğü kapsamında bir hak olarak topluma yansıttığını belirten Ergin, basın özgürlüğünün temelinde de düşünce özgürlüğü olduğunu söyledi. Basın özgürlüğünün de sınırsız olmadığını, diğer
özgürlük alanının başlangıcı ile sınırlı olduğuna dikkat çeken Ergin, bu sınırın anayasa ve yasalarda belirtildiğini anımsattı. Ergin, basın özgürlüğü ile suçluluk karinesinin çakıştığını belirterek, mahkeme kararları kesinleşmeden insanların medyada suçlu ilan edilmesini eleştirdi. Ergin, "Televizyonlarda mahkemeler kurulduğunu görebiliyoruz. Bireyin suçlu ilan edilmesi beraat etse bile onu toplum nazarında mahkum ettiği gibi yargılama faaliyeti yürüten organların olumsuz etkilenmesi sonucu
doğurmaktadır. Bu da adil yargılanma hakkının en önemli ihlallerindendir" diye konuştu.
Bakan Ergin, konuşmasında ifade ve düşünce özgürlüğünü içeren ve yaşanan tartışmaların ardından 2008 yılında yasada yapılan değişiklikle soruşturma izninin Adalet Bakanlığı'na verildiği TCK'nın 301. maddesi ile ilgili istatistik bilgi verdi. 3 yılda bin 252 dosya ile ilgili soruşturma izni istendiği bunlardan sadece 83'üne izin verdiklerini belirten Ergin bin 42 dosyaya ise soruşturma izni vermediklerini söyledi. TCK'nın 301. maddesinde aydınların, gazetecilerin düşüncelerinden dolayı yargılanmasının
Türkiye'yi uluslararası arenada zor duruma soktuğunu belirten Ergin, yasa değişikliğinin ardından verilen soruşturma izni oranının yüzde 7 olmasının Adalet Bakanlığı olarak düşünce özgürlüğüne bakış açılarını gösterdiğini vurguladı.
Basının doğru haber yapması ve kamuoyunu doğru bilgilendirmesinin önemine dikkat çeken Bakan Ergin, Yargı Reformu Strateji Taslağı ve hükümetin eylem planı kapsamında yüksek mahkemelerde ve bazı yerel mahkemelerde basın sözcülüğünün kurulacağını söyledi. Ergin, büyük adliyelerde basın mensuplarının kullanacakları mekanlar oluşturacaklarını ifade etti.
Sempozyumdan ayrılırken gazetecilerin sorularını yanıtlayan Bakan Ergin, bir gazetecinin ''Yargıtay ile ilgili bazı ses kayıtları haber olmuştu. Konuyla ilgili takip açısından bir girişimde bulunuldu mu?'' sorusu üzerine, ''Konu, ilgili organlarca takip ediliyor. Araştırmalar devam ediyor'' yanıtı verdi.
Aynı gazetecinin ses kayıtlarının ilgililer tarafından yalanlanmadığını belirterek, ''Konuşulanları yargıya müdahale olarak değerlendiriyor musunuz?' yönündeki sorusu üzerine Ergin, ''Bütün bunlarla ilgili süreç işliyor. Şu aşamada işleyen bir sürece yorum yapmak suretiyle müdahalede bulunmak istemiyorum. Bu konularda adil yargılanma hakkına ve bağımsız, tarafsız yargı ilkesinin ihlaline dönük olabilecek her türlü yorum ve değerlendirmeden kaçınmak benim birinci görevim''
dedi.
