Sağlık-sen 'Sağlıkta Kadın Emeği Türkiye Araştırması'

Memur-Sen'e bağlı Sağlık-Sen Genel Başkanı Mahmut Kaçar, Türkiye'de sağlık hizmetlerinde en az iki kat artışın söz konusu olduğunu, istihdam artışının yetersiz kaldığını ve çalışanların iş yükünün arttığını belirtti

Memur-Sen'e bağlı Sağlık-Sen Genel Başkanı Mahmut Kaçar, Türkiye'de sağlık hizmetlerinde en az iki kat artışın söz konusu olduğunu, istihdam artışının yetersiz kaldığını ve çalışanların iş yükünün arttığını belirtti. Kaçar, Türkiye'nin sağlıkta 2023 projeksiyonun 400 bin hemşire olduğunu ifade etti.
Hemşireler Günü dolayısıyla basın toplantısı düzenleyen Kaçar, sendikaları tarafından hazırlanan 'Sağlıkta Kadın Emeği Türkiye Araştırması Sonuçları'nı açıkladı. İçkale Otel'de gerçekleşen toplantıya hemşire ve ebeler üniformaları ile katıldı. 1 Mayıs Taksim kutlamalarında Türk-İş Başkanı'na yönelik tepkiler nedeniyle yaşanan arbede sırasında kolu kırılan Kaçar, 1 Mayıs Taksim kutlamalarına gölge düşürme girişimlerini eleştirerek, "Emek bayramına gölge düşürme amaçlı çirkin provokasyonun amacına ulaşamamış
olması ve etkinliklerin hedefine ulaşması yaşadığım sıkıntının en büyük tesellisi olmuştur" dedi.
Türkiye'de sağlık alanında yaşanan istihdam açığının, başta hemşire ve ebeler olmak üzere sağlık çalışanları üzerinde ciddi yük oluşturduğunu söyleyen Kaçar, Sağlıkta Kadın Emeği Türkiye Araştırması kapsamında 12 ilde 100'ün üzerinde sağlık kurumunda bin 260 hemşire ve ebe ile görüşüldüğünü ifade etti. Türkiye'de sağlık hizmetlerinde en az iki kat artışın söz konusu olduğunu, istihdam artışının yetersiz kaldığını ve çalışanların iş yükünün arttığını belirten Kaçar, Türkiye'nin sağlıkta 2023 projeksiyonun
400 bin hemşire olduğunu, Türkiye'de 2010 Nisan ayı itibariyle özel sektörde dahil olmak üzere 97 bin 710 hemşire istihdam edildiğini ve Türkiye'de 100 bin kişiye düşen hemşire sayısının 131 olduğunu kaydetti.
Araştırma sonuçlarına göre, hemşire ve ebeler başta KKKA olmak üzere bulaşıcı hastalıklara yakalanma riskinin sağlık çalışanlarının kabusu haline dönüştüğünü ortaya koydu. Araştırmaya katılanların yüzde 90,9'u enfeksiyon kapmaktan korktuğunu ifade etti. Türkiye'deki her 10 hemşire veya ebeden 9'u enfeksiyon kapma riskini iş hayatlarındaki en büyük problem olarak gördüğünü belirtirken, hemşirelerin yüzde 63'ü ise çalıştıkları ortamın enfeksiyona karşı güvenilirliğinden kuşku duyduğunu kaydetti. Hemşire ve
ebelerin yüzde 60'ı sözel şiddet mağduru olduğu ortaya çıktı. Katılımcılar, hasta ve yakınların sık sık küfür içeren sözlerine muhatap olduklarını ifade etti. Çalışanlara göre, hasta hakları adına yapılan uygulamalar üzerlerinde baskı oluşturduğu belirlendi.
Ankete katılan hemşire ve ebelerin yüzde 72'si şiddete en çok kendilerinin maruz kaldığını belirtirken, erkek katılımcılar ve hastane yöneticilerinin yüzde 40'ı da bu görüşe destek verdi. Hemşire ve ebelerin yüzde 68'i zaman zaman fiziksel ve sözel şiddete maruz kaldıklarını söyledi. Katılımcıların yüzde 56'sı şiddetin kaynağı olarak hasta yakınlarını gösterirken, yüzde 19'u da yönetsel zafiyetleri sorumlu tuttu. Hemşire ve ebeler yarısından fazlası ise şiddetin yaygınlaşmasında medyadaki haber ve
yayınların etkisine inandığını kaydetti.
Araştırma, fazla çalışma ve nöbetler nedeniyle sağlık çalışanlarının stres altında olduğunu ortaya koydu. Sağlık hizmeti talebi katlanarak büyürken, istihdam rakamları yerinde saydı. En büyük açık hemşire istihdamında yaşandığı belirlendi. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre Türkiye'de 100 bin nüfusa düşen hemşire sayısı 131. Bu oranla Türkiye 53 Avrupa ülkesi listesinde son sırada. AB üyesi ülkelerde ise 100 bin nüfusa 731 hemşire düşüyor. Sağlık-Sen'in anketine katılan hemşire ve ebelerin üçte ikisi
çalışma koşullarından kaynaklanan stres altında yaşadığını ifade etti. Bu arada hemşireler istihdam açığının kapatılmasında erkek hemşire alımını destekledi.
Ağır çalışma koşulları ve riskler altında mesleğini sürdürmeye çalışan hemşire ve ebelerin geleceğe yönelik beklentileri de olumsuz. Araştırma sonuçları hemşire ve ebelerin yaşadıkları sorunlar nedeniyle mesleki bağlılıklarının zayıfladığını da ortaya koydu. Araştırmaya katılan hemşire ve ebelerin sadece üçte biri 'şimdi olsa yine hemşire/ebe olurdum' görüşüne katıldığını bildirdi. Yine hemşire ve ebelerin üçte biri geleceğe ilişkin beklentilerinin olumlu yönde olduğunu açıklarken, büyük çoğunluğu
karamsar olduğunu belirtti.