Çiçek: Anayasa değişikliği şart

Anayasa teklifinin TBMM Anayasa Komisyonu'nda görüşüldüğü sırada konuşan Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek ''Siyaset kurumu olarak en az 17 seneden beri vatandaşımıza 'Yeni bir Anayasa' diyoruz. Bu vaadi yerine getirememiş olmanın ezikliğini duyuyor olmamız lazım'' diye konuştu.

TBMM Anayasa Komisyonunda Anayasa değişikliği teklifi üzerinde Hükümet adına konuşan Çiçek, Komisyona yakışan bir müzakere yapıldığını belirterek, ''Müzakerenin bu şekilde yapılmış olması bazılarına sürpriz olmuştur, bazılarını sükutu hayale de uğratmıştır. Bize ve Parlamentoya yakışan da budur'' değerlendirmesinde bulundu.
Çiçek, BDP hariç, tüm siyasi partilerin gündemdeki konularla ilgili geçmişte bazı beyanları ve metinleri bulunduğuna işaret ederek, şöyle konuştu:

''Bu Anayasa değişikliği konusu bugünün konusu değil. Bu değişiklik ihtiyacı, bir partiden de kaynaklanmıyor. Bu değişiklik 28 yıldır ortada... 28 yıldır tartışıyoruz. İlk değişiklik 1987'de gelmiş. 2010 yılına kadar 16 değişiklik yapılmış. 23 senede 16 değişiklik... Yani, neredeyse 1 sene 3-4 ayda bir Anayasa değişikliği TBMM'nin gündemine gelmiş. Hatta bazen 2 ay, 4 ay arayla gelmiş. Neden? 2 ay evvel yapılan değişiklikten sonra, 2 ay sonrayı Türkiye görememiş mi? Belli ki bu Anayasa, sorunlu bir Anayasa... Teker teker şahıs ve partilerimizden bağımsız olarak Türkiye'de bir Anayasa sorunu var, olmuş. Anayasa sorunu varsa, sorunlu bir Anayasamız varsa, bunun tabii sonucu Anayasal sorunların çıkmasıdır.''

Çiçek, bir metin okuyacağını belirterek, ''Bu benim de düşüncemdir. Ben söylesem bu kadar güzel söyleyebilir miydim, bilemiyorum. Ama benimsediğim bir metin'' dedi.
Metinde, ''1982 Anayasası gerek hazırlanışı, gerekse özü ve niteliğiyle demokratik olmayan bir Anayasadır. Böyle bir Anayasa, demokrasinin bütün kurum ve kurallarıyla işleyişini önleyici niteliktedir. Bu nedenle Anayasa değişikliği, TBMM'nin aşması gereken temel sorunlardan biridir'' denildiğini kaydeden Çiçek, metnin 1993 yılında hazırlandığını söyledi.

''ANAYASADAN KAYNAKLANAN SORUNLAR NEDENİYLE...''

''2010'da böyle temel bir sorun çıkmıyor. Daha 1993'te, AK Parti yokken, siyasi varlık olarak bile yokken, belki bir çoğumuz siyasette bile değilken...'' diyen Çiçek, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Siyaset kurumu olarak en az 17 seneden beri vatandaşımıza 'Yeni bir Anayasa' diyoruz. Bu vaadi yerine getirememiş olmanın ezikliğini duyuyor olmamız lazım. Demek ki böyle bir sözü, 17 yıl önce vermişiz. Geçen her gün bu Anayasadan kaynaklanan sorunlar sebebiyle milletimiz, belli hususlara tahammül etmek zorunda kalıyor.
Metinde, '82 Anayasasının sınırlı düzeltme ve iyileştirmelerle demokrasiye ve hukukun temel ilkelerine uygun duruma getirilmesi hemen hemen olanaksızdır' deniyor. Bu da doğru bir tespit... Ayrıca, metinde, 'Bu anayasa temel anlayışı, yapısı, dili ve yazılışı bakımından tümüyle yeniden elden geçirilmeli ve yazılmalıdır. Parlamentonun bugünkü oluşumu itibariyle, bu kapsamda değişiklik için uzlaşmaya varmanın güçlükleri olabilir. Bu durumun güçlükleri göz önüne alınarak mevcut koşulların elverdiği ölçüde yapılabilecek iyileştirmeye katkıda bulunmak amacıyla öneriler paketi oluşturulmuştur. Anayasa değişikliğinin savsaklanması, çözüme bağlanamaması ağırlığı artan ortak sorunlara yol açmaktadır. Giderek bir rejim bunalımına dönüşme tehlikesi göstermektedir.'
Şimdi bu kadar önemli bir problem var. Bunu biz söylemiyoruz. Burada bir kısım değerlendirmeler yapıldı 'Her şey Anayasaya çıkıyor' denildi. 'Niye acele ediliyor' deniyorsa, gecikmemesi gerekiyor da onun için acele ediliyor ve 28 yıldır konuşuyoruz. Böylece Anayasanın olağanüstü dönem ve ara rejimlerde değiştirilmesi alışkanlığı yerine, demokratik yöntemlerle, halk iradesine dayanılarak düzenlenmesi yolu açılmalıdır.''

''BEN BU METNE İMZA ATARIM''

Okuduğu metnin CHP'nin önerisi olduğunu söyleyen Çiçek'e, CHP'li İsa Gök, ''Bunda sorun yok zaten'' diye tepki gösterdi. Çiçek, ''Ben bu metne imza atarım. Bu tür bir değişikliğin gerekçesidir aynı zamanda... Hiç ayrıca gerekçe yazmaya gerek yok. Biz deseydik ki bu 30 maddenin altına, 'işte gerekçesi budur', bu hepsinin gerekçesi olurdu. Demek ki biz siyaset kurumu olarak bir araya gelerek yepyeni bir Anayasa yapamadık. Bütün arayış ve uzlaşmalara rağmen... Her iktidar böyle bir uzlaşı arayışı içinde oldu. Yeni bir Anayasa yapılamayınca bazen tek, 10, 33 maddelik değişiklikler yapılma mecburiyeti hasıl oldu. Keşke yapabilseydik. Her 12-14 ayda bir Anayasa konusunu tartışmazdık'' diye konuştu.

MHP'nin de aynı dönemde ''1982 Anayasasının bütün maddelerinin siyasi partilerin tamamının mutabakatıyla düzenlenmesi, bu mümkün olmadığı takdirde bazı maddeler öncelikle olmak kaydıyla değişiklik yapılmasında fayda görüldüğünü'' ifade ettiğini belirten Çiçek, ''Anayasayı birlikte yapma imkanını inşallah Türk Parlamentosu günü gelecek bulacaktır. Bu da bir tecrübedir. Bu tecrübeyi giderek kazanacağız. Niyet okuyarak değil de realiteleri değerlendirerek çözüme varabilirsek bu olabilir'' dedi.

Uzlaşma arayışının her dönemde olduğunu, kendilerinin de aradığını ancak uzlaşmanın olmadığını belirten Çiçek, şunları kaydetti:
''2007 seçimlerine giderken vaadimiz yeni bir Anayasaydı. Bir taslak gündeme geldi, denildi ki 'AK Parti kendisine bir anayasa hazırlıyor.' Halbuki biz o zaman Anayasa taslağını herkese göndereceğimizi, kendilerini ziyaret edeceğimizi, paneller yapılacağını, gelecek öneri, eleştiri, ikazları dikkate alarak yeniden değerlendirme yaptıktan sonra teklif olarak sunacağımızı söyledik. Ama denildi ki 'Bu olmaz, yöntem doğru değil.' Olabilir, biz üzüm yemekten yanayız, o zaman başka yöntemle yapalım. TOBB başkanlığındaki 7 büyük meslek örgütü 'Biz bu sürece dahil oluyoruz' derken, birçok köşe yazarı da 'TBMM Başkanı'nın inisiyatif alması gerektiğini' ifade etti. Biz derhal o andan itibaren çalışmalarımızı durdurduk ve 'varız' dedik. Meclis Başkanlığına fikirler dizisi sunuldu. Sonra bizim partimizle ilgili kapatma davası açıldı. Tabiatıyla bu süreç ister istemez askıya alındı. Ne zamanki parti ile ilgili dava sonuçlandı Meclis Başkanı siyasi partilere yazı yazdı, 3 partimiz isim bildirdi, ama CHP isim vermedi. Vermeyince Uzlaşma Komisyonu kurulamadı.''

Çiçek, ''Kuvvetler ayrılığının yanında, çek ve balans, bütün batı demokrasilerinde var olan bir husus. Onun için de yargı ile ilgili konularda, yargının yanında diğer erklerden de bir kısım insanların seçilmesi, bu çek ve balans içindir'' dedi.

Bu ülkenin ekonomik ve istihdam sorunu olduğu kadar, Anayasa sorunu da olduğuna işaret eden Çiçek, teklif için gittikleri sivil toplum örgütlerinin, ''Nereden çıktı bu teklif?' demediklerini, tam tersine hazırladıkları taslakları çekmecelerinden çıkardıklarını kaydetti.

Cemil Çiçek, bütün sivil toplum örgütlerinin önceliğinin de Anayasa değişikliği olduğuna işaret ederek, toplumun bu taleplerine karşı duyarsız kalamayacaklarını söyledi. Çiçek, uzlaşma arayışının ittifak arayışı olmadığını belirterek, her zaman tekliflere, ''evet'' diyen de ''hayır'' diyen de çıktığını bildirdi.

Muhalefetin, ''Anayasa Mahkemesine üye seçiminde, hukukçu sayısı azdır'' dediğini ifade eden Çiçek, ''Önerge verirsiniz, biz de destekleriz. Getirilen bir şeye... Makul bir şey geldiyse, hayır demedik. Paketi iyileştirmek, daha iyi noktaya götürmek konusunda bir çaba olabilirse, bu komisyon bugünden de daha faydalı bir çalışmayı yapmış olur'' dedi.

Başbakan Yardımcısı Çiçek, Anayasanın ilk 3 maddesinin herkesin ortak paydası olduğunu ve oradaki görüşleri benimsediğini dile getirdi.
Türkiye'deki bugün yapılan tartışmanın, ''Türkiye'nin laik, demokratik, sosyal bir hukuk devleti olduğu konusunda olmadığını'' belirten Çiçek, tartışmanın, bunların uygulamaları, eksiklikleri ile ilgili olduğunu bildirdi. Cemil Çiçek, bunları düzeltmenin siyasetin görevi olduğunu ifade ederek, ''Yargı kararlarının uygulanabilir olması ayrıdır, kabul edilebilir olması ayrıdır. Ben şahsen, 367 kararını doğru bulmam ama uygularım, çünkü bu, hukuka saygımın gereğidir. Bu kararları uygulamak mecburiyetindeyiz, uygulamamanın bedeli suçtur. Ama bunun içeriğini tartışırız'' diye konuştu.

''AYRI AYRI GALAKSİLERDE FAALİYET GÖSTEREN KURUMLAR DEĞİLDİR''


Cemil Çiçek, kuvvetler ayrılığı konusuna değinerek, yürütme, yasama ve yargının, bu ülkenin değerleri, kurumları erkleri olduğunu belirtti. Birinin diğerinin alternatifi ve hasmı olmadığına dikkati çeken Çiçek, şöyle konuştu:
''Herkes kendi görevini ayrı ayrı yapar. Bunlar bağımsız ayrı ayrı galaksilerde faaliyet gösteren kurumlar değildir. Ancak hiçbiri, 'ben her şeyin hakimiyim' demeyecek. Kuvvetler ayrılığının yanıbaşında, bir de çek ve balans, bütün batı demokrasilerinde var olan bir husustur. Onun için de yargı ile ilgili konularda, idari organ niteliğinde olan kurullarda, yargının yanında diğer erklerden de bir kısım insanların seçilmesi, bu çek ve balans içindir.
Burada uç değerlendirmeler yapılıyor. 'AK Parti'nin, Yüce Divan endişesi, korkusu var...' Korkunun ecele faydası olmaz. Herkes, işini doğru yapar, doğru yapmazsa, bugün, bugün olmazsa yarın, bir gün hesabını verir. Bu Anayasa değişikliğini kendimiz için yapıyor değiliz. Bugün biz varız, yarın bir başkasının olmayacağını kim garanti edebilir? 'AK Parti oraya bir kısım insanları seçecek ve kendisini sağlama alacak' deniliyor. Yüce Divan sadece Bakanlar Kurulu üyelerini yargılamıyor, bütün mahkeme başkanlarını da üyelerini de yargılıyor. O zaman şunu mu dememiz lazım. Yargıtay'dan da seçiliyor. Yargıtay Başkanı da suç işleyebilir, 'o takdirde kendisine uygun bir kısım hakimleri seçecek, kendisini kurtaracak...' Bunlar, uç değerlendirmelerdir. Ayrıca, Yüce Divana seçilecek kişiler bir yerden de seçilmeyecek.''

''SİZ BİR METİN ORTAYA KOYAMADINIZ Kİ BUGÜNE KADAR''

Başbakan Yardımcısı Çiçek, ''Eğer birisi Anayasadan şikayet ediyorsa, birinin öneri getirmesini beklemeden kendisi de teklif getirebilmeli'' dedi. Kim hangi konuya öncelik veriyorsa, o konuda teklif vermesi gerektiğine işaret eden Çiçek, kamuoyunun muhalefetin de doğrularını görmek isteyeceğini söyledi.
Dokunulmazlık konusunun 1995'te Mecliste gündeme geldiğini anımsatan Çiçek, o zaman 4 partinin liderinin bu değişikliğe evet dediğini, ancak buna rağmen bu değişikliğin yapılamadığını bildirdi. Cemil Çiçek, ''Her taraftan dokunuluyor milletvekillerine. Vatandaşın her türlü işine koşarız, ama en ağır tenkitlere maruz kalan da biziz. Bu işe bir düzenleme yapılacaksa, bu konudaki teklifi de siz getirin, onu birlikte konuşalım. Ama siz bir metin ortaya koyamadınız ki bugüne kadar'' diye konuştu.

''HAVUÇ-TAVŞAN İLİŞKİSİ''

Çiçek, muhalefetin, teklifteki bazı maddeleri ''havuç'' olarak benzetmesine karşı çıkarak, ''Bunu doğru bulmuyorum. Neticede bu referanduma gidecekse, milleti başka bir şekilde nitelemiş oluruz. Tenzih ederim, milletimiz azizdir, yücedir. Havuç-tavşan ilişkisi ortaya çıkmış olur, bu da yanlış olur'' dedi.
Cemil Çiçek, ''Bugünkü sistem, problem üretmeye müsaittir. Geçmişte üretmiştir, bugün de üretiyor, böyle kalırsa üretmeye de devam edecek'' diye konuştu.
MHP Konya Milletvekili Faruk Bal, Çiçek'in sözlerini, ''Ağzınızdan ben damlıyorum'' diyerek eleştirdi.
Daha sonra, komisyonda görüşülmesi 10,5 saat süren Anayasa teklifinin tümü kabul edilerek, maddelerine geçilmesi kabul edildi.