Türk yargı sisteminde rekor kırdı

Ergenekon soruşturmasının 12. dalgasında gözaltına alınan ve 16 Nisan 2009'da tutuklanan Başkent Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Haberal, Türk yargı sistemine rekorlar kırdırmaya devam ediyor.

Tutuklandığı gün Metris Cezaevi’nden hastaneye giden ve bir daha cezaevine dönmeyen Haberal’ın, 365 günlük tutukluluğu süresince 25 kez tahliye talebinde bulunduğu ve hepsinin reddedildiği ortaya çıktı.

VİDEO KONFERANSLA İLK  İFADE

Benzer rahatsızlığı bulunan hastalar bir aylık tedaviyle taburcu edilirken ve ‘cezaevine dönebileceğine’ yönelik uzman heyet raporuna rağmen hastaneden ayrılmayan Prof. Dr. Haberal, dün de bir ilke daha imza atarak İstanbul Üniversitesi Kardiyoloji Enstitüsü’nde kaldığı odadan 13. Ağır Ceza Mahkemesi üye hakimi Hüsnü Çalmuk, 3 avukatı ve sağlık ekibi nezaretinde video konferans sistemiyle ifade verdi. Hakkındaki iddiaların tümünü reddeden Haberal, cep telefonunu dinlemek için mahkeme kararı alınmasına rağmen, ofisindeki sabit hattının da yasadışı dinlendiğini iddia etti. Haberal, “Ergenekon ismini ilk kez medyadan duydum” dedi.

SAĞLIK NEDENİYLE TAHLİYE İSTEMEM

Duruşmaya katıldığı odasını da anlatan Haberal, kırdığı ikinci rekoru yine kendi ağzıyla açıkladı ve 25 kez yaptığı tahliye başvurularının hepsinin reddedildiğini söyledi. Haberal, iddianame kabul edilmeden önce 11, kabul edildikten sonra 14 kere avukatlarının tahliye talebinde bulunduğunu ve hepsinin reddedildiğini anlatarak, ‘’Suçum varsa cezaya razıyım. Tahliyem, delillere dayanmalı. Sağlık sorunlarım nedeniyle tahliye edilmem rahatsızlık verir” diye konuştu.

‘Ecevit’e operasyon yapmadık’

Doktorların 1 saatlik izni dolunca savunmasına ara verilen Mehmet Haberal, ikinci bölümde hakkındaki iddiaları yanıtladı. Haberal, eski Başbakanlardan Bülent Ecevit’e yönelik Başkent Üniversitesi Hastanesi’nde yapıldığı iddia edilen operasyonu da reddetti. “Ecevit, Başkent Hastanesi’nden çıktıktan sonra 7 ay Başbakanlık görevini yapmış ve 4.5 yıl da yaşamıştır” diyen Haberal, “Ecevit’le ilgili şahsıma ve Başkent Üniversitesi hakkındaki iddialar yalan ve iftiradır” dedi

Çay ve kuru pasta toplantısı


İddianamede “Ergenekon’un bürokrasiden üst düzey üye kazanma toplantıları” olarak gösterilen Kent Otel toplantılarının “Ülkenin ulusal ve uluslararası sorunlarına yardımcı olmak için yapılan çaylı, kuru pastalı herkese açık toplantılar” olduğunu savunan Haberal, “Birkaç toplantıdan sonra ‘Acaba yeni bir siyasi oluşuma gidilebilir mi?’ görüşü ön plana çıktı. Toplantılara Gölbaşı ve Patalya otellerinde de devam ettik. Amacı ülkemizin uluslararası sorunlarına çözüm aramaktı. ‘Önce Diyalog’ sonra da ‘Milli Egemenlik Grubu’ olarak çalışmalar yürüttük” diye konuştu.

Heyet ‘taburcu’ demişti

17 Nisan’da tutuklanan Mehmet Haberal, tutuklama kararının ardından kalp spazmı şüphesiyle cezaevinde hiç kalmadan hastaneye sevk edilmişti. İstanbul Üniversitesi Kardiyoloji Enstitüsü’nde 16 Ekim 2009’da hazırlanan ve tamamı profesörlerden oluşan 5 kişilik heyet raporunda, “Prof. Dr. Mehmet Haberal’ın, mevcut kontrollere göre ayakta tedavi edilebilir durumda olduğu ve taburcu edilmesi” istenmişti. Haberal’ın 365 gündür hastanede kalmasına gerekçe gösterilen ‘kalp ritminde bozukluk tedavisi’nin normal şartlarda bir aylık tedavi süreci içerdiği belirtildi.

Cumhurbaşkanlığı TEKLİF EDİLDİ

Haberal ayrıca “Dönemin Turizm Bakanı Erkan Mumcu, cumhurbaşkanlığı ile ilgili soru sordu. Ben de Başbakan Ecevit’e sormasını söyledim. Daha sonra adım geçmeye başladı. İki gün sonra Hüsamettin Özkan’a teklifi kabul edemeyeceğimi söyledim. Ecevit de bana ‘Siz teklif etmediniz, biz sizi gösterdik’ dedi. Ancak cumhurbaşkanını meclisten çıkması gerektiğini söyleyerek kabul etmedim” dedi.

(STAR)