Devlet adamı olarak kendi doğrularını açıklarlar
Balyoz Darbe Planı soruşturması kapsamında hakkında yakalama emri çıkartılan emekli Orgeneral Çetin Doğan, avukatları aracılığıyla yazılı açıklama yaptı.
Doğan, "Balyoz davasının ulaştığı boyutta hala 'adalete saygı bahanesi'ne sığınarak susanlar, susmaya devam ettikçe, iş başa düştü demektir. Umarım yaptığım açıklamalar dayanışlık ve eksiklik bulanlar, hiç olmazsa bu konularda 'devlet adamı' olarak kendi doğrularını açıklarlar" sözleriyle de dönemin Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök'ü işaret etti.
Doğan, açıklamasında "Sayın Bilal Bayraktar özel yetkilerle donatıldığı mevcut görevlendirmeden 2009 yılının adil tatilinin başladığı gün haberdar edildiğini ve tatile çıkamadığını ifade etmiştir. Bildiğim kadarıyla Sayın Bayraktar o günden bu güne kadar geçen sürede, sadece Balyoz ile hemhal olmaktadır. Anlaşılan önceki savcılar ellerindeki belgelerden bir şeyler üretmekte yetersiz kalmıştır" dedi.
"İğrenç bir tezgah..."
"Balyoz Güvenlik Harekat Planı"nın "iğrenç bir tezgah" olduğunu öne süren Doğan, söz konusu planın 2 Aralık 2002 tarihine taşınmasına rağmen, 2005-2007 döneminde yazılan yazılardan kopyalandığını ve aynı dönemde meydana gelen gelişmelerden ilham alınarak yazıldığını belirtti.
Doğan, savcılığın soruşturma dosyası üzerindeki kısıtlama kararının kalkmasından sonra ortada Balyoz'un hiçbir dayanağının kalmayacağını iddia etti.
"Rötuş yapıldı"
Doğan, söz konusu belgelerin üzerinde sonradan rötuş yapıldığını ileri sürdü, "Balyoz Güvenlik Harekat Planı"nın kesinlikle 1. Ordu'dan çıkmadığını da kaydetti.
Doğan, bazı medya organlarında yer alan haberlerde bavul dolusu kozmik belgelerin 2002-2003 döneminde 1. Ordu Karargahı'ndaki görev yapmış bir subayın çalıştığı dönemde kozmik bürodan çıkarıldığı iddialarını doğru olmadığını ve bunun akla ve mantığa aykırı olduğunu anlattı.
Doğan ayrıca "Balyoz Güvenlik Harekat Planı"na ilişkin belgelerin medya aracılığı ile değil daha önceden savcılara iletildiğini ifade etti.
AVUKATI KONUŞTU
Adliye çıkışında bir açıklama yapan Avukat Celal Ülgen ise, Doğan'ın sağlık durumuyla ilgili bilgi verdi.
Avukat Ülgen, Çetin Doğan ile ilgili doktorların yoğun bir çalışma sürdürdüklerini ve Doğan'ın rahatsızlığının devam ettiğini belirterek, "Sağ bacaktaki duyu kaybı, uyuşma ve acı devam ediyor. Doktorlar öncelikle bu ağrı ve acıyı giderip gideremeyecekleri konusunda çalışıyorlar. Gideremeyecekleri anlaşıldığı taktirde de zorunlu ameliyat gerçekleşecek" dedi.
Çetin Doğan'ın, durumunda bir iyileşme belirtisi olması durumunda kesinlikle hastanede kalmayacağını belirten Ülgen, Doğan'ın sağlık durumunun istismar eden kişileri izana davet ettiğini söyledi.
"Yeniden tutuklanmayı beklemiyordu"
Avukat Ülgen, "Çetin Doğan yeniden tutuklanmayı bekliyor muydu?" sorusuna ise "Hayır, asla. Bir defa yasal değil bu olay. Bir hukuk, ceza mahkemesinin tahliye kararına şimdiye kadar savcılar itiraz etti mi hiç? Bu da bir tahliye kararıdır. Bu olağan bir durum değil. Olağanüstü, olağandışı bir durum" şeklinde yanıt verdi.
Doğan'ın diğer avukatı İsmail Tepecik de Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'nde kalan Doğan'ı kontrol eden cezaevi doktorunun "cezaevinde kalmasının sağlığı açısından tehdit oluşturduğu" gerekçesiyle Doğan'ı hastaneye sevk etme isteğine müvekkilinin karşı çıktığını hatırlattı.
Avukat Tepecik, bunun üzerine hastane doktorunun, kendisiyle Doğan ve cezaevi idare görevlisinin imzasının bulunduğu bir tutanak tutturarak bu durumu tespit ettirdiğini kaydetti. Tepecik, "Bırakın GATA'ya gitmeyi, paşam cezaevindeyken resen sevk edilmeyi kabul etmedi. Devamında Silivri Devlet Hastanesi zaten Doğan'ın 3 ayrı hastanede tedavisinin yapılmasına karar verdi. Yani Sayın Doğan'ın hastanede yatması gerektiği cezaevindeyken zaten sabitti" dedi.
Doğan, açıklamasında "Sayın Bilal Bayraktar özel yetkilerle donatıldığı mevcut görevlendirmeden 2009 yılının adil tatilinin başladığı gün haberdar edildiğini ve tatile çıkamadığını ifade etmiştir. Bildiğim kadarıyla Sayın Bayraktar o günden bu güne kadar geçen sürede, sadece Balyoz ile hemhal olmaktadır. Anlaşılan önceki savcılar ellerindeki belgelerden bir şeyler üretmekte yetersiz kalmıştır" dedi.
"İğrenç bir tezgah..."
"Balyoz Güvenlik Harekat Planı"nın "iğrenç bir tezgah" olduğunu öne süren Doğan, söz konusu planın 2 Aralık 2002 tarihine taşınmasına rağmen, 2005-2007 döneminde yazılan yazılardan kopyalandığını ve aynı dönemde meydana gelen gelişmelerden ilham alınarak yazıldığını belirtti.
Doğan, savcılığın soruşturma dosyası üzerindeki kısıtlama kararının kalkmasından sonra ortada Balyoz'un hiçbir dayanağının kalmayacağını iddia etti.
"Rötuş yapıldı"
Doğan, söz konusu belgelerin üzerinde sonradan rötuş yapıldığını ileri sürdü, "Balyoz Güvenlik Harekat Planı"nın kesinlikle 1. Ordu'dan çıkmadığını da kaydetti.
Doğan, bazı medya organlarında yer alan haberlerde bavul dolusu kozmik belgelerin 2002-2003 döneminde 1. Ordu Karargahı'ndaki görev yapmış bir subayın çalıştığı dönemde kozmik bürodan çıkarıldığı iddialarını doğru olmadığını ve bunun akla ve mantığa aykırı olduğunu anlattı.
Doğan ayrıca "Balyoz Güvenlik Harekat Planı"na ilişkin belgelerin medya aracılığı ile değil daha önceden savcılara iletildiğini ifade etti.
AVUKATI KONUŞTU
Adliye çıkışında bir açıklama yapan Avukat Celal Ülgen ise, Doğan'ın sağlık durumuyla ilgili bilgi verdi.
Avukat Ülgen, Çetin Doğan ile ilgili doktorların yoğun bir çalışma sürdürdüklerini ve Doğan'ın rahatsızlığının devam ettiğini belirterek, "Sağ bacaktaki duyu kaybı, uyuşma ve acı devam ediyor. Doktorlar öncelikle bu ağrı ve acıyı giderip gideremeyecekleri konusunda çalışıyorlar. Gideremeyecekleri anlaşıldığı taktirde de zorunlu ameliyat gerçekleşecek" dedi.
Çetin Doğan'ın, durumunda bir iyileşme belirtisi olması durumunda kesinlikle hastanede kalmayacağını belirten Ülgen, Doğan'ın sağlık durumunun istismar eden kişileri izana davet ettiğini söyledi.
"Yeniden tutuklanmayı beklemiyordu"
Avukat Ülgen, "Çetin Doğan yeniden tutuklanmayı bekliyor muydu?" sorusuna ise "Hayır, asla. Bir defa yasal değil bu olay. Bir hukuk, ceza mahkemesinin tahliye kararına şimdiye kadar savcılar itiraz etti mi hiç? Bu da bir tahliye kararıdır. Bu olağan bir durum değil. Olağanüstü, olağandışı bir durum" şeklinde yanıt verdi.
Doğan'ın diğer avukatı İsmail Tepecik de Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'nde kalan Doğan'ı kontrol eden cezaevi doktorunun "cezaevinde kalmasının sağlığı açısından tehdit oluşturduğu" gerekçesiyle Doğan'ı hastaneye sevk etme isteğine müvekkilinin karşı çıktığını hatırlattı.
Avukat Tepecik, bunun üzerine hastane doktorunun, kendisiyle Doğan ve cezaevi idare görevlisinin imzasının bulunduğu bir tutanak tutturarak bu durumu tespit ettirdiğini kaydetti. Tepecik, "Bırakın GATA'ya gitmeyi, paşam cezaevindeyken resen sevk edilmeyi kabul etmedi. Devamında Silivri Devlet Hastanesi zaten Doğan'ın 3 ayrı hastanede tedavisinin yapılmasına karar verdi. Yani Sayın Doğan'ın hastanede yatması gerektiği cezaevindeyken zaten sabitti" dedi.