Bankalarda 51 milyar TL birikti

Bankaların elinde 51 milyar TL likidite biriktiğini belirten TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, bu kaynağın 2010 yılında büyümenin motoru olabileceğini dile getirdi.

Hisarcıklıoğlu TOBB ve EGD tarafından Kartepe'de düzenlenen Ekonomi Zirvesi'nde ekonomik ve siyasi gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, TOBB ile Ekonomi Gazetecileri Derneği (EGD) tarafından Kartepe’de düzenlenen Kartepe Ekonomi Zirvesi’nde yaptığı konuşmada, bir krizden geçildiğini, 2001, 1994 krizlerinden farklı olan bu krizde büyüme ve ihracatın aşağı indiğini, işsizliğin yukarı çıktığını anlattı.

2009 yılını değerlendiren Hisarcıklıoğlu, son çeyrekte özel tüketimde yüzde 3,3’lük artış olduğunu, kamu tüketiminin büyümeye yüzde 2,3’lük katkı sağladığını, yatırımlarda yüzde 1,1’lik azalmanın, dış ticarette yapısal sorunun devam ettiğini, bu nedenle ihracat rakamları yukarı gitse de ithalatın daha hızlı artmasının büyümeye yüzde eksi 1’lik bir puan yansıttığını ve toplamda da son çeyrek itibariyle yüzde 6’lık bir büyüme yaşandığını ifade etti.

Türkiye’nin önündeki dönemde kamunun büyümeye katkı sağlamaya devam etmesinin zor olduğunu, özel tüketim ve stoklardaki artışla beraber büyümenin bu iki ana arterden olacağını düşündüklerini anlatan Hisarcıklıoğlu, yatırımların çok artacağını düşünmediklerini söyledi.

Hisarcıklıoğlu 2010’a ilişkin ise canlanan iç tüketimin bu dönemde büyümeyi artıracağını, azalmış stokların yenilenmesinin de büyümeye pozitif etki edeceğini belirtti.

Rifat Hisarcıklıoğlu, bankaların elindeki likidite fazlalığına işaret ederek, "Bankaların elinde krediye dönmeye hazır tam 51 milyar TL likidite var.

Önümüzdeki dönemde bankaların elindeki bu 51 milyar TL’lik likidite bizim inşallah büyümemizin motoru olur diye düşünüyoruz, inşallah öyle davranırlarsa" dedi.

Hisarcıklıoğlu, ekonomiyi olumsuz etkileyecek faktörlerin başında, tekrar artmaya başlayan enerji ve emtia fiyatlarının geldiğini, bu çerçevede özellikle nükleer enerjinin hızla devreye giriyor olmasının önemli olduğunu söyledi.

Olumsuz noktalardan birinin de ihracat performansının ithalat performansına yetişememesi olduğuna dikkati çeken TOBB Başkanı, kapasite kullanım düşüklüğü nedeniyle yatırımların artırılamamasının da Türkiye’nin geleceği için bir soru işareti olduğunu söyledi.

"İŞSİZLİK TÜRKİYE’NİN ANA MESELESİ"

Türkiye’nin ana meselesinin işsizlik olduğunu, ancak bunun çok fazla konuşulmadığını belirten Hisarcıklıoğlu, şunları ifade etti: "İşsizliğin yukarı doğru çıktığını ve yapısal bir sorun haline dönüştüğünü görüyoruz. Bu geleceğimiz açısından çok önemli. Çünkü Türkiye’de bugün 5,6 milyon kişi işsiz, neredeyse her hanede bir işsiz var. Türkiye’nin en öncelikli birinci meselesi, odaklanması gereken iş bu 5,6 milyon artı 700 bin kişi istihdama giren insanlara nasıl iş bulacağı.

Beni en çok kahreden, bir iş adamının bana çocuğu için iş talebinde bulunmasıdır. Bir iş adamı çocuğuna iş istemez. Herkes, çocuğunun kendi işini devam ettirmesini ister. Eğer çocuğu için iş istiyorsa orada bir güven sorunu var demektir. İşte bizim hep beraber muhakkak bu tabloya eğiliyor olmamız lazım." Eğitim durumuna göre işsizlikte, lise ve meslek lisesi mezunlarının yüzde 16,9’unun, yüksek öğretim mezunlarının ise yüzde 12,1’inin işsiz olduğunu anlatan Hisarcıklıoğlu "Eğitim sistemimizde bir problemin var olduğunun en somut göstergesi bu. Bunu tartışmaya açtığınız zaman ’A tarafı mısın B tarafı mısın?’... Bütün dünyada meslek lisesinde okuyan yüzde 65, bizde 35. Her taraf mesleksiz işsizlerle dolu. Günümün yarısı bununla geçiyor. Bakanlar, milletvekilleri dahil olmak üzere birilerine iş arıyorlar" şeklinde konuştu.

İşsizliğe çözüm için iş dünyası kuruluşları olarak bir araya geldiklerini anımsatan Hisarcıklıoğlu, şöyle devam etti: "Bizim ana tartıştığımız konu bunların beceri dönüşümünü nasıl sağlarız? Kore bunu böyle yapmış 99’da. Biz oturmuş katsayı şu mu olsun, bu mu olsun?. Yahu arkadaş katsayıyı bırak. Önce önemli olan bu meslek liselerini nasıl cazip hale getiririz ve müfredatlarını nasıl günün şartlarına uygun hale getiririz. İki ana konu üzerine odaklanmamız lazım ki bizim ara eleman ve yetişmiş eleman sıkıntımızı burada gideriyor olmamız lazım." Hisarcıklıoğlu, "En çok irdelenmeyen iki konu işsizlik ve yapısal olarak yarın problem haline dönüşecek ithalatın ihracata karşılık oranının giderek artıyor olması" dedi.

Rifat Hisarcıklıoğlu, kısa vadede yapılması gerekenlere ilişkin, Ticaret Kanunu, Borçlar Kanunu ve Perakende sektörü Kanunu’nda yapısal bazı düzenlemelere ihtiyaç olduğunu bildirdi.

Ticaret Kanununun 25’lik paketler halinde iki parçasının iktidar ve muhalefet tarafından beraberce Meclis’ten geçirildiğini hatırlatan Hisarcıklıoğlu, ancak sonra gündemin değiştiğini ve yasanın devreden çıktığını anlattı.

Hisarcıklıoğlu, yaklaşık 90 milyar lira olan vergi ve prim alacaklarının yeniden yapılandırılmasının gerektiğini, enflasyon ve hazine faizinin çok üzerindeki kamuda gecikme faizi oranlarının düşürülmesi, kamu alımlarında yerli üretimin tercih edilmesi, ihracat yapan TIR’lara ÖTV’siz akaryakıt verilmesi, enerji üzerindeki ilinti yüklerin kaldırılması, Eximbank’ın yeni pazarlara yönelik olarak sigorta sisteminin genişletilmesi, KOBİ’lere kredi kullanımının artırılmasına ihtiyaç olduğunu bildirdi.

"BERLUSCONI KADDAFİ’NİN ELİNİ BOŞUNA MI ÖPTÜ?"

Milletlerin yarış içinde olduğunu, kimsenin yerinde saymadığını belirten Hisarcıklıoğlu, sözlerini şöyle tamamladı: "Berlusconi, Kaddafi’nin elini boşuna mı öptü? Mantıklı bulduğum için değil ama niye öptüğünü hepiniz biliyorsunuz. Türk özel sektörü ne yapabileceğini şu 30 yılda bize gösterdi. 30 yıl önce Suudi Arabistan bizden zengindi, Yunanistan’la eşittik. Şimdi Suudi Arabistan’dan da Yunanistan’dan da zenginiz.

Fırsat verildi bu ortaya çıktı. Artık koşmak için, uzun vadeyi yakalamak için şu yapısal reformları yapmamız lazım. Eğer bunlara odaklanabilirsek inşallah Türkiye’nin geleceği bugünküne göre daha iyi olacak."