Dursun Çiçek'in yakalama emrine mahkeme başkanı karşı çıkmış

'AK Parti ve Fethullah Gülen'i bitirme planı' belgesiyle ilgili açılan davada, sanık Albay Dursun Çiçek hakkında çıkartılan mahkeme kararına İstanbul

'AK Parti ve Fethullah Gülen'i bitirme planı' belgesiyle ilgili açılan davada, sanık Albay Dursun Çiçek hakkında çıkartılan mahkeme kararına İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Köksal Şengün'ün muhalefet ettiği belirtildi. Tensip zabtında, iddianamenin oy birliği ile kabul edildiği kaydedildi.

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nin kabul ettiği 'Islak imza' iddianamesinin tensip zaptı avukatlara verildi. 7 sanıklı iddianamenin kabulü aşamasında heyetteki görüş farklılıkları da zabıtlarda yer aldı. Sanıkların tahliyeleri yönünde oy kullanan Mahkeme Başkanı Köksal Şengün'ün sanık Albay Dursun Çiçek hakkında verilen yakalama kararına da muhalefet ettiği belirtildi. Tensip zabtında, iddianamenin oy birliği ile kabul edildiği kaydedildi.

Tutuklu sanıklar Avukat Serdar Öztürk ile gazeteciler Deniz Yıldırım, Ufuk Akkaya'nın tahliye talepleri, iddia edilen suçların CMK 100/3 maddesinde belirtilen 'kuvvetli suç şüphesi taşıyan suçlardan' olması nedeniyle tutukluluk hallerine devam kararı verdi. Oy çokluğuyla alınan kararda üye hakimler Hasan Hüseyin Özese ve Sedat Sami Haşıloğlu tahliye taleplerinin reddi yönünde oy kullanırken, Başkan Şengün, sanıklara isnat olunan suçların vasıf ve mahiyetlerine, dosyaya yansıyan delil durumlarına, haklarında isnat olunan suç vasıflarının değişme ihtimallerine, sosyal konumları, sabit iş yeri ve ikamet adresi dikkate alındığında kaçma ve saklanma şüphelerinin bulunmadığı, delillerin yok edilmesi, gizlenmesi ve ya değiştirilmesi yönünde herhangi bir girişimlerinin tespit edilememesi dikkate alınarak bu aşamada tahliye edilmeleri gerektiği yönünde karşı oy kullandı.

Kıdemli Albay Dursun Çiçek'in, soruşturma aşamasında Cumhuriyet savcılarının talepleri üzerine iki ayrı tarihte nöbetçi hakimler tarafından tutuklandığı, avukatının itirazı üzerine iki defada nöbetçi mahkemeler tarafından tahliye edildiği hatırlatıldı. Sanık Dursun Çiçek hakkında yakalama kararı çıkarılan tensip raporunda Başkan Şengün'ün karşı oyu da şöyle yer aldı: "Çiçek'in tahliye tarihinden sonra iddianamenin düzenlenmesine kadar soruşturma dosyasına sanık aleyhine herhangi bir bilgi ve belge konulmadığı gibi son gelen raporda da suçlandığı belge üzerindeki parmak izlerinin kendine ait olmadığı belirtilmiştir. Bu hale göre sanığın tahliye olmasından sonra dosyasına aleyhine olabilecek yeni bir bilgi ve belgenin konulmaması, iddia olunan suçlamalar ve bunlara yönelik deliller, suç vasıflarının değişme ihtimali, sanığın konumu itibariyle delilleri yok etme, gizleye veya değiştirme yönünde herhangi bir girişiminin tespit edilememesi, devlet memuru olup sabit işyeri ve ikamet adreslerine sahip olması karşısında kaçma ve saklanma şüphesinin de bulunmadığı dikkate alınarak sanık hakkında yakalama kararı çıkarılmasına gerek yoktur."

Diğer Ergenekon davalarıyla birleştirme talebiyle mahkemeye gönderilen dosya ile ilgili olarak İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi bu aşamada birleştirilmesine gerek olmadığı yolunda karar verdi. İddianamelerin birleştirilmesi talebinin daha sonra değerlendirileceği belirtildi. Mahkeme, "Sanıkların tutuklu bulunduğu cezaevinin Silivri'de olması, duruşmaların seri olarak yapılacak olması, dikkate alındığında özellikle güvenliklerinin sağlanması bakımından Silivri Cezaevi Bitişiğindeki müstakil girişi bulunan duruşma salonunda yapılmasına" karar verdi.

Sanık Öztürk'ün ofisinde bulunduğu belirtilen 300 adet merminin menşeinin araştırılması için İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na müzekkere yazılmasına, mermiler ile ilgili emanet makbuzu, el koyma tutanakları ve diğer belgelerin yazıya eklenilmesine karar verildi.

Duruşmanın 28 Haziran 2010 günü saat 09.00'a bırakılmasına karar verilen tensip raporunda, "Sanık sayısının çokluğu dikkate alınarak duruşma uzadığı taktirde devam eden günlerde duruşmanın saat 09:00'dan itibaren devamına tensiben 1 ve 2 nolu bentler oy çokluğu, diğer bentler ile ilgili olarak oybirliği ile karar verildi." denildi.