Müsiad 19. Olağan Genel Kurul Toplantısı...(1)
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Müstakil Sanayiciler ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) 19. Olağan Genel Kurul Toplantısı'nda konuştu.
Başbakan Erdoğan, MÜSİAD'ın Türkiye'nin İstanbul ve Ankara'dan ibaret olmadığını, Türkiye'nin her köşesinde potansiyel olduğunu görerek değerlendiren bir kuruluş olduğunu söyledi.
"Artık her yer Ankara'ya eşit mesafede" diyen Erdoğan, MÜSİAD gibi kuruluşların yüzlerine kapanan kapılara, hantal bürokrasiye ve ekonomik krizlere rağmen "Anadolu kaplanlarını" kendi elleriyle yetiştirdiğini belirtti.
Türkiye'nin yönü batıya dayanıyorsa da tarih, kültür ve medeniyetiyle doğunun ayrılmaz bir parçası olduğunu belirten Erdoğan, Arap Ligi 22. Zirvesi'nde yaptığım konuşmayı hatırlatarak, "İstanbul'un kaderi, Sirte'nin kaderinde, Trablus'un kaderinden, Kakirenin, Şam'ın, Bağdat'ın, Mekke ile Medine'nin ve elbette Kudüs'ün elbette Gazze'nin kaderinden ayrı değil. Bu sadece benim değil MÜSİAD'ın da Türkiye'nin de aziz milletimizin de hissiyatı. Yıllarca Şam ile İstanbul, Beyrut ile Adana, Amman ile Ankara,
Trablus ile İzmir birbirinden uzak tutuldu. Bundan kim kazandı? Aramıza mayınlar döşendi, pasaportlara vize zorunluluğu getirildi. Bundan kim kazandı? Binlerce kilometre uzakta olan ülkeler bu bölgelerde cirit atarken bize sırtımızı dönmemiz tavsiye edildi. Suni gerilimler üretilerek bu kardeşlik coğrafyası bloklara ayrıldı. Biz bu anlamsız mesafeleri ortadan kaldırmak için girişimler başlattık. Son 7.5 yılda 23 ülke ile vizeleri kaldırdık. Şu anda kardeşler birbirleriyle kucaklaşıyor" dedi.
"TÜRKİYE DEVLER LİGİNDE"
Dünya genelinde dış ticaret ciddi oranlarda daralma yaşarken Türkiye'nin 2009 yılın 102 milyar dolar ihracat rakamıyla kapatmayı başardığını ifade eden Erdoğan, "Türkiye artık devler liginde oynuyor. Türkiye artık, potansiyelini, gücünü, zenginliğini en verimli şekilde değerlendiriyor ve siyasi anlamda da ekonomik anlamda da bir dünya ülkesi haline geldi. Türkiye her yerde barışın adı oldu" dedi.
Hafta içinde açıklanan 2009 yılı büyüme rakamlarını değerlendiren Başbakan Erdoğan, Türkiye ekonomisinin 2009'un son çeyreğinde yüzde 6 büyüdüğünü yılın tamamında ise daralmanın yüzde 4.7 olduğunu hatırlatarak şunları söyledi:
"Birkaç gündür yorumlara bakıyoruz; son derece zorlama bir tavırla, kasıtlı bir şekilde yeniden bir karamsarlık pompalama kampanyasının başlatıldığını görüyoruz. 3 gündür büyüme rakamlarını evire çevire hükümet aleyhtarı bir kampanyanın malzemesi yapmak için çok yoğun bir çaba olduğunu görüyoruz. Başını kuma gömen karanlıktan başka hiçbir şey görmez, göremez. İşte bunlar başlarını kuma gömmüşler, halen karanlıktalar. Bu nasıl bir kindir, bu nasıl bir nefrettir. Bu kendi ülkesine karşı nasıl bir husumet?
'Türkiye filan ülkeden bile daha kötü' diye manşet atıyorlar. Hangi ülke bu; Yunanistan* İnsaf, olanları görmüyor musunuz? O ülkenin sorunu büyüme değil, o ülkenin sorunu artan bütçe açığı, artan kamu borçları. Bu sapla samanı birbirine karıştırmak, elma ile armudu birlikte toplamak. Art niyetin kötümserliğin, önyargıların etkisiyle ekonominin temel ilkelerini güneş gibi parlayan gerçekleri bile inkar edecek noktaya geliyorlar. 2009'un son çeyreğinde OECD ülkeleri arasında en hızlı büyüyen ülke -bunu ben
söylemiyorum OECD açıklıyor- Kore ile birlikte Türkiye oldu."
Büyüme rakamlarını kriz öncesi dönemle kıyaslayan Erdoğan, 2007'nin son çeyreğine göre 2009'un son çeyreğinde Türkiye'nin yüzde 1.4 daraldığını, aynı dönemde Japon ekonomisinin yüzde 5.2, Alman ekonomisinin yüzde 4.1 ve İngiliz ekonomisinin yüzde 6.1 oranında daraldığını kaydetti. Erdoğan, Türkiye ile aynı kategoride olan Macaristan'ın yüzde 6.4, Meksika'nın yüzde 3.5 Slovenya'nın yüzde 6.3 ise daraldığını belirtti.
Devler İç Borçlanma Senetlerinde yerli-yabancı ayrımını kaldırmaya hazırlandıklarını belirten Başbakan Erdoğan, "Böylece orada da stopajı sıfıra çekiyoruz. Bu uygulamanın yatırımları olumlu etkileyeceğini umuyoruz. Sadece borsa bile Türkiye ekonomisinin nasıl sağlam bir zeminde seyrettiğin görmek için yeterli. İMKB 1 Kasım 2007'den bu yana ilk kez 58 bin puan seviyesini dün gördü. Nereden, nereye* Bunlar son derece sevindirici, umut verici geliºmeler. Ama milletin sevincini paylaºamayanlar, milletle ayn?
umudu taº?mayanlar, tüm bu sevindirici geliºmeleri gölgelemek için ellerinden ne geliyorsa yap?yorlar" diye konuºtu.
"Artık her yer Ankara'ya eşit mesafede" diyen Erdoğan, MÜSİAD gibi kuruluşların yüzlerine kapanan kapılara, hantal bürokrasiye ve ekonomik krizlere rağmen "Anadolu kaplanlarını" kendi elleriyle yetiştirdiğini belirtti.
Türkiye'nin yönü batıya dayanıyorsa da tarih, kültür ve medeniyetiyle doğunun ayrılmaz bir parçası olduğunu belirten Erdoğan, Arap Ligi 22. Zirvesi'nde yaptığım konuşmayı hatırlatarak, "İstanbul'un kaderi, Sirte'nin kaderinde, Trablus'un kaderinden, Kakirenin, Şam'ın, Bağdat'ın, Mekke ile Medine'nin ve elbette Kudüs'ün elbette Gazze'nin kaderinden ayrı değil. Bu sadece benim değil MÜSİAD'ın da Türkiye'nin de aziz milletimizin de hissiyatı. Yıllarca Şam ile İstanbul, Beyrut ile Adana, Amman ile Ankara,
Trablus ile İzmir birbirinden uzak tutuldu. Bundan kim kazandı? Aramıza mayınlar döşendi, pasaportlara vize zorunluluğu getirildi. Bundan kim kazandı? Binlerce kilometre uzakta olan ülkeler bu bölgelerde cirit atarken bize sırtımızı dönmemiz tavsiye edildi. Suni gerilimler üretilerek bu kardeşlik coğrafyası bloklara ayrıldı. Biz bu anlamsız mesafeleri ortadan kaldırmak için girişimler başlattık. Son 7.5 yılda 23 ülke ile vizeleri kaldırdık. Şu anda kardeşler birbirleriyle kucaklaşıyor" dedi.
"TÜRKİYE DEVLER LİGİNDE"
Dünya genelinde dış ticaret ciddi oranlarda daralma yaşarken Türkiye'nin 2009 yılın 102 milyar dolar ihracat rakamıyla kapatmayı başardığını ifade eden Erdoğan, "Türkiye artık devler liginde oynuyor. Türkiye artık, potansiyelini, gücünü, zenginliğini en verimli şekilde değerlendiriyor ve siyasi anlamda da ekonomik anlamda da bir dünya ülkesi haline geldi. Türkiye her yerde barışın adı oldu" dedi.
Hafta içinde açıklanan 2009 yılı büyüme rakamlarını değerlendiren Başbakan Erdoğan, Türkiye ekonomisinin 2009'un son çeyreğinde yüzde 6 büyüdüğünü yılın tamamında ise daralmanın yüzde 4.7 olduğunu hatırlatarak şunları söyledi:
"Birkaç gündür yorumlara bakıyoruz; son derece zorlama bir tavırla, kasıtlı bir şekilde yeniden bir karamsarlık pompalama kampanyasının başlatıldığını görüyoruz. 3 gündür büyüme rakamlarını evire çevire hükümet aleyhtarı bir kampanyanın malzemesi yapmak için çok yoğun bir çaba olduğunu görüyoruz. Başını kuma gömen karanlıktan başka hiçbir şey görmez, göremez. İşte bunlar başlarını kuma gömmüşler, halen karanlıktalar. Bu nasıl bir kindir, bu nasıl bir nefrettir. Bu kendi ülkesine karşı nasıl bir husumet?
'Türkiye filan ülkeden bile daha kötü' diye manşet atıyorlar. Hangi ülke bu; Yunanistan* İnsaf, olanları görmüyor musunuz? O ülkenin sorunu büyüme değil, o ülkenin sorunu artan bütçe açığı, artan kamu borçları. Bu sapla samanı birbirine karıştırmak, elma ile armudu birlikte toplamak. Art niyetin kötümserliğin, önyargıların etkisiyle ekonominin temel ilkelerini güneş gibi parlayan gerçekleri bile inkar edecek noktaya geliyorlar. 2009'un son çeyreğinde OECD ülkeleri arasında en hızlı büyüyen ülke -bunu ben
söylemiyorum OECD açıklıyor- Kore ile birlikte Türkiye oldu."
Büyüme rakamlarını kriz öncesi dönemle kıyaslayan Erdoğan, 2007'nin son çeyreğine göre 2009'un son çeyreğinde Türkiye'nin yüzde 1.4 daraldığını, aynı dönemde Japon ekonomisinin yüzde 5.2, Alman ekonomisinin yüzde 4.1 ve İngiliz ekonomisinin yüzde 6.1 oranında daraldığını kaydetti. Erdoğan, Türkiye ile aynı kategoride olan Macaristan'ın yüzde 6.4, Meksika'nın yüzde 3.5 Slovenya'nın yüzde 6.3 ise daraldığını belirtti.
Devler İç Borçlanma Senetlerinde yerli-yabancı ayrımını kaldırmaya hazırlandıklarını belirten Başbakan Erdoğan, "Böylece orada da stopajı sıfıra çekiyoruz. Bu uygulamanın yatırımları olumlu etkileyeceğini umuyoruz. Sadece borsa bile Türkiye ekonomisinin nasıl sağlam bir zeminde seyrettiğin görmek için yeterli. İMKB 1 Kasım 2007'den bu yana ilk kez 58 bin puan seviyesini dün gördü. Nereden, nereye* Bunlar son derece sevindirici, umut verici geliºmeler. Ama milletin sevincini paylaºamayanlar, milletle ayn?
umudu taº?mayanlar, tüm bu sevindirici geliºmeleri gölgelemek için ellerinden ne geliyorsa yap?yorlar" diye konuºtu.