Fikret Ertan: Rusya-Ukrayna anlaşması ve ötesi

Zaman gazetesi yazarlarından Fikret Ertan geçen hafta Rusya Devlet Başkanı Dmitri Medvedev ile Ukrayna Devlet Başkanı Viktor Yanukoviç'in görüşmesini gündemine aldı.

Fikret Ertan: Rusya-Ukrayna anlaşması ve ötesi
Bu görüşmede iki ülke arasında bugün gündemde olan çok önemli bir anlaşma imzalandı.
Anlaşmayla, Rusya, Ukrayna'ya sağladığı doğalgaz fiyatında önemli bir indirim yapacak ve bunun karşılığında da Ukrayna, Rusya'nın Kırım'ın Akyar (Sivastopol) Limanı'nda üslenen Karadeniz Filosu'nun kalış süresini 25 yıl daha uzatacak.
Her iki ülke parlamentolarının önceki gün derhal onayladıkları bu anlaşma uyarınca Rusya, Ukrayna'ya sağladığı her bin metreküp gazda 100 dolarlık indirimi taahhüt ediyor. Başka ayrıntıları bir yana, bu indirim bugün Ukrayna için 330 dolar/bin metreküp olan gaz fiyatını yaklaşık 230 dolar seviyesine indirecek. Bu ay yürürlüğe girecek bu indirimle de Ukrayna önümüzdeki 10 yılda yaklaşık 40 milyar dolar tasarruf sağlayacak.
Esasen hem Yanukoviç ve hem de Başbakan Azarov bu indirim sayesinde kısa vadede MF ile yeni kredi anlaşmasının önünün açılacağını, uzun vadede ise tasarruf sayesinde Ukrayna ekonomisinin ayağa kalkacağını, büyümeye başlayacağını söylüyorlar, anlaşmayı bu şekilde savunuyorlar.
Anlaşmanın Karadeniz Filosu ile ilgili kısmında ise Akyar'ın 2017'de bitecek olan kalış süresinin 25 yıl daha uzatılarak bunun 2042'ye kadar devam etmesi taahhüt ediliyor. Ayrıca, tarafların uygun görmesi halinde 2042'den sonra da 5 yıl uzatma da mümkün olabilecek. Üssün ve eklentilerinin bugün yılda 98 milyon dolar kadar olan kirası da açıklanmayan miktarda artacak. Kısacası, Rusya bu anlaşmayla çok önem verdiği Karadeniz Filosu'nun Akyar'daki kalışını 25-30 yıl daha uzatmış olurken Karadeniz'in hâkim deniz gücü olma konumunu da sağlama almış bulunuyor.
Karadeniz Filosu, çeşitli sınıflarda 40 kadar savaş gemisini bünyesinde barındırıyor. Bunlar su üstü savaş, denizaltı, sahil savunma, mayın tarama, füzeatar ve çıkarma gemileri ile bunlara destek veren helikopter ve uçak filolarından meydana geliyor. Filo, hatırlanacağı üzere iki yıl önceki Rusya-Gürcistan Savaşı'nda önemli rol oynamıştı. Filoya bağlı çıkarma gemileri bu savaşta Rus deniz piyadelerini Gürcistan'ın Poti Limanı'na çıkarmışlar, ayrıca başka gemiler de Gürcistan'ın donanmasının önemli unsurlarını imha etmişlerdi. Karadeniz Filosu'nun bu müdahale fonksiyonu gelecekte muhtemelen daha da artacak, güçlenecek; zira Rusya hem bu filoyu hem de diğer filolarını Fransa'dan almayı planladığı Mistral sınıfı ultra-modern helikopter indirme-çıkarma gemileriyle güçlendirecek.
Filo'nun Akyar'da kalmaya devam etmesinin elbette sadece askerî yönden değil, başka yönlerden de büyük önemi var. Özellikle de Kırım bakımından; zira iyi biliniyor ki Rusya'da bazı çevreler Kırım'a başka bir gözle bakıyor, burasını adeta kendi parçaları gibi görüyorlar. Nitekim, anlaşmayı Moskova'da kapalı kapılar ardında Ukrayna Başbakanı Azarov ile müzakere eden ve sonuçlandıran Başbakan Vladimir Putin de Rusya'nın dünyada gaz karşılığı askerî üs aramadığını; ancak bu bağlamda 'Kırım'ın özel bir durum' olduğuna işaret ederek Kırım'a Rusya'nın verdiği önemi açıkça belirtiyor.
Anlaşma, açıklanan ve bilinen yönleriyle böyle. Bu anlaşma şüphesiz Rusya'nın dış politikasının 'al-ver' ilkesi üzerine kurulu olduğunu bir kere daha gösteriyor. Nitekim, anlaşmanın imzası sırasında Medvedev, '...Rusya'nın sadece retorikte (yani lafta) değil pratikte de ortağı olan ülkelere tercihli davranacağını' belirterek, buna Ukrayna'yı örnek göstermiş, diğer ülkeler için de 'Bunların hakkında konuşuyorsak, bunların eylemlerinin ulaşılacak sonuçlarla ne kadar orantılı olup olmadıklarına bakarız.' şeklinde anlamlı bir tespit de yapmıştı.
Önümüzdeki ay Türkiye'yi resmen ziyaret edecek olan Başkan Medvedev'e göre Rus dış politikasının esasları, ilkeleri böyle. Bunu biz de şimdiden bilelim ve gereksiz umutlara kapılmayalım. Bölgesel barış, istikrar, güvenlik.. gibi hoş sözleri, mülahazaları her ülke gibi Rusya da çeşitli amaçlarla kullanıyor; ama bu ülke temelde diğer ülkelerle ilişkilerinde Ukrayna ve başka örneklerde ortaya çıktığı gibi 'al-ver' esasına göre hareket ediyor elbette.