Genç Yaşında 'İhmalkarlık' Kurbanı Oldu

Mersin'de küçük yaşta ayağını yakan ancak imkansızlıklar nedeniyle iyi bir bakım görmeyen ve tedavisi de tam olarak yapılmayan genç kadının hayatı, 'ihmalkarlık' nedeniyle adeta kabusa döndü

Mersin'de küçük yaşta ayağını yakan ancak imkansızlıklar nedeniyle iyi bir bakım görmeyen ve tedavisi de tam olarak yapılmayan genç kadının hayatı, 'ihmalkarlık' nedeniyle adeta kabusa döndü. Yıllar sonra yanan ayağındaki sorun yeniden nüksederken, 'cilt kanseri'ne yakalanan ve 3 kez de bıçak altına yatan kadın, doktorların 'hastalığın çok ihmal edilmiş' sözleriyle bir kez daha yıkıldı.
29 yaşındaki Hatice Öz'ün çilesi henüz küçük yaşta başladı. Küçük bir çocukken evde sağ bacağı ev kazası sonucunda yanan ve imkansızlıklar nedeniyle de iyi bir bakım görmediği gibi tedavisi de tam olarak yapılamadı. Ailesinin zor şartlar altında uyguladığı tedaviyle hayatına kaldığı yerden devam eden ve 2004 yılında Hasan Hüseyin Öz (26) dünya evine giren Hatice Öz'ün sağlık sorunları yaklaşık 3 yıl önce yeniden nüksetti. Yanan bacağında küçük yaralar oluşan ancak giderek büyüyen yaralar nedeniyle
yeniden hastaneye giden Öz, burada 'cilt kanseri' olduğunu öğrendiğini anlattı.
Öz, "Daha sonra beni Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi'ne sevk ettiler. Orada beni muayene ettikten sonra doktorlar acilen ameliyat olmam gerektiğini söyledi ancak buna rağmen bana ameliyat için 3 ay sonrasına gün verdiler. Çok bekletildim ve yaranın neden olduğu hasar da arttı. Kasıklarımdan ameliyat olmak zorunda kaldım. Daha sonra kalçamda tümör nedeniyle acı dolu günler geçirdim. Ameliyatla birlikte kütleyi kalçamdan aldılar ama içeride tümör kalıntısı olduğu için
ağrılarım devam ediyor. Doktorlar bana tedavi için çok geç kaldığımı ve ihmal edildiğimi söylüyor. Bu nedenle tümör vücuduma iyice yayılmış, hastalığımda iyice ilerlemiş" dedi.
Sağ bacağında ameliyat olduğu bölgenin sürekli iltihap kaptığını ve bu durumun da gündelik hayatını olumsuz etkilediğini vurgulayan Öz, ağrı olduğundaysa hiç hareket edemediğini, 3-4 ağrı kesiciyi birden içmesine karşın hiçbir fayda etmediğini söyledi. Maddi anlamda tedavisine devam edecek gücünün olmadığını, sadece Yeşil Kart ile sağlık ihtiyacını karşılayabildiğini dile getiren Hatice Öz, tedavi olabilmek için hayırsever kişi ve kuruşların yanı sıra devlet büyüklerinin de desteğini beklediğini ifade
ederek, çaresiz olduğunu ve ne yapacağını da bilmediğinin altını çizdi.
Hastalığından artık kurtulmak istediğini belirten Öz, "Genç yaşta ölmek istemiyorum. Tedavi olup, yeniden sağlığıma kavuşabilmenin hayalini kuruyorum. Ama ne yapacağımı bilmiyorum çaresizlik içindeyim. Yarının ne olacağını bilmeden beklemekse beni kahrediyor" diye konuştu. Eşinin rahatsızlığı karşısında eli ve kolunun bağlı kaldığını anlatan Hasan Hüseyin Öz ise, kendisinin de rahatsızlığı olduğunu bu nedenle de çalışmakta zorlandığını ve şu anda da hiçbir işinin olmadığı bilgisini verdi. Öz, konuşmasını
şöyle sürdürdü; "Eşim her geçen gün gözümün önünde eriyor ama ben hiçbir şey yapamıyorum. Ne olur bize sahip çıkın, elimizden tutun ve hayata yeniden bağlayın" diye feryat etti.