Tbmm Başkanvekili Ve Mhp İstanbul Milletvekili Meral Akşener:
TBMM Başkanvekili ve Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) İstanbul Milletvekili Meral Akşener anayasa tartışmaları ile temel hedefin aslında bir çatışma, kamplaşma ve kutuplaşama ortamı oluşturarak özellikle ekonomik sorunların üzerini örtmek olduğunu ifade etti
TBMM Başkanvekili ve Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) İstanbul Milletvekili Meral Akşener anayasa tartışmaları ile temel hedefin aslında bir çatışma, kamplaşma ve kutuplaşama ortamı oluşturarak özellikle ekonomik sorunların üzerini örtmek olduğunu ifade etti.
Akşener ayrıca, Başbakan Recep Tayip Erdoğan için mecliste devam eden anayasa değişikliği görüşmelerinde 330'un altında kalmanın ve 367 ile maddelerin geçmesinin birer kabus senaryosu olduğunu düşündüğünü aktardı.
MHP İstanbul İl Teşkilatı, "Ekonomik Krizin Türkiye Üzerindeki Etkisi, Türkiye Ekonomisi ve KOBİ'ler" konulu bir panel düzenledi. Panele Meral Akşener'in yanı sıra MHP Genel Sekreteri Cihan Paçacı, Prof.Dr. Tamer Müftüoğlu, Dr. Rüştü Bozkurt, Gazeteci-Yazar Osman Saffet Arolat ve MHP İstanbul İl Başkanı İhsan Barutçu da konuşmacı olarak katıldı.
Panel öncesinde gazetecilerin sorularını yanıtlayan Meral Akşener, anayasa değişikliği tartışmalarına değindi.
Anayasa yapmanın önemli ve ciddi bir iş olduğunu dolayısıyla büyük bir mutabakat gerektirdiğini daha önce söylediklerini belirten Akşener "Anayasalar toplumdaki çatışmaları ortadan kaldırması gereken unsurlardır... Bu hukuk metninin mutabakatı şart olduğu gibi bir şey daha var mutabakatın istenme nedeni de hukukun en önemli kavramlarından birisi 'razı olma' ve rıza kavramıdır ve bunun oluşturulmasıdır" diye konuştu.
ANAYASA TARTIŞMASININ GERÇEK HEDEFİ EKONOMİK SORUNLARIN ÜZERİNİ ÖRTMEK
Anayasa değişikliği için gerekli geniş mutabakatın sağlanması için iktidarın gerekli çabayı sarf etmediğini belirten Akşener, anayasa değişikliği sürecinin neden şimdi başladığı sorusunun cevabını Başbakan Erdoğan'ın bir televeizyon programında Emine Erdoğan'ın GATA'ya alınmaması olarak gösterdiğini anlattı. Bu konunun Türkiye'de bir sorun bir kamplaşma veya kutuplaşma oluşturmadığını ifade eden Akşener bu arada da hükümetin beş değişik açılım başlattığını fakat bunların da hiçbirinin bir sonuca
ulaşmadığını kaydetti.
Akşener şöyle konuştu:
"Baktığımız zaman maalesef anayasa meselesi bir kutuplaştırma kamplaştırma planı olarak ortaya çıkıyor. Bir şey daha söyleyeyim size. İddia ediyorum ki sayın Başbakan için bu anayasa görüşmelerinde 330'un altında kalmak ile 367 ile geçmesinin birer kabus senaryosu olduğunu düşünüyorum. Çünkü tartışma biteceği için... Ret edilse de tartışma bitecek kabul edilse de tartışma bitecek ama sonuç itibari ile istenilen olmayacak. Bu anayasa ile temel hedef tekrar bizi birbirimiz ile çatıştırıp kamplaştırıp
kutuplaştırıp işsizliği, insanların problemlerini, pahalılığı, gıda fiyatlarında ki artışı, hayvancılığın ne halde olduğunu, tarımın ne halde olduğunu KOBİ'lerin nasıl can çekiştiğini, gencecik insanların nasıl iş aramak ile meşgul olduğunu, büyük bir umutsuzluk içinde bulunduğunun üstünü örtecek bir seçim çalışmasına sebep olmaktır. Bu kamplaşma bunları konuşmamızı engelleyecek. Bir diğer nihai hedef de Cumhurbaşkanlığı seçimidir.
Anayasa ile bir yere daha mesaj vermeye çalışıyor sayın Başbakan ve arkadaşları, o da özellikle PKK'nın kontrol ettiği oylara."
ERMENİ MESELESİNDE BU DEFA TAVŞAN YAKALANDI
Hükümetin Ermenistan politikasına da değinen Merak Akşener, Barack Obama ABD'de başkan seçildiğinde Türkiye'de Hüseyin Barak Obama olarak lanse edildiğini ve Hüseyin isminin altının çizildiğini hatırlattı.
Akşener şöyle devam etti:
"Türkiye'nin her tarafından hediyeler gitti Amerikan Başkanı'na ama görüldü ki Amerikan başkanlarının adı Hüseyin de olsa, John da olsa, George da olsa sonuç olarak Amerikan devletinin başkanları. Şimdi sayın Obama Ermeni diasporasına bir söz vermişti. Ermeni soykırımını tanıyacağına yönelik. Geçen sene soykırımı Ermenice söyledi. Yani İngilizce değil ama Ermenice söyledi. Şimdi bu döneme gelirken sayın Başbakan ve arkadaşları tahmin ediyorum ki sayın Obama'nın elini rahatlatmak için bu protokolleri
imzaladılar."
Buna rağmen işlerin hükümet tarafından istenmeyen bir noktaya gittiğini belirten Meral Akşener, tıpkı Kıbrıs sorununda Annan Planı'nın kabul edilmesine rağmen istenilen sonuçların elde edilmesi bir yana Kıbrıs sorununun AB ile görüşmelerde bir ön şart haline gelmesi gibi; Ermeni protokollerinin meclise getirilmesinin de ABD ile ilişkilerde bir ön şart haline geldiğini anlattı.
Akşener şöyle konuştu:
"Sayın Başbakan'ın sayın Obama'nın elini kuvvetlendireyim derken imzaladığı protokolleri yine aynı anayasa meselesinde olduğu gibi yani meclise getirmeyi düşünmediğine inanıyorum ben. Yani bu protokolleri imzalayıp meclise getirmeyi kesinlikle düşünmediğine inanıyorum. Şimdi tekrar ediyorum bu protokolleri imzalarsınız, bir siyasi tavır koyarsınız ben de bunu eleştiririm gideriz nereye halka. Halk hakemdir sandık hakemdir. Aynı şekilde tavşana kaç tazıya tut. Ama bu defa tavşan yakalandı. Çünkü şimdi
Hillary Clinton'dan da Obama'dan da düne kadar - şimdi Ermenistan protokolleri askıya aldı ayrı artık çocuk oyuncağına döndüğü için ama onda evvel - protokollerin meclise indirilmesi bizim bu sözde soykırım meselesinde Amerika ile olan ilişkilerde ön-şart halini aldı. Yani böyle bir şey olmaz. Ya yaparsınız bir işi sonuna kadar götürürsünüz inanarak yaparsınız vatandaşa da anlatırsınız vatandaş da size onay verir veya vermez fakat böyle şey olmaz. Çocuk oyuncağına çevrildi Türkiye'nin her meselesi, bu da
çok yazık."
(ERÖ-ERÖ-E)
Akşener ayrıca, Başbakan Recep Tayip Erdoğan için mecliste devam eden anayasa değişikliği görüşmelerinde 330'un altında kalmanın ve 367 ile maddelerin geçmesinin birer kabus senaryosu olduğunu düşündüğünü aktardı.
MHP İstanbul İl Teşkilatı, "Ekonomik Krizin Türkiye Üzerindeki Etkisi, Türkiye Ekonomisi ve KOBİ'ler" konulu bir panel düzenledi. Panele Meral Akşener'in yanı sıra MHP Genel Sekreteri Cihan Paçacı, Prof.Dr. Tamer Müftüoğlu, Dr. Rüştü Bozkurt, Gazeteci-Yazar Osman Saffet Arolat ve MHP İstanbul İl Başkanı İhsan Barutçu da konuşmacı olarak katıldı.
Panel öncesinde gazetecilerin sorularını yanıtlayan Meral Akşener, anayasa değişikliği tartışmalarına değindi.
Anayasa yapmanın önemli ve ciddi bir iş olduğunu dolayısıyla büyük bir mutabakat gerektirdiğini daha önce söylediklerini belirten Akşener "Anayasalar toplumdaki çatışmaları ortadan kaldırması gereken unsurlardır... Bu hukuk metninin mutabakatı şart olduğu gibi bir şey daha var mutabakatın istenme nedeni de hukukun en önemli kavramlarından birisi 'razı olma' ve rıza kavramıdır ve bunun oluşturulmasıdır" diye konuştu.
ANAYASA TARTIŞMASININ GERÇEK HEDEFİ EKONOMİK SORUNLARIN ÜZERİNİ ÖRTMEK
Anayasa değişikliği için gerekli geniş mutabakatın sağlanması için iktidarın gerekli çabayı sarf etmediğini belirten Akşener, anayasa değişikliği sürecinin neden şimdi başladığı sorusunun cevabını Başbakan Erdoğan'ın bir televeizyon programında Emine Erdoğan'ın GATA'ya alınmaması olarak gösterdiğini anlattı. Bu konunun Türkiye'de bir sorun bir kamplaşma veya kutuplaşma oluşturmadığını ifade eden Akşener bu arada da hükümetin beş değişik açılım başlattığını fakat bunların da hiçbirinin bir sonuca
ulaşmadığını kaydetti.
Akşener şöyle konuştu:
"Baktığımız zaman maalesef anayasa meselesi bir kutuplaştırma kamplaştırma planı olarak ortaya çıkıyor. Bir şey daha söyleyeyim size. İddia ediyorum ki sayın Başbakan için bu anayasa görüşmelerinde 330'un altında kalmak ile 367 ile geçmesinin birer kabus senaryosu olduğunu düşünüyorum. Çünkü tartışma biteceği için... Ret edilse de tartışma bitecek kabul edilse de tartışma bitecek ama sonuç itibari ile istenilen olmayacak. Bu anayasa ile temel hedef tekrar bizi birbirimiz ile çatıştırıp kamplaştırıp
kutuplaştırıp işsizliği, insanların problemlerini, pahalılığı, gıda fiyatlarında ki artışı, hayvancılığın ne halde olduğunu, tarımın ne halde olduğunu KOBİ'lerin nasıl can çekiştiğini, gencecik insanların nasıl iş aramak ile meşgul olduğunu, büyük bir umutsuzluk içinde bulunduğunun üstünü örtecek bir seçim çalışmasına sebep olmaktır. Bu kamplaşma bunları konuşmamızı engelleyecek. Bir diğer nihai hedef de Cumhurbaşkanlığı seçimidir.
Anayasa ile bir yere daha mesaj vermeye çalışıyor sayın Başbakan ve arkadaşları, o da özellikle PKK'nın kontrol ettiği oylara."
ERMENİ MESELESİNDE BU DEFA TAVŞAN YAKALANDI
Hükümetin Ermenistan politikasına da değinen Merak Akşener, Barack Obama ABD'de başkan seçildiğinde Türkiye'de Hüseyin Barak Obama olarak lanse edildiğini ve Hüseyin isminin altının çizildiğini hatırlattı.
Akşener şöyle devam etti:
"Türkiye'nin her tarafından hediyeler gitti Amerikan Başkanı'na ama görüldü ki Amerikan başkanlarının adı Hüseyin de olsa, John da olsa, George da olsa sonuç olarak Amerikan devletinin başkanları. Şimdi sayın Obama Ermeni diasporasına bir söz vermişti. Ermeni soykırımını tanıyacağına yönelik. Geçen sene soykırımı Ermenice söyledi. Yani İngilizce değil ama Ermenice söyledi. Şimdi bu döneme gelirken sayın Başbakan ve arkadaşları tahmin ediyorum ki sayın Obama'nın elini rahatlatmak için bu protokolleri
imzaladılar."
Buna rağmen işlerin hükümet tarafından istenmeyen bir noktaya gittiğini belirten Meral Akşener, tıpkı Kıbrıs sorununda Annan Planı'nın kabul edilmesine rağmen istenilen sonuçların elde edilmesi bir yana Kıbrıs sorununun AB ile görüşmelerde bir ön şart haline gelmesi gibi; Ermeni protokollerinin meclise getirilmesinin de ABD ile ilişkilerde bir ön şart haline geldiğini anlattı.
Akşener şöyle konuştu:
"Sayın Başbakan'ın sayın Obama'nın elini kuvvetlendireyim derken imzaladığı protokolleri yine aynı anayasa meselesinde olduğu gibi yani meclise getirmeyi düşünmediğine inanıyorum ben. Yani bu protokolleri imzalayıp meclise getirmeyi kesinlikle düşünmediğine inanıyorum. Şimdi tekrar ediyorum bu protokolleri imzalarsınız, bir siyasi tavır koyarsınız ben de bunu eleştiririm gideriz nereye halka. Halk hakemdir sandık hakemdir. Aynı şekilde tavşana kaç tazıya tut. Ama bu defa tavşan yakalandı. Çünkü şimdi
Hillary Clinton'dan da Obama'dan da düne kadar - şimdi Ermenistan protokolleri askıya aldı ayrı artık çocuk oyuncağına döndüğü için ama onda evvel - protokollerin meclise indirilmesi bizim bu sözde soykırım meselesinde Amerika ile olan ilişkilerde ön-şart halini aldı. Yani böyle bir şey olmaz. Ya yaparsınız bir işi sonuna kadar götürürsünüz inanarak yaparsınız vatandaşa da anlatırsınız vatandaş da size onay verir veya vermez fakat böyle şey olmaz. Çocuk oyuncağına çevrildi Türkiye'nin her meselesi, bu da
çok yazık."
(ERÖ-ERÖ-E)