Yunanistan tam nefes almış değil
Avrupa Birliği ülkeleri, Yunanistan'ı ekonomik bunalımdan kurtarma paketini hazırladılar fakat Yunanistan bu paket ile rahat bir nefes alacağını sanmıyor.
Avrupalı Ülkeler aylar süren tartışmaların ardından Yunanistan'a 30 milyar euroluk kredi “güvence paketini” kabul etti. Kısa adı IMF olan Uluslararası Para Fonu da Yunanistan için yaklaşık 10 milyar euroluk destek sağlanacak.
300 milyar euroluk dev borç yükü ile iflasın eşiğine gelen Atina, uluslararası piyasalarda uygun koşullarda kredi bulamıyordu. AB'nin geliştirdiği güvence paketi sayesinde Yunanistan, Euro bölgesi ülkelerinden ya da IMF'den yüzde 5 faizle borç alabilecek. Fakat ;
Atina, yine de rahat rahat bir nefes alacağını sanmıyor.
Paket ‘acil durum' için
Avrupa Merkez Bankası Başkanı Jean-Claude Trichet kurtarma paketini "olumlu bir adım" olarak nitelendirirken, bunun ancak “acil durumlar” için öngörüldüğüne vurgu yapdı.
Avrupa Birliği Konseyi Başkanı Herman van Rompuy da “Euro Bölgesi ülkeleri gerekli olduğu takdirde Euro Bölgesi genelinde mali istikrarı güvence altına alabilmek için kararlı ve eşgüdümlü bir şekilde harekete geçecektir. Yunanistan şimdilik mali destek istemedi“ dedi.
“Yangın söndürücü gibi”
Federal Alman Hükümeti'nin Sözcü Vekili Christoph Steegmans, Yunanistan için hazırlanan paketi değerlendirirken, “temel hedef piyasaların yeniden işlerlik kazanmasıdır” dedi ve Yunanistan’ın bu aşamada bir yardım talebinin olmadığını söyleyerek, kredilerin ancak acil durumlarda kullanılacağına dikkat çekti. Kredileri "yangın söndürücülere" benzeten Alman sözcü, bu söndürücülerin duvarlara asıldığını ancak belki de hiç kullanılmayacağını vurguladı.
İlk yılda 8,4 milyar euro ile bu pakete en büyük katkıyı sağlamaya hazır olduğunu bildiren Almanya’nın hesaplamalarına göre, kredi işlerlik kazanırsa, vergi mükelleflerinin her biri Yunanistan’a 100 euro borç vermiş olacak. Steegmans, bu noktaya gelinmesini arzu etmediklerini ve bu desteğin ancak tüm Euro Bölgesi ülkelerinin birlikte hareket etmesi halinde verileceğine dikkat çekiyor.
Karşılanması gereken koşullar
Peki süreç nasıl işleyecek? Bu soruyu Euro Bölgesi Başkanı ve Lüksemburg Başbakanı Jean-Claude Juncker şöyle yanıtladı:
“Yunan hükümeti, Euro grubundan kredi talebinde bulunmak istediği takdirde Komisyona ve Avrupa Merkez Bankası’na başvuracak. Dün mekanizma üzerinde uzlaştık, kararlaştırdığımız mekanizmasının uygulanması konusunda değil. Sürecin başlaması için talebin Atina’dan gelmesi, Avrupa Merkez Bankası ve Komisyon tarafından talebin değerlendirilmesi gerekiyor. Mekanizmanın işlemeye başlayabilmesi için ayrıca Euro Bölgesi ülkelerinin onayı gerekli.”
Bu mekanizma tüm Euro bölgesi ülkelerinin veto hakkına sahip olduğu anlamına geliyor. Yani zaten zorlu bir süreçten geçmekte olan Yunan Hükümeti’nin “imdat çığlığı” hatta Komisyon ve Avrupa Merkez Bankası’nın “acil durum var” sinyali yetmeyecek. Euro bölgesi ülkelerinin hükümetlerinin de yeşil ışık yakması gerekecek.
Alman kamuoyu tepkili
Juncker, bunun gerekli olduğunu söylüyor. Nihayetinde krediler için vergi mükelleflerinin ödediği paralar kullanılacak. Özellikle Almanya Maliye Bakanı Wolfgang Schaeuble bu konuda büyük hassasiyet gösteriyor. Zira finans krizi esnasında yürürlüğe sokulan banka kurtarma paketlerinin ardından bu sefer de Yunanistan için Alman vergi mükelleflerinin arka çıkmak zorunda kalması, kamuoyunda tepkiye yol açıyor.
Kurtarma paketinde sağlanan mutabakatın ardından ilk tepkiler şimdiden dile getirilmeye başlandı. Hükümeti sadece muhalefet partileri eleştirmiyor. Almanya Vergi Mükellefleri Birliği Başkanı Karl Heinz Daeke, son gelişmeleri değerlendirirken, “Alman hükümetinin diz çöktüğünü” ve yükün büyük bir kısmının yine Alman vergi mükelleflerinin omuzlarına yüklendiğini söyledi.
300 milyar euroluk dev borç yükü ile iflasın eşiğine gelen Atina, uluslararası piyasalarda uygun koşullarda kredi bulamıyordu. AB'nin geliştirdiği güvence paketi sayesinde Yunanistan, Euro bölgesi ülkelerinden ya da IMF'den yüzde 5 faizle borç alabilecek. Fakat ;
Atina, yine de rahat rahat bir nefes alacağını sanmıyor.
Paket ‘acil durum' için
Avrupa Merkez Bankası Başkanı Jean-Claude Trichet kurtarma paketini "olumlu bir adım" olarak nitelendirirken, bunun ancak “acil durumlar” için öngörüldüğüne vurgu yapdı.
Avrupa Birliği Konseyi Başkanı Herman van Rompuy da “Euro Bölgesi ülkeleri gerekli olduğu takdirde Euro Bölgesi genelinde mali istikrarı güvence altına alabilmek için kararlı ve eşgüdümlü bir şekilde harekete geçecektir. Yunanistan şimdilik mali destek istemedi“ dedi.
“Yangın söndürücü gibi”
Federal Alman Hükümeti'nin Sözcü Vekili Christoph Steegmans, Yunanistan için hazırlanan paketi değerlendirirken, “temel hedef piyasaların yeniden işlerlik kazanmasıdır” dedi ve Yunanistan’ın bu aşamada bir yardım talebinin olmadığını söyleyerek, kredilerin ancak acil durumlarda kullanılacağına dikkat çekti. Kredileri "yangın söndürücülere" benzeten Alman sözcü, bu söndürücülerin duvarlara asıldığını ancak belki de hiç kullanılmayacağını vurguladı.
İlk yılda 8,4 milyar euro ile bu pakete en büyük katkıyı sağlamaya hazır olduğunu bildiren Almanya’nın hesaplamalarına göre, kredi işlerlik kazanırsa, vergi mükelleflerinin her biri Yunanistan’a 100 euro borç vermiş olacak. Steegmans, bu noktaya gelinmesini arzu etmediklerini ve bu desteğin ancak tüm Euro Bölgesi ülkelerinin birlikte hareket etmesi halinde verileceğine dikkat çekiyor.
Karşılanması gereken koşullar
Peki süreç nasıl işleyecek? Bu soruyu Euro Bölgesi Başkanı ve Lüksemburg Başbakanı Jean-Claude Juncker şöyle yanıtladı:
“Yunan hükümeti, Euro grubundan kredi talebinde bulunmak istediği takdirde Komisyona ve Avrupa Merkez Bankası’na başvuracak. Dün mekanizma üzerinde uzlaştık, kararlaştırdığımız mekanizmasının uygulanması konusunda değil. Sürecin başlaması için talebin Atina’dan gelmesi, Avrupa Merkez Bankası ve Komisyon tarafından talebin değerlendirilmesi gerekiyor. Mekanizmanın işlemeye başlayabilmesi için ayrıca Euro Bölgesi ülkelerinin onayı gerekli.”
Bu mekanizma tüm Euro bölgesi ülkelerinin veto hakkına sahip olduğu anlamına geliyor. Yani zaten zorlu bir süreçten geçmekte olan Yunan Hükümeti’nin “imdat çığlığı” hatta Komisyon ve Avrupa Merkez Bankası’nın “acil durum var” sinyali yetmeyecek. Euro bölgesi ülkelerinin hükümetlerinin de yeşil ışık yakması gerekecek.
Alman kamuoyu tepkili
Juncker, bunun gerekli olduğunu söylüyor. Nihayetinde krediler için vergi mükelleflerinin ödediği paralar kullanılacak. Özellikle Almanya Maliye Bakanı Wolfgang Schaeuble bu konuda büyük hassasiyet gösteriyor. Zira finans krizi esnasında yürürlüğe sokulan banka kurtarma paketlerinin ardından bu sefer de Yunanistan için Alman vergi mükelleflerinin arka çıkmak zorunda kalması, kamuoyunda tepkiye yol açıyor.
Kurtarma paketinde sağlanan mutabakatın ardından ilk tepkiler şimdiden dile getirilmeye başlandı. Hükümeti sadece muhalefet partileri eleştirmiyor. Almanya Vergi Mükellefleri Birliği Başkanı Karl Heinz Daeke, son gelişmeleri değerlendirirken, “Alman hükümetinin diz çöktüğünü” ve yükün büyük bir kısmının yine Alman vergi mükelleflerinin omuzlarına yüklendiğini söyledi.