Anayasayı samimi iktidarlar yapsın
Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, 'İktidar Anayasa değişikliğini yapamaz. Mevcut iktidar asla böyle bir çalışmaya kalkışmamalıdır. Anayasa değişikliği yapsalar bile Anayasa Mahkemesi'ne başvurulduğu takdirde bozulacaktır' dedi.
Muğla Barosu tarafından Gazi Mustafa Kemal Atatürk Kültür Merkezi'nde düzenlenen "Hukuku Savunmak" konulu konferansa, Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, Yargıtay Cumhuriyet Savcısı ve YARSAV eski Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu ve Bahçeşehir Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Süheyl Batum konuşmacı olarak katıldı. Konferansı Muğla Belediye Başkanı Osman Gürün, Muğla Cumhuriyet Başsavcısı İbrahim Akbaş, siyasi partiler ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ile yaklaşık bin kişi izledi.
Konuşmasında son günlerde yaşananlar karşısında mevcut hukuk düzenini korumak zorunda kaldıklarını belirten Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı ve YARSAV eski Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu, "Yargı bağımsızlığını bir tehlike gören başka bir siyasi yönetim yoktur. Yargı bağımsızlığının bir kenara atılarak taraf olunması isteniyor. Yargı bağımsızlığı zedelendiği zaman bağımsız yargıdan söz edilemez. Yasama organı başkanına işimize karışma denildiği bir ortamda, hukuk ve yargı denetiminden neden bu kadar rahatsızlık duyuluyor? 82 Anayasası hepimizin kabul ettiği bir yasa değil. Yeni Anayasa hazırlığında yıllardır Anayasa'nın en çok eleştirilen maddelerine dokunulmazken, yeni Anayasa hazırlığı beraberinde çeşitli soruları da akıllara getiriyor. Yeni Anayasa ciddiyetten uzak bir şekilde hazırlanıyor" dedi.
Siyasi iradenin kendisinin hoşlanmadığı savcı ve yargıçları her türlü takibe aldığını öne süren Eminağaoğlu, "Erzurum Başsavcısı cezaevinde tutsak iken, siyasi irade hukuku bir terör gibi kullanabileceği bir yapıyı uygun buluyor. Siyasi iktidar kendi beklentilerine uygun bir Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu oluşturmaya çalışıyor. Sayın Cumhurbaşkanı yargı reformu hakkında Köşk'te toplantılar yaparken, Barolar Birliği'ni dikkate bile almıyor. Hukuk düzeni alt üst oldu. 80 yılda cumhuriyetin kurulmasının ardından oluşturulan yargı pratiği, yeni baştan yaratılmaya çalışılıyor" diye konuştu.
"YARGILANMAKTAN ONUR DUYACAĞIM"
Eminağaoğlu, "İfadelerin aç ve susuz alındığını söylediğim için yargılanacağım. Yargılanmaktan onur duyacağım. Ancak bugün beni yargılayanların, Atatürk'ün mahkemelerinde yargılanmasını da dört gözle bekliyorum. Beni yargılatanlar hiçbir zaman istedikleri hukuk düzenini kuramayacaklar" dedi.
Türkiye'de önemli günlerin yaşandığını söyleyen Prof. Dr. Süheyl Batum da, "Ben Türkiye Cumhuriyet'inin ılımlı bir İslam Devleti ile yer değiştirilemeyeceğini bilen birisiyim. Mevcut Anayasa elbette ki değiştirilmeli ancak Sayın Başbakan'ın Mart ayı sonuna kadar Meclis'e gelmesi için talimat verdiği Anayasa Taslağı gizli bir biçimde hazırlanıyor. Son 35 yıldır Avrupa'nın birçok ülkesinde anayasalar değiştirildi. Ancak gelin görün ki bunların hiç birinde Anayasa hazırlığı gizli yapılmamıştır" ifadelerini kullandı.
Türkiye'nin içinde bulunduğu sıkıntılar nedeniyle umutsuz olunmaması gerektiğini belirten Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu ise, "Umutsuzluğa gerek yok. Bu iktidar Anayasa değişikliği yapamaz. Siyasi iktidar asla böyle bir işe kalkışmamalıdır. Anayasa değişikliğinin bir ihtiyaç olduğunu herkes gibi ben de kabul ediyorum. Ancak Anayasa'nın değiştirilemez dört maddesi dışındaki bütün maddeleri tek tek ele alınmalı ve incelenmelidir. Dünyada Türkiye'deki gibi bir Anayasa değişikliği teşebbüsü yoktur. Mart ayı sonunda Meclis'e gelmesi beklenen yeni Anayasa taslağında neler olduğunu kimse bilmiyor. Yeni Anayasa iyi niyetli ve samimi bir iktidar tarafından ele alınmalı" şeklinde konuştu.
"İKTİDARLARINI UZATIP, GELEBİLECEK ZARARLARI ÖNLÜYORLAR"
Bağımsız olmayan yargıların siyasallaştığını belirten Kanadoğlu, "Siyasi irade, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun yapısını değiştirmek istiyor. Kadrolaşmanın başlangıcı hakim adaylarıdır. Siyasi irade, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nu ele geçirip atamalar ve tayinler konusunda anahtarı ellerine almak istiyor. Gelecek için yargısal olanaklar sağlayarak, kendi iktidarlarını uzatmak ve oradan gelebilecek zararları önlemeyi amaçlıyorlar. Tüm bu beklentiler yargı bağımsızlığını zedeler. Böyle bir ortamda yapılacak Anayasa değişikliği, Anayasa Mahkemesi'ne başvurulduğu takdirde bozulacaktır. Yargıya güvenmiyorum diyen Sayın Adalet Bakanı, sabahın altısında yapılan bir operasyon için 'Yaptığınızın hukuka aykırılığı yoktur, devam edin' genelgesi yayınlayamaz" diye konuştu.
"ANAYASA'YI SAMİMİ BİR İKTİDAR YAPSIN"
Son günlerde Erzurum Başsavcısı'na yönelik yapılan operasyonu da değerlendiren Kanadoğlu, "Erzurum Başsavcısı'na yapılan baştan sona yanlıştır. Yargı etiğine göre başsavcıya yapılan işlemler için bir başsavcı ya da vekilinin görevlendirilmesi gerekirdi. Böyle bir durumda bir savcıyı görevlendirirseniz, yargı etiğine en büyük ihaneti yapmış olursunuz. Ayrıca Erzurum Başsavcısı'nın sabaha kadar yorgun bir şekilde sorgulanması da adil bir yargılama değildir. Türkiye'de bir yargı reformuna ve Anayasa değişikliğine ihtiyaç vardır. Ancak bu çalışma samimi ve iyi niyetli bir siyasi iktidar tarafından yapılmalıdır. Kesinlikle cumhuriyetin niteliklerine aykırılılık nedeni ile Anayasa Mahkemesi'ne iptal davası açıldığında mahkeme bunu iptal edecektir. İster Meclis'te 330'u bulun, ister 367'yi bulun, referandumdan çıkarın ama Anayasa Mahkemesi bu değişikliği iptal edecektir. Böyle bir iktidara ihtiyaç vardır. Cumhuriyetin bizlere kazandırdığı hukuk ve laik bir düzeni unutturmak isteyen bir zihniyete elbette karşı çıkmak zorundayız. Genel seçimlerde güçlerinizi birleştirin, o zaman sizlerin karşısında duran hiçbir engel olmayacaktır" dedi.
Konuşmasında son günlerde yaşananlar karşısında mevcut hukuk düzenini korumak zorunda kaldıklarını belirten Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı ve YARSAV eski Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu, "Yargı bağımsızlığını bir tehlike gören başka bir siyasi yönetim yoktur. Yargı bağımsızlığının bir kenara atılarak taraf olunması isteniyor. Yargı bağımsızlığı zedelendiği zaman bağımsız yargıdan söz edilemez. Yasama organı başkanına işimize karışma denildiği bir ortamda, hukuk ve yargı denetiminden neden bu kadar rahatsızlık duyuluyor? 82 Anayasası hepimizin kabul ettiği bir yasa değil. Yeni Anayasa hazırlığında yıllardır Anayasa'nın en çok eleştirilen maddelerine dokunulmazken, yeni Anayasa hazırlığı beraberinde çeşitli soruları da akıllara getiriyor. Yeni Anayasa ciddiyetten uzak bir şekilde hazırlanıyor" dedi.
Siyasi iradenin kendisinin hoşlanmadığı savcı ve yargıçları her türlü takibe aldığını öne süren Eminağaoğlu, "Erzurum Başsavcısı cezaevinde tutsak iken, siyasi irade hukuku bir terör gibi kullanabileceği bir yapıyı uygun buluyor. Siyasi iktidar kendi beklentilerine uygun bir Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu oluşturmaya çalışıyor. Sayın Cumhurbaşkanı yargı reformu hakkında Köşk'te toplantılar yaparken, Barolar Birliği'ni dikkate bile almıyor. Hukuk düzeni alt üst oldu. 80 yılda cumhuriyetin kurulmasının ardından oluşturulan yargı pratiği, yeni baştan yaratılmaya çalışılıyor" diye konuştu.
"YARGILANMAKTAN ONUR DUYACAĞIM"
Eminağaoğlu, "İfadelerin aç ve susuz alındığını söylediğim için yargılanacağım. Yargılanmaktan onur duyacağım. Ancak bugün beni yargılayanların, Atatürk'ün mahkemelerinde yargılanmasını da dört gözle bekliyorum. Beni yargılatanlar hiçbir zaman istedikleri hukuk düzenini kuramayacaklar" dedi.
Türkiye'de önemli günlerin yaşandığını söyleyen Prof. Dr. Süheyl Batum da, "Ben Türkiye Cumhuriyet'inin ılımlı bir İslam Devleti ile yer değiştirilemeyeceğini bilen birisiyim. Mevcut Anayasa elbette ki değiştirilmeli ancak Sayın Başbakan'ın Mart ayı sonuna kadar Meclis'e gelmesi için talimat verdiği Anayasa Taslağı gizli bir biçimde hazırlanıyor. Son 35 yıldır Avrupa'nın birçok ülkesinde anayasalar değiştirildi. Ancak gelin görün ki bunların hiç birinde Anayasa hazırlığı gizli yapılmamıştır" ifadelerini kullandı.
Türkiye'nin içinde bulunduğu sıkıntılar nedeniyle umutsuz olunmaması gerektiğini belirten Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu ise, "Umutsuzluğa gerek yok. Bu iktidar Anayasa değişikliği yapamaz. Siyasi iktidar asla böyle bir işe kalkışmamalıdır. Anayasa değişikliğinin bir ihtiyaç olduğunu herkes gibi ben de kabul ediyorum. Ancak Anayasa'nın değiştirilemez dört maddesi dışındaki bütün maddeleri tek tek ele alınmalı ve incelenmelidir. Dünyada Türkiye'deki gibi bir Anayasa değişikliği teşebbüsü yoktur. Mart ayı sonunda Meclis'e gelmesi beklenen yeni Anayasa taslağında neler olduğunu kimse bilmiyor. Yeni Anayasa iyi niyetli ve samimi bir iktidar tarafından ele alınmalı" şeklinde konuştu.
"İKTİDARLARINI UZATIP, GELEBİLECEK ZARARLARI ÖNLÜYORLAR"
Bağımsız olmayan yargıların siyasallaştığını belirten Kanadoğlu, "Siyasi irade, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun yapısını değiştirmek istiyor. Kadrolaşmanın başlangıcı hakim adaylarıdır. Siyasi irade, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nu ele geçirip atamalar ve tayinler konusunda anahtarı ellerine almak istiyor. Gelecek için yargısal olanaklar sağlayarak, kendi iktidarlarını uzatmak ve oradan gelebilecek zararları önlemeyi amaçlıyorlar. Tüm bu beklentiler yargı bağımsızlığını zedeler. Böyle bir ortamda yapılacak Anayasa değişikliği, Anayasa Mahkemesi'ne başvurulduğu takdirde bozulacaktır. Yargıya güvenmiyorum diyen Sayın Adalet Bakanı, sabahın altısında yapılan bir operasyon için 'Yaptığınızın hukuka aykırılığı yoktur, devam edin' genelgesi yayınlayamaz" diye konuştu.
"ANAYASA'YI SAMİMİ BİR İKTİDAR YAPSIN"
Son günlerde Erzurum Başsavcısı'na yönelik yapılan operasyonu da değerlendiren Kanadoğlu, "Erzurum Başsavcısı'na yapılan baştan sona yanlıştır. Yargı etiğine göre başsavcıya yapılan işlemler için bir başsavcı ya da vekilinin görevlendirilmesi gerekirdi. Böyle bir durumda bir savcıyı görevlendirirseniz, yargı etiğine en büyük ihaneti yapmış olursunuz. Ayrıca Erzurum Başsavcısı'nın sabaha kadar yorgun bir şekilde sorgulanması da adil bir yargılama değildir. Türkiye'de bir yargı reformuna ve Anayasa değişikliğine ihtiyaç vardır. Ancak bu çalışma samimi ve iyi niyetli bir siyasi iktidar tarafından yapılmalıdır. Kesinlikle cumhuriyetin niteliklerine aykırılılık nedeni ile Anayasa Mahkemesi'ne iptal davası açıldığında mahkeme bunu iptal edecektir. İster Meclis'te 330'u bulun, ister 367'yi bulun, referandumdan çıkarın ama Anayasa Mahkemesi bu değişikliği iptal edecektir. Böyle bir iktidara ihtiyaç vardır. Cumhuriyetin bizlere kazandırdığı hukuk ve laik bir düzeni unutturmak isteyen bir zihniyete elbette karşı çıkmak zorundayız. Genel seçimlerde güçlerinizi birleştirin, o zaman sizlerin karşısında duran hiçbir engel olmayacaktır" dedi.