Meclis Deprem Araştırma Komisyonu Sakarya'da Toplandı
Meclis Deprem Araştırma Komisyonu Başkanı ve AK Parti İstanbul Milletvekili İdris Güllüce, ekonomik, anlayış ve teknik bakımından Türkiye'nin 10 yıl öncesinin Türkiye'si olmadığını belirterek, her depremin Türkiye'de anlayış farklılığı getirdiğini söyledi
Meclis Deprem Araştırma Komisyonu Başkanı ve AK Parti İstanbul Milletvekili İdris Güllüce, ekonomik, anlayış ve teknik bakımından Türkiye'nin 10 yıl öncesinin Türkiye'si olmadığını belirterek, her depremin Türkiye'de anlayış farklılığı getirdiğini söyledi.
Meclis Deprem Araştırma Komisyonu üyeleri, Sakarya Valiliği toplantı salonunda düzenlenen "Türkiye'nin depremselliği ve zarar azaltma çalışmaları" konulu toplantıya katıldı.
Meclis Araştırma Komisyonu Başkanı AK Parti İstanbul Milletvekili İdris Güllüce, 1999 yılında yaşanan depremin ardından nelerin yapılıp yapılmadığının belirlenmesi ve depremle ilgili araştırma yapılması amacıyla, TBMM'de 28 ocakta komisyon kurulduğunu belirtti.
28 ocaktan itibaren depremle ilgili çalışmaları sürdürdüklerini kaydeden Güllüce, "Üniversitelerimizden uzmanları ve depremle ilgili olan birçok kurum ve kuruluşları, şahısları çağırdık ve dinledik. Bir taraftan da dolaşıyoruz. Kocaeli, Yalova, Düzce, Bolu ve Sakarya gibi. Daha sonra Doğu Anadolu'yu gezmeyi de düşünüyoruz. 1999 Türkiye'si ile bugünkü Türkiye aynı değil. Dünya gelişiyor ve değişiyor. Türkiye de gelişiyor ve değişiyor. Ekonomik, anlayış ve teknik bakımından Türkiye 10 yıl öncesinin
Türkiye'si değil artık. Her deprem Türkiye'de bir anlayış farklılığı getirmiş. Bir taraftan da hani bir Karadeniz fıkrası var, 'ha bu bana ders olsun' misali, bize bir ders olmuş. Yapılabilecek birçok şey yapılmış" dedi.
Depremin ardından 11 yıllık süreçte yaşanan değişimlere de değinen Güllüce, şunları söyledi: "Mevzuatta değişiklikler epey miktarda olmuş. İnşaat yapmanın teknikleri, yapının denetim şekli değiştirilmiş. Kat Mülkiyet Kanunu'nda bazı değişiklikler yapılmış. Kızılay gibi bazı kurumlar o günle mukayese edilemeyecek kadar farklı bir konuma gelmiş. Bilim adamlarımız bu işi daha derinden inceler ve bilir hale gelmişler. Bunlar sevindirici şeyler."
Yönetim anlayışında da bazı değişiklikler yaşandığına dikkati çeken Güllüce, İstanbul'u gezdiklerini, deprem sonrası çalışmalar kapsamında modern imkanlar kullanılarak alternatif yolların belirlendiğini gördüklerini kaydetti.
Deprem öncesi çalışmalarla ilgili bazı zorluklar yaşandığına işaret eden Güllüce, "Kentsel dönüşüm yapacaksınız, yeniden yapılanma yapacaksınız. Türkiye demokratik bir ülke ve devletin insanlara verdiği bir hak var. Mülkiyet hakkı var. Bu hak konusunda kamuyla şahıs arasında bir problem olduğunda iş yargıya aksediyor ve bu da çok uzun sürüyor. Türkiye'nin çok demokratik olması muhteşem önemli ama kentsel dönüşüm bakımından da bir zorluk. Bir ülkede demokrasi ne kadar iyiyse kentsel dönüşüm de o kadar zor
yapılabilir" dedi.
Güllüce, komisyon olarak yaptıkları incelemede kamu binalarının yenilenmesi konusunda ülkenin iyi bir noktaya geldiğini ifade ederek, "Hükümet konaklarının yeni yapılanması ve güçlendirilmesi gibi, Boğaz Köprüsü'ne kadar, Mecidiyeköy'deki kavşağa kadar, Anadolu'daki bazı tünellere kadar, bunların güçlendirildiğini görüyoruz. Kamu kendi parasıyla yapılabilecek olan şeyleri, kendi malı ve yapıyor. Hukuksal bir problem olmuyor, bütçeyle ilgili bir konu sadece. Okullarımızın epey bir kısmı yenilenmiş ve
yenilenmesi projeye alınmış. Hastanelerle ilgili belirli bir rakam var yenilenen. Şu anda gördüğümüz kadarıyla mülkiyeti şahsa ait olan yerlerin yenilenmesiyle ilgili problem var. Bunun dışında kamuda fazla bir problem görmedik. Diliyorum ve temenni ediyorum ki uzun yıllar depremi bizim kuşağımız, bizden sonraki kuşağımız afet halinde görmesinler. Deprem mutlaka olacak. Kar ve yağmur nasıl yağıyorsa, don nasıl oluyorsa deprem de bir tabiat olayı" diye konuştu.
Sakarya Valisi Hüseyin Atak ise Sakarya'nın deprem açısından en riskli illerden biri olduğunu belirterek, "Sakarya yaklaşık 30 ile 40 yıl aralığında sürekli olarak depremlere maruz kalan, binlerce evladını kaybeden, bir o kadarı yaralanan ve sakat kalan, binlerce ev ve iş yeri değişik ölçülerde hasar gören ve ekonomisi adeta felç olma noktasına gelen bir il olma hüviyetine sahiptir. 1999 yılında yaşanan depremde aynı durum olmuş ve aynı acılar yaşanmıştır. Bu sefer depremden gerekli dersler çıkarılmaya
çalışılmış, yeni tedbirler alınmış ve bundan sonraki depremlere daha duyarlı hale gelinmeye çalışılmıştır. Hepimizin ortak amacı muhtemel depremlere karşı daha hazırlıklı olmaktır. Bu yönde çalışmalar aralıksız devam etmektedir" diye konuştu.
Toplantı Büyükşehir ve Sakarya Üniversitesi'nin sunumları ile devam etti.
(MD-İÇ-EA-Y)
Meclis Deprem Araştırma Komisyonu üyeleri, Sakarya Valiliği toplantı salonunda düzenlenen "Türkiye'nin depremselliği ve zarar azaltma çalışmaları" konulu toplantıya katıldı.
Meclis Araştırma Komisyonu Başkanı AK Parti İstanbul Milletvekili İdris Güllüce, 1999 yılında yaşanan depremin ardından nelerin yapılıp yapılmadığının belirlenmesi ve depremle ilgili araştırma yapılması amacıyla, TBMM'de 28 ocakta komisyon kurulduğunu belirtti.
28 ocaktan itibaren depremle ilgili çalışmaları sürdürdüklerini kaydeden Güllüce, "Üniversitelerimizden uzmanları ve depremle ilgili olan birçok kurum ve kuruluşları, şahısları çağırdık ve dinledik. Bir taraftan da dolaşıyoruz. Kocaeli, Yalova, Düzce, Bolu ve Sakarya gibi. Daha sonra Doğu Anadolu'yu gezmeyi de düşünüyoruz. 1999 Türkiye'si ile bugünkü Türkiye aynı değil. Dünya gelişiyor ve değişiyor. Türkiye de gelişiyor ve değişiyor. Ekonomik, anlayış ve teknik bakımından Türkiye 10 yıl öncesinin
Türkiye'si değil artık. Her deprem Türkiye'de bir anlayış farklılığı getirmiş. Bir taraftan da hani bir Karadeniz fıkrası var, 'ha bu bana ders olsun' misali, bize bir ders olmuş. Yapılabilecek birçok şey yapılmış" dedi.
Depremin ardından 11 yıllık süreçte yaşanan değişimlere de değinen Güllüce, şunları söyledi: "Mevzuatta değişiklikler epey miktarda olmuş. İnşaat yapmanın teknikleri, yapının denetim şekli değiştirilmiş. Kat Mülkiyet Kanunu'nda bazı değişiklikler yapılmış. Kızılay gibi bazı kurumlar o günle mukayese edilemeyecek kadar farklı bir konuma gelmiş. Bilim adamlarımız bu işi daha derinden inceler ve bilir hale gelmişler. Bunlar sevindirici şeyler."
Yönetim anlayışında da bazı değişiklikler yaşandığına dikkati çeken Güllüce, İstanbul'u gezdiklerini, deprem sonrası çalışmalar kapsamında modern imkanlar kullanılarak alternatif yolların belirlendiğini gördüklerini kaydetti.
Deprem öncesi çalışmalarla ilgili bazı zorluklar yaşandığına işaret eden Güllüce, "Kentsel dönüşüm yapacaksınız, yeniden yapılanma yapacaksınız. Türkiye demokratik bir ülke ve devletin insanlara verdiği bir hak var. Mülkiyet hakkı var. Bu hak konusunda kamuyla şahıs arasında bir problem olduğunda iş yargıya aksediyor ve bu da çok uzun sürüyor. Türkiye'nin çok demokratik olması muhteşem önemli ama kentsel dönüşüm bakımından da bir zorluk. Bir ülkede demokrasi ne kadar iyiyse kentsel dönüşüm de o kadar zor
yapılabilir" dedi.
Güllüce, komisyon olarak yaptıkları incelemede kamu binalarının yenilenmesi konusunda ülkenin iyi bir noktaya geldiğini ifade ederek, "Hükümet konaklarının yeni yapılanması ve güçlendirilmesi gibi, Boğaz Köprüsü'ne kadar, Mecidiyeköy'deki kavşağa kadar, Anadolu'daki bazı tünellere kadar, bunların güçlendirildiğini görüyoruz. Kamu kendi parasıyla yapılabilecek olan şeyleri, kendi malı ve yapıyor. Hukuksal bir problem olmuyor, bütçeyle ilgili bir konu sadece. Okullarımızın epey bir kısmı yenilenmiş ve
yenilenmesi projeye alınmış. Hastanelerle ilgili belirli bir rakam var yenilenen. Şu anda gördüğümüz kadarıyla mülkiyeti şahsa ait olan yerlerin yenilenmesiyle ilgili problem var. Bunun dışında kamuda fazla bir problem görmedik. Diliyorum ve temenni ediyorum ki uzun yıllar depremi bizim kuşağımız, bizden sonraki kuşağımız afet halinde görmesinler. Deprem mutlaka olacak. Kar ve yağmur nasıl yağıyorsa, don nasıl oluyorsa deprem de bir tabiat olayı" diye konuştu.
Sakarya Valisi Hüseyin Atak ise Sakarya'nın deprem açısından en riskli illerden biri olduğunu belirterek, "Sakarya yaklaşık 30 ile 40 yıl aralığında sürekli olarak depremlere maruz kalan, binlerce evladını kaybeden, bir o kadarı yaralanan ve sakat kalan, binlerce ev ve iş yeri değişik ölçülerde hasar gören ve ekonomisi adeta felç olma noktasına gelen bir il olma hüviyetine sahiptir. 1999 yılında yaşanan depremde aynı durum olmuş ve aynı acılar yaşanmıştır. Bu sefer depremden gerekli dersler çıkarılmaya
çalışılmış, yeni tedbirler alınmış ve bundan sonraki depremlere daha duyarlı hale gelinmeye çalışılmıştır. Hepimizin ortak amacı muhtemel depremlere karşı daha hazırlıklı olmaktır. Bu yönde çalışmalar aralıksız devam etmektedir" diye konuştu.
Toplantı Büyükşehir ve Sakarya Üniversitesi'nin sunumları ile devam etti.
(MD-İÇ-EA-Y)
