AB'nin 'çok fakir olduğunuz için sizi alamıyoruz' bahanesi kalmadı

Türkiye'nin son yıllarda kaydettiği ekonomik gelişme ve küresel krizin Avrupa üzerindeki ağır etkisi, AB ile Türkiye arasındaki ekonomik uçurumu azalttı. Brüksel'de Avrupa Birliği parlamenterlerine hitap eden Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, "AB, 'fakirsiniz' argümanını kullanırsa biz de 'Bulgaristan ve Romanya'yı ne yapacaksınız?' diyeceğiz

AB'nin 'çok fakir olduğunuz için sizi alamıyoruz' bahanesi kalmadı
Avrupa Birliği'nin (AB) üyelik sürecinde Türkiye'nin önüne çıkardığı en büyük engellerden biri de ekonomik problemler. Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, son yıllardaki gelişmelerle AB'nin Türkiye'ye, 'kişi başına düşen milli geliriniz çok düşük, çok fakirsiniz, o yüzden sizi üye alamıyoruz. Bizim dengelerimizi bozacaksınız' deme gibi bir argümanının ortadan kalktığını söyledi. Babacan, hâlâ bu argümanı kullanmaları halinde kendilerinin de Avrupa'ya, 'O halde Bulgaristan ve Romanya'yı ne yapacaksınız? Onların üyelikleri ne olacak?' deme hakkı doğduğunu ifade etti.

Türkiye İşadamları ve Sanayiciler Konfederasyonu (TUSKON) ile Avrupa Siyaset Merkezi (EPC)'nin ortaklaşa düzenlediği 'Yükselen Türkiye' toplantısına katılmak üzere Brüksel'e gelen Bakan Babacan, sabah Türk basınıyla kahvaltılı sohbet toplantısı düzenledi. Bugünlerde Avrupa'nın ekonomik açıdan zor günler geçirdiğine dikkat çeken Babacan, en önemli ihracat pazarı olarak Türkiye'yi yakından ilgilendiren Avrupa ekonomisindeki toparlanmanın yavaş ilerlediğini belirtti. Avrupa'da Yunanistan başta olmak üzere birçok ülke hakkındaki endişelerin Türkiye söz konusu olunca yerini güvene bıraktığını anlatırken, tüm uluslararası kuruluşların bu yıl Türkiye'yi Avrupa'nın en hızlı büyüyecek ülkesi gösterdiğini hatırlattı. Gümrük Birliği'nin ardından AB ile büyük ölçüde ekonomik entegrasyona giren Türkiye'nin Avrupa ekonomisinin geleceğini çok yakından takip etmek zorunda olduğunu kaydetti. Ali Babacan, AB'nin ekonomik problemlerinin yeni olmadığını fakat küresel krizle birlikte daha fazla öne çıktığını belirtti. Babacan, Avrupa'da korumacılığa örnek olarak Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy'nin Renault'nun Clio 4 modelini Türkiye'de üretme planına müdahalesini gösterdi. Küresel malî kriz sebebiyle AB'nin ekonomide korumacılığa dönmesini arzu etmediklerini vurguladı.

ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ AB STANDARDINA ÇIKARIR

Son küresel krizde Türkiye'nin performansını öven Bakan Babacan, sosyal güvenlik reformu, bankacılık reformu ve sağlık reformu gibi yapısal tedbirlerle bütçe açığını kontrol altına aldıkları için piyasaların endişe hissetmediğini vurguladı. Ali Babacan, ekonomik sorunlarıyla ve iç meseleleriyle uğraşan bir AB'nin doğal olarak genişlemeye biraz mesafeli bakacağını, öte yandan 'Türkiye'nin ekonomik açıdan kendisini ispat etmiş olmasının, AB'ye yük olacak değil AB'den yük alacak konuma gelmesinin' Brüksel'den bakıldığında ülkeyi cazip hale getireceğini söyledi. Babacan, gelecek yıllarda 'Türkiye'nin potansiyelinin daha fazla farkına vardıkça AB'nin daha olumlu yaklaşacağını' anlattı. Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Babacan, "AB'nin bugün Türkiye'ye dönüp 'Kişi başına düşen milli geliriniz çok düşük, çok fakirsiniz, o yüzden sizi üye alamıyoruz. Bizim dengelerimizi bozacaksınız.' deme gibi bir argümanı ortadan kalkmıştır. Çünkü dedikleri anda, 'Bulgaristan ve Romanya'yı ne yapacaksınız? Onların üyelikleri ne olacak?' diye bizim sorma hakkımız var." açıklamasını yaptı.

Ali Babacan, anayasa değişikliği paketi hakkında da değerlendirmelerde bulunurken, paketin hayata geçirilmesiyle Türkiye'nin siyasi kriterler açısından AB standartlarına ulaşacağını ve demokrasi kalitesinin yükseleceğini aktardı. Bunun uzun vadede ekonomiye de olumlu yansıyacağını söyledi. Pakete ilişkin tartışmaların piyasaları olumsuz etkileyebileceğine ilişkin bir soruya ise, "Kısa vadede 'gürültü' olabilir. Ancak demokrasimiz daha iyi oldukça ekonomimiz de daha iyi olacaktır." cevabını verdi.

Ermenistan'ı kazanmak istiyoruz

Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, TUSKON ile EPC'nin ortaklaşa düzenlediği 'Yükselen Türkiye' toplantısında Ermenistan'a ilişkin çok sayıda soruya muhatap oldu. Toplantının sürprizi ise İsveç Dışişleri Bakanı Carl Bildt'in Avrupa Parlamentosu üyesi olan eşi Anna Maria Corazza Bildt'in söz alarak ülkesi İsveç Meclisi'nin 1915 olaylarına ilişkin aldığı kararın ne kadar yanlış olduğunu ilan etmesiydi. Protokollerin ne zaman imzalanacağı ve Başbakan Erdoğan'ın 100 bin kaçak Ermeni'yi sınır dışı etme tehdidine dair görüşleri sorulan Babacan, Ermenistan'la yakınlaşma sürecinin kendisi dışişleri bakanıyken başladığını ve bu ülkeyi kazanmak istediklerini bildirdi. Babacan, Türkiye-Ermenistan normalleşme süreci ile Azerbaycan-Ermenistan ilişkilerinin büyük bir paketin iki mühim parçası olduğunu vurguladı. Babacan ABD, Fransa ve Rusya'dan Azeri-Ermeni ilişkilerinin iyileştirilmesi konusunda yardımcı olmalarını istediklerini kaydetti.