Mengi: Anayasa böyle değiştirilmez!

Güngör Mengi bugünkü köşe yazısında Anayasa değişikliğini ele aldı.

Mengi: Anayasa böyle değiştirilmez!
İşte Güngör Mengi'nin bugünkü köşe yazısı:

Demokrasi ile yönetilen hiçbir ülke bizim yaşadığımıza benzer bir komediye sahne olmamıştır!

İktidar, yargı erkinin kalbi sayılan Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nu ele geçirmek için uzun zamandan beri tertipler, planlar yapıyor.

Yürütme, yasama ve yargıyı tek elde toplayacak olan bu hamleye de “yargı reformu” diyerek cazibe kazandırmaya çalışıyor.

Paketin kapağı biraz aralanınca HSYK Başkanvekili Kadir Özbek “Birinci hedefin HSYK olduğu görüldü” dedi.

Aslında bu bir tahmindir. Çünkü yüksek yargı kurumlarından hiçbiri değişiklik paketi hakkında tam ve gerçek bilgilere sahip değillerdir.

Önceki gün Yargıtay Başkanı Gerçeker bile ne demişti?

“Öneriler gelmedi, içeriğini bilmiyoruz. Belki bize de gönderirler!”

Yargıtay’dan kaçırılmış yargı reformu olur mu?

Eğer iktidar yargıyı ele geçirmek istiyor ve bunu intikamcı bir içgüdü ile yapıyorsa olur! Bizde de olan bu!

Nitekim dün de Danıştay Başkanı Mustafa Birden benzer tespitler yaptı ve iktidarın yüksek yargının HSYK’daki etkisini ortadan kaldırmak peşinde olduğunu söyledi.

Gözünü çıkarmak...

İktidar sözcüleri uzun zamandır HSYK’yı ve mahkemeleri kötülüyor, yüksek yargının bazı kararlarını eleştiri sınırlarını aşan ifadelerle yeriyor.

Danıştay Başkanı Birden’e göre işte bütün bunlar, HSYK’yı kuşatmaya ve son darbeyi indirmeye yönelik ön hazırlıklarmış, tertiplermiş...

Anayasa paketi dün partilere gönderilecekti ama son anda pazartesi gününe kaldı. Bu karara “tartışmalardan etkilenen iktidarın düzeltmeler yapma ihtiyacı” duymasının sebep olduğu öne sürüldü.

Keşke doğru olsa ama HSYK için meclise üye seçtirmekten vazgeçildiği haberi ümit vermekle beraber yapılan başka değişiklikler kaş yaparken göz çıkartma çelişkisi yaratıyor.

Çünkü Cumhurbaşkanı kontenjanının artırıldığı, yargıyı temsilen alt mahkemelerden altı üye alınırken yüksek mahkemelerden dört üye ile yetinildiği bilgisi dışarı sızdı.

Alt mahkemelere yönelen bu kayırma neden?

İmam hatip çıkışlı yargı mensuplarının alt mahkemelerde epey çoğaldıkları ile ilgili iddialar bu soruya cevap olur mu?

En doğrusu sil baştan

İhtirası iktidarın ayağına dolanabilir. Çünkü değişiklik çalışmaları, Anayasa’nın sözüne ve ruhuna uygun yapılmıyor.

Bu işte ilke, kararları çoğunluk partisinin tekeline bırakmamak, parlamentoyu anayasa yaparken mutabakat aramaya mecbur etmektir.

O kadar ki Anayasamız, değişiklik önerilerinden söz ederken “tasarı” demez “teklif” der. Bu yaklaşım anayasa koyucunun iktidara buyruğunu içinde taşır:

“Sen bu işe karışma, meclise bırak!”

Oysa baştan sona bütün süreci, hükümet bile değil, doğrudan Başbakan sürükleyip götürüyor.

Kurmaylarla o toplanıyor, son sözü her konuda o söylüyor.

Anayasa uzmanı Prof. Erdoğan Teziç, tüm bu çarpıklıkların bilimsel adını koydu: “Usulün saptırılması.”

Çünkü uzlaşmanın yerini dayatma almıştır ve meclisten geçirilse dahi değişiklik paketi Anayasa Mahkemesi’nin önüne geldiği zaman çarpıklık fark edilerek gereken yapılacaktır.

Ortada esası sakatlayacak önemde bir şekil bozukluğu vardır ve yüksek mahkemenin bunu görmezden gelmesi düşünülemez.

İktidar yol yakınken dönmeli ve “sil baştan” yapmalıdır!