Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Ekrem Erdem Manisa'da
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Teşkilat Başkanı Ekrem Erdem, ana muhalefet partisi CHP'nin ara dönemler hariç ihtilaller dışında iktidara gelmediğini ifade ederek, "Çünkü onlar Ankara'da oturur, hükümler verirler, halk adına uygulamaya koyarlar. İşte halk onun için onlara destek vermez. Biz halkın içerisindeyiz, çünkü biz halkın kendisiyiz"
AK Parti Manisa İl Teşkilatı'nın düzenlediği Siyaset Akademisi programının bu haftaki konuğu AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Teşkilat Başkanı Ekrem Erdem oldu. Pazarcılar Odası Konferans Salonu'nda düzenlenen program öncesi düzenlenen basın toplantısında, Erdem'in yanı sıra AK Parti Manisa İl Başkanı Abdurrahim Arslan, Merkez İlçe Başkanı İsmail Önal, yönetim kurulu üyeleri, kadın ve gençlik kolları üyeleri hazır bulundu. İl Başkanı Arslan'ın yaptığı açılış konuşmasının ardından kürsüye gelen AK
Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Teşkilat Başkanı Ekrem Erdem, ana muhalefet partisi CHP'ye yüklendi. Erdem, "Müzmin bir ana muhalefet partisi var ama bu ana muhalefet partisi, ara dönemler hariç, yani bir ihtilal falan olduysa ancak o dönemlerde geliyor, zaten umutlarını ona bağlamışlar. Onun dışında halk onları 50'den beri, Ecevit dönemi hariç, bir kısa dönem, iktidara getirmiyor. Sebebi ne? Çünkü onlar Ankara'da oturur, hükümler verirler, halk adına uygulamaya koyarlar. İşte halk onun için onlara destek
vermez. Bizim farkımız burda, biz halkın içerisindeyiz, çünkü biz halkın kendisiyiz" dedi.
AK Parti hükümetinin son 7-8 yılda büyük hizmetler yaptığını anlayan Erdem sözlerine şöyle devam etti: "Ben her yerde söylüyorum; 70 yılda yapılanları bir tarafa koyun, 7-8 yılda yapılanları bir tarafa koyun, emin olan AK Parti'nin yaptıkları ağır basar. Örnek mi istiyorsunuz? 70 yılda yapılan 6 bin km bölünmüş yol, 7 yılda yapılan 9 bin km yoldur. 70 yıl nerde, 7 yıl nerde? Bizim hedefimiz, Türkiye'yi bölgenin değil, dünyanın en önemli gücü haline getirmektir. İşte şu ana kadar yaptıklarımız bu iddiamızın doğru olduğunu gösteriyor. AK Parti iktidara gelmeden önce Türkiye etrafında düşmanlarla çevrili, herkesle kavgalı bir ülkeydi. Ama şimdi etrafımızda bizim düşman diyebileceğimiz, her an savaşa girebileceğimiz Allah'a şükürler olsun bir ülke kalmadı. Bırakın onu, AK Parti iktidara geldiğinde Türkiye'nin içerisinde bir yerden bir yere vizesiz adeta gidilemiyordu. Ülkemizin önemli bir kısmı olağanüstü hal bölgesi ilan edilmiş, ilden ile, ilçeden ilçeye, köyden köye giderken polis kontrolünde, jandarma kontrolünde gidiliyordu. Ama şu anda AK Parti'nin iktidarında geldiğimiz noktada, işte dün PKK terör örgütünün beslenme yeri Suriye dostumuz durumunda. Bir ülkenin 2 ili gibi. Şu anda güneydoğu'daki Hatay, Antep, Kilis, Adana buna benzer illerimizin çarşısı pazarı Suriye'den gelmiş müşterilerle dolu. Hastanelerimiz yine Suriye'den gelmiş hastalarla dolu. Şu krizin içerisinde orası adeta krizi bilmiyor. Niye? İşte bu politikaların doğal neticesi."
Türk parasının nasıl değer kazandığına değinen Erdem, "Eğer biz dünyada söz sahibi olmak istiyorsak, eğer biz dünyada gerçekten güçlü bir ülke olmak istiyorsak, biz ekonomimizi de güçlendirmek durumundayız. Bir kere herşeyden önce paradan başlamak lazım. AK Parti iktidara gelmeden önce Türkiye'de Türk parası geçiyor muydu? Şu MHP'lilere sormak lazım ya, bu nasıl milliyetçilik ya, bu nasıl vatanseverlik? Kardeşim siz Türkiye'de Türk parasını geçmez hale getirdiniz. Türk halkı kabul etmiyordu onların
döneminde. Herkes cebinde ya dolar taşıyordu ya da Avrupa avrosu taşıyordu. Bakın ülkeyi bu noktaya getirmişlerdi. Ama biz Allah'a şükürler olsun paramızı hem Türkiye'de güçlü hem de bölgenin en önemli dövizi durumuna getirdik. Türk parası bugün Suriye'de, Irak'ta, İran'da, Suudi Arabistan'da, Rusya'da bölgenin tamamında geçen en kuvvetli, en önemli parası durumuna geldi. 6 sıfırı atmamız bir tarafa, paramız güçlendi. İşte vatanseverlik, işte milliyetçilik, işte yurtseverlik, işte Atatürkçülük bu" diye
konuştu.
IMF'SİZ TÜRKİYE
Türkiye'nin 60 ihtilalinden sonra IMF ile tanıştığını anlatan Erdem, "İhtilal sonrası Türkiye'ye IMF bir girdi bir daha gitmedi. AK Parti iktidara gelmeden önceki iktidar, o bırakıp kaçanlar var ya, onların en büyük başarısı IMF ile anlaşma imzalamalarıydı. Bütün gayretleri buydu, işte onun için geldi Kemal Derviş. Bununla gurur duyuyorlardı. Biz ne yaptık? Evet, krize rağmen IMF'yi ülkemizden uzaklaştırdık. 'Size ihtiyacımız yok kardeşim' dedik, 'Güle güle uğurlar olsun' dedik. Dua edin ki Türkiye'de AK Parti var. Yoksa, bugün laf edenler, slogan milliyetçiliği yapanlar, slogan Atatürkçülüğü yapanlar eğer iktidarda olmuş olsaydı Türkiye çok kötü bir noktada olurdu. Türkiye'nin bana göre temel bir problemi var. Türkiye'nin iktidar problemi yok, çünkü AK Parti var, Türkiye'nin muhalefet problemi var.
Terörün "Terör bitsin" demekle bitmediğine işaret eden Erdem, "Biz ciddi dış politikalarla, ciddi sıkıştırmalar yaptık. Bugün terörün Suriye ayağı kurudu, Irak ayağını kurutuyoruz, İran ayağı ciddi şekilde zarar gördü, şimdi Avrupa'da da ele başları tek tek tutuklanıyor. Bu nerden kaynaklanıyor? Türkiye'nin gücünden kaynaklanıyor. Dün niye olmuyordu? Çünkü şimdi Türkiye'de AK Parti iktidarı var. Öyle 'Hayır' diyenlerden hayır gelmez. Bunu en iyi bizim milletimiz bilir. 2011'de her şeye 'Hayır' diyenlere, Allah'ın izniyle bu millet 'Hayır' diyecek. 2011 seçimi, bir bakıma 'Yeter artık kardeşim yeter! Bu ülke ihtilal anayasalarıyla yönetilmekten vazgeçmeli', bunu diyecek. 'Daha demokratik, sivil iktidarların getirdiği anayasayla yönetilmek istiyoruz' denilecek bir seçim olacağını umuyorum" dedi.
Konuşmanın ardından Siyaset Akademisi programı basına kapalı olarak başladı.
Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Teşkilat Başkanı Ekrem Erdem, ana muhalefet partisi CHP'ye yüklendi. Erdem, "Müzmin bir ana muhalefet partisi var ama bu ana muhalefet partisi, ara dönemler hariç, yani bir ihtilal falan olduysa ancak o dönemlerde geliyor, zaten umutlarını ona bağlamışlar. Onun dışında halk onları 50'den beri, Ecevit dönemi hariç, bir kısa dönem, iktidara getirmiyor. Sebebi ne? Çünkü onlar Ankara'da oturur, hükümler verirler, halk adına uygulamaya koyarlar. İşte halk onun için onlara destek
vermez. Bizim farkımız burda, biz halkın içerisindeyiz, çünkü biz halkın kendisiyiz" dedi.
AK Parti hükümetinin son 7-8 yılda büyük hizmetler yaptığını anlayan Erdem sözlerine şöyle devam etti: "Ben her yerde söylüyorum; 70 yılda yapılanları bir tarafa koyun, 7-8 yılda yapılanları bir tarafa koyun, emin olan AK Parti'nin yaptıkları ağır basar. Örnek mi istiyorsunuz? 70 yılda yapılan 6 bin km bölünmüş yol, 7 yılda yapılan 9 bin km yoldur. 70 yıl nerde, 7 yıl nerde? Bizim hedefimiz, Türkiye'yi bölgenin değil, dünyanın en önemli gücü haline getirmektir. İşte şu ana kadar yaptıklarımız bu iddiamızın doğru olduğunu gösteriyor. AK Parti iktidara gelmeden önce Türkiye etrafında düşmanlarla çevrili, herkesle kavgalı bir ülkeydi. Ama şimdi etrafımızda bizim düşman diyebileceğimiz, her an savaşa girebileceğimiz Allah'a şükürler olsun bir ülke kalmadı. Bırakın onu, AK Parti iktidara geldiğinde Türkiye'nin içerisinde bir yerden bir yere vizesiz adeta gidilemiyordu. Ülkemizin önemli bir kısmı olağanüstü hal bölgesi ilan edilmiş, ilden ile, ilçeden ilçeye, köyden köye giderken polis kontrolünde, jandarma kontrolünde gidiliyordu. Ama şu anda AK Parti'nin iktidarında geldiğimiz noktada, işte dün PKK terör örgütünün beslenme yeri Suriye dostumuz durumunda. Bir ülkenin 2 ili gibi. Şu anda güneydoğu'daki Hatay, Antep, Kilis, Adana buna benzer illerimizin çarşısı pazarı Suriye'den gelmiş müşterilerle dolu. Hastanelerimiz yine Suriye'den gelmiş hastalarla dolu. Şu krizin içerisinde orası adeta krizi bilmiyor. Niye? İşte bu politikaların doğal neticesi."
Türk parasının nasıl değer kazandığına değinen Erdem, "Eğer biz dünyada söz sahibi olmak istiyorsak, eğer biz dünyada gerçekten güçlü bir ülke olmak istiyorsak, biz ekonomimizi de güçlendirmek durumundayız. Bir kere herşeyden önce paradan başlamak lazım. AK Parti iktidara gelmeden önce Türkiye'de Türk parası geçiyor muydu? Şu MHP'lilere sormak lazım ya, bu nasıl milliyetçilik ya, bu nasıl vatanseverlik? Kardeşim siz Türkiye'de Türk parasını geçmez hale getirdiniz. Türk halkı kabul etmiyordu onların
döneminde. Herkes cebinde ya dolar taşıyordu ya da Avrupa avrosu taşıyordu. Bakın ülkeyi bu noktaya getirmişlerdi. Ama biz Allah'a şükürler olsun paramızı hem Türkiye'de güçlü hem de bölgenin en önemli dövizi durumuna getirdik. Türk parası bugün Suriye'de, Irak'ta, İran'da, Suudi Arabistan'da, Rusya'da bölgenin tamamında geçen en kuvvetli, en önemli parası durumuna geldi. 6 sıfırı atmamız bir tarafa, paramız güçlendi. İşte vatanseverlik, işte milliyetçilik, işte yurtseverlik, işte Atatürkçülük bu" diye
konuştu.
IMF'SİZ TÜRKİYE
Türkiye'nin 60 ihtilalinden sonra IMF ile tanıştığını anlatan Erdem, "İhtilal sonrası Türkiye'ye IMF bir girdi bir daha gitmedi. AK Parti iktidara gelmeden önceki iktidar, o bırakıp kaçanlar var ya, onların en büyük başarısı IMF ile anlaşma imzalamalarıydı. Bütün gayretleri buydu, işte onun için geldi Kemal Derviş. Bununla gurur duyuyorlardı. Biz ne yaptık? Evet, krize rağmen IMF'yi ülkemizden uzaklaştırdık. 'Size ihtiyacımız yok kardeşim' dedik, 'Güle güle uğurlar olsun' dedik. Dua edin ki Türkiye'de AK Parti var. Yoksa, bugün laf edenler, slogan milliyetçiliği yapanlar, slogan Atatürkçülüğü yapanlar eğer iktidarda olmuş olsaydı Türkiye çok kötü bir noktada olurdu. Türkiye'nin bana göre temel bir problemi var. Türkiye'nin iktidar problemi yok, çünkü AK Parti var, Türkiye'nin muhalefet problemi var.
Terörün "Terör bitsin" demekle bitmediğine işaret eden Erdem, "Biz ciddi dış politikalarla, ciddi sıkıştırmalar yaptık. Bugün terörün Suriye ayağı kurudu, Irak ayağını kurutuyoruz, İran ayağı ciddi şekilde zarar gördü, şimdi Avrupa'da da ele başları tek tek tutuklanıyor. Bu nerden kaynaklanıyor? Türkiye'nin gücünden kaynaklanıyor. Dün niye olmuyordu? Çünkü şimdi Türkiye'de AK Parti iktidarı var. Öyle 'Hayır' diyenlerden hayır gelmez. Bunu en iyi bizim milletimiz bilir. 2011'de her şeye 'Hayır' diyenlere, Allah'ın izniyle bu millet 'Hayır' diyecek. 2011 seçimi, bir bakıma 'Yeter artık kardeşim yeter! Bu ülke ihtilal anayasalarıyla yönetilmekten vazgeçmeli', bunu diyecek. 'Daha demokratik, sivil iktidarların getirdiği anayasayla yönetilmek istiyoruz' denilecek bir seçim olacağını umuyorum" dedi.
Konuşmanın ardından Siyaset Akademisi programı basına kapalı olarak başladı.