Çanakkale, İslam Dünyasının Batılılara Karşı Yaptığı Son Savaştır

Adıyaman Üniversitesi Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof

Adıyaman Üniversitesi Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hacı Duran'ın din görevlilerine yönelik verdiği 'Çanakkale ve Şehitlik' konulu konferansta, Çanakkale Zaferi'nin milli ve manevi değerinin üzerinde duruldu.
Adıyaman Müftülüğü tarafından düzenlenen 'Çanakkale ve Şehitlik' konulu konferansa konuşmacı olarak katılan Adıyaman Üniversitesi Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hacı Duran, Çanakkale Savaşı'nın gelecek nesillere aktarılması ve o ruhun unutulmaması gerektiğine dikkat çekti. Batı ülkeleri ve emperyalist güçlerin Truva'yı ayakta tutmaya çalıştığını hatırlatan Hacı Duran, Müslüman toplumlarında Çanakkale'yi unutturmaları gerektiğinin altını çizdi.
Adıyaman Müftüsü Mehmet Emin Avcı ve din görevlilerinin pür dikkat dinlediği konferansın konuşmacısı Hacı Duran, zaman zaman duygusal anlar yaşadı. Çanakkale'de Türklerin öncülüğünde Müslümanların batılıları ve emperyalist güçlere karşı son savaşını Çanakkale'de yaptığını vurgulayan Hacı Duran, bu savaşın manevi boyutunun önemine işaret etti.
Hacı Duran, "Savaşın milletlerin tarihlerinde önemli bir rol oynadığı tarihi bir gerçektir. Ancak buna rağmen, savaş bütün toplumlarda istenmeyen bir eylemdir, harekettir. Esas olan barıştır, huzurdur. Savaşlar milletlerin ve ülkelerin tarihinde çok olmakla birlikte, bazı savaşlar çok daha önemlidir. Birçok savaş unutulur. Sadece tarihçilerin bildiği bir araştırma konusu olarak kalır. Mesela Osmanlı Devletinin Avusturya, Rusya, İran, Venedik gibi birçok ülke ile yaptığı birçok savaş vardır. Bu savaşların
olduğunu, yaşadığını, ancak tarih kitaplarından öğreniriz. Ancak öyle savaşalar vardır ki, onları, ozanlardan, şairlerden hasılı yaşlı genç bütün toplum aktörlerinden öğreniriz, duyarız. Bu savaşlar, destan olmuştur, ruh olmuştur, milli duruşu ve var oluşa ilham olmuştur. İşte Çanakkale Savaşı bizim için böyle bir savaştır" dedi.
Duran, "Çanakkale Savaşı'nın acıları, inançları, yiğitlikleri hasılı bütün duyguları, ninni olmuştur, beşiğimizde annemiz tarafından kulağımıza kim bilir kaç defa okunmuştur. Türkü olmuştur, çobanından ev hanımına, diplomalısından diplomasızına, zenginden fakirine, komutanından askerine, kırda, atölyede, büroda, çarşıda pazarda, mutfakta Türkün ve Müslüman'ın olduğu her ortamda söylenen ve tekrarlanan bir türküdür. Şehitliğin, kahramanlığın, fedakarlığın, yiğitliğin gün yüzüne çıktığı, yaşadığı bir
ortamdır. Tarihe yön veren iki savaş vardır. İlk çağlardaki Truva savaşları hala saldırılarını sürdüren batılı fanatiklerin rehberi olmaktadır. 20. yüzyılın başındı gerçekleşen ve Çanakkale savaşı olarak adlandırılan savaş ise doğulu Müslüman milletlerin var oluş mücadelesinin örneğini oluşturmaktadır. Çanakkale savaşı olarak şöhret bulmuştur. Bu savaşın destanını ise Türk istiklal savaşının şairi Mehmet Akif söylemiş ve yazmıştır. Ancak bu destanın söylemesi ve yazılması çok şükür ki bitmedi. Akif'in yazdığı
destan örnek olarak tekrarlanmaktadır. Şairlere, ozanlara, yazarlara, araştırmacılara ilham olmaktadır. Ozanlarımız, şairlerimiz, ediplerimiz hala bu savaşın şiirini, hikayesini yazmaya devam ediyorlar. Çünkü bu savaş bitmedi. Hala canlı olarak yaşanmaktadır. Bitmemesi de gerekiyor. Şehitlerimizin şahitliğine devam edelim. Çanakkale Bedir, Uhud olacak, Çanakkale Filistin'e örnek olacaktır" şeklinde konuştu.