3. Uluslararası Terörizm Ve İşbirliği Sempozyumu Sona Erdi
Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Aslan Güner, ülkelerin elde ettikleri istihbara paylaşımlarında titiz ve cimri davrandıklarını belirterek, bunun terörle mücadelede sıkıntı oluşturduğunu söyledi.
Genelkurmay Başkanlığı'nın ev sahipliğinde Bilkent Otel'de gerçekleştirilen 3. Uluslararası Terörizm ve İşbirliği Sempozyumu sona erdi. Sempozyumun kapanış konuşmasını yapan Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Aslan Güner, günümüzde terör tehdidinin karakterinin değiştiğini ve tüm dünyayı etkiyen gerçek bir tehlike halini aldığının teyit edildiğini söyledi. Sempozyumda terörün etkilerinin faaliyet gösterilen ülke topraklarıyla sınırlı kalmadığı ve o ülkenin komşuları üzerinde de etkiler yarattığının vurgulandığını belirten Orgeneral Güner, "Varılan sonuç şudur ki terör sadece hedef aldığı ülke için değil, aynı zamanda bölgesel barış, refah, huzur ve ekonomi içinde tehdit oluşturmaktadır. Terör ortak tavırla önlenmezse süratle yayılarak etki alanının genişletmektedir" dedi.
Asimetrik, küresel ve çok boyutlu bir tehlike olan terörle günümüzde hiçbir devletin tek başına mücadele etme ve vatandaşlarını bu tehlikeden koruyabilme kabiliyetine sahip olmadığını vurgulayan Orgeneral Güner, bu durumun terörle mücadelede uluslararası işbirliğini zorunlu hale getirdiğini söyledi. Genelkurmay 2. Başkanı Güner, "Bu konuda işbirliğinde hedef, söylemler ile eylemlerin birbirleriyle uyumluluğunun sağlanmasıdır. Bu hedefe ulaşılmasında terörün türüne karşı ortak tavır sergilenmesi, insan yaşamına ve güvenliğine yönelik ortak anlayış gösterilmesi büyük önem taşımaktadır" diye konuştu.
Terörle mücadelede başarı için zorunluluk olan uluslararası işbirliğinin kararlı bir şekilde sürdürülmesinin önünde ciddi güçlükler bulunduğuna işaret eden Orgeneral Güner, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bunlardan en önemlisi, terör ve terörizme ilişkin uluslararası algılama farklılıklarıdır. Terörle uluslararası mücadelede karşılaşılan diğer bir zorlukta çeşitli nedenlerle teröre gizli veya açık destek sağlanmasıdır. Dış destek olmadan terör örgütlerinin varlıklarını sürdürmeleri mümkün değildir. Terörle, uluslararası topyekun, ortak ve kararlı bir mücadelenin etkin bir şekilde yürütülmesi için ön şart, çıkar çatışmalarının üzerinde bir anlayışla teröre sağlanan her türlü desteğin kesilmesidir."
Terörle mücadelede uluslararası işbirliği yapılmasında karşılaşılan bir diğer zorluğun terörle mücadeleye yönelik hukuki düzenlemelerin uygulanması konusunda görüldüğünü ifade eden Orgeneral Güner, bu konuda Birleşmiş Milletler, NATO ve Avrupa Birliği'ni verdiği kararları anımsattı. Güner, "Gerek Birleşmiş Milletler, gerek NATO gerekse Avrupa Birliği tarafından alınan kararların ülkelerin iç hukukuna ve uygulamalarına yansıtılması büyük önem taşımaktadır" dedi.
Terörle mücadelede istihbaratın önemine değinen Orgeneral Güner, "Küreselleşen teröre karşı etkin mücadele için küresel işbirliğinin sağlanmasında ilk ve önemli faaliyet gerek milli, gerekse uluslararası istihbarat kuruluşları arasında istihbaratın zamanında paylaşılmasıdır. Ülkeler elde ettikleri istihbarat paylaşımlarında biraz titiz ve cimri davranıyorlar. Bu da sıkıntı yaratıyor" diye konuştu.
Terörle mücadelede teknolojiden yararlanılması gerektiğini kendilerinin de bundan yararlandıklarını kaydeden Güner, teknolojik gelişmelerin insan hayatına sağladığı kolaylıkların yanı sıra farklı amaçlar için kullanımıyla birtakım sorunları da beraberinde getirdiğine işaret etti. Teknolojinin her alanda özelikle iletişim ve ulaşım alanlarında son yıllarda çok hızlı gelişmesinin teröristler tarafından giderek artan bir şekilde kullanıldığını ve bunun terörizmin küreselleşmesine uygun bir ortam sağladığını belirten Orgeneral Güner, şunları söyledi:
"Gelişen teknik imkanları kullanan terör örgütleri birbirleriyle daha kolay iletişim kurabilmekte, kendileri için gerekli maddi kaynakları temin edebilmektedir. Terör örgütleri iletişim araçlarını, özellikle internet ortamını kendi amaçları doğrultusunda kullanarak, planladıkları eylemler için bilgi toplamakta, elemanlarının eğitim ihtiyaçlarını karşılamakta, mali destek sağlamakta, hedef toplumlarda korku ve panik oluşturarak propaganda yapabilmekte, bilgi kirliliği yaratmakta ve bu suretle kamuoyunu etkileyebilmektedir. Terör örgütlerinin esas amacı, şiddet yoluyla mesajlarını kamuoyuna iletmektir. Terörizmi topluma yaymaya çalıştığı korku ve paniğin önüne geçilmesi için medyaya da büyük önem düşmektedir. Siber terör saldırıları ve sonuçları itibariyle büyük ölçekte ekonomik ve beşeri kayıplara yol açarak hedef toplumlar üzerinde klasik terör saldırısında olduğu gibi korku ve panik yaratabilmektedir. Bu nedenle kritik altyapı tesislerinin işletilmesinde kullanılan bilgisayar ağlarına yönelik siber terör saldırıları güvenliğe yönelik tehdit olma özelliğini taşımaktadır. Bu kapsamda internet kullanıcılarını bilinçlendirilmesi, fiziki ve teknolojik tedbirlerin alınması yasal düzenlemelerin siber ortamın getirdiği koşullara uyarlanması ulusal ve uluslararası seviyede bu maksata oluşturulmuş kuruluşların birbirleriyle koordineli çalışmasının büyük önem taşıdığını değerlendiriyorum."
Türkiye'nin BM ve NATO'nun bünyesindeki terörle mücadele kapsamında çalışmaları başından beri destek verdiğini belirten Orgeneral Güner, bundan sonra bu kararlılığını sürdürüleceğini söyledi. Güner, Türkiye'nin insan hakları ve uluslararası barış ve güvenliğine yönelik en büyük tehlikenin terörizm olduğuna inandığını, terör faaliyetlerini dinsel, ideolojik, etnik, bölgesel gibi herhangi bir ayrıma tabi tutmadan her türlüsünü reddettiğini belirtti.
Orgeneral Güner, terörizmle mücadeleenusunda görüldüğünnin uzun soluklu bir süreç olduğunu belirterek, tekbir sempozyumla her şeyin çaresinin bulunamayacağına da dikkati çekti. Orgeneral Güner, sempozyumun sonuçlarının, uluslararası işbirliği konusunda karşılaşılan zorluklarına katkı sağlayacağını ümit ettiğini belirterek, "Bilindiği üzere halen 12 Akil Adamın üzerinde çalıştığı ve muhtemelen önümüzdeki ay NATO Genel Sekreterine sunulacak olan NATO'nun Yeni Stratejik Konsepti çalışmasında, güvenliğe yönelik tehdit ve riskler içerisinde siber terör dahil, teröre de yer verilmesi kuvvetle muhtemeldir. Eğer gerçekleştirebilirsek, niyetimiz bu sempozyumda çıkacak sonuçları da Akil Adamlar grubuna ulaştırmaktır" diye konuştu.
Güner, konuşmasının sonunda gerçekleştirilen sempozyumu Türkiye gibi terör nedeniyle acı çeken ülkelere adadığını söyledi. Sempozyum sonunda katılımcılara Orgeneral Güner tarafından plaket verildi.
Asimetrik, küresel ve çok boyutlu bir tehlike olan terörle günümüzde hiçbir devletin tek başına mücadele etme ve vatandaşlarını bu tehlikeden koruyabilme kabiliyetine sahip olmadığını vurgulayan Orgeneral Güner, bu durumun terörle mücadelede uluslararası işbirliğini zorunlu hale getirdiğini söyledi. Genelkurmay 2. Başkanı Güner, "Bu konuda işbirliğinde hedef, söylemler ile eylemlerin birbirleriyle uyumluluğunun sağlanmasıdır. Bu hedefe ulaşılmasında terörün türüne karşı ortak tavır sergilenmesi, insan yaşamına ve güvenliğine yönelik ortak anlayış gösterilmesi büyük önem taşımaktadır" diye konuştu.
Terörle mücadelede başarı için zorunluluk olan uluslararası işbirliğinin kararlı bir şekilde sürdürülmesinin önünde ciddi güçlükler bulunduğuna işaret eden Orgeneral Güner, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bunlardan en önemlisi, terör ve terörizme ilişkin uluslararası algılama farklılıklarıdır. Terörle uluslararası mücadelede karşılaşılan diğer bir zorlukta çeşitli nedenlerle teröre gizli veya açık destek sağlanmasıdır. Dış destek olmadan terör örgütlerinin varlıklarını sürdürmeleri mümkün değildir. Terörle, uluslararası topyekun, ortak ve kararlı bir mücadelenin etkin bir şekilde yürütülmesi için ön şart, çıkar çatışmalarının üzerinde bir anlayışla teröre sağlanan her türlü desteğin kesilmesidir."
Terörle mücadelede uluslararası işbirliği yapılmasında karşılaşılan bir diğer zorluğun terörle mücadeleye yönelik hukuki düzenlemelerin uygulanması konusunda görüldüğünü ifade eden Orgeneral Güner, bu konuda Birleşmiş Milletler, NATO ve Avrupa Birliği'ni verdiği kararları anımsattı. Güner, "Gerek Birleşmiş Milletler, gerek NATO gerekse Avrupa Birliği tarafından alınan kararların ülkelerin iç hukukuna ve uygulamalarına yansıtılması büyük önem taşımaktadır" dedi.
Terörle mücadelede istihbaratın önemine değinen Orgeneral Güner, "Küreselleşen teröre karşı etkin mücadele için küresel işbirliğinin sağlanmasında ilk ve önemli faaliyet gerek milli, gerekse uluslararası istihbarat kuruluşları arasında istihbaratın zamanında paylaşılmasıdır. Ülkeler elde ettikleri istihbarat paylaşımlarında biraz titiz ve cimri davranıyorlar. Bu da sıkıntı yaratıyor" diye konuştu.
Terörle mücadelede teknolojiden yararlanılması gerektiğini kendilerinin de bundan yararlandıklarını kaydeden Güner, teknolojik gelişmelerin insan hayatına sağladığı kolaylıkların yanı sıra farklı amaçlar için kullanımıyla birtakım sorunları da beraberinde getirdiğine işaret etti. Teknolojinin her alanda özelikle iletişim ve ulaşım alanlarında son yıllarda çok hızlı gelişmesinin teröristler tarafından giderek artan bir şekilde kullanıldığını ve bunun terörizmin küreselleşmesine uygun bir ortam sağladığını belirten Orgeneral Güner, şunları söyledi:
"Gelişen teknik imkanları kullanan terör örgütleri birbirleriyle daha kolay iletişim kurabilmekte, kendileri için gerekli maddi kaynakları temin edebilmektedir. Terör örgütleri iletişim araçlarını, özellikle internet ortamını kendi amaçları doğrultusunda kullanarak, planladıkları eylemler için bilgi toplamakta, elemanlarının eğitim ihtiyaçlarını karşılamakta, mali destek sağlamakta, hedef toplumlarda korku ve panik oluşturarak propaganda yapabilmekte, bilgi kirliliği yaratmakta ve bu suretle kamuoyunu etkileyebilmektedir. Terör örgütlerinin esas amacı, şiddet yoluyla mesajlarını kamuoyuna iletmektir. Terörizmi topluma yaymaya çalıştığı korku ve paniğin önüne geçilmesi için medyaya da büyük önem düşmektedir. Siber terör saldırıları ve sonuçları itibariyle büyük ölçekte ekonomik ve beşeri kayıplara yol açarak hedef toplumlar üzerinde klasik terör saldırısında olduğu gibi korku ve panik yaratabilmektedir. Bu nedenle kritik altyapı tesislerinin işletilmesinde kullanılan bilgisayar ağlarına yönelik siber terör saldırıları güvenliğe yönelik tehdit olma özelliğini taşımaktadır. Bu kapsamda internet kullanıcılarını bilinçlendirilmesi, fiziki ve teknolojik tedbirlerin alınması yasal düzenlemelerin siber ortamın getirdiği koşullara uyarlanması ulusal ve uluslararası seviyede bu maksata oluşturulmuş kuruluşların birbirleriyle koordineli çalışmasının büyük önem taşıdığını değerlendiriyorum."
Türkiye'nin BM ve NATO'nun bünyesindeki terörle mücadele kapsamında çalışmaları başından beri destek verdiğini belirten Orgeneral Güner, bundan sonra bu kararlılığını sürdürüleceğini söyledi. Güner, Türkiye'nin insan hakları ve uluslararası barış ve güvenliğine yönelik en büyük tehlikenin terörizm olduğuna inandığını, terör faaliyetlerini dinsel, ideolojik, etnik, bölgesel gibi herhangi bir ayrıma tabi tutmadan her türlüsünü reddettiğini belirtti.
Orgeneral Güner, terörizmle mücadeleenusunda görüldüğünnin uzun soluklu bir süreç olduğunu belirterek, tekbir sempozyumla her şeyin çaresinin bulunamayacağına da dikkati çekti. Orgeneral Güner, sempozyumun sonuçlarının, uluslararası işbirliği konusunda karşılaşılan zorluklarına katkı sağlayacağını ümit ettiğini belirterek, "Bilindiği üzere halen 12 Akil Adamın üzerinde çalıştığı ve muhtemelen önümüzdeki ay NATO Genel Sekreterine sunulacak olan NATO'nun Yeni Stratejik Konsepti çalışmasında, güvenliğe yönelik tehdit ve riskler içerisinde siber terör dahil, teröre de yer verilmesi kuvvetle muhtemeldir. Eğer gerçekleştirebilirsek, niyetimiz bu sempozyumda çıkacak sonuçları da Akil Adamlar grubuna ulaştırmaktır" diye konuştu.
Güner, konuşmasının sonunda gerçekleştirilen sempozyumu Türkiye gibi terör nedeniyle acı çeken ülkelere adadığını söyledi. Sempozyum sonunda katılımcılara Orgeneral Güner tarafından plaket verildi.