Erdoğan: Türkiye'nin Anayasa sorunu var
Memur-Sen'in düzenlediği Uluslararası Demokrasi Kongresi'nde konuşan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ülkede bir anayasa sorunu olduğunu, herkesin kabul ettiği bu sorunun çözümü içinse kimsenin sorumluluk almadığını söyledi.
Uluslararası Demokrasi Kongresi'nin açılışında konuşan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Memur-Sen tarafında düzenlenen kongreyi de bu açıdan önemsediğini söyledi.
Başbakan Erdoğan, Memur-Sen'in topluma ve insana yönelik çalışmalarından birini de İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı zamanında ortak bir organizasyonla yaptıklarını hatırlattı. Bugün aramızda olmayan Memur-Sen'in Kurucu Genel Başkanı Mehmet Akif İnan'ı rahmetle bir kez daha andığını söyleyen Erdoğan, Rahmetli Mehmet Akif İnan'la birlikte benim İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olduğum dönemde Yerel Yönetimler Semineri gerçekleştirdik. Şimdiki Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu da o zaman bu çalışmada yer almıştı şeklinde konuştu.
Konuşmasında gündemle ilgili konulara da değinen Erdoğan, Türkiye bir yandan çok hızlı bir şekilde değişim ve dönüşüm yaşarken, diğer yandan bazı gündem maddelerini, bazı tartışma konularını bir türlü eskitemediğini ve aşamadığına işaret ederek, "Neredeyse 100 yıldır, hatta ondan daha fazla süredir bu ülke döne döne irtica kavramını tartışıyor. Laiklik kavarımının anlamı, özü hedefi amacı belliyken yaklaşık 100 yıldır bizde tartışılıyor. Milli irade tartışma konusu yapılmak isteniyor. Sivil döktatörlür, sivil faşizm gibi kavramlar gündemden bir türlü çıkmıyor. Şöyle bir altını karıştırırsan altından belli tipler çıkıyor." dedi.
ÜLKEDE ANAYASA SORUNU VAR
Bu ülkede anayasa sorunu var mı? Evet var şeklinde konuşan Başbakan Erdoğan, Burada hemfikiriz, aydınlar da hemfikir. Gelin Türkiye'ye yakışan anayasayı hep birlikte yapalım diyoruz. Hayır yapamayız. Size de değiştirtmeyiz diyorlar. Kürsüye çıkan, eline mikrofon alan herkes demokrasi diyor, iş uygulamaya gelince önünüze engeller çıkıyor, bariyerler çıkıyor. Türkiye'de ortalama 16 ayda bir hükümet kurulmuş. Ziya Paşa'nın söylediği gibi, "Sen herkesi kör, alemi sersem mi sanırsın". Bunlar kendileri unutuyor, herkesi de unuttu zannediyor şeklinde konuştu.
* KİTLELERE KORKU EMPOZE EDİLİYOR
Kitlelerin korkutulduğunu, kitlelere korku empoze edildiğine dikkat çeken Erdoğan, "Ülkemizin bir yerinde bu kara propangandanın etkisinde kalarak iktidar hakkında farklı mülahazalara gidenler var. Korkutma ve çok ciddi bir istismar zemini üretiliyor. Statükonun can simidi olarak değişimin önünü kesmeye çalışıyorlar. Hangi meseleye el atmaya kalkarsanız önünüze korku tüccarları çıkıyor." şeklinde konuştu.
* YASAMA ORGANININ YETKİSİNE MÜDAHALE OLDUĞUNU HALK GÖRÜYOR
Türkiye'de eline mikrofonu alanın demokrasi dediğini anlatan Erdağan, konuşmasını şöyle sürdürdü: Ülkemizde azınlıkların meseleleri var mı var, ekonomik sorunlar var mı var. Ayak bağı olan pek çok sorun alanları var. Çözelim dediğiniz zaman ortada hiç kimseyi bulamıyorsunuz. Peki bu ülkede Anayasa sorunu var mı? Var. Bu noktada hemfikiriz. Gelin çözelim. Türkiye'ye yakışan bir anayasayı hep birlikte yapılım diyorsunuz. Hayır biz yanaşmayız, sizi de yanaştırmayız diyorlar. Niye? Çünkü bir 367, 411 deneyimi yaşandı. Çekiniyorlar. Çünkü bu ülkede yasama organının yetkisine müdahalenin olduğunu görüyor halk. Bu sıkıntı veriyor. Statükoyla bu ülke nereye gidebilir. Değişime, dönüşüme her türlü yeniliğe direnek bu ülke nereye ulaşabilir. Kürsüye çıkan, eline mikrofon alan herkes demokrasi diyor. Ama iş bu noktaya geldiğinde ortaya engeller, bariyerler çıkıyor."
* DİREKSİYONA MÜDAHALE ETMEK İSTİYORLAR
Kendilerinin yola çıkarken yasaklarla, yolsuzlukla ve yoklukla mücadeleyi ortaya koyduklarını ve bunların yapılması için altyapının gerekli olduğunu ifade eden Erdoğan, "Biz direksiyondayız gaza basıyoruz ama birileri gelip frene basıyor, birileri gelip debriyaja basıyor, vitesi kucaklıyor. Bir başkası geliyor direksiyona müdahale etmek istiyor. Çağdaş demokrasilerde demokratik unsurların her birinin yeri, yetkisi, sorumluluğu bellidir ama sorunların üstüne gittiğimizde statükoyla karşılaşıyoruz. Değişime direnen bir anlayışla karşılaşıyorsunuz." diye ifade etti.
Başbakan Erdoğan'ın konuşmasında değindiği konular özetle şu şekilde:
* 100 YIL ÖNCE DE İRTİCA TARTIŞILIYORDU: Neredeyse 100 yıldan fazla zamandır bu ülke, döne döne irtica ve laiklik kavramını tartışıyor. Takiye, sivil vesayet gibi kavramlar belli periyotlarla ülkenin gündemine taşınıyor. Milli irade hâlâ tartışma konusu yapılmak isteniyor. Sivil faşizm gibi kavramlar gündemden hiç düşmüyor. Menderes'i idam sehpasına götüren 40 yıl önceki manşetlerle bugünkü manşetler açısından içerikte değişen bir şey yok. Ayıp oluyor. Kendinize çeki-düzen verin. Bu millet bunları yutmaz. Geçti bunlar.
* 7 YIL BOYUNCA NE DEĞİŞTİ?: 4,5 yıl belediye başkanlığı yaptım, aynı şeyi söylediler. Otobüsler bölünecek, kadın erkek ayrı yere oturtulacak dediler. Trenden başı açıkları atacaklar dediler. Böyle şey oldu mu? Şimdi de aynı şeyi yapıyorlar. 7 yıl boyunca neyin değişti yaşamında? Statükoculuğun can simidi olarak değişimin önünü kesmeye çalışıyorlar. Hangi meseleye el atsanız önüne korku tüccarları çıkıyor.
* KİRLİ SENARYOLARLA TEK BAŞIMIZA DA KALSAK MÜCADELE EDECEĞİZ: Kirli senaryolarla, çirkin oyunlarla, tahriklerle, kışkırtmalarla hiç kimsenin varabileceği bir yer yoktur. O dönemler açılmamak üzere kapanmıştır. Tek başımıza da kalsak milletin emanetini, milletin egemenliğini, demokrasiyi, hukuku her şart altında korumaya devam edeceğiz. Demokrasiyi muhafaza etmek, standartlarını yükseltmek, sivil toplumun kuruluşlarının ve basının da görevidir.
* SABİH KANADOĞLU'NA CEVAP: Akıl daneleri çıkıp akla ziyan iddialarla yeniden sahne alıyor. Bu Meclis uzaydan mı geldi, uzaylardan mı oluştu? Allah aşkına bu kadar kendini inkar et, olur mu? Bu millete bidon kafalı diyeceksin, milletin seçimini küçümseyeceksin, Meclis'i yok sayacaksın. Ondan sonra da kalkıp milletin iktidarını sivil diktayla suçlayacaksın. Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu.
* EMANETİ KİM GASBETMEYE YELTENİRSE KARŞISINDA ÖNCE BİZİ BULUR: 7 yıl boyunca eğilmedik, bükülmedik. Bundan sonra da asla eğilmeyecek, bükülmeyeceğiz. Biz ilkeli siyasetten yanayız. Bu millete hayal kırıklığı yaşatmadık. Bu millet seçimler yoluyla bize emaneti verdi. Vakti zamanında alacak olan da milletin ta kendisidir. Kim ki o emaneti gasbetmeye yeltenir, karşısında önce bizi bulur, sonra da milletin kendisini bulur. Milletin emaneti kutsaldır. O emanete uzanan ellere dur bakalım demek, bunun da hesabını hukuk çerçevesinde sormak boynumuzun borcudur.
* Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, Başbakan Erdoğan'a Uluslararası Demokrasi Kongresi'ne katılımlarından dolayı teship sanatıyla süslenmiş 'Elif' harfinin yer aldığı bir tablo hediye etti.
Başbakan Erdoğan, Memur-Sen'in topluma ve insana yönelik çalışmalarından birini de İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı zamanında ortak bir organizasyonla yaptıklarını hatırlattı. Bugün aramızda olmayan Memur-Sen'in Kurucu Genel Başkanı Mehmet Akif İnan'ı rahmetle bir kez daha andığını söyleyen Erdoğan, Rahmetli Mehmet Akif İnan'la birlikte benim İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olduğum dönemde Yerel Yönetimler Semineri gerçekleştirdik. Şimdiki Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu da o zaman bu çalışmada yer almıştı şeklinde konuştu.
Konuşmasında gündemle ilgili konulara da değinen Erdoğan, Türkiye bir yandan çok hızlı bir şekilde değişim ve dönüşüm yaşarken, diğer yandan bazı gündem maddelerini, bazı tartışma konularını bir türlü eskitemediğini ve aşamadığına işaret ederek, "Neredeyse 100 yıldır, hatta ondan daha fazla süredir bu ülke döne döne irtica kavramını tartışıyor. Laiklik kavarımının anlamı, özü hedefi amacı belliyken yaklaşık 100 yıldır bizde tartışılıyor. Milli irade tartışma konusu yapılmak isteniyor. Sivil döktatörlür, sivil faşizm gibi kavramlar gündemden bir türlü çıkmıyor. Şöyle bir altını karıştırırsan altından belli tipler çıkıyor." dedi.
ÜLKEDE ANAYASA SORUNU VAR
Bu ülkede anayasa sorunu var mı? Evet var şeklinde konuşan Başbakan Erdoğan, Burada hemfikiriz, aydınlar da hemfikir. Gelin Türkiye'ye yakışan anayasayı hep birlikte yapalım diyoruz. Hayır yapamayız. Size de değiştirtmeyiz diyorlar. Kürsüye çıkan, eline mikrofon alan herkes demokrasi diyor, iş uygulamaya gelince önünüze engeller çıkıyor, bariyerler çıkıyor. Türkiye'de ortalama 16 ayda bir hükümet kurulmuş. Ziya Paşa'nın söylediği gibi, "Sen herkesi kör, alemi sersem mi sanırsın". Bunlar kendileri unutuyor, herkesi de unuttu zannediyor şeklinde konuştu.
* KİTLELERE KORKU EMPOZE EDİLİYOR
Kitlelerin korkutulduğunu, kitlelere korku empoze edildiğine dikkat çeken Erdoğan, "Ülkemizin bir yerinde bu kara propangandanın etkisinde kalarak iktidar hakkında farklı mülahazalara gidenler var. Korkutma ve çok ciddi bir istismar zemini üretiliyor. Statükonun can simidi olarak değişimin önünü kesmeye çalışıyorlar. Hangi meseleye el atmaya kalkarsanız önünüze korku tüccarları çıkıyor." şeklinde konuştu.
* YASAMA ORGANININ YETKİSİNE MÜDAHALE OLDUĞUNU HALK GÖRÜYOR
Türkiye'de eline mikrofonu alanın demokrasi dediğini anlatan Erdağan, konuşmasını şöyle sürdürdü: Ülkemizde azınlıkların meseleleri var mı var, ekonomik sorunlar var mı var. Ayak bağı olan pek çok sorun alanları var. Çözelim dediğiniz zaman ortada hiç kimseyi bulamıyorsunuz. Peki bu ülkede Anayasa sorunu var mı? Var. Bu noktada hemfikiriz. Gelin çözelim. Türkiye'ye yakışan bir anayasayı hep birlikte yapılım diyorsunuz. Hayır biz yanaşmayız, sizi de yanaştırmayız diyorlar. Niye? Çünkü bir 367, 411 deneyimi yaşandı. Çekiniyorlar. Çünkü bu ülkede yasama organının yetkisine müdahalenin olduğunu görüyor halk. Bu sıkıntı veriyor. Statükoyla bu ülke nereye gidebilir. Değişime, dönüşüme her türlü yeniliğe direnek bu ülke nereye ulaşabilir. Kürsüye çıkan, eline mikrofon alan herkes demokrasi diyor. Ama iş bu noktaya geldiğinde ortaya engeller, bariyerler çıkıyor."
* DİREKSİYONA MÜDAHALE ETMEK İSTİYORLAR
Kendilerinin yola çıkarken yasaklarla, yolsuzlukla ve yoklukla mücadeleyi ortaya koyduklarını ve bunların yapılması için altyapının gerekli olduğunu ifade eden Erdoğan, "Biz direksiyondayız gaza basıyoruz ama birileri gelip frene basıyor, birileri gelip debriyaja basıyor, vitesi kucaklıyor. Bir başkası geliyor direksiyona müdahale etmek istiyor. Çağdaş demokrasilerde demokratik unsurların her birinin yeri, yetkisi, sorumluluğu bellidir ama sorunların üstüne gittiğimizde statükoyla karşılaşıyoruz. Değişime direnen bir anlayışla karşılaşıyorsunuz." diye ifade etti.
Başbakan Erdoğan'ın konuşmasında değindiği konular özetle şu şekilde:
* 100 YIL ÖNCE DE İRTİCA TARTIŞILIYORDU: Neredeyse 100 yıldan fazla zamandır bu ülke, döne döne irtica ve laiklik kavramını tartışıyor. Takiye, sivil vesayet gibi kavramlar belli periyotlarla ülkenin gündemine taşınıyor. Milli irade hâlâ tartışma konusu yapılmak isteniyor. Sivil faşizm gibi kavramlar gündemden hiç düşmüyor. Menderes'i idam sehpasına götüren 40 yıl önceki manşetlerle bugünkü manşetler açısından içerikte değişen bir şey yok. Ayıp oluyor. Kendinize çeki-düzen verin. Bu millet bunları yutmaz. Geçti bunlar.
* 7 YIL BOYUNCA NE DEĞİŞTİ?: 4,5 yıl belediye başkanlığı yaptım, aynı şeyi söylediler. Otobüsler bölünecek, kadın erkek ayrı yere oturtulacak dediler. Trenden başı açıkları atacaklar dediler. Böyle şey oldu mu? Şimdi de aynı şeyi yapıyorlar. 7 yıl boyunca neyin değişti yaşamında? Statükoculuğun can simidi olarak değişimin önünü kesmeye çalışıyorlar. Hangi meseleye el atsanız önüne korku tüccarları çıkıyor.
* KİRLİ SENARYOLARLA TEK BAŞIMIZA DA KALSAK MÜCADELE EDECEĞİZ: Kirli senaryolarla, çirkin oyunlarla, tahriklerle, kışkırtmalarla hiç kimsenin varabileceği bir yer yoktur. O dönemler açılmamak üzere kapanmıştır. Tek başımıza da kalsak milletin emanetini, milletin egemenliğini, demokrasiyi, hukuku her şart altında korumaya devam edeceğiz. Demokrasiyi muhafaza etmek, standartlarını yükseltmek, sivil toplumun kuruluşlarının ve basının da görevidir.
* SABİH KANADOĞLU'NA CEVAP: Akıl daneleri çıkıp akla ziyan iddialarla yeniden sahne alıyor. Bu Meclis uzaydan mı geldi, uzaylardan mı oluştu? Allah aşkına bu kadar kendini inkar et, olur mu? Bu millete bidon kafalı diyeceksin, milletin seçimini küçümseyeceksin, Meclis'i yok sayacaksın. Ondan sonra da kalkıp milletin iktidarını sivil diktayla suçlayacaksın. Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu.
* EMANETİ KİM GASBETMEYE YELTENİRSE KARŞISINDA ÖNCE BİZİ BULUR: 7 yıl boyunca eğilmedik, bükülmedik. Bundan sonra da asla eğilmeyecek, bükülmeyeceğiz. Biz ilkeli siyasetten yanayız. Bu millete hayal kırıklığı yaşatmadık. Bu millet seçimler yoluyla bize emaneti verdi. Vakti zamanında alacak olan da milletin ta kendisidir. Kim ki o emaneti gasbetmeye yeltenir, karşısında önce bizi bulur, sonra da milletin kendisini bulur. Milletin emaneti kutsaldır. O emanete uzanan ellere dur bakalım demek, bunun da hesabını hukuk çerçevesinde sormak boynumuzun borcudur.
* Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, Başbakan Erdoğan'a Uluslararası Demokrasi Kongresi'ne katılımlarından dolayı teship sanatıyla süslenmiş 'Elif' harfinin yer aldığı bir tablo hediye etti.