Tutuklanan Bdp İl Başkanı İçin Basın Açıklaması Yapıldı

BDP Eş Başkanı Gültan Kışanak, 15 Şubat günü katıldığı yürüyüşte basın açıklaması yaptığı gerekçesiyle tutuklanan BDP Diyarbakır İl Başkanı Mehmet Ali Aydın'la ilgili olarak, 'Bu ülkenin toplumsal barış ve huzurunu bozmak için daha fazla sabrımızı zorlamayın' dedi.

Tutuklanan Bdp İl Başkanı İçin Basın Açıklaması Yapıldı
PKK terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan'ın yakalanarak Türkiye'ye getirilişinin yıldönümü nedeniyle 15 Şubat günü yapılan yürüyüşe katılan ve bir basın açıklaması okuyan BDP İl Başkanı Mehmet Ali Aydın, dün gittiği Diyarbakır Adliyesi'nde verdiği ifadenin ardından çıkarıldığı mahkeme tarafından tutuklanmıştı. Tutuklama nedeniyle bugün BDP Diyarbakır il binası önünde bir araya gelen BDP Genel Başkanı Gültan Kışanak ve partili belediye başkanları kalabalık bir grup ile birlikte basın açıklaması yaptı.

Kışanak yaptığı açıklamada tutuklamaları protesto ettiklerini belirterek, "Bugün buraya Diyarbakır İl Başkanımızın tutuklanmasını protesto etmek, halkımız ile birlikte bu mücadeleyi kararlılıkla sürdüreceğimizi ifade etmek için geldik. Her defasında hükümete ve yargıya şu çağrıyı yaptık: Bu ülkenin toplumsal barışını bozmak için daha fazla sabrımızı zorlamayın. Biz barış ve demokraside kardeşliğin ısrarlı bir siyasetin sahibiyiz. Bunlar bizim vazgeçilmez hedeflerimizdir, sizin tahriklerinize sizin
bizi başka yollara itme çabanıza biz barış ve kardeşlikte ısrar ederek cevap vereceğiz. Belki Kürtlere demokratik siyaset yolunu kapatarak dağın yolunu gösterebilirsiniz, Kürtler çok büyük bedeller ödeyerek 30 yıldır bu mücadeleyi büyük bir fedakarlıkla yürütüyor. Bu nedenle onlar sizin istediğiniz kapıdan değil kendilerinin açmak istediği kapıdan yürümek ve bu ülkeyi aydınlık bir geleceğe taşımakta kararlılar. Boşuna beyhude karanlık sıfatlar içerisine girmeyin" diye konuştu.

TUTUKLANAN ARKADAŞLARIMIZIN SAYISI BİN 500'Ü GEÇTİ

PKK terör örgütü elebaşı Öcalan'ın Kenya'da yakalanarak Türkiye'ye getirilmesini uluslararası bir komplo olarak değerlendiren Kışanak, "15 Şubat komplosu aslında Türkiye'yi bir karanlığa ve kaosa sürmek isteyen bir komploydu. Ama halkımız ve siyaset kurumu bir bütün olarak Kürtler adına politika yapan herkes sağ duyulu bir şekilde barışta kardeşlikte ısrar ederek Türkiye'yi bu uçurumun kenarından çekip aldı. Biz 15 Şubat'ta yaptığı basın açıklamasından dolayı tutuklanan İl Başkanımızın Türkiye'yi uçuruma sürükleyenler ile ortaklaştığını ifade etmek istiyoruz. Biz barışı güçlendirmek istiyoruz. Onlar Türkiye'yi karanlığa sürüklemek istiyorlar. Eğer istemiyorlarsa barışı, sahte söylemlerinden vazgeçtiğini açıkça kamuoyunun önüne çıksınlar. Partimizin genel merkez yöneticileri, belediye başkanları il ve ilçe yönetim temsilcileri ve çalışanları ve halkımız meydanlardayız, sokaktayız. Sözümüzü esirgemeden söylüyoruz, amacımızı ve hedefimizi çok açık ve net bir şekilde ifade ediyoruz. Amacımız ve hedefimiz dışında eğer sizin bunu istemediğinize dair bir yaklaşımınız varsa gelin hepimizi alın buradayız, bir yere de gitmeyeceğiz. Bu ısrarımızdan da vazgeçmeyeceğiz. Tutuklanan arkadaşlarımızın sayısı bin 500'ü geçti. Belki sizin yeni cezaevi yapma plan ve projeleriniz vardır. Ama eğer tutuklamaya aynı hızla devam edecekseniz o projeleriniz yetişmeyebilir stadyumları açın. Biz barışın, özgürlüğün bedelini ödemeye hazırız. Adalet Bakanlığı'nın 2015 yılına kadar cezaevleri sayısını 140 bin kişiyi kapsayacak şekilde bir projesi var. Ama diyoruz, yetişmeyebilir. Açın stadyumlarınızı, çevirin tel örgülerinizi koyun bütün bir halkımızı o stadyumlara. Acaba barış ve özgürlük aşkımızı da hapsetmeye gücünüz yetecek mi bir görün diyoruz" şeklinde konuştu.

Yargıya da atıflarda bulunan Kışanak, "Bugün biz yargıyı böyle bir itham altında tutmak istemiyoruz ama siyasal bir taraf olduklarını gördüğümüzü böyle bir izlenim içerisinde olduğumuzu belirtmek zorundayız. Bu yapılanlar belki de yargının üzerindeki mahalle baskısıdır. Lütfen bu mahalle baskısını kim yapıyorsa kaldırsın. Önümüzde 8 Mart var, Nevruz var ve biz her gün sokaklarda meydanlarda olacağız. Kimse Kürtlerin meydanlarda siyaset yapma hakkını elinden alamaz. Birileri diyor ki meydanlara az çıkın, 15 Şubat'ı protesto etmeyin, 1999 bu yıl, 2010 her yıl protesto ettik bundan sonra da edeceğiz. Ne zaman bir Ergenekon dalgası gelişse hemen arkasından askeri vesayete ve darbeye karşı çıkan Kürtlere bir operasyon gerçekleşiyor. Birileri Ergenekon'un diyetini Kürtlere, BDP'ye ödetmeye mi çalışıyor" ifadelerini kullandı.